GÜNDEM
  • 14-02-2025

    62. Grammy adayı Türk saykodelik rock grubu Altın Gün’ün eski üyesi Merve Daşdemir, nam-ı diğer Merve, mayıs ayında yayımlanacak ilk albümünden ilk teklisi “Platonik”i Alabanda Records etiketiyle yayımladı.

    Anadolu köklerini çağdaş müzikle bir araya getiren Merve, solo kariyerinin ilk adımını mayıs ayında yayımlamaya hazırlandığı ilk albümüyle aynı ismi taşıyan “Platonik” şarkısıyla atıyor. Söz ve bestesi Merve’nin kendisine ait olan ve düzenlemesi ise Merve ile Chris Mclaughlin ortaklığında gerçekleşen “Platonik” şarkısına Tayfun Akbaş yönetmenliğinde ve Sadık Buğra Yavuz görüntü yönetmenliğinde klip çekildi. Şarkı, hayattaki evrelerden geçen bir yolculuğu temsil ederken, dinleyiciye başlangıcın kıvılcımından, kapanışın sessiz kabulüne kadar, dürüst ve melankolik bir müzikal deneyim sunuyor.

    Boşluğa fısıldanmış bir aşk mektubu gibi hipnotik ve görkemli bir müzikle hayat bulan “Platonik” şarkısının düzenlemesi Angelo Badalamenti’nin Twin Peaks’teki etkileyici çalışmalarını anımsatan bir tını taşıyor. Şarkı, 90’ların baladlarının duygusal yankısını taşırken, Sezen Aksu’ya bir selam gönderiyor, Kate Bush’un içe dönük yanını, Cocteau Twins’in büyüleyici zarafetinin modern bir yeniden yorumu olarak dinleyici karşısına çıkıyor.

    Merve, solo kariyerinin ilk teklisi ve ilk albümünün de ismini taşıyan “Platonik” ile ilgili şunları söyledi: “Platonik, benim için genellikle kafamda yarattığım ve inandığım ama gerçeklikle örtüşmeyen durumlar. Bu herhangi bir konuyla ya da kişiyle ilgili olabilir. Kafanızda her şeyi olmasını istediğiniz gibi hayal edersiniz ama gerçeklik bu hayale, isteğe, düşünceye uymayabilir. Sanırım bu hayatta başarmayı istediğim şeylerden biri gerçekliğimi fikri ve ruhi durumuma en paralel hâle getirmek. Geçtiğimiz yıl Altın Gün’ün Amerika’daki son turnesinden sonra kasım sonu Los Angeles’a uçtum ve yakın dostum Christopher Mclaughlin ile birkaç ayda ilk albümümün kayıtlarını bitirdim. Chris benim co-prodüktörüm. İlk kaydettiğimiz şarkı ‘Platonik’ti. Her şeyi ikimiz çalıyoruz. Synth’ler, synth bass’lar, keyboardlar ve CR78 drum machine ve perküsyonlar. Klibin fikri ise ben 60’lardaki Charles Aznavour videolarını izlerken çıktı. Çok sade ve etkileyici olmasını istedim. Los Angeles’ta bir vintage mağazasında, giydiğim bu elbiseyi buldum. Elbise 1890 senesinden. Yansıtmak istediğim duyguyla çok uyumlu olduğunu düşündüm.”

    ​Merve’nin ilk albümünün ilk teklisi “Platonik”i buradan dinleyebilirsiniz.

    0
    0
    158
  • 14-02-2025

    Barış Acar, Murat Alat, Rafet Arslan, Noit Banai, Süreyyya Evren, Onur Serdar’ın yayına hazırladığı Maurizio Cattelan’ın “Comedian” işinin sanat tarihi ve piyasasında açmaya yeltendiği infiale dipnotlar düşen ve avangard lehine bir hücum denemesi niteliğindeki Bir Muz Bazen Sadece Bir Muzdur ve Tersi de Aynı Şekilde Geçerlidir, Livera Yayınevi’nden çıktı.

    “Sanatı nasıl tanımladığımız çokça soru konusu edilir ama bir sanat yapıtına nasıl yaklaşmamız gerektiği üzerinde genellikle durulmaz. Sanki yapıt kendini anlatma yeteneğine sahipmiş ve bütün çağlar boyunca anlamı orada durup bizi beklemekteymiş gibi davranılır. Oysa sanat tarihi bunun tersini söyler bize; bir yapıtın anlamı olduğu kadar, adına sanat dediğimiz şey de çağlar boyunca değişir.

    Çağdaş sanat yapıtları 1960'lardan bugüne dek sürekli hedef tahtasındaydılar. Ancak ne yazık ki üzerlerindeki eleştiri çoğunlukla sanat piyasasının bu yapıtlarla kurduğu ilişkinin dışına çıkmadı. İşin kötüsü, sanat piyasası ve onu oluşturan kurumsal donanıma duyulan kuşku, sonunda çağdaş sanatın taşıdığı avangard çekirdeğe, sanatı yaşamın kendisi haline getirme özlemine yönelerek sonuna dek muhafazakâr “Bu da sanat mı?” cümlesinde son buldu.

    Maurizio Cattelan'ın duvara bantlanmış gerçek bir muzdan ibaret olan Comedian işi üzerine de benzer bir heyula hasıl oldu. Çağdaş sanat ve sanatçı, kara para aklayan bir dolandırıcıdan kapitalizmin kör uşağı olmaya dek pek çok itham altında kaldı.”

    0
    0
    182
  • 14-02-2025

    Neş’e Erdok’un son dönem ürettiği eserlerden oluşan kişisel sergisi 20 Şubat-8 Mart tarihleri arasında Yapı Kredi bomontiada Galeri’de sanatseverlerle buluşacak.

    ​Sergi, Türk resminin önde gelen temsilcilerinden Neş’e Erdok’un son iki yıl içerisinde ürettiği yapıtları izleyicilere sunuyor. Yarım asrı aşan aralıksız sanat üretiminin devamı niteliğindeki sergide, Erdok’un zamanı kaydetmeye devam ettiği tuvaller, tanık olduklarını aktardığı bir günce olarak izleyici karşısına çıkıyor. Katıksız bir gözlemle yorumladığı figürlerin iç dünyasını ön plana çıkararak biçime taşıyan sanatçı, resimlerinde günlük yaşamdan portreleri ve dünyada yaşanan güncel toplumsal konuları ele alıyor.

    0
    0
    136
  • 14-02-2025

    Proje Difüzyon’un Öbür: Sonsuza Kadar oyunu, 21 Şubat Cuma 20.30’da ilk defa bir tiyatro performansına ev sahipliği yapacak olan Barın Han’da tiyatroseverlerle buluşacak.

    Proje Difüzyon ekibi Öbür: Sonsuza Kadar oyununda vampirlik temasından yola çıkarak metin üretimi ve sahneleme süreçlerinde güncel anlatım olanaklarını araştırıyor. Oyundaki altı karakterin yolları, günümüzde Paris’in merkezinde yer alan bir gece kulübü olan La Mutinerie’de kesişiyor. Gece boyunca Fransalı iki genç aşık, onları ölümsüz yapacak gizemli bir vampir bulmaya çalışırken, ülkelerinden gitmek zorunda kalan Türkiyeli karakterlerle tanışıyorlar. Gecenin, karanlığın ve arzuların izinde günümüz dünyasında yeni aidiyetler ve kimlikler peşinde koşan bu karakterler sonunda kaçınılmaz olarak benzer bir gerçekle yüzleşiyor: “sonsuz olan gelecek değil, şimdidir.”

    Öbür: Sonsuza Kadar oyunun biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    Künye:
    Yöneten: Onur Karaoğlu
    Metin: Ekip Çalışması
    Oyuncular: Ayda Akkaya, Enes Has/Oğuzhan Altıntaş, Aslı İçözü, Yağmur Ruken Kahraman, Dicle Şengül, Zinnure Türe
    Reji Asistanları: Gizay Kaya, Melike Ersoy, Yasemin Derme, Ezgi Baştan, Ali Dehmen, Ali Pars Kaplan
    Işık tasarım: Utku Kara
    Dekor ve Kostüm Tasarım: Hilal Polat
    Dramaturg: Miran Bulut
    Uygulayıcı Yapımcı: Yasemin Derme
    Fotoğraflar: Murat Çetinkaya, Ayten Çelik
    Tanıtım videosu: Burak Çevik
    ​Afiş uygulama: Flekworks

    0
    0
    209
  • 14-02-2025

    Yapı Kredi bomontiada, 15 Şubat Cumartesi günü “Taviloğlu Koleksiyonu: Bir Koleksiyoner Hikâyesi” sergisi kapsamında 7 yaş ve üzeri çocuklara yönelik rehberli sergi turu ve yaratıcı origami atölyesi düzenliyor.

    Taviloğlu Koleksiyonu yöneticisi Neslihan Muratbeyoğlu ve sanatçı Şevval Konyalı’nın rehberliğinde gerçekleştirilecek etkinlikte, çocuklar bir sanat eserinin yaratım sürecine tanıklık ederek bu sürece dahil olacak. Sergi turu öncesinde, koleksiyon yapma ve Türk resmi üzerine çocuklarla bir sohbet gerçekleştirecek olan Neslihan Muratbeyoğlu, koleksiyonun kronolojik özetini sunan sergiyi gezdirirken Türk resminin dönemlerini çocuklara eserler üzerinden anlatacak. “Sıradışı Hayvanlarla Yaratıcı Bir Yolculuk Atölyesi”nde ise sanatçı Şevval Konyalı ile hayal güçlerini serbest bırakıp belki de hiç var olmamış hayvanlar tasarlayacak olan çocuklar, çizimlerini origamiye dönüştürek kolektif bir sanat enstalasyonunun parçası olacak.

    ​15 Şubat Cumartesi günü 14.00-15.00 saatleri arasında düzenlenecek etkinliğe fatmanur.bayrakci@mudo.com.tr adresinden kayıt olarak yapabilirsiniz.

    0
    0
    326
  • 14-02-2025

    Eric G. Wilson’ın mutluluğun tek seçenek olarak sunulduğu modern dünyaya meydan okuduğu kitabı Melankoliye Övgü - Mutluluk Mitini Yıkmak ve Hüznü Kucaklamak, Özge Onan’ın çevirisiyle Doğan Kitap’tan çıktı.

    Melankoliye Övgü, antidepresanların hızla tüketildiği bir dünyada, ruhun derinliklerini keşfetmek isteyenler için bir rehber niteliğinde. Kitap, okuruna melankolinin karanlık tarafında saklı olan ışığı bulmayı ve bunu bir yaşam rehberi hâline getirmeyi öneriyor. Wilson, korkulardan kaçmak yerine onlarla yüzleştirip insan ruhunun en derin noktalarına ulaşmanın yollarını gösteriyor.

    ​Wilson, tarih boyunca melankolinin sanatı, edebiyatı ve insan düşüncesini nasıl şekillendirdiğini çarpıcı örneklerle anlatıyor. Beethoven’ın ezgilerinden van Gogh’un fırça darbelerine, John Lennon’ın şarkı sözlerinden Sylvia Plath’ın dizelerine kadar birçok yaratıcı dehanın ilham kaynağı olarak melankoliyi işaret ediyor. Yaratıcı bir ruh hâli olan melankolinin, bazen neşeyle bazen de acıyla insanı daha yüksek bir farkındalığa taşıyabileceğini vurguluyor.

    0
    0
    288
  • 13-02-2025

    Bu yıl 28 ve 29 Haziran’da Bonus Parkorman’da gerçekleştirilecek +1 Sunar: Gezgin Salon Festivali’nin programından ilk isimler açıklandı. Festival sahnesinde AIR, French 79, NEIL FRANCES ve King Hannah müzikseverlerle buluşacak.

    İKSV’nin performans mekânı Salon İKSV’nin yeşillikler içerisinde sunduğu müzik deneyimi +1 Sunar: Gezgin Salon Festivali’nin ilk gününde, ikonik albümünün ilk çeyreğini AIR Play Moon Safari turnesiyle taçlandıran Fransız ikili AIR ve French Touch akımına yeni bir ivme kazandıran Marsilyalı prodüktör Simon Henner’ın solo projesi French 79; ikinci gününde enerjik CLUB NF ritimleriyle Parkorman’ı dans pistine çevirecek NEIL FRANCES ve indie rock’un Liverpool çıkışlı ikilisi King Hannah dinleyicilerle bir araya gelecek. Festival programına eklenecek yeni isimler ilerleyen aylarda açıklanacak.

    ​+1 Sunar: Gezgin Salon Festivali’nin biletleri 13 Şubat Perşembe İKSV Lale Kart üyeleri için başlayacak öncelikli satış döneminin ardından 14 Şubat Cuma günü Passo üzerinden genel satışa çıkacak. Festival hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    260
  • 13-02-2025

    Nancy Atakan’ın “Beni Yok Etme” başlıklı kişisel sergisi Can Küçük küratörlüğünde 15 Şubat-12 Nisan tarihleri arasında İMALAT-HANE’de sanatseverlerle buluşacak.

    “Beni Yok Etme” sergisi Nancy Atakan’ın ziyaret ettiği ve kaydetmek istediği yerleri, güçlü bağlar kurduğu insanları ve hafızasında yer eden anıları kendi pratiğine dâhil etme biçimlerine odaklanıyor. Serginin üç bölümden oluşan anlatısı, Atakan’ın yapıtları etrafında kurgulanan çeşitli bir aradalıklarla, iç sesini paylaştığı daha kişisel bir alan arasında geziniyor.

    Serginin ilk bölümü, sanatçının farklı dönemlere, kişilere ve mekânlara ait kumaşları aynı düzlemde birleştirme pratiği ile üretim sürecinde yakınlarını bir arada buluşturması arasındaki paralelliğe odaklanıyor. İkinci bölüm, yapıtların yüzeyine yerleşen sözler ve şahsi nesnelerin imgeleri aracılığıyla sanatçının özel alanına açılıyor. Son bölümde ise Atakan, kendi bedenine ve yakın dostlarına ait imgelerle, yok olana dair düşüncelerin kıyısında, arkadaşlık kavramını ele alıyor.

    ​“Beni Yok Etme”, Can Küçük ve Nancy Atakan’ın uzun süredir çeşitli bağlamlarda birlikte geliştirdikleri çalışma pratiklerini, ilk kez iş birliği içinde ürettikleri yapıtlarla sergiye taşıyor. Bunun yanı sıra, Atakan’ın video projelerinde birlikte çalıştığı ve yakın çalışma arkadaşı olan Dilek Aydın’la ortak ürettikleri bir video yerleştirme, sergide izleyicilerle buluşuyor. Atakan’ın 2010’da şehirde yok edilen yapıları belgeleme amacıyla başlattığı Save Me / Beni Yok Etme adlı fotoğraf serisi ise Bursa’daki mekânlar odağında genişleyerek bu sergi özelinde yeni bir üretime dönüşüyor.

    Künye:
    1. “İki Boşluk Arasında”, Tek kanallı animasyon video, 2’15”, 2006
    ​2. “Yok”, Tek kanallı video, 2′ 15″, 2002

    0
    0
    192
  • 13-02-2025

    İlk romanı Anneler ile dikkat çeken Brit Bennett’ın 1950’lerden 1990’lara Amerikan tarihindeki dönüşümleri de gösteren, Güney’in derinliklerinden California’ya ırk ve cinsiyet meselelerinin farklı boyutlarını yansıtan ikinci romanı Kayıp Yarım, Arzu Altınanıt’ın çevirisiyle İthaki Yayınları’ndan çıktı.

    Ulusal Kitap Vakfı tarafından “35 Yaş Altı 5 Yazar” arasında gösterilen Brit Bennett bu romanıyla gerçeklerden çok algıların etkili olduğu ırksal yaftalar üzerine bir hikâye anlatıyor.

    Açık tenli ama siyahi Vignard ikizleri, 16 yaşına geldiklerinde beraber evden kaçıp birbirlerinden ayrıldıktan sonra her biri kendi yoluna gittiğinde, biri siyahların cemaati içinde kalırken ötekisi bir beyazla evlilik yaparak beyazların cemaatine karışır. Kendi ailelerini kuran bu ikizlerin kaderleri, yıllar sonra çocukları üzerinden yeniden kesiştiğinde, kimin aslında kim olduğunun anlaşılması gerçeklerle yüzleşmeyi gerektirecektir. Peki algılarla oynanabildiği kadar kaderle de oynanabilir mi?

    “Beyazdı, siyahiydi, sınırı geçer geçmez yeni bir insan oluyordu. Hayatını sürekli yeniden yaratıyordu.”

    0
    0
    333
  • 13-02-2025

    Tamino, mart ayında yayımlanacak yeni albümü Every Dawn’s a Mountain kapsamında üç konserlik Türkiye turnesine çıkacak. Tamino, Epifoni organizasyonuyla 23 Mayıs’ta KüçükÇiftlik Park İstanbul’da, 24 Mayıs’ta CerModern Ankara’da, 25 Mayıs’ta ise İzmir Arena konser verecek.

    Tamino, yakında çıkacak albümü Every Dawn’s a Mountain’dan “Sanctuary” isimli yeni teklisini geçtiğimiz günlerde yayımladı. Vokallerini Mitski’nin üstlendiği “Sanctuary” umut ve kalp acısı üzerine bir hikâye anlatıyor.

    Tamino’nun 21 Mart’ta çıkacak yeni albümü Every Dawn's a Mountain, yangın hissi ve daha önce inşa edilmiş olan her şeyin ve içinizdeki her şeyin yanmak üzere olduğunun farkına varılmasıyla besleniyor. Albüm kayıp, yerinden edilme, ayrılık ve geçmişi bırakma üzerine odaklanıyor. Tamino bu duygusal enkazın küllerinden doğuyor ve bir sonraki bölüme giriyor. Öncelikle yeni evi New York’ta yazılan bu uzunçalar, müziği ona Mitski, Radiohead’den Colin Greenwood, David Byrne ile iş birliği ve Lana Del Rey’in açılışını kazandıran Belçikalı-Mısırlı sanatçı için yeni bir başlangıca işaret ediyor.

    Prodüktörlüğünü Tamino ve uzun zamandır birlikte çalıştığı PJ Maertens’in yaptığı albümün ortak prodüktörlüğünü Eric Heigle ve Alessandro Buccellati’nin ek prodüktörlüğünü ise Chris Messina, Zach Hanson ve Jo Francken’in üstleniyor.

    ​Tamino’nun üç konserlik Türkiye turnesinin biletlerine buradan ulaşabilirsiniz.

    0
    0
    292
DAHA FAZLA
Geldanlage