Bu hafta öne çıkan etkinliklerden önce 21. İstanbul Tiyatro Festivali’nin dün itibari ile başladığını hatırlatmakta yarar var. Ayrıca, dünyanın birçok farklı noktasından, farklı türleriyle İstanbul’a müzikseverlerle buluşmaya gelen yabancı müzisyenlerin de konserlerine göz atmanızı öneririz. Bugünlerde iyi giden havaları değerlendirmek isteyenlere haftanın etkinlikleri ilaç gibi gelebilir. İyi haftalar.
14-15 Kasım
Martı
20:00 / Konser / Zorlu PSM Studio
Bu yıl “Tiyatro Bağımsızlık Yapar” sloganıyla 13-26 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek olan 21. İstanbul Tiyatro Festivali’nde bir Çehov klasiği ve tiyatro sahnelerinin ölümsüz metni Martı, Serdar Biliş’in güncel yorumuyla karşımızda. Oyun karakterleri, aradan geçen 120 yılı aşkın tarihe rağmen, günümüzün “arada kalmış, bir türlü harekete geçemeyen” insanıyla aynı dili konuşuyorlar. Serdar Biliş’in yönetiminde, yapıtın absürt tadını da es geçmeyen Martı, deneysel bir yorum olarak festivalde yer alıyor. İnsan ruhunu en derinlerine kadar görmekte mahir olan Çehov’a da bugünden bir selam niteliğindeki oyunun kadrosunda; Boran Kuzum, Ecem Uzun, Fırat Tanış, Gonca Vuslateri, Kayhan Açıkgöz, Serdar Orçin, Sevil Akı, Şerif Erol, Tilbe Saran, Yasin Bardakçı ve Cem Cücenoğlu bulunuyor.
14 Kasım
Vega
20:00 / Konser / Sabancı Gösteri Merkezi
Vega'nın en sevdilen şarkıları bu akşam Sabancı Gösteri Merkezi'nde sevenleriyle buluşacak. Adını mavi ışık yayan Vega yıldızından alan grup, ilk albümü Tamam Sustum’u 1999 yılında çıkarmış ve Türk alternatif rock dinleyicisinin en baştan sevgisini kazanmıştı. Sonradan çıkardığı Tatlı Sert (2002) ve Tatlı Sert 2 (2003) albümleri ile de hayran kitlesini genişleten Vega’nın en son 2005 yılında yayınladığı Hafif Müzik albümü, 2000’li yılların en önemli yerli rock albümlerinden biri olarak müzikseverlerin arşivlerinde yerini aldı. O zamandan bu yana nadir olarak verdiği konserlerde seyircisiyle buluşan Vega’nın Sabancı Gösteri Merkezi'nde vereceği konserde, kült grubun parçalarını canlı dinleme şansını kaçırmayın.
15 Kasım
Kasap
20:30/ Tiyatro / İkincikat Tiyatro
Birbirinden yetenekli oyuncuların yer aldığı Kasap, başarılı bir distopya tasarımı ile insani içgüdüler, merak ve etik sınırları arasındaki çelişkileri sorguluyarak “İnsan etine hayır” diyor. Dünyadaki besin kaynaklarının gittikçe azalmasıyla, yiyecek et bulmak imkânsız hale gelmiştir. Tarım ve Hayvancılık Bakanı Süha Bey halka referandum çağrısı yapar. Referandumda insan etinin, besin kaynağı olup olamayacağı oylanacaktır. Karin ve Yura'nın görevi gönüllü “ilk”in etini en lezzetli hale getirmektir. Gurme Cherleen ve Süha Bey insan etinin tadına bakmak için sabırsızlanarak masada yerlerini aldıklarında büyük bir sürpriz gerçekleşir. Halil Babür’ün yönettiği Mert Denizmen, Evrim Doğan, Melis Öz, Aziz Caner İnan ve Adnan Devran’ın rol aldığı oyun 15 Kasım Cuma 20:30’da İkincikat Tiyatro’da sahnelenecek.
15-16 Kasım
Julie Byrne
21:30 / Konser / Salon İKSV
New Yorklu şarkıcı ve söz yazarı Julie Byrne, 15 ve 16 Kasım 21:30’da Salon İKSV'de olacak. Gitarist babasının etkisiyle ruhuna akustik gitar tınıları işleyerek büyüten Byrne. 17 yaşına geldiğinde, babası rahatsızlığı yüzünden artık çalamayacak olduğunda, babasının gitarıyla çalmayı öğrendi. Büyüdüğü şehrin gürültüsü ve kaosu onu huzur bulacağı besteler yapmaya itti. Bugüne kadar iki LP yayımladı. İkinci albüm Not Even Happiness Pitchfork’tan “En İyi Yeni Müzik” tescilini kaptı.
Follow My Voice başlıklı şarkısında da dediği gibi New York onun için cehennemden farksız, ama New York’u gitarı, şairane sözleri ve şehrin yeşil doğasıyla herkes için yaşanabilir kılmaya çalışıyor. Gürültü, kaos ve yeşille ilişkisi New York’unkine çok benzer bir şehirde, kendisiyle aynı hisleri paylaşanlarla kavuşmak üzere Julie Byrne şimdi ilk defa İstanbul’da.
17 Kasım
The Killing of a Sacred Deer
Çeşitli Seanslar / Film / Çeşitli Salonlar
Oscar adayı The Lobster ve Dogtooth’un yönetmeni Yorgos Lanthimos’un Cannes Film Festivali’nde En İyi Senaryo Ödülü kazanan son filmi The Killing of a Sacred Deer (Kutsal Geyiğin Ölümü) filmi 17 Kasım’da vizyona giriyor. The Killing of a Sacred Deer sıra dışı bir intikam hikâyesiyle izleyiciyi yine farklı bir evren tasarımının içine sürüklüyor. Başarılı bir cerrah olan Steven Murphy (Colin Farrell) ile göz doktoru olan eşi Anna’nın (Nicole Kidman) iki çocuklarıyla beraber mutlu, sağlıklı ve düzenli devam eden aile hayatı, babasını kaybetmiş bir genç olan Martin’in (Barry Keoghan) aileyi himayesine almasıyla kontrolden çıkıyor.
18 Kasım
Fresk
20:30 /Tiyatro/ Zorlu PSM Ana Tiyatro
21. İstanbul Tiyatro Festivali, senelik seyrine geri dönüşünü, kural tanımayan koreografileriyle dünya çapında ses getiren Fransız Angelin Preljocaj’ın son yapıtı Fresk’i ağırlayarak taçlandırıyor. Hem klasik bale hem de çağdaş dans eğitimi almış ender koreograflardan biri olan Preljocaj, bu kez koreografisini bir Çin masalının üzerine inşa ediyor. Fresk, yorgun düşmüş iki seyyahın, yolda karşılaştıkları bir keşişin onları kadınlarla süslü bir duvar resmini görmeye davet etmesi üzerine çıktıkları serüveni, kabına sığmayan bir yorumla aktarıyor. Evvel zamanda Çin’de bir resme doğru yapılan bu sembolik yolculuk, günümüz dünyasında sanatın gücünü yücelten bir başyapıta hayat veriyor. Teknolojinin büyüsüne kapılıp giden bir dünyada resim sanatına adanmış güncel bir bale ancak koreograf Preljocaj’ın ellerinden çıkabilirdi. Elektronik müzik ikilisi Air’in bir yarısı Nicolas Godin’in besteleri ve ünlü moda tasarımcısı Azzedine Alaïa’nın imzasını taşıyan kostümleriyle müzikten bir heykele dönüşen Fresk; masalsı, baş döndürücü ve meditatif bir hareket deneyi. Aynı zamanda sert, cesur, çağdaş ve sorgulayıcı bir dans gösterisi... Baleye ve modern dansa ilgi duymadığınızı düşünüyorsanız Fresk’le birlikte fikirleriniz baştan aşağı değişecek.
18 Kasım
Roni Size
22:00 / Konser / Zorlu PSM Studio
İngiltere Jungle piyasasının en ünlü yapımcılarından biri olan Roni Size’ın onlarca şirket, proje ve parçada imzası var. Bir yapımcı, bir albüm şirketi sahibi ve bir underground gurusu olan Size kendi türünün liderlerinden. Jamaikalı göçmen bir ailenin çocuğu olan Size, Bristol’ün banliyölerinden biri olan St Andrews’da (Massive Attack, Tricky ve Smith & Mighty’nin de evi) büyüyor ve hip-hop’ın temellerini bölgedeki ses sistemleri, ev partileri ve underground kulüpler ile öğreniyor. Lisedeyken okuldan atılan Size, 80’lerin sonunda reggae ve house türündeki üretimlerine de böylece başlıyor.