Toronto ve Venedik’te prömiyeri gerçekleşecek filmlerin yavaş yavaş belli olduğu, yani ödül sezonunun hızla yaklaştığı şu günlerde, yılın en büyük prodüksiyonları için heyecanlanmaya ve 92. Akademi Ödülleri için ilk Oscar tahminlerimizi yapmaya başladık. Bazılarının sadece haberini aldık, bazılarının set fotoğraflarını gördük, birkaçının fragmanını izledik ama bir gerçek var ki, ödül sezonu boyunca adını sıkça duyacağımız birçok filme dair henüz pek bir şey bilmiyoruz. Diğer yandan, özellikle bazı teknik başarılarıyla öne çıkan, görsel efektleriyle dikkat çeken filmlerden, yılın en iyi animasyonlarından birkaçını izledik bile! Yılın ilk yarısında gösterime girip ödül sezonunda varlığını sürdürebilecek aşağıdaki filmlere göz atarak, geç olmadan eksiklerinizi tamamlamaya başlayabilirsiniz.
İçinde bulunduğumuz sinema yılının en iyilerinin tekrar tekrar ödüllendirileceği 2019-2020 ödül sezonunun yarışçılarını, sonbahar aylarındaki Toronto, Venedik ve Telluride film festivallerinde tanıyacağız. Usta yönetmenlerin merakla beklenen yeni filmleri, iddialı hikâyeler ve güçlü başlangıçlar yapacak genç yönetmenlerin ilk filmleri izleyiciyle buluşacak, hangi dağıtımcının eli daha güçlü, kimler sürpriz yapmaya hazırlanıyor, hepsi belli olacak. Son yılların ödül sezonu yarışçılarına ve özellikle En İyi Film kategorisindeki Oscar adaylarına baktığımızda, birçoğunun bu festivallerde prömiyer yaptığını, herhangi bir festivale uğramamış olsa dahi ABD’de sonbahar ya da Noel döneminde gösterime girdiğini görüyoruz. (Türkiye’deki dağıtımcılar ise aynı filmleri gösterime sokmak için ne yazık ki Oscar adaylarının açıklanmasını, hatta ödüllerin dağıtılmasını bekleyebiliyorlar.) İstisnalar ise en az onlar kadar heyecan verici; son yıllardaki En İyi Film adaylarından The Grand Budapest Hotel (11 Nisan 2014), Mad Max: Fury Road (15 Mayıs 2015), Get Out (21 Nisan 2017), Dunkirk (21 Temmuz 2017) ve Black Panther (16 Şubat 2018), Türkiye’deki erken gösterim tarihleriyle dikkat çekiyor. Geçtiğimiz yıl 7 adaylık elde eden ve 3’ünü Oscar’a dönüştüren Black Panther’ın yanı sıra, farklı kategorilerde toplam 6 adaylık elde etmiş olan Ready Player One (30 Mart), A Quiet Place (13 Nisan), Isle of Dogs (20 Nisan), Avengers: Infinity War (27 Nisan) ve Solo: A Star Wars Story (25 Mayıs), yılın ilk yarısında gösterime girip Akademi Ödülleri’ne kadar gündemde kalmayı başarmıştı. Peki bu yıl aynı başarıyı elde edebilecek olan filmler hangileri?
How to Train Your Dragon: The Hidden World / 25 Ocak
Ejderhaların Oscar’a uzanmasının vakti sizce de gelmedi mi? Evet, How to Train Your Dragon serisi, Dreamworks’ün en sevilen animasyon serilerinden biri ve hatta orijinal bir Netflix dizisine bile dönüşmüş durumda ama maalesef beklentilerimiz bu yıl da karşılanmayacak. Serinin ilk filminde, ejderhalarla kahramanca savaşan bir Viking kasabasında şefin oğlu küçük Hiccup, Toothless adlı yavru ejderhayla dost oluyor, gelenekler sarsılıyor, yüzyıllık savaş sona eriyor, Vikingler ve ejderhalar barış içinde yaşamaya başlıyordu. Bu yılki How to Train Your Dragon: The Hidden World’de ise kahramanlarımız, bir yandan ejderhaları kontrolü altına almaya çalışan bir caniden kaçarken, bir yandan da gizli bir cennetin peşine düştü. Toplamda 3 Oscar adaylığı (En İyi Animasyon - 2010, 2014 ve En İyi Özgün Müzik - 2010) bulunan How to Train Your Dragon serisinin, bir kez daha En İyi Animasyon adaylığıyla yetineceğini söyleyebiliriz.
Bir animasyonla başlamışken, uzak bir ihtimalden daha söz etmeden geçmeyelim: The Lego Movie 2: The Second Part (8 Şubat). Fakat 2014 yılında En İyi Animasyon kategorisindeki favori olduğu düşünülürken aday dahi gösterilmeyen The Lego Movie’nin ardından, bu devam filminin pek şansı yok gibi.
Us / 22 Mart
Jordan Peele’in iki yıl önce Get Out ile yakaladığı başarıyı unutmak mümkün değil. Tanınmış bir komedyenin ilk yönetmenlik deneyiminde, üstelik korku türünde bir filmle En İyi Film dâhil 4 dalda Oscar adaylığı elde ettiği, üstelik En İyi Özgün Senaryo dalında Oscar’a uzandığı hikâyenin benzerine kolay rastlanmıyor. Akademi’nin korku janrına olan mesafesi böylece biraz ortadan kaybolmuş olsa da Get Out’un açtığı yolda geçtiğimiz yıl A Quiet Place ya da Hereditary gibi dikkat çekici yapımlar yeterince ilerleyemedi. (2018 yapımı korku filmlerinden yalnızca A Quiet Place En İyi Ses Kurgusu kategorisinde bir Oscar adaylığı elde etti.) Bu yıl ise Jordan Peele imzalı yeni bir korku filmi dikkatleri üzerine çekiyor: Us, bir kez daha siyahilere yönelik ırkçılıktan beslenen, politik bir alt-metne yaslanıyor. Benzerleri tarafından saldırıya uğrayan dört kişilik bir ailenin korku dolu anları ve sırlarının açığa çıkmasını konu alan filmin ardından en çok Lupita Nyong’o’nun performansı konuşuldu. En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Görüntü Yönetimi ve En İyi Özgün Müzik kategorileri Us için ihtimaller dâhilinde, filmin ödül sezonunda yeniden gündeme gelmesi hâlinde, Get Out’un izinden giderek En İyi Film ve En İyi Özgün Senaryo kategorilerine bile dâhil olması olası.
Akademi’nin radarına girebilecek bir diğer korku filmi ise, İKSV Galaları’ndaki ön gösteriminin ardından ülkemizde vizyona girmeye hazırlanan Midsommar. Türün sınırlarını zorlamasıyla, etkileyici görselliğiyle ve başrol oyuncusu Florence Pugh’un akılda kalıcı performansıyla bu film, Us için öngördüğümüz kategorilerde onun yerini alan film olabilir.
Avengers: Endgame / 25 Nisan
2018, MARVEL filmlerinin Oscar başarısı açısından olağan dışı bir yıldı. Her şeyden önce, bir süper kahraman filmi olmanın ötesine toplumsal anlamıyla dikkat çeken, popüler sinemadaki çeşitlilik ve görünürlük için ilham verici bir yapımcılık başarısı olarak kabul edilebilecek Black Panther, En İyi Film dalında Oscar adaylığı elde etti. Bunu başaran ilk süper kahraman filmi ve ilk çizgi roman uyarlaması oldu. Black Panther ayrıca MARVEL’a birçok kategoride adaylıklar ve hatta En İyi Özgün Müzik, En İyi Kostüm Tasarımı ve En İyi Prodüksiyon Tasarımı olmak üzere 3 dalda Oscar ödülü kazandırdı. MARVEL’ın bugüne kadar birçok adaylığı bulunan fakat hiç ödüle uzanmadığı En İyi Görsel Efekt kategorisinde de Avengers: Infinity War aday gösterildi. MARVEL Sinema Evreni’nin üçüncü fazı, bu yılki Captain Marvel, Avengers: Endgame ve Spider-Man: Far from Home filmleriyle sona erdi. Bu üç film arasında bir Oscar yazısında yeri olan ise sadece Avengers: Endgame. 11 yıl ve 23 film süren bu maceranın, tam anlamıyla bir sonla olmasa da veda ettiğimiz süper kahramanlar, tamamlanmış karakter gelişimleri ve çözülmüş karakter çatışmaları aracılığıyla bir ara finalle buluştuğunu söylemek yanlış olmaz. Bir devrin kapanışının The Lord of the Rings-vari bir Oscar zaferiyle sonuçlanacağını, Robert Downey Jr. ya da Chris Evans’ın Oscar adaylıkları elde edeceğini düşünmek pek mantıklı değil fakat “bir devrin kapanışı” anlatısı, Akademi’nin dikkatini Black Panther öncesi MARVEL filmlerine kıyasla bir nebze daha fazla çekebilir. Avengers: Endgame’in En İyi Görsel Efekt adaylığının garanti olduğunu, hatta ödül için favorilerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanına En İyi Ses Miksajı ve En İyi Ses Kurgusu adaylıkları eklenebilir, film ayrıca Alan Silvestri’nin 2011’den bu yana ezberlediğimiz Avengers melodisine bir saygı duruşu olarak En İyi Özgün Müzik ve bu yıl bu kategoride 3 yerine 5 aday gösterilecek olmasının yaratacağı boşlukla En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı kategorilerinde sürpriz yapabilir.
Aladdin / 24 Mayıs
Disney, birkaç yıldır birer birer görücüye çıkardığı Maleficent (2014), Cinderella (2015), The Jungle Book (2016) ve Beauty and the Beast’in (2017) ardından, animasyon klasiklerinin canlı aksiyon filmi olarak yeniden çevrimlerine hız verdi. Hepsi en azından birer kategoride Oscar adaylığı elde eden bu yapımların ardından, bu yıl dört yeniden çevrim Disney filmi değerlendirilecek. Bunlardan Dumbo (5 Nisan) ve Aladdin’i izledik bile. Kötü eleştiriler alan Tim Burton imzalı Dumbo’nun aksine, Aladdin’in Oscar adaylıkları çok daha olası. 1992 yapımı orijinaline büyük ölçüde sadık kalsa da Guy Ritchie’nin vizyonunu da hissettirmeyi başaran bu yeniden çevrim, En İyi Prodüksiyon Tasarımı ve En İyi Kostüm Tasarımı kategorilerinde adaylık elde ederek öncüllerinin izinden gidebilir. Filmin kolaylıkla varlık gösterebileceği bir diğer kategori ise En İyi Özgün Şarkı. Aladdin’de 1992 yapımı filmin Oscar ödüllü müziklerine ve şarkılarına imza atan Alan Menken’in bestelediği, sözlerini ise La La Land’in Oscar ödüllü şarkı yazarları Pasek & Paul’ün (Benj Pasek ve Justin Paul) yazdığı yeni bir özgün şarkı bulunuyor. Filmde ve soundtrack albümünde dinlediğimiz Speechless adlı şarkıyı, Prenses Jasmine’i canlandıran Naomi Scott seslendiriyor.
Akademi’nin aday listelerinde muhakkak göreceğimiz bir diğer Disney yeniden çevrimi ise vizyondaki The Lion King. Film beklendiği kadar olumlu eleştiriler almış olmasa da özellikle görselliğiyle konuşulduğundan, Oscar ödüllü The Jungle Book ile aynı ekibin elinden çıkan efektleriyle En İyi Görsel Efekt kategorisinde yer alacaktır. Ayrıca tıpkı Aladdin’de olduğu gibi filmde yeni özgün şarkılar da yer alıyor. Beyoncé’nin yazdığı ve seslendirdiği Spirit ya da 1994’teki orijinal filmdeki tüm şarkılar gibi Elton John ve Tim Rice’ın yazıp, Hans Zimmer’in bestelediği Never Too Late’ten en az birini En İyi Özgün Şarkı kategorisinde görebiliriz.
Rocketman / 14 Haziran
Elton John demişken… Geçtiğimiz yıl Bohemian Rhapsody’nin bir LGBTİ+ ikonunu yanlış yansıtma ve temkinli bir temsille izleyiciye sunmasının, yine de hak etmediği başarılarla taçlandırılmasının ardından bu yıl bekleneni veren bir yıldız biyografisi izledik: Rocketman. Elton John’un yaşamını, sanatçının LGBTİ+ kimliğine ve sanatsal mirasına saygılı bir şekilde beyazperdeye aktaran filmde, onu canlandıran Taron Egerton, tüm şarkıları kendisi seslendirdi. Üstelik bu film, öncülünün aksine bilindik şarkıların eşlik ettiği bir biyografi olmanın ötesinde, Elton John şarkılarıyla Elton John’u anlatan bir müzikal olarak karşımıza çıktı. İster istemez yapılan karşılaştırmalar, Bohemian Rhapsody’nin katbekat iyisi olan bu filmin de onun gibi Oscar adaylıkları ve ödülleriyle buluşmasının haklı görüleceğine işaret ediyor. Yine de yaz aylarına denk düşen vizyon tarihi, filmin ve muhtemel adaylıklarının önündeki en büyük engel. Ödül sezonunda yeterince tanıtımının yapılması ve hatırlanması hâlinde Rocketman, Taron Egerton’a bir En İyi Erkek Oyuncu adaylığı getirebilir, filmin dönemi ve Elton John’un kişiliğini hakkıyla yansıtan işçilikleri En İyi Prodüksiyon Tasarımı, En İyi Kostüm Tasarımı ve En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı, teknik başarıları En İyi Kurgu ve En İyi Ses Miksajı, Elton John’un film için yeni bestelediği (I’m Gonna) Love Me Again ise En İyi Özgün Şarkı kategorilerinde yer alabilir.
Toy Story 4 / 20 Haziran
Hakkında kesin konuşabileceğimiz bir film ve kategori varsa, o da Pixar’ın Toy Story 4 sayesinde bu yıl onuncu En İyi Animasyon Oscar ödülünü kucaklayacak olması. Pixar hayatımızda ve animasyon sinemasında bu denli önemli bir yere sahip değilken, 1995 yılındaki ilk Toy Story filmi 3 dalda Oscar adaylığı elde etmiş, üstelik henüz bir En İyi Animasyon kategorisi olmadığından özel bir ödüle layık görülmüştü. 2010’daki Toy Story 3, sadece En İyi Animasyon değil, En İyi Film kategorisinde dahi yer almış, toplamda 5 adaylığının 2’sini ödüle dönüştürmüştü. Pixar’ın bir yandan kaliteyi düşürmemeyi ve özgün ruhunu kaybetmemeyi diğer yandan çağa ve değişen nesle uyum sağlamayı başaran yegâne serisi olarak, Toy Story serisinin son filminin de benzer bir Oscar başarısına ulaşmasını beklemek tuhaf değil. Toy Story 4’te artık yeni bir çocuğa, Bonnie’ye ait olan Woody, Buzz ve diğer oyuncaklar, kendini çöp zanneden Forky adlı el yapımı oyuncağın varoluş krizini çözmeye ve Bonnie’nin mutluluğunu korumaya çalıştı. Film, En İyi Animasyon dalında ödüle uzanmanın yanı sıra, önceki filmler gibi En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Ses Miksajı ve En İyi Ses Kurgusu kategorilerinde de aday olabilir. Ayrıca her Toy Story filminin bir özgün şarkısının Oscar adayı olmuş olması ve Randy Newman’ın Toy Story 4 için iki yeni şarkı yazdığı göz önünde bulundurulursa, I Can’t Let You Throw Yourself Away ya da The Ballad of the Lonesome Cowboy’dan en az birini En İyi Özgün Şarkı adayları arasında görecek olmamız muhtemel.
Ve Oscar’ın Yabancıları…
Akademi Ödülleri’nin En İyi Yabancı Dilde Film kategorisi, bu yıldan itibaren ufak ama kapsayıcı bir isim değişikliğiyle En İyi Uluslararası Film adını taşıyacak. Fakat ödülün başvuru, değerlendirme ve sonuçlanma sürecinde herhangi bir değişiklik yok. Son yıllarda olduğu gibi, her ülke yine dilediği yollarla seçeceği, kendi ülkesinde 1 Ekim 2018 ve 30 Eylül 2019 tarihleri arasında vizyona girmiş, diyaloğunun çoğunluğu İngilizce dışındaki bir dilde olan bir filmle başvuru yapma hakkına sahip olacak. Türkiye’nin bu kategoride aday göstereceği filmi seçecek olan Sanatsal Etkinlikler Komisyonu, 2 Ağustos’a kadar başvuruları kabul etmeye devam ediyor. Türkiye’nin Oscar başvurusu olarak seçilebilecek filmler arasında Damla Sönmez’in performansıyla dikkat çeken ve Adana Film Festivali’nde En İyi Film seçilen Sibel (22 Şubat), Tarık Aktaş’ın ilk filmi Nebula (26 Nisan) ve Emin Alper’in Berlinale’de yarışan, İstanbul Film Festivali’ndeki gösteriminin ardından Altın Lale dahil 5 ödül birden kazanan son filmi Kız Kardeşler (30 Eylül) sayılabilir. Bunun yanında nisan ayında İstanbul Film Festivali’nde izlediğimiz bazı filmlerin, kendi ülkelerinin Oscar başvuruları seçilebileceğini de unutmayalım: Systemsprenger / System Crasher (Almanya), Divino Amor / Divine Love (Brezilya), Alfa (Filipinler), Synonymes / Synonyms (İsrail), La paranza dei bambini / Piranhas (İtalya), Genèse / Genesis (Kanada), Posledice / Consequences (Slovenya), Weldi / Dear Son (Tunus), The Third Wife (Vietnam) akla ilk gelenler…