2024’e Aryalarla Merhaba!

Yeni yıla sanat dolu etkinliklerle giriyoruz. Bitirdiğimiz yıla dönüp baktığımızda sanatın her disiplininden örnekler gördük. Konserler de bunların başında geliyor; İstanbul’un kültür ve sanatta emsalsiz iki ayrı kurumunun –İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin- zengin repertuvarlı yılbaşı konserleriyle “2023’e elveda, 2024’e merhaba” diyoruz. Anna Maria Jopek ve CRR Caz Orkestrası’nın neşe ve heyecan dolu, fuayede de Nükhet Ruacan’ı anmayı ihmal etmeyen programından sonra 29 Aralık akşamı Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’ndaydık. Enstrümanlarında tüm maharetlerini gösteren müzisyenlerden oluşan orkestrasını her zaman gururla dinlediğimiz İDOB, opera literatürünün başyapıtlarından aryaları benzersiz ses renklerine sahip sanatçılardan oluşan bir kadroyla bizlere sundu. Solistlere koronun eşlik ettiği konserde operet, marş ve polkalar seslendirildi. 

Fransa’dan İtalya’ya Aryalar

Toplamda yirmi parça vardı. Repertuvar bizi farklı coğrafyalarda gezdirdi. Öyle ki Fransa’yı selamlarken Çekya’nın havasını soluduk. Alman tınıları dinledikten sonra İtalya esintileri duyumsadık. İlk olarak Rossini’nin Guillaume Tell’inin uvertürünü dinledik; eser zaten başlı başına üç aryaya bedel uzunlukta. Bariton Burak Kul; Sevil Berberi’nden Figaro ile güldürürken Tenor Burak Dabakoğlu’yla Les Pêcheurs de Perles (İnci Avcısı)’de tenor ve bariton kontrastında hüzünlendirdi. 

​Kadınlar bir harikaydı! Şıklık ve aryaların icrasında gerek sesleri gerek mimik ve sahne performanslarıyla salonu büyülediler. Mezzosoprano Barbora Hitay, kırmızı elbisesi ile seslendirdiği Almanca aryadan ötürü bir Alman Carmen’i gibiydi. Soprano Nazlı Deniz Siren rol yeteneği ve kıskandıran sesiyle deyim yerindeyse bülbül gibi şakıdı. Programda ayrıca; Dvořák’ın Rusalka; Donizetti’nin La Fille du Régiment (Alayın Kızı); Lehár’ın Die Lustige Witwe (Şen Dul), Giuditta; Strauss’un Die Fledermaus (Yarasa); Offenbach’ın La Belle Hélène (Güzel Helen); Kálmán’ın Die Csárdásfürstin (Çardaş Prensesi) eserleri orkestranın güçlü notalarıyla yer almıştı.

“Orkestra Şefi İbrahim Yazıcı Olur Umarım”

Orkestra şefi İbrahim Yazıcı’ya mutlaka değinmek gerek. Her konserde bir şovmen edasıyla salonu güldüren Yazıcı yine rahat durmadı hem çaldırdı hem kahkaha attırdı. Aralarda anlattığı opera tarihi dedikoduları da bir hoşluk olarak aklımızda kaldı; “ortamda satılacak bilgiler!” Artık her konser öncesi “Orkestra şefi İbrahim Yazıcı olur umarım” der olduk. Muazzam koronun şefi ise Volkan Akkoç’tu. Sahne bir bale seçkisi olan Minkus Gecesi’nde hatırladığımız beyaz tüller ve görkemli bir avizeyle tasarlanmıştı. Bale temsiline çok yakışan tasarım bu kez farklı renkteki ışıkların kullanımıyla da görsel bir zevk yaşattı. Emeği geçen herkesi kutluyoruz.

​Yeni Yıl Konseri, 2 Ocak 2024’te Atatürk Kültür Merkezi - Tiyatro Sahnesi’nde seyirciler ile yeniden buluşacak.