İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, 5-15 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek olan 36. İstanbul Film Festivali’nde öne çıkan 10 filmi mercek altına aldık. Dünya festivallerinden önemli ödüllerle dönmüş yenilikçi filmlerin yer aldığı festivalde gerilimden, komediye, belgeselden, animasyona birçok farklı türde film bulunuyor. Filmlerinizi seçmeden önce listemize göz atmayı unutmayın.
36. İstanbul Film Festivali heyecanı yaklaşırken bu senenin en dikkat çeken filmlerini inceledik. Birbirinden çekici filmlerin arasında kaybolanlara şifa niyetine derlememiz huzurlarınızda.
RAW
İçeriğinin aşırı şiddetli olması nedeniyle bazı seyircilerin fenalaşmasına hatta bayılmasına sebep olan Raw, son yılların en yaratıcı gerilim filmlerinden biri. Vejetaryen bir aileden gelen Justine, Veteriner Hekimliği Fakültesi’ne girer ve ardından olaylar gelişir. Justine’in yurtta, bir okul ritüeli esnasında çiğ et yemeye zorlanmasıyla değişen hayatının anlatıldığı film, şimdiden gerilim türünün modern klasiği sayılmaya başladı. Seyirciyi baştan sona pamuk ipliğinde hissettiren film, aynı zamanda 2016 Cannes FIRPESCI Ödülü’nün de sahibi.
93 Yazı / Summer 1993
Yönetmen Carla Simon’un, küçük bir kızın evlatlık verildiği ailedeki zor günlerini anlatan ilk uzun metrajlı filmi 93 Yazı / Summer 1993, dünya prömiyerini Berlin Film Festivali’nde yaptı. 2016 Berlin Film Festivali GWFF En İyi İlk Film Ödülü’nü kazanan yapım, annesinin hasretini içinden atamayan altı yaşındaki Frida’nın yeni ailesinde kendine bir yer edinmeye çalışmasını naif bir dille işliyor. Otobiyografik ögeler taşıyan 93 Yazı, festivalin Uluslararası Yarışma bölümünde bulunuyor.
Anayurt Oteli
Yusuf Atılgan’ın aynı adlı romanından, Ömer Kavur tarafından uyarlanan 1987 yapımı Anayurt Oteli, restore edilmiş haliyle festivalde yer alıyor. Küçük bir kasabada bulunan Anayurt Oteli’nin kâtibi Zebercet’in (Macit Koper) gecikmeli bir Ankara treni ile otele gelen ve bir gece kaldıktan sonra ayrılan kadına (Şahika Tekand) karşı duyduğu arzuyu ve bu arzunun bir saplantıya dönüşmesini anlatan film, Türkiye sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri olarak anılıyor.
Son Portre/ Final Portrait
Geoffrey Rush’ın ünlü heykeltıraş Alberto Giacometti’yi canlandırdığı Son Portre / Final Portrait, sanatçının son yapıtı üzerinde çalıştığı bir zaman dilimini anlatıyor. Ünlü heykeltıraşın, 1960’lı yıllarda kendisini ziyarete gelen Amerikalı sanat eleştirmeni ve yazar James Lord’un portresini çizerken pekişen arkadaşlıklarının ve kültür karşılaşmasının işlendiği filmde Giacometti’yi Geoffrey Rush, James Lord’u ise Armie Hammer canlandırıyor. Terminal, Açlık Oyunları adlı filmlerden tanıdığımız aktör Stanley Tucci’nin yönettiği film, festivalin Galalar bölümünde gösterilecek.
Ben Senin Zencin Değilim / I Am Not Your Negro
Raoul Peck imzası taşıyan Oscar adayı Ben Senin Zencin Değilim / I Am Not Your Negro, Amerikalı yazar James Baldwin’in yarım kalmış eseri Remember This House’dan hareketle Amerika’daki ırk ayrımı hikâyesini anlatıyor. Yönetmen Raoul Peck, yarım kalmış bu metni arşiv görüntüleriyle harmanlayarak, Baldwin’in metninin yazıldığı dönemdeki ırkçılığa dair söylemlerinin modern Amerika’daki geçerliliğini sorguluyarak perdeye yansıtıyor. Baldwin’in eserini ünlü oyuncu Samuel L. Jackson seslendirdiği belgesel, festival seçkisinde Sinemada İnsan Hakları Yarışması bölümünde yer alıyor.
Elleri Olmayan Kız / The Girl Without Hands
Grimm masallarından esinlenen animasyon filmi Elleri Olmayan Kız/ The Girl Without Hands, prömiyerini Cannes Film Festivali’nde yaptı. Filmde değirmenci bir babanın kızı, babasının onu şeytana satması üzerine iki elini kaybetmek pahasına şeytandan kaçmayı başarır. Ailesinden uzaklaşmaya başladıkça doğa üstü varlıklarla tanışan kızın öyküsü Sébastien Laudenbach’ın yönetmenliğinde hayat buluyor. 2016’da ANIM’EST En İyi Film ve BUCHEON (G. KORE) Büyük Ödülü sahibi film, seyirciye dokunaklı bir öykü sunuyor. Film festivalin Uluslararası Yarışma bölümünde yer alıyor.
Hayalet Hikâyesi / Personal Shopper
Fransız yönetmen Olivier Assayas, son filmi Clouds of Sils Maria’nın ardından Cannes’da En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazandığı Hayalet Hikâyesi/ Personal Shopper ile seyircinin karşısına çıkıyor. Paris’te ünlü bir modelin danışmanlığını yapan Maureen, kısa zaman önce ikiz kardeşini kaybetmiştir. Maureen’in bir gün telefonuna bilinmeyen bir numaradan mesaj gelmesiyle gelişen olayların anlatıldığı film, hayli farklı bir hayalet öyküsü olarak karşımıza çıkıyor. Başrolünde Kristen Stewart, Lars Eidinger, Sigrid Bouaziz gibi isimlerin yer aldığı film, festivalin Galalar bölümünde yer alıyor.
Hayvanlar/Animal
Viyana’dan Lozan’a doğru yolculuk eden Nick ve Anna’nın yolda arabayla bir koyuna çarpmasının ardından gelişen çok yönlü olayların anlatıldığı Hayvanlar/ Animal, Berlin Film Festivali’nin Forum Bölümü’nde prömiyerini gerçekleştirdi. 2011 yılında Wymyk adlı uzun metrajıyla dikkatleri üzerine çeken yönetmen Greg Zglinski, bu son filmiyle gizemin ve metafiziğin sinemadaki en büyük yansımalarını seyirciye aktarıyor. Almanca çekilen film, senenin en iyi gerilim filmlerinden olmaya aday. Hayvanlar/Animal festival programında Uluslararası Yarışma seçkisinde yer alıyor.
Deha / Gifted
Matematik becerisine herkesin hayranlık duyduğu yedi yaşındaki Mary’nin eğitimi, annesi ve amcası Frank arasında bir çıkmaza neden olur. Yeğenini kendi istediği gibi yetiştirmek isteyen Frank ile eğitimciler arasında bir anlaşmazlık başlar. Başroldeki Chris Evans ve Mckenna Grace’in olduğu Deha / Gifted, Aşkın (500) Günü filminden tanıdığımız yenilikçi yönetmen Marc Webb’in son filmi. Eğlenceli ve zekice diyaloglarıyla öne çıkan film; çocuk yetiştirme, aile ve sistem ile ilgili taşlamalar içeriyor. Film, festival seçkisinin Galalar bölümünde yer alıyor.
Saygın Vatandaş / El Ciudadano Ilustre
Uzun yıllardır Avrupa’da yaşayan bir yazar olan Daniel, Arjantin’den gelen bir daveti kabul etmesiyle birlikte 40 yıl sonra topraklarına geri döner. Romanlarına ilham olan büyüdüğü kasabayı görür görmez birtakım trajikomik durumların içine düşen Daniel’in hikâyesinin anlatıldığı film, 2016 Venedik Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazandı. Arjantin sinemasının son zamanlardaki başarılı filmlerinden olan Saygın Vatandaş, Nobel edebiyat ödülünü kazanmayı bir düşüş olarak gören bir yazarın gözünden entel kibri ile kasaba cehaleti arasında izleyiciye gel gitli bir yapı sunuyor. Film festivalin Dünya Festivallerinden adlı bölümünde yer alıyor.