İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 46. İstanbul Müzik Festivali, 23 Mayıs-12 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek. Festival başlamadan önce festival ve konserlerle ilgili en spesifik ve detaylı bilgileri İKSV Genel Müdür Yardımcısı ve İstanbul Müzik Festivali Direktörü Yeşim Gürer Oymak’tan aldık.
Sahnede müziği icra edenleri, koltuklarındaki dinleyicileri ve perde arkasındaki destekçileriyle 46. yılına giren İstanbul Müzik Festivali, bu yıl “aile bağları” temasını merkezine alan bir programla müzikseverlerin karşısına çıkıyor. Lale Kart üyelerine özel bir toplantıda Yeşim Gürer Oymak’ın aktardığı özel tavsiyelerle İstanbul Müzik Festivali’nin bu yılki programına göz atmadan önce festivalde çok önemli detayların olduğunu belirtmek gerekli. Bu yüzden tek tek tüm konserleri ve sanatçıları aktarmak yerine Yeşim Gürer Oymak’ın da altını çizdiği noktaları belirtmek faydalı olacak. Öncelikle festivalde aynı aileye mensup pek çok müzisyen bu yıl birlikte konser veriyorlar. Kardeşler ve ikizler; baba ve çocuklar ve de eşler bu yıl aynı sahneyi paylaşacaklar. Mischa Maisky ile çocukları Lily ve Sascha, Ferhan ve Ferzan Önder, Güher ve Süher Pekinel, Skride Quartet’in kardeş üyeleri Lauma ve Baiba Skride, Kudsi Erguner ve oğlu, Akatay Ailesi, Diana Damrau ve eşi Nicholas Teste, Hakan Güngör ve eşi Meral Azizoğlu… Ve tabii festivalde daha önce çeşitli yıllarda diğer aile üyelerini dinlediğimiz Capuçon, Onay, Bunuatishvili, Hagen aileleri bu yıl festivalin teması kapsamında aynı sahneyi paylaşacak olan aileler olarak öne çıkıyor.
İstanbul Müzik Festivali, Alfred Adler’in düşünceleri ışığında ailenin insan üzerindeki etkisinin çok uzun yıllardır araştırılan ve incelenen bir konu olduğunu vurgulayarak insana fiziksel ve sosyal ortamının bir parçası olarak “parçalanmamış bir bütün” olarak bakıyor. Bu bakışla, müzik kardeşlik bağlarını ve daha genel anlamda aile bağlarını güçlendirebiliyorsa aynı şekilde bireyler ve hatta toplumlar arasında kardeşlik bağlarını da oluşturabilir düşüncesiyle “aile bağları” teması oluşturulmuş. Öte yandan müzik, ailece birlikte yapılan, bayramlarda ya da misafirler geldiğinde mini konsere dönüşen şekliyle bireylerin hayatının bir parçası olmuş, ülkemizde de benzer durumla karşılaşılmıştır. Anadolu’nun bir ucundan diğer ucuna dek halk müziğinden, Osmanlı Müziği ve Klasik Batı Müziği’ne dek evlerde bayramlarda, bir araya gelindiğinde çok çeşitli tür müzikler birlikte çalınmış bu topluca katılım insanları ve aileleri bir araya getirerek bağları güçlendirmiştir.
2018 Yılı Ödülleri
İstanbul Müzik Festivali 2018 Onur Ödülü’nü solist sanatçı, rejisör, dramaturg ve sanat yönetmeni olarak ülkemizde opera sanatının gelişimi yaygınlaşmasında, operanın geniş ve genç kitleler tarafından sevilmesinde çok önemli bir rol üstlenip, öğretim üyesi kimliğiyle pek çok solistin yetişmesine ve kariyerine eşsiz katkılarda bulunmuş Prof. Yekta Kara’ya 23 Mayıs gecesi gerçekleşecek olan Açılış Konseri’nde takdim edilecek. 2018 Yaşam Boyu Başarı Ödülü ise günümüzün yaşayan efsane viyolonselcilerinden, 2018 yılında 70. yaşını kutlayacak olan ve ülkemizde belki de en fazla konser veren birkaç yabancı sanatçıdan biri olan Mischa Maisky’ye sunulacak. Maisky ödülünü Franz Liszt Oda Orkestrası ile birlikte vereceği konser öncesinde alacak. Ayrıca kızı ve oğluyla bir de oda müziği projesinde yer alacak.
Konserler
46. İstanbul Müzik Festivali’nin programında bu yıl pek çok önemli orkestra ve solist yer alıyor. Önemli sanatçıların yanında bu yıl birkaç çalışma dışında her bir sanatçının sadece İstanbul Müzik Festivali’nde dinleme şansı bulabileceğimiz çalışmalarının yer alacağını da belirtmek gerekli. 23 Mayıs’ta gerçekleşecek Açılış Konseri’ni Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ve Van Cliburn 2017 birincisi Yekwon Sunwoo gerçekleştirecek. 25 Mayıs’ta ise Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın şefi Aziz Shokhakimov yönetiminde günümüzün heyecan verici kemancılarından Charlie Siem’le olan konseri takip edecek. 27 Mayıs’ta Daniel Harding yönetiminde Filarmonica della Scala Orkestrası ve genç kuşak piyanistleri arasında çaldığı her yerde büyük övgüyle karşılanan piyanist Daniil Trifonov konseri dinlenebilecek. Kronolojik olarak ilerlemeden önce festivalin ağır toplarından ve aynı zamanda sanatıyla sosyal sorumluluklarını birleştirmiş, aktivist tarafı da ön planda olan iki Grammy ve dört ECHO Klassik ödüllü sıra dışı mezzosoprano Joyce di Donato ve Il Pomo d’Oro Orkestrası’nın 1 Haziran’daki konserinden bahsetmek gerekli. Joyce di Donato, ABD’de hapishanede mahkumlarla müzik çalışmaları gerçekleştirip, birlikte hapishane konserlerinde söylüyor. Geçtiğimiz yaz, Yunanistan’daki mülteci kamplarındaki müzisyenlerden oluşan El Sistema Yunanistan Kampıyla birlikte çalışmalar yapan ve ardından onlarla birlikte konser gerçekleştiren Joyce, “Savaşta ve Barışta” projesini yaptığı her ülkede izleyicilerine şu soruyu soruyor: “Kaosun ortasında barış ve huzura nasıl ulaşılır?” Bunu İstanbul’da hepimize soracak ve cevaplarını da toplayıp bu projeye özel oluşturduğu web sitesinde yayımlayacak.
5 Haziran’da İstanbul Müzik Festivali’nin Amsterdam Sinfonietta, Norveç Oda Orkestrası, BBC Konser Orkestrası ve Orchestre de Picardie ile Dobrinka Tabakova’ya verdiği iki piyano, perküsyon ve Yaylı Çalgılar için ortak eser siparişinin Ferhan-Ferzan Önder piyano ikilisi ile Türkiye Prömiyeri gerçekleşecek. Amsterdam Sinfonietta’dan bahsetmişken, geçtiğimiz haftalarda orkestranın Concertgebouw Salonu’ndaki konserinin solistinin Fazıl Say olduğunu da hatırlatmakta fayda var. 7 Haziran’da dünya opera sahnelerinin yıldızı, “Verdi’nin sesi” Diana Damrau ve eşi bas baritone Nicolas Testé’nin solist olduğu “Verdissimo” konseri gerçekleşecek. Diana Damrau ve Nicolas Testé’nin 2017 yılında birlikte yaptıkları Bizet’nin İnci Avcıları adlı çalışmalarıyla 2017 Grammy Adaylıkları var. 46. İstanbul Müzik Festivali’nin “aile bağları” temasına uygun olarak sıra dışı, içgüdüsel bir beraberliği teknik mükemmelik ve şiirsel bir müzikalite ile birleştiren dünyaca ünlü piyano ikilimiz Güher-Süher Pekinel ikiz kardeşler, İngiliz Oda Orkestrası eşliğinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda 12 Haziran’da Kapanış Konseri’ni gerçekleştirecekler.
Oda Müziği Projeleri
46. İstanbul Müzik Festivali’nin programında birbirinden değerli oda müziği projeleri var. Festivali’n “aile bağları” temasına yine uygun olarak 29 Mayıs’ta Renaud Capuçon ve Khatia Bunuatishvili’nin piyano-keman konseri bizleri karşılıyor. Her ikisi de müzisyen ailelerin çocukları ve de kardeşleri dünyaca ünlü müzisyenler. Khatia Bunuatishvili’nin kardeşi Gvantsa Buniatishvili de Piyanist, ikisi beraber dört el çalacaklar. Renaud Capuçon’un kardeşi Gautier de festival takipçilerinin oldukça yakından tanıdığı bir müzisyen. Renaud Capuçon’un diğer oda müziği projesi bir yaylı çalgılar üçlüsü. Gerard Causse ve Clemens Hagen’le ilk kez mekân olarak kullanılacak Neve Şalom Sinagogu’nda gerçekleşecek.
30 Mayıs’ta Skride Quartet’in bünyesinde de yine kemancı ve piyanist iki kız kardeş yer alıyor. Baiba ve Lauma Skride festivalde ve İstanbul’da çok sık dinlediğimiz sanatçılar değiller. Quartet’in diğer üyeleri Lise Berthaud ve Harriett Krijgh ile Skride kardeşler aynı zamanda solist kariyerlerine de devam ettikleri için festival zamanında hepsinin denk gelmesi festival dinleyicisi için büyük bir fırsat.
4 Haziran’da Maisky ailesi ve onların kesişmeleri ise bu yıl sahnede 50. yılını kutlayan ve kendisine Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü takdim edeceğimiz Mischa Maisky, kızı Lily ve oğlu Sascha ve pek çok konserde aynı sahneyi paylaştığı, daha önceki yıllardan hatırlayacağınız solist viyolacı Maxim Rysanov’la “aile arasında” bir konser gerçekleştirecek.
Ve son oda müziği konseri ise geleceği çok parlak, henüz 20’li yaşlarında olan üç genç sanatçıyı ilk kez bir araya getiren Festival Buluşmaları olacak. Festival Buluşmaları sadece İstanbul Müzik Festivali’nde göreceğimiz, festivalin özel olarak bir araya getirdiği ilk ve belki de tek seferlik buluşmalar olarak biliniyor. Bu buluşmada 2015 İstanbul Müzik Festivali Açılış Konseri solisti Can Çakmur, festivalde ilk kez yer alan her ikisi de bol ödüllü Alican Süner ve Jamal Aliyev yer alacak. Konserin programı besteciler arası aile ilişkileri gözetilerek özel olarak kurgulandı.
İstanbul Müzik Festivali’nin öne çıkan özelliklerinden bir diğeri ise konserlerini gerçekleştirdiği mekânlar. Bu yıl İstanbul’un kültürel mirasına sahip çıkılarak mekânla konuşan içeriklerde bir konser seçkisi sunulacak. Aya İrini Müzesi, Kapalıçarşı, Sirkeci Garı, Rahmi Koç Müzesi, Sinagoglar ve Kiliseler, İstanbul’un çok kültürlülüğüne dikkati çeken pek çok mekân konserlere ev sahipliği yapacak.
Festivalde dinleyicilerin büyük ilgi gösterdiği bir bölüm de; her yıl İstanbul’un farklı bir semtinde gerçekleşen Müzik Rotası. İtalyan Sinagogu’nda dinleyeceğimiz başarılı kemancılarımızdan biri olan Sevil Ulucan bu rotada karşımıza çıkan müzisyenlerden. Sevil Ulucan da geniş müzisyen ailenin üyelerinden biri.
İstanbul Müzik Festivali Yarının Kadın Yıldızlarını Arıyor
46. İstanbul Müzik Festivali Türkiye’nin geleceğinde kadınların daha fazla söz almasını, kadının çalışma ve sosyal yaşama katılımının artmasını arzu ediyor. Bu nedenle genç kadın müzisyenlere kariyerlerinde ilerlemeleri ve sahnelerde, eğitimde, kültür sanat yaşamının tüm alanlarında daha fazla kadın sanatçıyı görmek için bir destek fonu açılıyor. Yarının Kadın Yıldızları projesinin ilkinde uluslararası müzik dünyasında Türkiye’nin adını gururla temsil etmiş sanatçımız İdil Biret ve farklı alanlarda kazandıkları başarılarla gelecek için hepimize umut veren genç bilim kadınlarımız Canan Dağdeviren ve İnci Kadribegiç ile projenin en başından beri en büyük gönüllü destekçisi Yekta Kopan da, desteğe hak kazanan genç sanatçıların 28 Mayıs’da Albert Long Hall’de gerçekleştirecekleri konserinde dinleyicilerle beraber olacaklar.
Festivalin Özel ve Multidisipliner Prodüksiyonu “Yolda”
Piyanist Gülsin Onay’ın piyanodaki hayal gücü yüksek, zeki yorumlarını, yönetmen Murathan Özbek’in duyarlı kamerası ile bir araya getiren “Yolda” Projesi İstanbul Müzik Festivali ve Bodrum Müzik Festivali’nin ortak prodüksiyonu olarak festivalde Dünya Prömiyerini gerçekleştirecek. Bu proje gitmeyi, ayrılmayı ve kavuşmayı aktaracak. İzleyiciler bu projede dinleyici ve aynı anda seyirci olarak yer alacak.
Festival “Haftasonu Klasikleri” başlığı altında genç sanatçı ve topluluklarla ücretsiz sabah konserleri gerçekleştirmeye devam edecek. Bu konserler ailece rahat bir ortamda bir arada klasik müzik dinlemek için harika bir fırsat olabilir.