13 KASIM, CUMA, 2015

Ali Baba Ve 7 Cüceler: Cem Yılmaz’ın Duvarları

Bir komedi filminin güldürmesini beklemek kadar doğal bir şey olamaz, ki Cem Yılmaz’ın yeni filmi Ali Baba ve 7 Cüceler de birkaç sahnesinde kahkaha komasına sokuyor bizi. Ancak bu sahnelerin, bütünü taşıyacak güçten yoksun ‘anlar’ olduğunu, filmi yükseltecek kararlılığı taşımadıklarını söylemek mümkün.

Ali Baba Ve 7 Cüceler: Cem Yılmaz’ın Duvarları

Türkiye sinemasının komedi türüyle ilişkisinde ‘özel’ bir yeri var Cem Yılmaz’ın. Belki de ilk senaryosu Her Şey Çok Güzel Olacak’la çıtayı epeyce yükseğe koyduğu için böyle. Hokkabaz’la bu çıtayı korumuş olması da önemli tabii. G.O.R.A. ve A.R.O.G. ikilemesiyle denedikleri de saygıdeğer çabalar. Yahşi Batı’da (Yahşi Doğu’yu da çekecekti, ki allahtan girişmedi o işe!) tökezledikten sonra Pek Yakında’yla toparlaması da onun için artı puan. Anlayacağınız, aşırı iniş çıkışlar barındırmayan sinemasıyla ‘tutarlı’ bir çizgisi var Cem Yılmaz’ın. Ancak, son filmi Ali Baba ve 7 Cüceler’le bu çizginin tıpkı Yahşi Batı’da olduğu gibi sekteye uğradığını, ne olduğunu bilemediğimiz ‘kaygılar’ nedeniyle sinema duygusundan uzaklaştığını söylemek gerek.

Bir komedi filminin güldürmesini beklemek kadar doğal bir şey olamaz, ki Ali Baba ve 7 Cüceler de birkaç sahnesinde kahkaha komasına sokuyor bizi. Buraya kadar herhangi bir problem yok; bir komedi filmi bizi güldürmeyi başarıyor. Ancak bu sahnelere baktığımızda, bütünü taşıyacak güçten yoksun ‘anlar’ olduğunu, filmi yükseltecek kararlılığı taşımadıklarını görüyoruz. Bir cümleye sıkışan hikâyeyi en azından birkaç cümleye, belki bir paragrafa taşımanın üstesinden gelemiyor bu anlar. ‘Cin fikirli’ Cem Yılmaz’ın ‘gag’ yaratma konusundaki becerisine diyeceğimiz yok, popüler kültür enstrümanlarını hikâyeye yedirme meziyetlerine de. Derdimiz şu: Cem Yılmaz, böylesi bir yeteneğe sahip olmanın gereklerini tam olarak yerine getir(e)miyor.

‘Dibin dibini görmüş’ bir komedi anlayışıyla sinema yapan senaristlerden/yönetmenlerden birinden gelseydi bu film, muhtemelen belli bir ‘hoşgörü’yle yaklaşırdık. Ama işin içinde Cem Yılmaz olunca, bizi soktuğu beklentinin de tetiklemesiyle daha bir ‘acımasız’ oluyoruz ne yazık ki (ya da ‘haliyle’). Bunca yıl ve bunca filmden sonra ‘hikâye anlatımı’ meselesini oturttuğunu düşündüğümüz sanatçı, Ali Baba ve 7 Cüceler’deki dağınıklığıyla şaşırtıyor bizi. Orijinalliğin yanına bile yaklaşamayan hikâye durduruyor önce onu, ardından da bu hikâyenin içini doldurmanın zorluklarıyla mücadele etmeye başlıyor. Yetersiz hikâyeyi kendine has meziyetleriyle kapatmaya çalıştığındaysa birçok ‘yama’ çıkıyor karşımıza, ama bu yamalar da çoğu zaman yerli yerine oturmuyor.

​Filmin eksi hanesine yazılacak bir başka şeyse, Cem Yılmaz’ın çalışmalarına ‘yancı’ kontenjanından katılan karakterlerin burada iyi çizilmemiş olması. Önceki filmlerinde, onun ‘düştüğü’ yerlerde yan karakterler devreye girer ve yeniden ayağa kalkmasını sağlarlardı. Oysa bu filmde tam tersi bir durum söz konusu. Yan karakterler iyi çizilmediği için her şeyi Cem Yılmaz toparlamaya çalışıyor, bünyeye aşırı bir yük bindiriyor ve en nihayetinde de bu yükün altında ezilmekten kurtulamıyor. Bulgar aktris Irina Ivkina dışındaki oyunculara da diyeceğimiz bir şey yok aslında, ‘yarım yamalak’ karakterlerine tutunmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Irina Ivkina ise ‘güzel kız’ kontenjanından hikâyeye dahil olurken, oyunculuk anlamında ‘en zayıf halka’ görüntüsü vermekten kurtulamıyor. Bu noktada, Cem Yılmaz’ın ağabeyi Can Yılmaz’a özel bir kredi açmakta fayda var. Onun az ama öz ‘mütedeyyin’ karakteri, filmin anlık patlamalarının en değerli olanlarından birini taşıyor yamacımıza.


Ali Baba ve 7 Cüceler, gülüp geçerek unutulacak bir film değil. Barış Manço ve İzzet Altınmeşe’ye saygıda kusur etmeyen şakaları, altyazılardaki hinlikleri, Cem Yılmaz’ın önceki filmlerine göndermeleri ve Türkiye’nin sosyo-politik iklimine dair tespitleriyle bir ‘ışık’ barındırıyor bünyesinde. Bu ışığın bütün bir filmi aydınlatmadığını görmekse düş kırıklığı yaratıyor bizde. Tek başına Türkiye’nin Blake Edwards-Peter Sellers ikilisi olabilecek potansiyelini belli sınırlara hapsediyor, duvarların arasına sıkıştırıyor Cem Yılmaz. Bu duvarları aştığında neyle karşılacağımızı biz biliyoruz, o da biliyor aslında. Öyleyse, ‘sinemayı sevenler’ olarak gereğini yapmasını beklemek en doğal hakkımız, soluk alıp vermek gibi...

ALİ BABA VE 7 CÜCELER

Yönetmen: Cem Yılmaz

Senaryo: Cem Yılmaz

Tür: Komedi

Oyuncular: Cem Yılmaz, Çetin Altay, Irina Ivkina, Zafer Algöz, Bahtiyar Engin, Yosi Mizrahi, Can Yılmaz

Süre: 110 dk.

0
9728
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage