Sónar Istanbul kapsamında 30 Nisan’da Zorlu PSM’de sahneye çıkacak elektronik müzik grubu GOOSE ile müzikal yolculuğu ve gelecek planları üzerine konuştuk.
Elektronik müzik sahnesinin en iyi isimlerini dinleyicilerle bir araya getiren Sónar Istanbul, bu yıl 28 - 30 Nisan tarihleri arasında %100 Müzik ana sponsorluğunda Zorlu PSM’de gerçekleştirilecek. Müzik, yaratıcılık ve teknolojiyi buluşturan Sónar Istanbul’un son gününde (30 Nisan) SónarClub by %100 Müzik sahnesine Belçikalı elektronik rock müzik grubu GOOSE çıkacak. 2023 yılında “Rock” teklisini yayımlayan grup ile Sónar öncesi bir araya geldik.
İlk albümünüzle başlamak istiyorum. O günden bugüne geçirdiğiniz zamanı nasıl değerlendiriyorsunuz? GOOSE’un hedeflediğiniz bir yerde olduğunu düşünüyor musunuz?
Kesinlikle öyle bir yerdeyiz. Bunu yapabildiğimiz için şanslı olduğumuzun çok farkındayız. Dört arkadaş olarak müzik yapmaya başladık ve hâlâ birlikte devam ediyoruz. Bizimle birlikte başlayan pek çok grup şu an ortalıkta yok veya aynı üyelerle devam etmiyor. GOOSE her zaman deney yapmak isteyen bir grup oldu ve umarım bunu yaparak insanlara ilham verebiliyoruzdur. Asıl amacımız canlı performanslarımızda bir enerji yaratmak. Her canlı performansımızı önemsiyoruz ve konser alanında dinleyiciyle adeta aralarına karışmış gibi bir atmosfer yarattığımız hissiyle sahneden ayrılmak istiyoruz.
Sanat pek çok açıdan ilham kaynağı olabiliyor. Bu bağlamda diğer sanat dalları size nasıl ilham veriyor? Hayatınızı etkileyen bir kitap, şarkı veya sanat eseri var mı?
Her şey bir ilham kaynağı olabilir. En son albümümüz Endless’a Paris ve daha spesifik olarak Motorbass stüdyosu ilham kaynağı oldu. Merhum Philippe Zdar'ın kurduğu o efsanevi stüdyoda müzik yazıp kaydetmek hayalimizdi. Kayıt odasının büyülü, benzersiz bir sesi var. Yine de tarif etmesi zor, ama aslında stüdyoda çok fazla sevgi ve tutku hissedebilirsiniz. Burada sadece bir kayıt stüdyosunda değil de daha çok Zdar'ın oturma odasında çalışıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. İyi seçilmiş ekipman ve enstrümanlar, sanat dergileri, posterler, plaklar ile çevrili oluyorsunuz. Ayrıca stüdyo, Paris'in barlar ve harika yemeklerle dolu tarihi bir bölgesi olan Montmartre'ta yer alıyor.
Video klipleriniz de birbirinden farklı çalışmalar. Videolarınızı oluştururken yaratıcı süreç nasıl işliyor?
Bir video, şarkının hissini tercüme etmelidir, bu yüzden videoyu dikte eden müziktir. Böylece müziğe sihrini katan, farklı disiplinlerden birçok farklı insanla çalışabilirsiniz. Storm Thorgerson, Willy Vanderperre, Pierre Debusschere, MegaForce gibi…
Şarkılarınız nasıl ortaya çıkıyor. Üretime başladığınızda belli bir duyguya göre mi hareket ediyorsunuz yoksa her birinin özel bir hikâyesi mi var?
Çoğu zaman, gelecekteki albümün sesini tanımlayacak bir sesten ilham alıyoruz. Örneğin Endless için stüdyoda bir Metasonix D2000'imiz vardı. Kulağa çok bozuk gelen karmaşık bir makine ama bizi o kadar çok tetikledi ki albümdeki neredeyse her şarkıda yer aldı.
Dinlediğiniz Türk müzisyen var mı? Eğer öyleyse, onun müziğini sizin için özel kılan nedir?
Tesadüfen son zamanlarda tur otobüsümüzle yolculuk yaparken Altın Gün dinliyoruz. Psikodelik Türk müziğinden esinlenen Hollandalı bir grup Türk grubu olduğunu biliyoruz.
Son olarak gelecek projelerinizden bahseder misiniz? Gelecekteki GOOSE'tan ne bekleyebiliriz?
Şu anda turnedeyiz ve her boş günümüzde stüdyoda bir sonraki albümümüz için yeni müzikler üzerinde çalışıyoruz. Ve evet, stüdyoda bir sonraki kaydın sesini belirleyecek yeni bir oyuncağımız var. Eğlenceli olacak! :)