Dünyaca ünlü Brit-rock grubu Travis, “Travis performing their album The Man Who in full + other hits” turnesi dâhilinde 8 Haziran’da İstanbul’da olacak. Merakla beklenen konser öncesi Travis’in gitaristi Dougie Payne ile bir araya gelip hem konserde bizi nelerin beklediğini hem de yeni albümlerine dair gelişmeleri konuştuk.
1990 yılında başladıkları müzik hayatlarını Glosgow’dan tüm dünyaya yaymayı başaran; Why Does It Always Rain On Me, Sing, Love will come through, Side ve Closer gibi hit parçaların sahibi Travis, 8 Haziran’da Zorlu PSM Ana Tiyatro’ya konuk oluyor. Bu sene 18 yaşına giren The Man Who albümünün turnesi kapsamında İstanbul’da müzikseverlerle buluşacak olan grup, albümde yer alan şarkılarının yanı sıra klasikleşen softrock hitlerini de müzikseverlerle buluşturacak.
Genellikle müzik gruplarının bir arada kalması zordur. Travis’i bir arada tutan şey nedir?
Bir aradayız çünkü bir band olmaktan önce daima dosttuk. Bugünlerde birçok grubun dağılmasındaki nedenlerden biri de arkadaşlık ilişkileriyle ilgi oluyor. Bu yüzden bir grubun uzun yıllar bir arada kalabilmesi için önce iyi arkadaş olmak ve anlaşabilmek çok önemli.
Sing, Side, Why Does it Always Rain on Me ve Flowers in the Window gerçekten etkileyici şarkılar. Bu şarkıların yıllardır, eskimeden bu kadar etkileyici olmasını neye bağlıyorsunuz?
Direkt olarak belirli bir sebep söyleyebilmem elbette zor ancak bir şarkının insanlarla ilişki kurabilmesi veya insanların sevebileceği sözlere sahip olması onu iyi yapıyor. Bu yüzden saydığınız şarkıların da böyle bir gücü olduğunu düşünüyorum. Öte yandan dürüst bir yerden duygulara hitap ettiğinizde dinleyiciden bir karşılık görüyorsunuz. Bunca zamanki tecrübelerime dayanarak söyleyebilirimki bir şarkının dinleyicinin duygularına dokunması çok önemlidir. Sanırım bu soruyu en doğru böyle cevaplayabilirim.
Sizin müzik türünüze benzeyen yeni jenerasyon müzik gruplarını nasıl değerlendiriyorusunuz? Özellikle dinlediğiniz biri var mı?
Pek yeni jenerasyonun müziklerini dinlediğimi söyleyemem. Genelde 60’lar çalan radyo kanallarını açarım ve o yılların müziklerini dinlerim. Elbette yeni müziklerle de karşılaşıyorum ama bana pek de yeni gibi gelmiyorlar. (Gülüyor) Yine de örnek vermek gerekirse Kendrick Lamar’ı beğendiğimi söyleyebilirim.
Nelerden ilham alıyorsunuz ve kimi dinliyorsunuz?
Aslında birçok şey ama hem ilham aldığım hem de dinlediğim bir grup söylemem gerekirse The Funk Brothers önce gelir. Müzisyenlerin yanı sıra gitarla uğraşırken veya piyanoda bir ses duymaya başladığımda da aniden bir ilham gelebiliyor. Ama benim için en önemlisi ilhamın aniden olması ve o ilk kıvılcımı.
“Travis performing their album The Man Who in full + other hits” turnesi kapsamında İstanbul’a geliyorsunuz. Bu konserde bizi neler bekliyor?
The Man Who albümünü çalacağız yalnızca, o kadar! (Gülüyor) Yaz gelmesiyle birlikte hepimizin duyguları biraz değişti bu yüzden bu konserde The Man Who albümü ve hit olan müziklerimizin yanında yalnızca birkaç kez provasını aldığımız yeni şarkılar da çalacağız. Bir de mevsimin hissettirdiği daha enerjik şarkılar da ön planda olacak.
Gelecek projeleriniz arasında neler var? Yeni albüm yayımlayacak mısınız?
Haziran sonuna kadar bu tur kapsamında turnede olacağız. Sonra dönüp, stüdyoya kapanacağız ve sonbahara kadar yeni albüm üzerinde çalışacağız. Çünkü The Man Who turunun ikinci ayağı başlamadan önce bazı şeyleri tamamlamak istiyoruz ki yıl sonuna kadar albüm tamamlanmış olsun. Önümüzdeki sene de yeni albümü yayımlamış olacağız.