Amerika’nın önde gelen oyun yazarlarından Tennessee Williams’ın 1948 yılında yazdığı Summer and Smoke oyunu geçen sezon Londra’daki Almeida Theatre’da perdelerini açtı ve bu sezon West End’e transfer oldu. Rebecca Frecknall’in yönettiği oyun yepyeni bir yorum, soluksuz bir seyir ve son derece vurucu performanslar sunuyor.
Tennessee Wiliams, Türkiye’de ilk etapta A Streetcar Named Desire (Arzu Tramvayı) ve Cat On a Hot Tin Roof (Kızgın Damdaki Kedi) oyunlarıyla akla gelen bir yazar. Williams’ın geçtiğimiz sezon Londra’da sahnelenmeye başlanan Summer & Smoke oyunu ise nispeten az bilinmesine karşın taşıdığı potansiyeli ortaya çıkarmak isteyen yönetmen Rebecca Frecknall tarafından yeniden ele alınmış. Frecknall, Williams’ın anlatmakta usta olduğu umutsuz ve huzursuz ruhları İngiltere’nin yeni dönemdeki en yetenekli oyuncularından biri olarak kabul edilen Patsy Ferran’ı merkeze alarak sahneye taşımış. Ferran, ürkek ama tutkulu Alma rolünde sahnede izleyebileceğiniz en çarpıcı performanslardan birine imza atıyor.
Karşılıksız Aşka Tutunan Alma
Kendisini son derece katı kurallarla yetiştirmiş papaz babasının ve belli ki akli dengesini uzun yıllar önce kaybederek anne-kız ilişkisindeki dinamiğin yerini değiştirmiş annesinin arasında varoluş savaşı veren Alma’nın içinde hapsolduğu yaşamında tutunduğu tek bir şey vardır: Karşılıksız aşkı John. Çocukluğundan bu yana yan binada yaşayan komşusuna derin bir tutkuyla bağlı olan genç kadın, ördüğü duvarlarla John ile arasında yaşanacak en ufak bir yakınlaşmaya bile izin vermez. İmkânsız aşkını hayatını sarsmadan, içinde yaşamaya devam etmek ister. Hayatın kendisine yüklediği sorumluluklarla babasının getirdiği zorunluluklar arasında boğulan bu genç kadın için daha fazlasını hayal etmek bile mümkün değildir. Ta ki bir gün ibre yavaş yavaş tersine dönene kadar…
Acı Çeken Ruhlar
Frecknall yeniden ele aldığı Summer and Smoke’ta, Alma ve John’un inkâr edilemez kimyasını ve iki karakterin de hayattaki duruşlarının sebeplerini açıkça yansıtıyor. Alma’nın umutsuz aşkı ve ailevi dertleriyle başlayan oyunun kırılma noktalarıyla değişen seyri, Summer and Smoke’u soluksuz izlenebilir kılan etmenlerden sadece birisi. Özellikle John’un genç kadına: “Ben senin ruhundan, senin benim bedenimden korktuğundan daha çok korkuyorum” itirafı Alma için de seyirci için de pek çok şeyi berraklaştırıyor. Bu noktadan sonra Alma’nın dışarıdan “kusursuz” olarak algıladığı John’a dair de pek çok şey fark ediyoruz. Genç, yakışıklı ve varlıklı bir adam olması zannedildiği gibi John için hiçbir şeyi kolaylaştırmıyor ve acı çekmesine engel olmuyor. Tam da bu sebepten bu genç adam aslında bir doktorken, babası gibi “önce doktor” olarak anılmayı tercih etmiyor, kendisini kumara ve günübirlik ilişkilere veriyor.
Kedi-Fare Oyunu
Summer and Smoke diğer Williams oyunlarında da olduğu gibi küçük bir kasabaya hapsolmuş, özgürleşmek isteyen ama bunu başaramayan ruhların oyunu. Bir kedi-fare oyunu tutturmuş olan “imkânsız aşk”ın kahramanları Alma ve John’un aralarındaki sinenerjiyi sahneye aktaran Patsy Ferran ve Matthew Needham da harika bir iş çıkarıyorlar. Yazının başında da bahsedildiği üzere Almeida Theater’da sahnelenirken West End’e transfer olmuş bu oyunda sahne tasarımında Tom Scutt, ışık tasarımında Lee Curran’ın enfes bir iş çıkarıyor. Summer and Smoke, Londra’da Ocak sonuna kadar sahnelenecek. Yolu Londra’ya düşenler mutlaka izlesin.
Tennessee Willams’ı ve onun yazdığı olağanüstü derinlikteki kadın karakterleri ataerkillikle sıklıkla haşır neşir olduğumuz Türkiye’de de daha sık izlemek dileğiyle…