“Benim İçin Kayıt Stüdyosu Şekerci Dükkânı Gibi”

Her yeni albümünde yepyeni bir enerjiyle ortaya çıkan Liars, heyecanlı ve ateşli havasıyla gencecik bir grup hissi verse de neredeyse yirmi yıldır çalışmalarına devam ediyor. Grup ilk albümü They Threw Us All in a Trench and Stuck a Monument on Top’tan beri cesurca attığı adımlarla her zaman ilgiyle takip edildi. Şimdi uzun zamandır beklenen yepyeni albümü TFCF’nin turnesi kapsamında, tam yedi yıl sonra, yeniden 1 Aralık Cuma 22:00’da Salon’da olacak.

Şimdiye dek yayımladığınız albümleriniz:They Threw Us All in a Trench and Stuck a Monument on Top, They Were Wrong, So We Drowned, Drum's Not Dead, Liars, Sisterworld, WIXIW, Mess ve TFCF. İlk albümünüz olan They Threw Us All in a Trench and Stuck a Monument on Top’tan TFCF albümünüze kadar nasıl bir müzikal değişim yaşadınız?

Vay canına, gerçekten hepsi bir maceraydı! Her albümde, farklı yaklaşımlar ve araçlar kullanarak farklı sonuçları keşfetmeye çalıştım. Yol boyunca çok şey öğrendim, ancak kendime hâlâ müzisyen demekte zorlanıyorum. Hâlâ öğreniyorum. Bence heyecanlı ve meraklı kalmanın en iyi yolu bu. Benim için kayıt stüdyosu şekerci dükkânı gibi. Kayıt stüdyosuna girdiğimde şekerci dükkanına girmiş bir çocuk gibi heyecanlanıyorum. Çünkü aralarından seçim yapabileceğiniz pek çok seçenek ve lezzet sizi bekliyor.

20 yıldır müzik yapıyorsunuz. Bir Amerikan grubu olarak stiliniz 70-80'li yılların İngiliz punk müziğine benziyor. Kendi tarzınıza nasıl karar verdiniz?

İlginç. Asla Liars’ın gerçekten bir stil sahibi olduğunu düşünmüyorum. Sanırım başlangıçta belirli bir müzik türüne etiketlenmek ve sınıflandırılmaktan kaçındım. Belki punk tarzına yakın olabiliriz. Emin değilim. Sanırım benim için önemli olan şey, yapacağım müziğin tarzı veya türü hakkında çok fazla düşünmemek. Sadece ilginç fikirleri keşfediyorum ve uzmanların yaptığım işi nasıl yorumladığına bakıyorum.

Belli bir türe ait hissetmeseniz de dans punk ve art rock türüne yakın müzikleriniz de var. Bazı şarkılarınızda dans etmemek imkânsız. Müziğinizle ne ifade etmek istiyorsunuz?

Kesinlikle dans etmeyi seviyorum, fakat dans şarkısı olmayan parçalarım da var. Her albümde, önceki çalışmamdan oldukça farklı olan, yeni bir fikre odaklanmaya çalışıyorum. Bu şekilde, şarkılarımla ifade etmek istediğim şeyi genellemek zor olabiliyor. Bazen acı, bazen korku, bazen sevgi, bazen de nefreti ifade ediyorlar. Gerçekten albümle elde etmeye çalıştığım şeye göre değişiyor aslında.

Kayıt yapmaya başladığınızda, size ilk önce hangisi ilham veriyor: Gözlem, hayal veya duyduğunuz herhangi bir melodi?

Muhtemelen gözlemlerim diyebilirim. Kayda girmeden veya şarkı yazmadan önce birkaç ay albümle ne ifade etmek istediğimi düşünürüm. Amacım nedir ve ona nasıl yaklaşmam gerekir diye düşünürüm. Geleneksel enstrümanları kullanmak istiyor muyum yoksa bilgisayar programlarıyla deneysel bir şeyler mi yapmak istiyorum diye fikir yürütürüm. Kayıtta hangi yoldan gitmek istediğime karar verdikten sonra, tüm kapılarımı açıp müziğin zihnimden dışarı fırlamasına izin veririm.

TFCF albüm kapağında gelinlik giyip bir restoranda oturuyorsunuz. Bu kapak fotoğrafının konseptinden bahseder misiniz?

Her zaman bir grupta olmak, evlenmek gibi bir şeymiş gibi gelir bana. Tüm zamanınızı birlikte geçirir, deneyimleri paylaşır, birlikte bir şeyler yer, seyahat eder ve uyursunuz. Bu kayıtta, ilk kez hiç grup arkadaşım olmadığı için yalnız kalan bir gelin gibi hissettim. Böyle bir çatışma yaratmak da beni heyecanlandırdı.

Şarkılarınızın melodisi bazen başkaldırı gibi. Vurgulamayı tercih ettiğiniz nokta nedir?

İfade etmenin belirli bir kuralı yok bence. Bana hepsi uyar aslına bakarsan. Çünkü bazen şarkıda bazı şeyler yanlış gider ama aslında bu doğru bir noktayı da işaret edebilir. Yani işlerin daima yolunda gitmesinden, sabit bir şeyi ifade etmesindense yanlış zamanda giren enstrüman veya bir terslik daha iyi olabiliyor.

Müzik videolarınız olağanüstü. Bazen grafikleri video görüntüler ile birleştiriyorsunuz. Videolarınızı oluştururken nasıl bir çalışma süreci geçiriyorusunuz?

Yönetmenlerden bir sürü tretman alıyorum. Onlar fikirlerini ekranda nasıl hayata geçirebilecekleri düşüncesiyle gönderiyorlar. Bazen fikirler gerçekten de müzikle uzak bir noktayı işaret etse de ben yine de çekici buluyorum. Daha sonra yönetmenle çalışmaya başlıyorum ve fikirleriyle birlikte projenin gelişmesine izin veriyorum. Benim için şarkının hayata geçirilmesindeki her aşama çok değerli. Bir başka kişinin hayal gücünün şarkıyı bir başka yere götürebileceğini hiç tahmin etmezdim.

Türkiye'de herhangi bir yerli müzisyen veya grubu seviyor musunuz?

Yeni Turkish psych-rock müziği hakkında çok şey duydum. Yakında oraya geldiğimizde müzisyenlerin kendi elinden dinlemeyi çok isteriz.

Gelecek projeleriniz neler?

Liars gelecek sene çıkacak bir filmin müziklerini hazırladı. Filmin adı: 1/1. Soundtrack yapmak gibi oldukça geliştirici bir şey yaptık ve filmin bitmiş halini görmeyi dört gözle bekliyorum. Ayrıca video art galerisindeki bir şov üzerinde çalışıyorum. Görsel sanatların tadını çıkarmaktan zevk alıyorum çünkü bu daima beni heveslendiriyor.