İstanbul Caz Festivali’nin Anadolu Yakası’nı müzikle buluşturan etkinliği Gece Gezmesi dün akşam meraklılarıyla buluştu. Kış gelmek üzereyken ılık geçen belki de son gecede, Kadıköy’ün sokaklarını müzikseverlerle buluşturan etkinliği hem kendimiz hem sizin için dolaştık...
İKSV’nin Temmuz ayında gerçekleştirmeyi planladığı fakat bir kısmı iptal olan, bir kısmıysa ertelenen İstanbul Caz Festivali’nin klasikleşmeye aday etkinliği Gece Gezmesi, bana ve kış başlamadan son kez sokaklara düşelim deyip gelen diğer herkese epey keyifli bir gece yaşattı. Bir konserden diğerine koşarken mi ısındık, yoksa hava gerçekten ekim ayının son günlerine göre sıcak mıydı bilmiyorum ama; Kadıköy’ün İstanbul’da değilmişim hissi yaşatan sıcak ortamının herkesi bir yerlerden tanıyormuşum duygusu verdiği kesin.
Gece Gezmesi ilk kez 22. İstanbul Caz Festivali kapsamında 2015 Temmuz’unda, 8 mekânda İlhan Erşahin, Kaan Boşnak ve Gaye Su Akyol gibi isimlerin katılımıyla gerçekleşmişti. Bu yıl ise Kadıköy’ün 11 farklı mekânında, toplam 23 konserle, bir “pub crawl” havasında gerçekleşen etkinliğin tüm konserlerine uğramak mümkün olmasa da havanın güzelliğine dayanamayıp gece boyunca oradan oraya yürüdük. Kadıköy’e geçmeden önce etkinlik için hazırlanan Spotify listesini uzun uzun dinleyip haritadan da mesafelere bakarak bir rota çıkarmamız gerekti. Çünkü bu “gezme”de kısıtlı bir zamana merak ettiğimiz birçok ismi sığdırmanız gerekiyordu.
Moda Sahnesi’nden biletlerimizi aldık ve kafamızı In Hoodies konserine azıcık uzatıp; çok genç olmasına rağmen Türkçe ve İngilizce birçok bestesi olan ve daha şimdiden sesiyle büyük bir kitleyi büyülemeyi başarmış Sena Şener’i dinlemeye Atölye & Kafe Hangart’a koştuk. Biz bu koşuşturma içinde biraz geç kalmışken Sena Şener’in güçlü sesi Hangart’ın ufak ve samimi ortamını çoktan doldurmuştu. Konserin bitimine yakın Dorock XL’de sahne alacak olan Palmiyeler için sessizce ayrılırken Sena Şener bizi Amy Winehouse’un Back To Black’i ile uğurladı ve ekledi: “Palmiyeler’e selam söyleyin!”
Hangart’ın hemen çaprazında bulunan Yeldeğirmeni Sanat’a uğramadan gitmek istemediğimizden kısacık da olsa Lara Di Lara’ya bakıp çıktık. Yeldeğirmeni Sanat’ın etkileyici ortamı Lara Di Lara’nın sesiyle tılsımlı bir uyum yakalasa da, bizim gidecek bir miktar yolumuz vardı. Dorock XL’e vardığımızdaysa Palmiyeler eğlenceli kıyafetleriyle sahnedeki yerini almıştı. Benim lisede olduğum zamanlara denk gelen İzmirli punk grubu Kilink’i belki hatırlarsınız, Palmiyeler onların daha sonradan kurdukları bir grup olarak Kaliforniya’nın neşeli sound’uyla İzmir’in palmiyelerini birleştiriyor.
Palmiyeler’in ardından, Yasemin Mori ve Hey Douglas için Dorock XL’e geri dönmek üzere meşhur Karga’ya doğru yol aldık. Geçen sene Parkta Caz etkinliğinde “tüm Fenerbahçe’yi büyüleyen grup” olduklarını sonradan öğrendiğim The Cold Vibes, aynı zamanda 2015 Genç Caz yarışmasının da finalistiymiş. Dinlendirici tarzları koşmaktan yorulan kalbime gerçekten iyi geldi ama kalabalık ve dar alan bir süre sonra çoğumuzda bir sokağa çıkma isteği uyandırdı.
Kadıköy’ün canlı ve kalabalık sokaklarında vakit geçirmek her zamanki gibi keyifliydi. Ama Yasemin Mori’ye yetişmek için tekrar yollara düştük ve işte enerjisinin hiç tükenmediğini düşündüğüm kadın sahnede! Gecenin bu noktasından sonra dans etmemek için özel bir çaba sarf etmemiz gerekiyordu. Sahneye Gece Gezmesi’nin kapanış ismi Hey Douglas çıktığında ise hali hazırda yüksek olan enerjimiz bizi saat 02:30’a kadar sürükledi. Yani uzun sözün kısası “Gece Gezmesi”yle müziğe, Kadıköy’e ve eğlenceye doyduk, seneye tekrar geleceğimize söz vererek karşıya, evimize döndük.