12 AĞUSTOS, CUMARTESİ, 2023

Değişen, Dönüşen ve Paylaşan Bir Festival: 4. Bergama Tiyatro Festivali

İlk kez 2018 yılında gerçekleşen Bergama Tiyatro Festivali, bu yıl 11-13 Ağustos tarihleri arasında dördüncü edisyonunu katılımcılarla buluşturuyor. Her yıl biraz daha alanını genişleten, değişen, dönüşen ve paylaşan bir festival olma yolunda emin adımlarla yürüyen Bergama Tiyatro Festivali’ni direktörü Öner Eren Arıkan ile konuştuk.

Değişen, Dönüşen ve Paylaşan Bir Festival: 4. Bergama Tiyatro Festivali

İlhamını Berlin ve Bergama arasında, Zeus Sunağı’nın (Zeus Altarı) Berlin’e taşınması ile başlayan tarihi ve organik bağdan alan, bölgenin tarihi dokusu, kent kültürü ve köklü tiyatro geleneğiyle kurduğu ilişkilerle bir buluşma ve paylaşma noktası yaratan Bergama Tiyatro Festivali, bu yıl 11-13 Ağustos tarihleri arasında dördüncü edisyonunu gerçekleştiriyor. Türkiye’den ve dünyadan pek çok yapımı bir araya getiren festival yoğun programıyla katılımcılara hem bir festival hem de bir Bergama deneyimi yaşatıyor.

Festival bu yıl Odeabank ve Mey|Diageo sponsorluğunda 3dots ve BERaBER tarafından, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bergama Belediyesi’nin paydaşlığında, Bergama Ticaret Odası (BERTO) ve Bergama Kültür Sanat Vakfı (BERKSAV) ile Ne Yerde Ne Gökte Derneği’nin destekleriyle düzenleniyor.

​​3 gün süren festival ağırladığı oyunlar, atölyeler, paneller ve tarihi mekânları keşif yürüyüşleriyle birlikte bu sene ağırlığı hissedilecek komedi işleri ile festival katılımcılarına “neşeli” bir program sunuyor. En güzel örneği, ilk günün akşamı Asklepion Antik Sahne'de gerçekleşen, DasDas yapımı Deli Bayramı İzmirlilerin ve bölge halkının yoğun ilgisi ile karşılandı. Katılımın ve ilginin her geçen yıl biraz daha katlandığı bir festivalin hazırlık aşamalarını, geçirdiği yolculuğu ve sürdürülebilir, paylaşan ve dönüşen bir festival olmanın nasıl mümkün olduğunu Bergama Tiyatro Festivali’ni direktörü Öner Eren Arıkan’a sorduk. 

Bergama Tiyatro Festivali 2018 yılında sürdürülebilir, paylaşan ve dönüşen bir festival olma hayaliyle yola çıktı. Dördüncü edisyonunun gerçekleştiği şu günlerde geçmiş deneyimlerinizde bu hayal nasıl karşılık buldu, bugün gelinen yere kadar yol nasıldı?

Sorunuzun son kısmından başlayayım izninizle. Yol nasıldı. Açık söylemek gerekirse yol oldukça zordu. Hâlâ zor. Tahminlerimiz yolun biraz daha önce düze çıkmasıydı ama pek olmadı. Peki buna rağmen yol nasıldı? Yol çok güzeldi. Hâlâ güzel. Biz hâlâ, yaşanan tüm zorluklara rağmen festivalin gerçekleştiği şehrin potansiyeline inanıyoruz. Değişen dönüşen ve paylaşan bir festival olma hayalimize dair her sene yeni ve heyecanlı şeyler keşfediyoruz. İşin sürdürülebilir olma tarafında zorluklar olsa da ben hem ekip arkadaşlarımızla hem paydaşlarımızla hem de bu festivali var eden tüm paydaşlarla uzun soluklu bir yöntemin bulunabileceğine inanıyorum. Ki festivali var eden diğer tüm bileşenlerin de aynı inancı paylaştığını düşünüyorum. Öyle olmasaydı, içinden geçilen bu zor zamanların ardından festivali gerçekleştirme iradesi galip gelemezdi herhâlde.

Festivalin ikinci edisyonu için sizinle bir söyleşimiz olmuştu. Festivali, Bergama’yla, bölgeyle kurduğu bağlar açısından nasıl değerlendiriyorsunuz diye sorduğumda “Uzun soluklu ve sürdürülebilir olmasını umduğumuz bu ilişkiyi kurgularken hem festivalin hem de şehrin birbirini beslediği bir ilişki hayal ediyoruz” demiştiniz. Bu ilişki istediğiniz gibi gelişti mi? Yıllar içinde bölgeyle ilişkiniz konusunda neler değişti?

Sanırım bu soru için somut örnekler vermek en doğru cevap olacaktır. İlk sene Bergama’dan 10 gönüllümüz vardı diye hatırlıyorum. Bu sene başvuru sayısı 100’ün üzerinde ve %80 Bergamalı arkadaşlar. Her sene artan sayıda yerel işletme Festival Dostu İşletmeler listesine ekleniyor. Festival’in etkisi ile demek ne kadar doğru olur bilemem ama festival deneyimi ile eş zamanlı Bergama’da artan/canlanan bir kültür hayatı organik bir şekilde örgütleniyor ve daha görünür hâle geliyor. Bu sene festivalin önemli mekânlarından olan Odeon Pergamon bunlardan bir örnek. Bu üreten arkadaşlar çok daha fazla festival ekibinin parçası olmaya başladı. ‘Dışarıdan’ gelen ekip arkadaşı sayımız her geçen sene azalıyor. Bence çok yakında festivali gerçekleştiren ekibin çoğunluğu Bergamalı olacak. Bölgesel üretimin festivale olan ilgisi her geçen sene artıyor. Bu sene operasyonel ve ekonomik nedenlerle bölgesel çağrıya çıkamamış ve bölgeden ekiplere programda istediğimiz kadar alan açamamış olsak da gelen talepler ve gerçekleşen iletişim üzerinden ilişkinin güçlendiğini söylemek mümkün. Elbette daha alınması gereken çok yol var. Bu yolda atılacak çok adım, geçilecek çok zorluk var ama yukarıdaki soruda olduğu gibi yol zor ama güzel.

Büyük şehirlerin dışında, tarihiyle doğasıyla çok özel bir bölgede Bergama Tiyatro Festivali. Festivale her sene Bergama dışından da pek çok izleyici katılıyor. Bergama’nın özel atmosferindeki bu biricik deneyimi nasıl tarif edersiniz?

Hep söylediğimiz bir şey var. Bergama Tiyatro Festivali’ni özel kılan şey Bergama’nın kendisi. Böyle zengin bir kültür mirasına sahip bir kentte, kullandığı sahneler arasında antik bir tiyatrosu olan nadir festivallerden biri olarak yapılacak çok şeyin olduğunun da farkındayız. Sizin de sorunuzda belirttiğiniz biricik deneyimin de. O yüzden her sene programı hazırlarken özellikle kullandığımız bu şehre ait çok çeşitli mekânlarla, o mekânların tarihi ile ilişki kurabilecek oyunlara / performanslara programınızda yer vermeye çalışıyoruz. Bazı gösteriler belki onlarca kez sahne almış olabiliyor festivalden önce başka şehirlerde ama Bergama’da sahne olmayan özel bir mekânda seyirci ile kurulan ilişki de hem sanatçı için hem de izleyici için biricik bir an ve anı yaratılıyor. Festivali özel kılan da bu anlara zemin olan özel mekânlar oluyor.

Festival programında çoğunluğu komedi odaklı işler yer alıyor ki hedefinizin katılımcılara “Neşeli” bir program sunmak olduğunu belirtiyorsunuz. Bu sene konseptinizi “neşe” odağında oluşturmanızda neler etkili oldu? 

Bu sene de zor bir yıl oldu. Depremler, içinden geçilen zor ekonomik koşullar, yaşanan iklim krizi, savaşlar, belirsizlikler. Gerçekten hem ekibi oluşturan her bir birey, kişisel olarak hem de kurumsal olarak varoluş mücadelemizde çok zorlanıyoruz. Sakinleşmeye, konuşmaya, paylaşmaya, normalleşmeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bu ihtiyaç da mevcut sorunları yok saymak, kafamızı başka yere çevirmek için de değil, mücadele azminden vazgeçmemek, değiştirme - iyileştirme sürecine devam etmek için olduğunu düşünüyoruz. Festivali yapma kararımız biraz da buradan oldu zaten. Bir araya gelmek, birlikte üretmek, birlikte izlemek, birlikte neşelenmek için. Bence buna da ihtiyacımız var. Program özelinde şöyle devam edebilirim; İçinden geçilen bu zamanlarda önceki senelere kıyasla daha sakin bir program oluşturmak istedik. Hem operasyonel hem de ekonomik olarak mevcut koşullara en uygun hâle getirmeye çalıştık tüm süreci. Bu sakinleşme çabasının yanında seçilen her işin hem mekânlarla hem de tüm festival boyunca etrafta olmasını istediğimiz Neşe duygusuna uygun işler olması için çabaladık.

Festivalin oldukça zengin ve “neşeli” programından öne çıkanları, bu yılki Bergama Tiyatro Festivali izleyicisini nelerin beklediğini sizden dinleyebilir miyiz? Festivalde önceki yıllardan farklı neler olacak?

Yine sondan başlayayım, bu sene diğer yıllardan en büyük farkımız bir festival buluşma alanımızın olması. Tonoz Kendine Has Bahçe, kendine has programı ve sahnesi ile festival boyunca özellikle akşamları son oyundan sonra bir araya geleceğimiz eğlenceli vakit geçirebileceğimiz sohbet edeceğimiz, kahkaha atacağımız, oyunlar üzerine konuşabileceğimiz bir program ve alan sunacak bize. Program detaylarına www.bergamatiyatrofestivali.com sitesinden ve sosyal mecralardan ulaşılabilir ama ben de birkaç örnek verebilirim seve seve. Bu sene üç adet uluslararası bağlantılı işimiz var. Bunlardan biri Amsterdam’dan misafir edeceğimiz Nineties Productions. Tiyatronun geleceğini, yeni tiyatronun dijital ile buluşmasını kendi yolculuklarında deneyimleyen bu ekip. Yerli üreticiler, sanatçılar, tiyatrocular ile buluşmaya geliyor. Bir panel bir de yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirip, kendilerinin tiyatroya dair yolculuklarını paylaşıp buralı ekiplerin hikâyeleri ile buluşmak istiyorlar. Özellikle sektörleşme konusu ile oldukça yakından bağlı olan bu buluşma için bir hayli heyecanlıyız. Umuyoruz uzun soluklu birlikteliklerin temelleri Bergama’da atılmaya başlar.

Amsterdam’dan sonra bir iş de Stockholm’den gelecek. İsveçli sanatçı duo Lundahl & Seitl’in yeniden üretilmiş, antik bir alanda dijital bir mekânda deneyimlenecek performansı bizim uzun soluklu hayalini kurduğumuz bir projenin de teaser’ı olacak umarım.

Son olarak da Afet und Diana. İlk kez Stuttgart’ta seyirci karşısına çıkan bu ortak yapımın Türkiye’deki ilk gösterimine Bergama Tiyatro Festivali ev sahipliği yapacağı için çok heyecanlıyız. Yakın zamanda hayatımızdan hiç çıkarmamız gereken bir mesele olduğunu tekrar tekrar hatırladığımız çevre meselesine 1 Türk 1 Alman 2 kadının gözünden bakan oyun cumartesi akşamı BerKM’de sahne alacak Afet Und Diana.

​Oyun olmamakla birlikte festivalin gerçekleştiği kentle kurulan ilişkiyi güçlendireceği düşüncesi ile Mimar Fatih Kurunaz tarafından rehberlik edilecek Kent turunu da şiddetle tavsiye ederim.

Bergama Tiyatro Festivali, sezonda izleyiciyle buluşan yapımlarından bu yıl Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu & Theater Tri-bühne ortak yapımı Afet&Diana’nın prömiyerine ev sahipliği yaparken, her sene olduğu gibi uluslararası ve bölgesel tiyatro ekiplerinin oyunlarına da yer verecek. Bu karşılaşmaların yarattığı etkileşimlerin katılan ekiplerdeki yansımaları hakkında neler söylersiniz?

Bergama Tiyatro Festivali aslında bir tema festivali değil. Merkezine aldığı dört ana konu üzerine her sene derinleşmeye ve gelişmeye çalışıyor. Bunlardan ikisi de yerelleşme ve sektörleşme. Aslına bakarsanız bence bir festivali özel kılan da bu iki konu üzerinde bir buluşma alanı yaratabiliyor olmak. Gelen ekiplerin olabildiği kadar uzun süre Bergama’da vakit geçirmeleri için şartları zorluyoruz. Özellikle tekrarlı gösterimlerle ekiplerin birbirlerinin işlerini izlemeleri / tanışmaları için de zaman yaratmaya çalışıyoruz. Bu karşılaşmalar arttıkça yeni üretimlere, ortak projelere daha çok alan açılacak. Bergama Tiyatro Festivali'nin de böyle tanışmalar ve üretimlere alan açabiliyor hâle gelmesi onun sürdürülebilir olma sürecine de önemli bir katkı koyacağını düşünüyorum

1. Öner Eren Arıkan
​2. Bergama Tiyatro Festivali’nin Afişi

Kültür sanat etkinliklerinin önündeki en büyük engel ekonomik sorunlar oluyor her zaman. Türkiye’de kültür sanat, tiyatro özelinde de konuşursak pandemi döneminden bu yana, gittikçe artan vergi yüküyle de ayakta kalmakta zorlanıyor. Festivalin gerçeklerinden, bir festivali hayata geçirmenin, kaynak yaratmanın nasıl bir çabayla mümkün olduğunu sizden dinleyebilir miyiz?

Her sene bu festivali yapmak, yapabilmek için birilerini ikna etmeye çalışıyoruz. Her festival bitiminde, önce paydaşlarımızla başlıyoruz. Nasılız? İyi miyiz? diye. Sonra tüm destekçilerimiz, ortaklarımız, iki festival arası yaşanan tüm süreç başından sonuna bir ikna çabası aslında. Yazdığımız proje destek başvurularında başvurumuzu kim okuyorsa onları ikna etmeye çalışıyoruz seçtiğimiz kelimelerle, sanatçıyı ikna etmeye çalışıyoruz, makul sınırlar çerçevesinde doğru finansal yönetim açısından servis sağlayıcımızı daha uygun bir teklif vermesi için ikna etmeye çalışıyoruz. Seyirciyi ikna etmeye çalışıyoruz bilet almaları, festivale katılmaları için gibi gibi dolayısıyla biz hep birilerini ikna etmeye çalışıyoruz.

Ve bu sürecin çok büyük kısmı finans ile ilgili. Birçok kültür sanat etkinliği / kurumu gibi bizim de en büyük meselelerimizin başında finansal özerklik ve sürdürülebilir bir yapı kurma ihtiyacı geliyor. Biz her sene ilişkilerimizi güçlendirsek de kaynaklarımızı çeşitlendirsek de mevcut ekonomik koşulların gerçekliğinde çabalarımızın yeterli olmadığı anlar oluyor. Tüm bu duruma rağmen festivalin bir şekilde gerçekleşmesini sağlayan ayni ve nakdi desteklerle bu sürecin bir buluşmaya dönmesine fırsat veren herkese ne kadar teşekkür etsek az.

​Tüm destekçilerimiz sadece ekonomik değil festivalin kurumsal gelişim sürecinde operasyonel katkılara kadar her alanda festivalin geleceğine dair hayal kurma alanı yaratıyorlar bizler için destekleriyle.

Dördüncü edisyonunda Bergama Tiyatro Festivali’ne hem daha önce katılanlara hem de hiç katılmayanlara iletmemizi istediğiniz bir sözünüz var mıdır?

Yukarıda da etraflıca bahsettiğim gibi aslında bir festival yapmanın zorluklarından öte şu anda ülke olarak içerisinden geçtiğimiz bambaşka zorluklarla birlikte bizler bu sene de bu festivali gerçekleştirme inadından vazgeçmediğimiz için çok mutluyum öncelikle. Arkasında büyük bir emek özveri ve adanmışlıkla hazırladığımız festivalimizi daha önce deneyimle fırsatı yakalayamamış yepyeni katılımcılarla tanışmak için bütün ekibimiz sabırsızlanıyor. Daha önce de belirttiğim gibi Bergama Tiyatro Festivali’ni salt bir tema festivalinden fazlası olması için hayata geçirdik, bu amacı gerçekleştirebilmemizin en önemli aktörlerinden birisi de katılımcılarımız olacak muhakkak. Birlikte düşünmeye, konuşmaya birbirimizden yenilik öğrenerek festivalimizi büyütmek için sabırsızlanıyorum.

0
2417
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage