11 MART, PAZARTESİ, 2013

Efsanenin Oğlu Markus Stockhausen

8 Mart Çarşamba akşamı başarılı bir konsere daha imza atan Markus Stockhausen, İstanbul’a bu ilk gelişinde tüm izleyicilerden tam not aldı.

Efsanenin Oğlu Markus Stockhausen

Borusan Müzikevi’in üç akşam önceki konuğu, grubu Trio Lichtblick ile Markus Stockhausen idi.


Çağdaş elektronik müziğin en önemli bestecilerinden olan ve yaptığı çalışmalarla dünya müzik literatüründe Devrim yaratan Karlheinz Stockhausen’in oğlu Markus Stockhausen ile karşı karşıya gelebilmek büyük bir keyifti. Gerçekten de, Helikopter Yaylı Quartet gibi önemli ve avangard bir çalışmaya imza atarak hafızalarımıza kazınmış olan Karlheinz Stockhausen’i aynı soyadını duyduğumuzda düşünmemek -aynı müziği yapmasalar da- elbete imkânsız.


8 Mart Çarşamba akşamı başarılı bir konsere daha imza atan Markus Stockhausen, İstanbul’a bu ilk gelişinde tüm izleyicilerden tam not aldı. Neredeyse iki saate yaklaşan programlarında, daha önce çıkmış albümlerindeki bestelere yer veren Üçlü, Borusan Müzik Evi’nin aynı zamanda bir sanat mekânı da olan sahnesinde yarattıkları sinerji ile kendilerine ait besteleri başarıyla yorumladılar.


Olağanüstü besteleri ve kendine has trompet/flugelhorn çalım stili ile müzik kariyerini başarıyla sürdüren Markus Stockhousen’e, piyanoda Angelo Comisso ve davulda Christian Thomé’den oluşan ve uzun süredir birlikte çalıştıkları Trio Lichtblick eşlik etti.


Lichtblick Trio’nun daha önce birlikte yapmış oldukları Lichtblick ve Es War Einmal albümlerinden bildiğimiz uyum, bu konserde de fazlasıyla mevcuttu.

Aslında her türlü çağdaş yaklaşıma rağmen, özellikle piyanonun pasajlarıyla aynı zamanda lirik bir tınıya da sahip olan grup, melodiyi hiçbir zaman ihmal etmeden, müzik denilen labirentin içinde bizleri başarılı bir biçimde dolaştırıp, tekar sandalyelerimize geri getirdi.


Çağdaş ve klasik müzikteki ustalığını caz müzikte de aynı biçimde gösterebilen Markus Stockhausen, Christian Thomé ile birlikte (bu kez piyanoda Coro Látomás ile) 2012 yılında birçok ünlü klasik müzik bestecisine ilham kaynağı olan Stabat Mater (beim favorim Pergolessi’in bestesidir) albümünü kaydettiler. Bu albümleri, müzik tarihini yeniden yorumlama ve çağdaş müziğe uyarlama konusunda önemli bir örnek teşkil ediyordu.


Piyanoda Angelo Comisso, solo sırası kendisine geldiğinde tuşların üzerinde yaptığı melodik gezintiyi izleyicilerine unutulmaz bir şölen havasında vermekte ustaydı. Davulcu Thomé ise, zamanı başarılı vuruşlara bölerek, sakin ama incelikli bir çalım stilinin temsilciliğini yapıyordu. Parçaların toplamından daha büyük olan bu sinerji, Markus Stockhausen ve Lichtblick Trio ile doruklara çıktı. Ve Borusan Müzik Evi’nin konuklarına tarihi ve untulmaz bir gece yaşattı.


Arzumuz, müzik fesivallerinden birinde daha geniş bir izleyici topluluğu önünde ve en kısa zamanda bu Üçlü’yü bir kez daha karşımızda görmektir.

0
2750
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage