Sinemada ‘tür’ meselesi geçmişe oranla biraz karışmış durumda. Artık ‘saf’ tür filmi bulmak giderek zorlaşıyor. Türlerin birbiriyle flört ettiği, zaman zaman iç içe geçtiği yepyeni bir estetik dönemde yaşıyoruz. Yine de, geçmiş deneyimlerimize, yönetmenlerin kimliklerine, filmlerin konularına bakarak beğendiğimiz türde filmler bulmak kolay bu zengin seçki arasından. Festival öncesinde, değişik zevklere göre seyircisini mutlu edecek filmlerden bir seçki sunalım.
Tarihi Dramlar
Festivalin uluslararası yarışma bölümünde yer alan Ann Hui imzalı Altın Çağ, tarihi dramları sevenler için biçilmiş bir kaftan gibi duruyor. Film, bir yandan Çin’in çalkantılı 1930’lu yıllarını resmederken, bir yandan da bütün isteği huzur içinde yazmak olan romancı ve şair Xiao Hong’un hayatını anlatıyor. Varlıklı bir ailenin kızı ola Xiao Hong’un babasına kafa tutup hayatta kalmaya çalıştığı bu tarihsel hikâye, özel bir ilgiyi hak ediyor kuşku yok ki. Venedik Festivali’nin kapanış filmi olduğunu ve Hong Kong’un Oscar adayı olduğunu hatırlatalım.
Geçmişe doğru yola çıkmışken Danimarka sinemasının önemli isimlerinden Thomas Vinterberg imzalı Çılgın Kalabalıktan Uzak’ı anmadan olmaz. Victoria İngiltere’sinde birbirinden çok farklı üç adamı etkisi altına alan Bathsheba Everdene’in hikâyesini anlatan film bağımsız ve güçlü bir kadın öykülerine eklenen yeni bir halka. Juno Temple, Carey Mulligan, Michael Sheen gibi isimleri bir araya getiren yapım, festivalin en çok konuşulacakları arasında gibi.
Festivalin dikkat çekici bölümlerinden birisi olan Sinemada İnsan Hakları programında yer alan Ülkesiz Şarkılar ise 1979’daki devrimden itibaren erkeklerin karşısında şarkı söylemeleri yasak olan kadınların hayatına götürüyor bizleri. Ayat Najafi imzalı yapım, bir grup İranlı ve Fransız kadın şarkıcının bir dizi konser organizasyonuyla iki ülke arasında kültür köprüsü kurma mücadelesini anlatıyor.
Aile Hikayeleri ve Hesaplaşmalar
Akbank Galaları da dokunaklı yapımları barındırıyor bünyesinde. Bunlardan ilki, Andrew Haigh imzalı 45 Yıl. Başrol oyuncuları Charlotte Rampling ve Tom Courtenay’ın Berlin’de en iyi kadın ve erkek oyuncu ödüllerini kazandığı yapım, evliliklerinin 45. yılını kutlamak üzere olan mutlu bir çiftin 50 yıl öncesinden gelen tatsız bir haberle sarsılan mutlulukları ve ikili arasında uzun yılların muhasebesinin ortaya saçılışını anlatıyor.
Frances Ha ile dikkatleri üzerine çeken Noah Baumbach’ın yeni filmi While We’re Young ise daha genç bir çiftin hikâyesine götürüyor bizleri. Çocukları olmayan Josh ve Cornelia çiftinin hipster bir çift ile yakınlaşmaları sonrası yaşananları insan ilişkilerini merkeze alarak anlatan bu eğlenceli yapım Ben Stiller, Naomi Watts, Adam Driver, Amanda Seyfried, Charles Grodin gibi iddialı bir oyuncu kadrosuna sahip.
Hesaplaşma teması sinemanın vazgeçemedikleri arasında. Bu yılın hesaplaşma filmi ise Ustalar Bölümü’nün konuğu olan Bille August’un Sessiz Kalp’i. Yönetmen bu kez üç kuşak aile bireylerini bir hafta sonu bir araya getiriyor. Hastalığı kötüleşmeden ölmeye karar veren Esther ve ailenin hafta sonu yaşadıkları yaşam, ölüm, sevgi ve aile üzerine düşünmemize neden olacak.
Dünya Festivallerinden bölümünün ağır toplarından birisi de hiç kuşku yok ki İzlandalı yönetmen Dagur Kári’nin yönettiği Bakir Dev. Adından da anlaşılacağı üzere 40’larında, kilolu ve annesiyle oturan ve tabii ki hâlâ ‘bâkir’ olan Fusi’nin hayatına sekiz yaşındaki kızıyla birlikte eğlenceli bir kadın girer ve hayatı darmadağın olur. İlk gösterimi Berlin’de yapılan film, yönetmenin büyük övgüler alan ilk filmi ‘Albino Noi’den bu yana çektiği en iyi yapım olarak değerlendiriliyor.
Biraz da Gülümseten Filmler
Uluslararası yarışma bölümünde yer alan Gerçeklik, B filmlerine selam çakan bir yapım. Wrong ve Rubber filmlerinin yönetmeni Quentin Dupieux imzalı yapım, yöneteceği korku filmi için destek arayan Jason isimli bir yönetmenin, anlaştığı yapımcının tek şartını yerine getirme çabasını anlatıyor. Yapımcının şartı ise Joson’un 48 saat içinde sinema tarihinin en kusursuz çığlığını bulması.
Akbank Galaları’ndan gelen gülümsetici yapıtımız ise Matthew Warchus imzalı Onur. BAFTA ödüllerinde en iyi ilk film seçilen yapım, 1984 yılı İngiltere’sine götürüyor bizleri. Maden işçilerinin grevi devam ederken, Başbakan Thatcher, polis ve hükümet yanlısı basın greve sert bir karşılık verir. Maden işçileriyle aynı bloğa karşı mücadele ettiklerinin farkına varan bir grup aktivist lezbiyen ve gey madenciler için yardım kampanyası düzenler. Tarihe geçen eğlenceli bir dayanışma öyküsü.
“Ağır siyasi meselelerden gülümseten işler çıkar mı?” demeyin. Borja Cobeağa’nın Arabulucu’su bunun olabileceğini gösteriyor. İspanya hükümeti ile ETA arasında 2005-2006 yıllarında gerçekleştirilen barış görüşmeleri sırasında iki taraf arasında arabuluculuk yapan bir adamın hikâyesinin anlatıldığı film, aksilikler, yanlış anlaşılmalarla başarısızlıkla sonuçlanan sürecin trajikomik öyküsü.
Sharon Maymon, Tal Granit ikilisini yönettiği Veda Partisi ise kara komedinin bütün olanaklarını sonuna kadar kullanıyor. Bir huzurevinde yaşayan bir grup dost, ölmek isteyen arkadaşları için ötanazi makinesi icat ediyor. Ancak makinenin şöhreti hızla yayılınca işler kontrolden çıkmaya başlıyor.
Adıyla müsemma Antidepresan bölümünde gösterilecek olan Hamileler Diyarı da seyirciyi gülümsetecek yapımlardan. Yönetmen koltuğunda aynı zamanda oyuncu olan Jacob Tierney’in oturduğu yapım, toplumun bebek takıntısının, aidiyet hissinin oluşmasında yarattığı etki ve beklentiler hakkında şenlikli bir komedi.
Gerilim ve Korkuya Hazır Olun
Özellikle gerilim sinemasında türün zirvesine ulaştığı 70’ler ve 80’lerin tadını yakalayan filmler bulmak giderek zorlaşıyor. Ağırlıklı olarak organların havada uçuştuğu filmler revaçta şimdilerde. Festivalin Geceyarısı Çılgınlığı bölümünde gösterilecek olan David Robert Mitchell imzalı Peşimdeki Şeytan eski usul korkunun hazzını hissettirecek gibi görünüyor. Bu sefer cinsel birleşme yoluyla kişiden kişiye aktarılan bir lanet söz konusu. Kılıktan kılığa girebilen ve sizden başka kimsenin görmediği, yanınıza ulaştığı anda canınızı alacak doğaüstü bir varlık.
Bir aile draması gibi başlayıp, girerek gerilim unsurlarıyla bezenen İspanyol yapımı Sihirli Kız gösterildiği birçok festivalde övgüler ve ödüller aldı. Yeni Bir Bakış bölümünde gösterilecek Carlos Vermut imzalı yapım, lösemi hastası kızının son dileğini yerine getirmeye çalışan bir baba, bunalımda bir ev kadını ve 10 yılını hapiste geçiren bir öğretmenin kesişen hikâyesini anlatıyor.
Berlin Film Festivali’nde gösterilen H. ise yaşadıkları kente çarpmak üzere olan bir meteorun etkisiyle hayatları değişen iki Helena hakkında. Rania Attieh ve Daniel Garcia imzalı yapım, kaybolan insanlar, garip doğa olayları ile hayatları dağılan insanların dünyasını bilimkurgu ve gerilim arasında incelikli bir ilişki kurarak anlatmayı başarıyor.