!f ile 15 Yıl Nasıl Geçti?

“!f İstanbul iyi ki var”

Meltem Cumbul – Oyuncu 

!f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’ni 15 yıldır öncelikle iyi bir seyirci olarak takip ediyorum. Rupert Everett'in ödülünün takdim edilmesi, jüri'de yer almak, geliri Oyuncular Sendikası’na kalmak şartıyla gerçekleştirdiğimiz Eric Morris oyunculuk atölyesi dışında !f İstanbul Film Festivali'nde davet edildiğim her etkinliğe katılmak benim her yıl vazgeçilmezim. Rainbow gecelerinin eğlencesini ise hiç kaçırmam. Serra ve Pelin'i !f'in bugüne kadarki başarılarından ötürü tebrik etmek isterim. Özellikle film seçimlerinden ötürü... Davet ettikleri ve bizi bir araya getirdikleri sinemacı konukların hemen hemen hepsi çok kıymetli sanatçılar. !f İstanbul Film Festivali iyi ki var.

“Beraber büyümek tam da böyle bir şey”

Çiçek Kahraman – Film editörü

!f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali ile büyümüş bir sinemacı olarak anlatmaya nereden başlayacağımı bilemiyorum. İlk çektiğim video 10 yıl önce ilk defa !f’te gösterilmişti. Ben !f ekibi ile ilk defa o yıl tanıştım. Sonraki yıllarda bu ilişki giderek pekişti, arkadaşlıklar da güçlendi. Sonra !f benim ve birçok sinemacı arkadaşım için bir ortak üretim platformuna doğru evrildi. Bugüne kadar kurguladığım birçok kısa ve uzun metraj film, !f'te seyirci karşısına çıktı. Geçen yıl ilk video yerleştirmemi gene !f bünyesinde sergiledim. Böyle bir ekip benim işimi sahiplendiği için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu sene de ortağım Can Kılcığoğlu ile UKA Film olarak !f kapsamında dört günlük bir atölye vereceğiz ve bunu heyecanla bekliyoruz! İnsan, kendini evinde hissettiren bir ekiple çalışma fırsatı her zaman bulamıyor. Kendimi bu büyük ailenin bir parçası hissediyorum ve bana böyle hissettirdikleri için onlara teşekkür ediyorum.

!f ile seyirci olarak başlayan ilişkim, birlikte üretmeye kadar ilerledi. Beraber büyümek tam da böyle bir şey. Sizi seviyorum!

“Benim gözde bölümüm Gökkuşağı Filmleri”

Atilla Dorsay – Sinema Yazarı

!f benim için öncelikle yalnız sinemanın değil, her sanatın temel itici gücü, motoru ve esin perisi olan yeni, yenilik, yenilemek ve farklı olanı aramak sözcüklerinin bir toplamı ve temsilcisi. Bu şenlik 15 yıldır çok ünlü, çok ödüllü, çok göz önünde olanı değil, daha farklı ve araştırmacı filmleri seçti. Bir diğer deyişle !f hep genç oldu, genç kaldı ve Türk sinema seyircisine bir tür gençlik aşısı yaptı. Başka şenliklerin unuttuğu, göz ardı ettiği, en azından rağbet etmediği filmleri buldu, onları ve yönetmenlerini tanıttı, kimi zaman bizzat gelmelerini sağlayarak meraklılarıyla buluşturdu. Az şey mi bu?

Benim gözde bölümüm ise sanırım “Gökkuşağı Filmleri”. Bu şiirsel başlık altında sinemanın elbette yer verdiği, vermesi gereken, ama hep alabildiğine marjinal kalmış ve kimi zaman ciddi festivallerin bile göstermeye cesaret edemediği filmler toplanıyor. Ve gayet  de iyi oluyor. Çünkü elbette eşcinselik de insan olmanın hallerinden biri. Sinemanın da bilmesi ve eğilmesi gereken bir alan. Hele birçok sanatta olduğu gibi sinemada da eşcinsellerin kendilerine özel bir yaratıcılıkla oynadıkları rol üzerinde düşünürsek… George Cukor’dan Fassbinder’e,  Pasolini’den Derek Jarman’a, Andy Warhol’dan Gus Van Sant’e, Pedro Almodovar’dan Gregg Araki’ye, onların katkısı olmasaydı sinema ne denli eksik kalırdı… Ve !f bu tür filmleri ayrı bir bölümde toplayarak tam anlamıyla çağdaş bir tutum sergiledi. Bunca yıla emeği geçen herkesi kutluyorum.

“!f’in izleyicileri birbirine yaklaştırma özelliği var”

Sevin Okyay – Sinema Yazarı

!f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali, benim için sınırsızlık, özgürlük, bağımsızlık ve gençlik anlamına geliyor. Yalnızca sinemada değil, hayata bakış olarak da… Gençlik anlamına geliyor ki müzik filmleri de bu anlamı pekiştiriyor. Gerçi partiler yaşıtlarımızı biraz sarsar, o başka. Bir de, uzun ömürlü bütün iyi festivaller gibi, !f’in izleyicileri birbirine yaklaştırma özelliği var. Başka bir yerde izleme ihtimalimizin neredeyse sıfıra yakın olduğu filmleri de burada yakalayabiliyoruz. Her bölümde “keşif”ler yapılabiliyor çünkü. Bu yüzden ille de “Keş!f” bölümünü çok seviyorum. “Başka Haller” ve “Özel Gösterimler”i de… “Galalar”da da iyi filmler var tabii ama sonuçta o filmler nasılsa bulunur. Zor bulunan filmlerin olduğu bölümleri daha çok seviyorum. Örneğin, Wendy & Lucy ya da Tilki Perisi Liza’nın (Liza, the Fox Fairy) yer alacağı alabileceği her bölümü sevebilirim.

“!f’in hep destekçisi olacağım”

Serra Yılmaz - Oyuncu

!f benim için tutkun olduğum sinemaya zenginlik katmayı ifade ediyor. Bağımsız filmlerin ülkemizde dağıtılması ve seyirciye kavuşması imkansızken, senede bir kez güzel bir seçki sunarak, bu filmleri büyük ekranda görmemizi sağladı.

!f’te jüri üyesi oldum, workshop yaptım... Son yıllarda !f hep benim İtalya'da tiyatroda oynadığım döneme rastladığından tek bir film dahi izleyemiyorum ama !f’in varlığı uzaktan bile olsa beni mutlu ediyor. !f’in hep destekçisi olacağım.

“Sinemaseverler için nefes alma fırsatı sunuyor”

Uğur Vardan – Sinema Eleştirmeni

Ben, sinema eğitimini (!) 80’lerden 90’ların ortalarına uzanan süreçte İstanbul Film Festivali’nde almış bir kuşağın temsilcisiyim. Bahsi olunan kuşak içinde yetişenlerden bir kısmı sonraki yolculuklarına bizatihi sektörün içinde yer alarak (Yönetmen, senarist, kameraman vs.) devam ettiler; bir kısmı yazı-çizi işine girdi (Eleştirmen), bir kısmı da sıkı bir sinemasever olmayı sürdürdü, sürdürüyor. Yani ciddi anlamda özel bir izleyici kitlesi oluşturuldu yıllar içinde. Ne var ki festival “11 ayın sultanı” tadındaydı ve kayda değer yapımlar için kalan diğer zamanlarda beklemek ve salonlara şansa uğrayan iyi filmlerle idare etmek gerekiyordu. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali, Filmekimi ile birlikte arada kalan sürede sinemaseverler için bir tür ara durak, nefes alma ve antrenman yapma fırsatı sundu, sunuyor…