27 MAYIS, PERŞEMBE, 2021

“İlacı Başka Yerde Değil de Kendimizde Aramak Nasıl Olurdu?”

Yorumladığı her şarkıyı kendine ait dokunuşlarla dönüştüren Melike Şahin, solo kariyerinin ilk albümü Merhem’in ilk konseri ile dinleyici karşısına çıktı. Şahin ile 28 Mayıs akşamı Zorlu PSM’nin çevrim içi platformu PSM Online’da gerçekleşecek konseri öncesi bir araya gelerek konsere, albüme ve müzikal yolculuğuna dair merak ettiklerimizi konuştuk. 

“İlacı Başka Yerde Değil de Kendimizde Aramak Nasıl Olurdu?”

Melike Şahin, berrak ve etkili yorumuyla, her biri kalplerde yer edinen şarkılarıyla ve kendine has duruşuyla yerli sahnenin en özel isimlerinden biri kuşkusuz. BaBa ZuLa ile çalışmalarının ardından kendi yoluna ilk teklisi Bi’ Fırlatsam ile yön veren sanatçı, ardından “Sevmek Suçsa Suçluyum”, “Geri Ver”, “Tutuşmuş Beraber”, “Deli Kan”, “Kara Orman” gibi şarkılarının yanı sıra farklı isimlerle yaptığı çalışmalarla da müzikseverlerin radarında kıymetli bir yer edindi. Ve artık Şahin’in müzik kariyerinde emin adımlarla ilerlediğinin kanıtı olan ilk albümü Merhem’i konuşuyoruz. Şahin’in şubat ayında Diva Bebe Records & Gülbaba Records etiketiyle yayımladığı Merhem, Mabel Matiz ile hazırladığı “Nasır” hariç tüm şarkılarının sözlerinin kendisine ait olduğu 10 şarkıdan oluşuyor. Prodüktörlüğünü ve sanat yönetmenliğini Şahin’in üstlendiği uzun zamandır beklenen ilk albüm, “Hepsi Geçti”, “Gönlüm Durur Orda”, “Uykumun Boynunu Bükme” gibi bugün ve gelecekte nerede duysak durup dinleyeceğimiz şarkılarıyla geçirdiğimiz bu karanlık günlere de ismi gibi merhem oldu.

Melike Şahin, yakın zamanda Spotify'ın kadın müzisyenlerin seslerini yükseltmek ve her alanda olduğu gibi müzik sektöründe de var olan eşitsizlikle savaşmak için oluşturduğu global projesi EQUAL projesi kapsamında “Uykumun Boynunu Bükme” parçası ile EQUAL global listesinde yer alırken; EQUAL Türkiye listesinde ise “Nasır” şarkısı ile yer aldı. Aynı zamanda proje kapsamında Türkiye listesinin ilk kapak sanatçısı olarak albüm fotoğrafı New York Times Meydanı’ndaki tanıtım alanında yayımlandı.

​Melike Şahin ile ilk konserine, “Melike paletinin kederden hariç renklerini de gösterebilmekti” diyerek açıkladığı albüm hazırlık sürecine, şarkılarının hikâyesine, müzikal yolculuğuna ve yakın zamanda dinleyiciyi bekleyen sürprizlere dair söyleştik.

* Röportaj 28 Mayıs konserinden önce gerçekleştirilmiştir.

Buluşmamızın güzel sebebi Zorlu PSM’nin çevrim içi platformu PSM Online üzerinden gerçekleştireceğiniz, Merhem’in ilk canlı konseri. Albümün ilk konserinin çevrim içi olması bir burukluk hissettiriyor mu? İlk konseriniz için bir hayaliniz var mıydı? Konser hazırlıklarınızdan ve neler hissettiğinizden, 28 Mayıs akşamı PSM Online’da neler olacağından konuşalım mı? 

Hafif bir burukluk var elbette, yok dersem yalan olur. İlk konserim için tabii ki çok fazla hayal kurdum yol boyunca, neyse ki kurduğum hayallerin hemen hemen hepsi gerçek olacak 28 Mayıs Cuma akşamı. Tek eksiğimiz dinleyicimiz, onlar da evlerinden bana güzel enerjilerini yollayacak biliyorum. Çok heyecanlıyım çok. Konser çalma listesini hazırladıktan sonra şöyle bir baktım şarkılara alt alta, inanılmaz duygulandım. “Tutuşmuş Beraber”, “Nasır”, “Deli Kan”, “Uykumun Boynunu Bükme” hepsi aynı konserde… Bunu düşündükçe çok mutlu oluyorum. 

©Civan Özkanoğlu

Sizinle çevrim içi ortamda buluşmaya da alışığız aslında. Sosyal medyada takipçileriniz/dinleyicileriniz ile sıkı bir iletişiminiz var. Canlı yayınlarda buluşuyorsunuz, sorularına cevaplar veriyor, gelişmelerden haberdar ediyorsunuz. Aradaki bu samimi-mesafeyi nasıl kuruyorsunuz? Bu diyalog sizde nasıl karşılık buluyor?

Bu nasıl oldu ben de çok anlamadım aslında. Özel bir şey yapmıyorum bu bağla ilgili. İçimden geldiği gibi takılıyorum, zaten işin esprisi de orada galiba. Uzakta biri gibi değil de evden biri gibi algılıyorlar beni, ne tatlı. Sürekli bir sevgi sunma hâli var takipçilerimde çok mutlu oluyorum. Mesafeyse kendiliğinden hissettiğimiz bir şey bence. Nadiren de olsa, bu “bizim evin kızı” hâline çok tutulup, iyi niyetle olsa da sınır ihlaline girebilen kişilerle karşılaşıyorum sokakta. O zamanlarda da samimiyetle rahatsızlığımı ifade edip devam ediyorum. Beni takip eden kitleyle aram çok iyi, maşallah diyelim. 

Melike Şahin duygularını paylaşmaktan sakınmayan ama daha çok neşesini, sevincini, mutluluğunu, gülümsemesini bölüşen biri. Renklerinizle, pozitif enerjinizle nasıl oluyor da şarkılarınızda kalbimizi bırakıp, rakı hayaline düşüyoruz? Şarkıları söylerken, bunları üretirken ve sahnede nasıl bir Melike Şahin var?

Bu soruyu ben de çok sordum kendime. Herhalde yazmak benim acılı kısımlarımı iyileştirme metodum, o yüzden eski şarkılar öyle çıktı. Onları söyledikçe ben iyileştim, toparlandım, neşelendim. Albümü hazırlarken en dikkat ettiğim şeylerden biri de Melike paletinin kederden hariç renklerini de gösterebilmekti. Bunu başardığımızı düşünüyorum açıkçası Merhem’le. Artık sadece hüzün değil bence olayımız, bir cesaret yola düşmek, derdin üstüne üstüne gitmekle ilgili bir yerlerimizi uyandırıyor bence albüm.

Şarkılarınız kişisel bir yerden çıkıp çoğunluğun hikâyelerine dönüşüyor ve bir şekilde sahipleniliyor. Özellikle Merhem’in yayımlandığı ilk gün bile herkes içinden kendisine çok şey ifade eden bir şarkı seçti ve paylaştı. Merak ediyorum neydi Merhem’i var eden, bu şarkıların hikâyesi, nasıl ortaya çıktılar? 

Vallahi Merhem’i oluşturan on şarkının onu da farklı farklı zaman dilimlerinden. Her birinin ayrı bir derdi var. Ama ortaklaştırabileceğim alan şurası: İlacı başka yerde değil de kendimizde aramak nasıl olurdu? Bununla ilgilenecek yüzleşecek dermanımız var mı? Yoksa nasıl yaratabiliriz. Diğer röportajlarımda da sıklıkla söylediğim gibi, bir iyileşme ihtimalinin peşinde Merhem. Yara bere içinde durmanın değil. 

©Civan Özkanoğlu

Eminim ki amacına ulaşarak çok yaranın merhemi oldu. :) Albüm yayımlanalı sanırım üç ayı tamamladı. Nasıl geçti bu süreç? İlk albümünüz hakkında neler hissediyor ve düşünüyorsunuz? Kariyerinizi nasıl bir yöne çevirdi bu albüm?

Çok çok mutluyum. Kaliteli bir iş yaptık ve tam da beklediğim gibi geliyor yorumlar. Bu üç ayım çalışmak, çalışmak ve çalışmakla geçti. Şan çalıştım, postürümü düzeltmekle uğraştım. Klipler için ufaktan hareketlilik başladı. Ara sıra da yeni şarkılar yazdım. Çıtayı çok yükseğe koymuş bulundum ilk albümümle, daha da yukarı çıkarmak için var gücümle çalışıyorum. Kariyerimi tam istediğim gibi bir yöne çevirdi bu albüm. “Ben kimim, kim değilim?” sorularına çok net bir cevap oldu. Gönül ferahlığıyla işimin başına sahneye dönmeyi bekliyorum.

Yeni şarkıların da yakın zamanda geleceği müjdesini aldığımızı düşünüyorum bu cevabınızla. New York Times Meydanı bahsini atlamayalım derim Spotify’ın EQUAL projesi kapsamında New York Times Meydanı’nda tanıtım alanında yer aldınız. Bu hepimizde tabir caizse bir “as bayrakları” heyecanı yarattı. :) Sizin bu konuya karşı duygularınız ne oldu?

Ben sevindirik oldum, çok hoşuma gitti. Fotoğraflarımı çeken sanatçı arkadaşım Civan Özkanoğlu da New York’ta yaşıyor ve bu vesileyle Times Square’e, çektiği fotoğrafın billboarddaki yansımasını çekmeye gitti. Bu çok tatlı bir tesadüf bence. İnsanların tepkisi de çok iyi geldi doğrusu. Gurur vermek güzel bir his.  

©Civan Özkanoğlu

Bugün Merhem’i konuşuyoruz ama müzikal yolculuğunuzda, sesinizde, yorumunuzda, vardığınız yerde nelerin, kimlerin dokunuşu var? 

Bütün hayatımın, olan biten her şeyin izi var. Bence benim üretimimi ve yorumculuğumu özel kılan şey de bu... Çektiklerime kayıtsız kalmayışım... Bunu sanatıma aktarmak için çok emek harcadım. Birkaç albüm ya da isim saymam gerekirse, Sezen Aksu'nun Işık Doğudan Yükselir albümünü, Fairouz'un izlediğim tüm canlı performanslarını, daha aklıma gelmeyen nice kadın sanatçı bana çeşitli şekillerde ilham oldu, oluyor. Güçlü yorumcuları ve güçlü prezansları izlemek beni çok tetikliyor üretimlerimde.

Bir röportajınızda alaturka tavrın personalarınızdan biri olduğunu söylemiştiniz. Alaturka olarak tanımlanmak alanınızı daraltıyor mu? Bir yandan da Akdeniz arabesk tanımı söz konusu? Nedir açıklaması Akdeniz arabeskin? Tüm bu tanımlar bir yana siz kendi sound’unuzu nasıl tanımlıyorsunuz? Türkiye müzik sahnesinde nerede konumlandırıyorsunuz müziğinizi? 

Keşke kendi sound'umu tanımlamak zorunda olmasam, çok zorlanıyorum bu soruda. "Akdeniz arabesk" bu noktada yardımıma koştu. Yorumculuğum ve yazdığım sözlerde arabeskin izlerine rastlamak mümkün, ama ben sadece o değilim. Arabesk janrı dinleyeni daha karanlık ve umutsuz bir yerde bırakıyor. Ben orda durmayı sevmiyorum, dinleyenlerime de bunu yapmak istemem. Sahnede Melike Şahin'i izlerken acılarının üstünde dimdik duran, her şeye rağmen neşesini yitirmemiş vakur bir kadın görürsünüz. Akdeniz sözcüğüyle, sunduğum hikâyeye bu kısmı da katmış oluyoruz. Yüzümüze tatlı bir yel vuruyormuş hissini yani, hikâyemi dinlerken. Ben kendimi özellikle bir yerde konumlandıramıyorum, konumlandırmaya gerek de duymuyorum açıkçası. Dinleyicilerimin kalbinde kapladığım yer beni ilgilendiriyor.

“Yüzümüze tatlı bir yel vuruyormuş hissi” tam olarak böyle sahiden. :) Hem albümde hem de albümden önce birlikte çalıştığınız birçok müzisyen var. Bu birlikte üretimlerin bugünün müziğine, sizin müziğinize nasıl katkıları oluyor sizce? 

Bugünün müziğinde yeni bir şey söyleme riskini almak mühimdi bence. Birbirinin replikası işler üretiledururken, sanatçının kendi akışını tüm şeffaflığıyla ortaya koyabilme cesaretini gösterebilmesi çok kıymetli bence. Benim de Merhem'le kalkıştığım şey bu aslında. Bunu becerebileceğim müzisyenlerle bir araya geldim ve şahane bir iş çıktı ortaya. O hissi emanet edebileceğim sanatçılarla bir araya geldim ve sunacakları nadide vizyonlara korkmadan zıpladım. Bu açıdan kendimi takdir ediyorum açıkçası. Çalıştığım aranjörlerin hepsine emekleri için yeniden ve yeniden teşekkür etmek isterim.

Albüm de tam bu zamanın içinden çıktığı için sormak isterim. Üzerimize kara bulut gibi çöken pandemi süreciyle nasıl baş ettiniz/ediyorsunuz? Çalışmalarınıza, size nasıl yansıdı bu dönem? 

Ben sürecin önemli bir kısmını albüme çalışarak geçirdim, bu noktada albümüme bir teşekkür borçluyum beni delirmekten kurtardı. Ama tabii içim konser yapma arzusuyla yanıp tutuşuyor şu anda. Bununla daha ne kadar başa çıkabilirim bilemiyorum

Merhem bizimle, hâlâ çalma listelerimizde ve bir de önümüzde de bir konser var. Peki ajandanızda bizimle paylaşacağınız başka gelişmeler, haberler var mı?

Bu yaz çeşitli klipler, bir sürpriz cover, Levni&Melik duomuzdan yeni bir tekli gibi planlarım var. Mümkün olursa yaz konserlerinde seyircimle buluşmayı da çok istiyorum. 

Merhem’in 28 Mayıs akşamı saat 21.00’de Zorlu PSM’nin çevrim içi platformu PSM Online’da gerçekleşecek ilk canlı konserini buradan bilet alarak izleyebilirsiniz.

0
8151
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage