UNIQ İstanbul ve Başka Sinema iş birliğiyle dördüncüsü düzenlenen Açıkhava Film Festivali, 5 Haziran – 11 Eylül tarihleri arasında 35 filmden oluşan seçkisiyle gerçekleşecek. Başka Sinema’nın direktörü Azize Tan ve UNIQ İstanbul’un genel müdürü Sonay Yücel ile bu seneki festivalin oluşum aşamasını, seçkisini, programın detaylarını ve Başka Sinema’nın yeni projelerini konuştuk.
UNIQ İstanbul, geleneksel Açıkhava Film Festivali’nde, uzun metrajların yanı sıra kısa filmlerin de seçkiye dahil edildiği festival programı kapsamında animasyon gecesi, korku gecesi ve 14 Haziran’da başlayacak Dünya Kupası’na özel bir gece de düzenlenecek. Festivalde öne çıkan yönetmenler arasında Michael Haneke, Greta Gerwig, Yorgos Lanthimos, Michel Hazanavicius, Andrey Zvyagintsev, Christian Petzold ve Fatih Akın gibi isimler bulunuyor.
Bu sene dördüncüsü gerçekleşiyor Açıkhava Film Festivali’nin. Bu festival fikri Uniq’ten mi ortaya çıktı yoksa birlikte bir iş birliği ve konuşma sırasında mı karar verdiniz? Fikir aşamasını ve festivalin ortaya çıkışını biraz anlatabilir misiniz?
Sonay Yücel: Şöyle esasında, UNIQ İstanbul bir kültür sanat kampüsü, artık öyle adlandırıyoruz ve dört yıl evvel burası açıldığında farklı neler yapabiliriz diye düşünmeye başladık. Tabii ki o dönemde hepimizin çocukluğumuzdaki yazlık sinema özlemi sürdüğü için bu fikir gündeme geldi. Biraz araştırma yaptık ve birçok alışveriş merkezinin bunu yaptığını öğrendik. Açıkçası ticari, tek düze, üstünkörü bir iş olmasın, gerçekten iyi bir iş çıkaralım istedik. Daha o zaman Başka Sinema’yı tanımıyordum. Böyle kült filmler yayımlayalım istedim çünkü bizim izlemediğimiz filmleri insanlara göstermek istemedik. Ardından eski, iz bırakmış filmleri acaba yayımlayabilir miyiz diye düşündük. Filmleri bulmakta önce sıkıntı yaşadık. Blu-Ray veya DVD arıyoruz zaten o zaman DCP gibi bir fanteziye hiç girmedik. Filmleri bulamadığımız günlerden birinde, bizi Unkapanı’nda filmleri bulabileceğimiz bir firmaya yönlendirdiler. Önce sevindik ama yasal bir yol olmadığını öğrendiğimizde vazgeçtik. Tam ümidimizi kaybediyorduk ki birileri vasıtasıyla Başka Sinema ile tanıştırıldık ve projeyi kurguladık. İlk sene on filmlik bir seçkiyle başladık ve çok güzel yorumlar aldık. İkinci sene Başka Sinema ile daha yaza yayılacak şekilde otuz filmlik bir seçki oluşturduk. Geçen sene Azize Hanım’ın da Başka Sinema’nın başına geçmesiyle bu fırsatı değerlendirmek istedik. Yıllarca İstanbul Film Festivali gibi bir markanın direktörlüğünü yapmış bir kişi Başka Sinema’nın başında olunca fikirlerini değerlendirmek istedik. Neredeyse İstanbul’daki diğer festivallerle yarışan bir seçki oldu. Bir de özgürüz gösterimlerle ilgili çünkü bir sponsorumuz yok. Dolayısıyla bize bunu gösteremezsiniz diyebilecek biri yok. Festivalin ticari kaygıları da yok. Dolayısıyla geçen sene iyi bir kurgu ortaya çıktı. İçinde animasyon geceleri, korku geceleri oldu… Mesela beni en etkileyen altı tane kısa filmin olduğu geceydi. İzleneceği konusunda endişeliydik ama çok ilginç bir sonuçla karşılaştık. Azize Hanım da baya şaşırdı. Şimdiki İstanbul Film Festivali direktörü Kerem Ayan’ın da filmi vardı hatta ve o da şaşırdı. Enteresan ve iyi bir sezon geçirdik kısacası. Bu sene bunu biraz daha öteye taşımaya gayret ediyoruz. Tabii hayaller bununla sınırlı değil. Yanımıza ufak da olsa bir sponsor alabilirsek, bunu daha dışarıya açmak, dışarıdan bazı filmlerin ilk gösterimini, yabancı yönetmenleri getirebilmek gibi bir sürü hayali konuşuyoruz. Bir festival yolcuğu diye çıkmadık ama Başka Sinema’nın seçkisiyle zaten yolculuk bizi kendiliğinden bir festivale getirmiş oldu.
Seçkide yer alan filmler aslında bu sezon gördüğümüz filmlerin yaza yayılmış hâli gibi.
Azize Tan: Kesinlikle! Hakikaten sezonda gösterilen filmlerin en iyilerinin bir araya getirildiği bir seçki oldu bir anlamda.
Aslında diğer sorum da bununla alakalıydı. Bu seneki seçkiyi nasıl belirlediniz?
Azize Tan: Sonay Bey’in de söylediği gibi Uniq’in belli bir izleyicisi var. Burada her şeyi gösteremiyorsunuz. Sinema zevki oldukça gelişmiş, seçici bir izleyici kitlesi var. Zaten Başka Sinema’nın programı gösterdiğimiz filmler itibarıyla bu bakışa çok yakın. Bağımsız sinemanın en iyi örneklerini programımız içerisinde toplayıp, bir araya getirmeye çalışıyoruz. Ama biz Uniq Açık Hava Festivali’nin programını yaparken, Başka Sinema dağıtımı filmlerin dışında farklı filmlere de yer veriyoruz. Yıl içerisinde çıkmış, bizim de beğenerek seyrettiğimiz, izlediğimiz filmlere de yer vermeye çalışıyoruz. O yüzden hakikaten bir sinemasever için bence kaçırılmayacak bir fırsat. Açık hava festivalleri benim çocukluğumda vardı, ondan sonra kayboldu gitti. Yeşillikler içerisindesiniz, kocaman bir perde var… Festival yapmaya karar verdikten sonra yani bu işin adını festival olarak koymaya karar verdikten sonra Sonay Bey’e söylediğim ilk şey festivallere yakışır bir gösterim düzeni yapmamız gerektiğiydi. O yüzden onlar da bir DCP yani normal sinemalarda gösterim yapan dijital gösterim sistemini kurdular buraya. Artık filmlerimizi normal sinemalardaki kalitede gösteriyoruz. Öte yandan güzel hoşluklar yapıyoruz. Az önce Sonay Bey’in de söylediği gibi farklı yerlerde yapılan işlerin dışında, en çok gişe yapmış üç dört filmi bir araya getirmek gibi değil de hakikaten küratöryel olarak bir araya getirilmiş bir program seçkisi sunuyoruz.
Haziran programınızı gördüm çok güzel bir seçki hazırlamışsınız.
Azize Tan: İşte o Haziran programındaki kısa film gecemiz mesela geçen seneki festivalde deneyimlediklerimiz sonunda ortaya çıktı. Artık festivallerimizin gelenekselleşen bölümlerinden kısa film gecesine, bu sene de mutlaka devam edeceğiz. Animasyon gecemize de devam ettireceğiz. Yıl içinde özel ve yeni neler varsa onları da programın içerisine dâhil etmeye çalışacağız. Mesela bu yıl Ingmar Bergman’ın doğumunun 100. yıl dönümünü, biz Başka Sinema olarak yönetmenin farklı farklı filmlerini de çeşitli vesilelerle gösterdik. Ama mesela şu ana kadar İstanbul’da hiç gösterilmeyen Fanny ve Alexander, Uniq Açık Hava Film Festivali programında izleyicilerin görme şansına sahip olacakları bir film. Böylesine klasik bir filmi açık havada ve büyük ekranda izleme şansına sahip olmak güzel. Onun dışında az önce bahsettiğim gibi Altın Palmiyeli The Square’den Berlinale’de yönetmen ödülü kazanan Wes Anderson’ın Isle of Dogs filmine kadar çok sayıda filmimiz var. Yine korku gecemiz, animasyon gecemiz var. Animasyon gecemizde iki film birden gösteriyoruz: Have A Nice Day ve Your Name. Öte yandan !f İstanbul Film Festivali programında gösterilmiş, ödüller kazanmış filmlerden oluşan beş filmlik bir program da sunuyoruz. Bu gösterimlere filmlerin yönetmenleri de katılacaklar.
Hangi kısa filmler? Henüz belli değil mi?
Azize Tan: Belli. Nedret Bugün Kaybolur, İstanbul Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü kazanan Sana İnanmıyorum Ama Yerçekimi Var ve Lütfi İrdem’in Görünmez Kadın filmi. Geçen hafta Diyarbakır’da bir atölye yapıyorduk hemen orada bir filmi programa dahil etmeye karar verdik, o da Anadolu Yok filmi. 14 Haziran’da Dünya Kupası başlıyor. Dünya kupasına özel bir şey yapalım istedik ve Ken Loach Looking For Eric filmini göstereceğiz. Çünkü futbol ile ilgili çekilmiş iyi filmlerden biri. Hereditary bu hafta vizyona giriyor, yaz sonuna doğru korku gecemizde göstereceğiz. Bir de Christian Petzold’ün son filmi Transit gene bu sene Berlin Film Festivali’nde yarışmadaydı, o da vizyona girmeden önce ilk defa Uniq Açık Hava Film Festivali’nde izleyiciler tarafından görülebilecek.
Festivale has, özel bazı gösterimlerin olması çok iyi.
Azize Tan: Çünkü festival programı yaptığınız zaman filmlerin içerisinde bir bütünlük sağlamak önemli. Biz zaten daha ziyade bağımsız filmleri gösteriyoruz. Yönetmen sinemasına önem veriyoruz. The Shape of Water ile başladık gösterimlere. Guillermo del Toro en sevdiğimiz yönetmenlerden birisi. Hem popüler sinema hem sanat sinemasını aynı potada eritmeyi başarmış bir yönetmen. Onun dışında Haneke’nin en son filmi Happy End de programda yer alıyor.
Bu senenin iyi filmlerinden biri de Loveless’tı. Programda yer alacak mı?
Azize Tan: Loveless kesinlikle olacak. Kaçırdıysanız kaçırmayın seyredin. You Were Never Really Here şu anda sinemalarda, onu da ilerleyen günlerde izleme şansına sahip olacaksınız. Türkiye’den de İşe Yarar Bir Şey, Daha, Sofra Sırları ve Kelebekler filmlerini göstereceğiz. Bu filmlerin de yönetmenleri ya da oyuncularının katılımıyla gösterimlerinin gerçekleşmesini sağlayacağız. Filmlerde ayrıca İngilizce altyazı gösterilecek. Türkiye’de yaşayan yabancılar Türkiye yapımı filmleri İngilizce altyazılı talep ediyorlar çünkü. Onun için de özel çaba sarf ettik. Burada yaşayan yabancı insanların Türkiye’deki filmleri takip etmeleri, buradaki sinema kültürüne aşina olabilmeleri için kaçırılmayacak bir fırsat. Zaten bir festival yaptığınızda, o festival ruhunu ve hissini böyle şeylerle yakalayabiliyorsunuz.
Ben listedeki tüm filmleri izledim mesela ama seçkideki filmlerin hepsi hem bir daha izlenebilecek hem de açık havada izlemenin ayrı bir his yaratacağı filmler.
Azize Tan: Kesinlikle öyle. Filmlerin çoğu şimdiden sinema klasikleri arasına girecek olan filmler. Bir de çok güzel bir festival kataloğu hazırlıyoruz. 5 Haziran’dan 1 Eylül’e kadar hangi filmi ne zaman izleyebilirsiniz bunu görebileceksiniz. Özellikle İstanbul’daysanız veya tatile gittiniz geldiniz diyelim, üç buçuk ay boyunca devam eden bir etkinlik olduğu için bir yerinden mutlaka yakalama imkânına sahip olabileceksiniz. Türkiye’de nedense böyle işler yapılır, önce çok tutulur sonra devamı gelmez. Hâlbuki bir şey ne kadar sürekli olursa, gelenekselleşirse, siz onun üzerine koyarak ilerlersiniz. İnsanlar, İstanbul’da geçirdikleri gecelerde, bir program yaparken mutlaka açıp Maslak Uniq’in film festivali programına da bakıyorlar. Bir buluşmayı o güne denk getiriyorlar.
Sonay Yücel: Bu arada restoranlar ile yaptığımız bir iş birliği de var. Restoranların neredeyse tamamı o gün içinde gelen müşterilere %10 ile %15 arasında değişen bir oranda indirim sağlayacaklar. Destek çok önemli ancak kuruluşlar bir araya geldiği zaman işler başarılabiliyor. Başka Sinema’nın da iş birliği bizim için çok değerli.
Azize Tan: Bizim için de aynı şekilde. Benim zaten festivalci bir geçmişim var. O yüzden böyle bir şeyi burada yapabiliyor olmak çok keyifli. Bu filmlerin izleyiciyle buluşuyor olması bizi de çok mutlu ediyor. Çünkü 400 kişilik bir kapasite var. Hiç az buz bir sayı değil.
Sonay Yücel: Hatta 500’e çıktığımız filmler oldu geçen sene.
Azize Tan: Son notumuzu da iletelim. Yaz olduğu için havayla ilgili azizliklere uğrayabiliyorsunuz ama biz o konuda da çok hazırlıklıyız. Hava durumunu takip ediyoruz ve herhangi bir erteleme olursa duyurusunu hemen yapıyoruz. Ve filmleri daha sonra tekrar programlıyoruz.
Başka Sinema’nın buna benzer başka iş birlikleri, festival ya da farklı etkinlikleri olacak mı?
Azize Tan: Olacak. Geçen hafta yaptık bir tane mesela. 24-27 Mayıs'ta Gaziantep’teydik. Başka Sinema Gaziantep film günlerinin ilkini yaptık. Diyarbakır'da bir film atölyesi gerçekleştirdik. Ben önümüzdeki günlerde Van'a gideceğim, orayla bir iş birliği yapabilir miyiz diye. Ege tarafında bir şeyler yapmak için plan ve projelerimiz var. Bergman filmlerini geçtiğimiz haftalarda İstanbul, Ankara ve Bursa'da gösterdik. İzmir'de de gösterilecek. Dogtooth filmi bu sene tekrar vizyona sokacağımız filmlerden bir tanesi. İstanbul dışında da farklı etkinlikler yapmak, oralara da gitmek, oradaki seyirciye de dokunmak istiyoruz. Mesela Kars'ta ve Lüleburgaz'da sinema topluluklarıyla yaptığımız iş birliği bizim için çok önemli, onu bir parça daha yaymaya çalışıyoruz. Şimdi Başka Çarşamba'yı çok fazla sayıda şehre yaydık. Belki oralarda sinema salonlarımız yok ama her çarşamba günü bir Başka Sinema filmi gösteriliyor. Başka Çarşamba kapsamında, Mersin'de, Adana'da, Konya’da filmler gösteriliyor ve Antakya, Diyarbakır ve Gaziantep’te de başladık. Yani böyle böyle en azından bu filmleri haftada bir gün bile olsa Başka Sinema çatısı altında gösterip, oralarda sadık izleyici kitlelerine ulaştırmak iyi oluyor.
Bunlar dışında çok çeşitli kültür kurumlarıyla iş birliği yapıyoruz. Mesela Arter ile İstanbul Modern ile yaptığımız iş birlikleri oldu. Uniq de onlardan biri, bomontiada’da gösterim yapıyoruz. Cappadox’ta üç film ile küçük bir program yapacağız. Bodrum Müzik Festivali’nin film programını yapıyoruz aynı zamanda. Yani biz her türlü kültür kurumuyla bu tür iş birliklerine açığız ve Sonay Bey'in de söylediği gibi özellikle bu tip ekonomik kriz zamanlarında kültür sanata olan bütçeler hep kısılıyor biliyorsunuz. Bu tip kurumların bir araya gelerek birbirleriyle dayanışma hâlinde bu etkinlikleri sürdürüyor olmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum.
UNIQ Açık Hava Film Festivali biletlerine www.biletix.com adresinden, festival programıyla ilgili tüm detaylara www.uniqistanbul.com adresinden ulaşılabiliyor.
Haziran ayında seyirciyle buluşacak filmlerin listesi:
5 Haziran The Shape Of Water
7 Haziran Happy End
8 Haziran The Killing Of A Sacred Deer
10 Haziran Hakaret
12 Haziran Ladybird
14 Haziran Looking For Eric – Dünya Kupası Özel
17 Haziran Kısa Film Gecesi
19 Haziran I, Tonya
21 Haziran Loving Vincent
22 Haziran The Greatest Showman On Earth
26 Haziran In The Fade
28 Haziran The Square
29 Haziran Have A Nice Day + Your Name Anismayon Gecesi