İzlanda, yetiştirdiği büyülü seslerle kalplerimize dokunmaya devam ediyor. Björk, Stórsveit Nix Noltes, Mugison, Slowblow ve Skúli Sverrisson gibi isimlerle birçok iş birliğine imza atan müzisyen Ólöf Arnalds, 6 Nisan’da Babylon sahnesinde berrak sesiyle, baharı huzurla karşılamamızı sağlayacak. Konser öncesi Ólöf Arnalds ile hayalleri, melankoliyi, şarkı yazma sürecini ve daha birçok şeyi konuştuk…
2000'li yılların başından beri müzik yapıyorsun. Solo kariyerine başlamadan önce beş yıl boyunca da Mum'un turne ekibindeydin. Müzik hikayen nasıl başladı?
Çocuk yaşlarda keman çalmayı ve klasik müzik söylemeyi öğrendim. Gençlik yıllarımda kendime gitar çalmayı ve şarkı sözü yazmayı öğrettim. Ama kendi şarkılarımla ortaya çıkmak için çok utangaçtım.
İzlanda'yı çok seviyoruz çünkü Björk, Mum, Bang Gang ve Sigur Ros gibi çok iyi isimlerin çıkış noktası. Orada müzik yapmak nasıl bir his?
Başka hiçbir yerde müzik yapmadım, burada evimde hissediyorum. İzlanda'daki müzik camiası oldukça yakın ve arkadaş canlısı, herkes birbirine olabildiğinde yardımcı oluyor ki bu harika bir şey. Doğanın dramatik etkisi burada yaşayan herkesi doğrudan etkiliyor. Bunun yanında muhtemelen farklı bir yerde müzik yapıp kaydetmek de bana iyi gelir. Belki de Türkiye'de bir kaç şarkı kaydetmeliyim.
Bu arada, İstanbul'da oldukça tanınan Ólafur Arnalds'la kuzensiniz. Nasıl bir ilişkiniz var, sık görüşüyor musunuz ya da müzikal bir iş birliğiniz oldu mu hiç?
Ólafur ve ben sıkı bağlara sahip büyük bir ailenin üyesiyiz. Babalarımız kardeşti ve onun babası bana da babam kadar yakındı. Profesyonel müzik anlamında bugüne kadar hiç iş birliğimiz olmadı. Ama aile toplantılarında popüler şarkıları hep birlikte çalıp söyleriz.
Şarkı sözlerini yazma sürecinden bahsedebilir misin? Nasıl çıkıyor ortaya şarkılar?
Yazdığım şarkı ile aklımda güçlü bir bağ kuran ve bir duyguyu, hatırayı ya da hayali anlatabilecek kelimeler araştırıyorum. Kelimeleri bulduktan sonra, kelimeler ve kelimelerin seslerle uyumu kendiliğinden gelişip tamamlanır. Aslında bu biraz bulmaca çözmek gibi bir şey.
Müziğinde ve vokal tarzında eşsiz bir melankoli var. Özel hayatında da böyle biri misin?
Çok duygusal ve kendine dönük biriyim. Belki melankolik de sayılabilirim, bilemiyorum…
Canlı performanslarında özellikle çalmayı sevdiğin bir şarkı var mı?
“Innundir Skinni” isimli şarkıyı çalmayı seviyorum çünkü dinleyenleri içine çekmeyi başaran basit bir melodisi var.
6 Nisan'da Babylon sahnesinde olacaksınız. Daha önce İstanbul'da çalmıştınız, neler düşünmüştün İstanbul hakkında?
Çok güzel ve samimi bir konser olduğunu hatırlıyorum. Ayrıca aynı akşam bölgede elektrik kesintisi olduğunu da hatırlıyorum. Orada olduğum bir kaç günde genç ve yaratıcı insanlarla uzun sohbetler etme fırsatı yakalamıştım.
Müzik dışında tutkulu olduğunuz bir şey var mı?
Doğa, mimari ve şiir.
Son yıllarda hayatının en etkileyici olayı neydi?
Uzun süredir birlikte çalıştığımız Skúli Sverrisson tarafından yazılan ve İzlanda Senfoni Orkestrası ile birlikte söylediğim şarkı diyebilirim.
Gerçekleşmesini istediğin en büyük hayalin nedir?
Sayfiye bir yerde; ateşle ısıtılan ve deniz suyuyla dolu sıcak bir banyosu olan kulübe inşa etmek.
Aşağıdaki kelimeleri ilk duyduğunda aklına gelenleri söyler misin?
Aşk: Var
Nefret: Korkudur.
Barış: Mümkündür.
Müzik: Her yerdedir.
Renk: Işık
Aile: Akşam yemeği
Evlilik: Koşulsuz birliktelik
Sex: Hayat
Yemek: Aşk
İçecek: Su ve şarap
Sinema: Vizyon açıcı
Peki yeni çalışmalardan haber var mı? Son albüm "Palme" 2014 yılında yayımlanmıştı…
Şu anda yeni şarkılar hazırlıyorum. Bakalım bu şarkılar beni yavaşça nerelere götürecek… Ben de meraklıyım…
Yakın gelecek için ajandanda neler var?
Daha fazla müzik yazmak, sanatçı olarak müzikal kelime dağarcığımı genişletmek ve yeni fikirler üretip geliştirmek için notaları bir araç olarak keşfetmeye devam etmek.
Cevapların için çok teşekkürler. Son olarak eklemek istediğin bir şey var mı?
İstanbul'a tekrar gelmek için çok sabırsızlanıyorum! Davet edildiğim için gururluyum ve umarım ziyaretim harika bir müzik gecesi ve birliktelikle tamamlanır.