Belçikalı indie rock grubu Balthazar’ın gitar vokali Jinte Deprez’in solo projesi J. Bernardt, 23 Mayıs’ta yeniden İstanbul’da olacak. Jinte Deprez ile bu konser öncesinde bir araya gelerek, albümünü yaratma süreci, şarkılarının hikâyeleri, Balthazar’ın piyasaya çıkacak olan yeni albümü, video klip çalışmalarının detayları ve hayata bakış açısı hakkında sohbet ettik.
Wicked Streets, Calm Down, On Fire, The Other Man, gibi şarkılarıyla hızla hayran kitlesi oluşan ve neredeyse 2017’de çıkardığı Running Days albümündeki tüm şarkılarının hite dönüştüğü Jinte Diprez, daha önce grubu Balthazar ile 2013’te İstanbul’u ziyaret etmişti. Geçtiğimiz sene İstanbul Rooftop Festival’de solo projesi olan J. Bernardt’la İstanbul’a gelen Diprez, aynı projeyle 23 Mayıs akşamı 21:30’da ilk defa Salon’a konuk olacak.
Jinte Diprez, 2004’te Maarten Devoldere, Patricia Vanneste, Joachim Quartier ve Christophe Claeys ile Balthazar’ı kurdu. Balthazar’la beraber birçok yerel yetenek yarışmasını kazandılar. Pukkelpop ve Rock Werchter gibi festivallerde sahne aldıktan sonra 2010’da ilk albümleri Applause’u yayımladılar. Grup, The Joy Formidable, Editors ve dEUS’a Avrupa turnelerinde eşlik etti. Applause’dan sonraki ikinci albümleri Rats de Müzik Endüstrisi Ödülleri’nde “Yılın En İyi Albümü” ödülünü aldı. Rats’in miksini The Strokes, Devendra Banhart gibi sanatçılarla çalışan Noah Georgeson gerçekleştirdi. 2015 tarihli albümleri Thin Walls’un prodüktörü ise Blur ve Depeche Mode’un da prodüktörü olan Ben Hillier oldu. Balthazar’ın yeni işlere kısa süreliğine ara verip yan projeleriyle ilgilenmeye çalıştığı süreçte Jinte Deprez, solo projesi J. Bernardt’ı hayata geçirdi.
Geçen yıl Running Days albümünüzü yayımladınız. Albümde yer alan her bir şarkı oldukça beğenildi. Running Days albümünün tüm yaratım sürecinden söz edebilir misiniz?
Çok teşekkürler! Running Days, odamda küçük bir deney olarak başladı; dizüstü bilgisayarımda elektronik tabanlı olarak yaptığım beat’lerle, küçük döngüler ve biraz da DIY hip-hop yaklaşımıyla ortaya çıkardım. Ama sonunda, daha önce yaptığım soul ve RnB müzikten farklı bir ruha sahip ya da etkisi oldukça şaşırtıcı şarkılar ortaya çıkardım ve bu heyecan vericiydi. Üstelik edindiğim bazı synthesizer ve sample’lar ile prodüksiyon kısmının hiç de zorlayıcı olmadığı bu albümü kendi başıma yapabildim. Kimse projeye gerçek anlamda dâhil olmadı. Kendi istediğim şarkıları söyleyebildim ve hiçbir beklenti içinde olmadan yayımladığım bu albümün iyi bir sonuç vermesi gerçekten güzeldi.
J. Bernardt, Balthazar'dan sonra başlattığınız solo projeniz oldu. Bu projenizle birlikte ne tür deneyimler elde ettiniz?
Ufkumu çok genişletti. Bir albümü kendi başınıza yapmak ve bitirmek bir gruptan çok farklı. Mesela tüm görüşmeleri kendi başınıza yapmak zorundasınız. Balthazar, çok iyi yağlanmış bir makine gibiydi, bu yüzden yeniden bana kendimi şekerci dükkanındaki bir çocuk gibi hissettiren yeni ve küçük bir şey yapmak iyi geldi.
Şarkılarınız gerçekten havalı, orijinal ve de melodilerine kendimizi kaptırmamak imkânsız. Öte yandan, melankolik melodileri de var. Özellikle Wicked Streets, Calm Down ve The Question… Şarkılarınızı bir hisse göre mi oluşturuyorsunuz? Hikâyeleri var mı?
Esasen melodilere kendimi kaptırabildiğim işleri beğeniyorum. Modern Rnb’yi, hip-hop'u, hatta trap’i seviyorum. Bu yüzden çoğu zaman önce ritimlerle başladım, The Question’daki riff de buna örnek gösterilebilir. Ama bir şarkı yazarı olarak, melankoli bir şekilde kanımdaydı ve ben bununla uzun süre savaştım. Sonra dürüst olmam gerektiğini fark ettim ve bunu dışa vurmaktan çekinmedim. Sonuç olarak prodüksiyon açısından doğru balansı kurabilmek için bazı şeyler aradım ve sonucunda şarkılarımın oldukça dürüst işler olduğunu gördüm. Bu yüzden albümü dinlediğinizde, stüdyo tekniğinden çıkma işler değil de kendi küçük hikâyeleri olan şarkılarla karşılaşabilirsiniz. Bu da benim için oldukça mantıklı bir sonuç.
Hazır hikâyeden söz açılmışken Wicked Streets şarkısının hikâyesini çok merak ediyorum. Nasıl ortaya çıktı, anlatabilir misiniz?
Wicked Streets, son yayımladığım Balthazar albümünün hemen ardından yaptığım ilk şarkılardan biriydi. Kız arkadaşım o zaman, şarkının şu an intro’sunda dinlediğiniz kısmını duştan çıktığı sırada mırıldanıyordu. Bu yüzden ilham kaynağıma saygı duymak için onun sesine de şarkıda yer verdim. Şarkıda kullandığım korno sesleri albümdeki en pahalı maliyetti ancak sesleri duyduğunuzda buna değer olduğunu görüyorsunuz. Aslında şarkı, sevdiğim her tür enstrümanın bir koleksiyonu gibi oldu ancak synth'lerden wurlitzer'e, gitardan elektronik davullara kadar her birini kombinlemek zordu. Bu da Running Days'e dair güzel bir tanıtım olabilir aslında. Wicked Streets’in sözlerini, şehirde çıktığım bir tur sırasında deneyimlediğim bazı vahşi gecelerden sonra yazdım. Bu aynı zamanda deneyimlediğim, çıktığım bir macera sonrasında yaşadığım bazı şeyleri aktarabilme fırsatı da yarattı.
Sanırım bu yüzden J. Bernardt oldukça şehirli ve modern bir proje gibi hissettiriyor. Tüm indie, hip-hop, electronik ve pop birleşenleri de hissedilebiliyor. Peki başka neler hissetmeliyiz veya siz kendi müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Bence oldukça iyi bir şekilde tanımlamışsınız projeyi. Aslında projeye başlarken herhangi bir ana plana sahip değildim ama zaten bu başta da istediğim bir şeydi: hoşlandığım bazı müzik türlerini birleştirmek ve bunu aşırıya kaçmadan, güzel bir dokunuşla yapmak. Sadece stüdyomda bu projeyle eğlenmek ve istedikleri zaman insanların dans edebilecekleri konserler gerçekleştirmek istedim. J. Bernardt, indie bir çocuk olarak, hiphop ritimleri üzerinde yoluna devam etmeye çalışan benim bir yansımam diyebiliriz.
Şu ana kadar iki video klip yayımladınız; The Other Man ve Wicked Streets. İkisi de oldukça iyi klipler. Bu iki klibi oluşturma süreçlerinizden ve gelecekteki video klip projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Video klipler için çok fazla harcayabilecek param yoktu, bu yüzden çok sayıda küçük klip yerine iki tane iyi klip yapmaya karar verdim. İkisi de, bana çok tatlı bir ilham kaynağı olan Tobi Jonson tarafından yönetildi. Kendisi aynı zamanda aklıma bazı fikirler getirmek konusunda tam bir çılgın. Kliplerin tüm süreçlerinde sonuna kadar kararlı ilerledi ve bazen ben ne yaptığını anlamaz bir halde oluyordum. Ancak sonuçları gördüğümüzde, bir araya gelen tüm uğraşların ve katmanların ne anlama geldiğini anlayabildik. Bu yüzden onun yarattığı dünyalardan çok memnunum. Beni takip eden bir kamerayla etrafta dolaşmak zorunda kaldım. Wicked Streets, bir adamın etrafında gezinen kızlar veya arkadaşlar düşüncesiyle yola çıktı ve sonunda klibi Westworld’u andıran bir dünyaya dönüştürdü. The Other Man, bir şeyleri yakmaktan hoşlanan bir adamın hikâyesine odaklanıyor. Daha önce bir şeyleri yakarken yüzünü yakan ve yeni bir tane yüze sahip olduğunda bile tatmin olmayan zengin bir adamı anlatıyor. Yani bükülmüş bir adamı anlatıyor; çünkü bu hepimizin içinde biraz var. Bizi ilginç kılan şeylerden biri de böyle taraflarımız. Bir sonraki video klip hakkında henüz düşünmedim. Bu iki video Running Days albümü içindi, sanırım önce yeni bir albüm yapmam gerekiyor.
16 Eylül 2017'de İstanbul Rooftop Festival’de sizi dinlemiştik. Gerçekten harika bir performanstı. Şimdi 23 Mayıs'ta Salon İKSV'de sahne alacaksınız. Bu konserde bizi neler bekliyor?
Geçtiğimiz yıldan bu yana grup olarak çok geliştik. Bu turne kapsamında çalacağımız yeni şarkılarımız var ve tüm konser müzikal açıdan çok daha özgür. Albümde yer alan tüm şarkılar dinlenebilecek. Bu konser aslında biraz da gezmek amaçlı ve aynı zamanda yeni albüm hazırlığı öncesi son konserlerimiz. Bu yüzden bizi canlı olarak dinlemek için şimdi iyi bir zaman diyebilirim.
Size neler ilham veriyor ve hayata bakış açınız nedir?
Hayattaki küçük şeyler diyebilirim. Dünyaya baktığınızda, kültürel açıdan birçok farklılıklar görüyorsunuz ama sonuçta hepimiz marketten alışveriş yapıyoruz veya tuvalete gidiyoruz. Hepimizin hayatta kalbi kırılıyor veya sevinçten uçabiliyoruz. Bunların da şarkı söylemek için oldukça önemli ve küçük evrensel değerler olduğunu düşünüyorum.
Balthazar üretime ve turnelere devam edecek mi?
Elbette, şimdi yeni bir albümü bitirmek üzereyiz ve gelecek sene Balthazar’la tekrar turneye başlayacağız. Bu solo projemin ardından Balthazar'ı tekrar ele almak her zaman planlanmıştı zaten. Yeni albüm için çok heyecanlıyım. Oldukça taze ve egzotik olacak.
Gelecekteki projeleriniz nedir?
Bu turneden sonra yeni Balthazar albümü geliyor ve ben de her iki proje için yazmaya devam edeceğim. Çok ilerisini düşünmüyorum. Fakat bir şekilde hep yeni müziklerle karşınızda olacağımı söyleyebilirim.
https://www.youtube.com/watch?v=_F5wKDNnyNQ