03 EYLÜL, SALI, 2024

Kendi Özgünlüğüne Nezaket Göstermek: “Kinds of Kindness”

Yorgos Lanthimos’un absürt bir kara komedi antolojisi olarak izleyicisiyle buluşan, modern toplumun getirdiği sorunları, bireylerin sorunlar karşısında kendine yarattıkları kaçış alanlarını birbirine dolanan üç hikâye çevresinde anlatan filmi Kinds of Kindness hakkında bir yazı.

Kendi Özgünlüğüne Nezaket Göstermek: “Kinds of Kindness”

Yorgos Lanthimos’un prömiyerini 77. Cannes Film Festivali’nde yapan Kinds of Kindness filmi, absürt bir kara komedi antolojisi olarak izleyicisiyle buluştu. Lanthimos ve Efthymis Filippou’nun, Kynodontas / Dogtooth, Alpeis/Alps, The Killing Of Sacreed Deer ve The Lobster sonrası beşinci iş birliği olan filmi, üç bölümden oluşan masalsı bir anlatı. Kendi hayatının kontrolünü ele geçirmeye çalışan, seçeneği olmayan bir adamın hikâyesini anlatan üç parçalı bir masal olarak nitelendiriliyor film. Denizde kaybolan karısının geri döndüğünü ancak farklı biri gibi göründüğünü fark eden bir polis memuru ile kaderinde olağanüstü bir ruhani lider olmak olan ve özel yeteneklere sahip birini bulmaya çalışan kararlı bir kadının dünyasına davet eden Kinds of Kindness’ın hikâyesi Lanthimos’un önceki çalışmalarından aşina olduğumuz stilist, yenilikçi ve özgün bir çarpıcılıkta işleniyor. Başrollerinde Emma Stone, Jesse Plemons, Willem Dafoe, Margaret Qualley’nin yer aldığı filmin oyunculuk performansları ve oyuncuların her bir hikâyede yaratılan atmosferin çerçevesinde biçimlenmiş karakter tasvirleri filmin gücünü aldığı noktalardan biri olmayı başarmış.

Yorgos Lanthimos sineması, bakışını sınırları belirli alanlara çevirip, oradan kendine kapsayıcı bir alan belirlemesiyle alameti farikasını yaratmıştır. Toplumsal normların ve kuralların birey üzerinde yarattığı etki, kimi zaman kabullenmenin verdiği sıradanlıkla kimi zaman da isyanın yaratabileceği delilik hâliyle Lanthimos filmlerinde kendine yer edinir. Lanthimos hikâyelerinin içerisinde olan bireylerin yaşadığı topluma karşı yabancılaşma hâli karakterlerini duygusal ve sosyal olarak izole edebilirken, ahlaki ve etik sorunların çatışması altında bireyler içgüdüsel olarak kendilerine bir davranış biçimi geliştirirler. Kinds of Kindness filmi de diğer filmlerde olduğu gibi modern toplumun getirdiği sorunları, bireylerin sorunlar karşısında kendine yarattıkları kaçış alanlarını absürt bir anlatım formu içerisinde ele alıyor. Bu noktada, her ne kadar hikâyelerin altında yatan nedenlerin dikkate değer olduğunu düşünsem de anlatım dili olarak kendine seçtiği absürt, kara komedi ve kontrolsüz gibi görünen biçimin filme zaman zaman zarar verdiğini düşünüyorum. Kinds of Kindness, bir yandan bireylerin yaşamları üzerinde ne kadar kontrol sahibi olduklarını ve kadermişçesine yaşananların başkalarının oyun alanı olabileceğinin altını çizerken; bir yandan da her anını kurallarla, yazılmış rutinlerle planlayanların etkisi altında kalan başkalarının, diğerlerinden etkilenme biçiminin etrafında kendi özgün yanımıza nezaket göstermenin yolunu inşa ediyor. Her yaşananın bir sınırı olduğu filmde, tuhaf bakışlar altında kalarak hayatın sınırlarını zorlayan karakterlerin bu aşınma hâlinden vazgeçmemeleri de kimi zaman rahatsız edici bir tuhaflıkla kimi zaman da başımıza gelmesinin muhtemel olacağını düşündürtecek bir dille anlatılıyor.

Gerçeğimizle Çatışan Kimliğimizin Algımıza Verdiği Sorunlar

Sınandığımız meselelerin bizleri uçlara taşıması hâlinin tükenen şeylerden bizi uzaklaştırmasını, her gün kolayca erişebildiklerimize sarılma isteği de filmin merkezine aldığı duygulardan. Alışkanlıkların, rutinlerin insanı yoldan çıkarabilecek yanlarını meselenin ana nedeni hâline getirmeyi de ihmal etmiyor Lanthimos. Yaşamın içinde, kendi yaşamımızda var olma biçimimize yabancılaştıkça tüketme biçimlerimizin değişmesi dolayısıyla kendimizden ya da başkalarından tapınacak bir ikon yaratma fikri de filmin bölümlere ayrılan yapısında kendine yer buluyor. Hayatın sonunu ya da sonsuzluğunu her hikâyede ayrı biçimlerde sınayan ve sorgulayan film; yaşamın elimizde olan yegâne yanı olan uçup geçiciliğinin bireyin üzerindeki etkisini tartar. Bunu yaparken aynı oyuncuları her bir hikâyede farklı biçimlerde konumlandırması, herkesin yaşam boyunca birbirine benzeşen ve ayrışan yanların çok da farklı olmadığını anlatmak ister. Anlatım biçiminin parçalı yapısı ve oyuncuların değişen personalarının her bölümde farklı biçimde ortaya çıkmasının, filmin vermek istediği birçok mesajın altını biraz boşalttığını düşünüyorum.

Kinds of Kindness, karakterlerini kendi dünyalarının içerisinde herkes gibi aynı tutkularla, arzularla donatılmış ilk bakışta tuhaf görünen bir evrenin içerisine hapsediyor. Onlara kurduğu tuzaklarla karakterlerinin sınırlarıyla ve eşik noktalarıyla oynayarak ekşi bir tat yakalıyor. Gerçeğimizle çatışan kimliğimizin algımıza verdiği sorunları, karakterlerin hayatlarını kontrol altına alma çabalarını, ahlaki ikilemler ve etik soruların etrafında şekillenen karar mekanizmalarını soğuk ve mesafeli kadrajlama biçimiyle anlatan Kinds of Kindness; yönetmenin diğer filmlerinde anlattığı meselelerin eksenine bir şey eklemiyor. Her ne kadar üç hikâyenin birbirine bağlandığı bir yan olsa da takip edilebilirliği zor olan film, her işini merakla ve hayranlıkla beklediğimiz yönetmen Lanthimos’un önceki filmlerindeki tematik, stilist benzerlikler dolayısıyla izlenmeyi hak ediyor. Filmin bende bıraktığı hissiyatın çok da iyi olduğunu söyleyemeyeceğim, dürüst olmalıyım. Fakat yine de içime düşürdüğü soruların ve sorgulamaların beni sürüklediği hisler oldu. Tüm bunların baş döndürücü etkisiyle yazdım bu yazıyı.

​Herkesin, herkesin sınırlarını bildiği ve zorladığı, herkesin birbirine benzemesinin istenildiği bir zaman diliminde ve mekân parçasında kendin olarak yaşama uyum sağlamak zor. O yüzden kendi özel girişimimizi her gün yeniden yaratmamız gerekir. Hayatın kendisini bir var olma biçimi olarak yoğurabiliriz. Kurgulanan ve rastgele denk geldiğimiz bin bir tane yüz, hikâye, ifade biçimi ve oyununu oynayan birey var. Ve hayatlarında yaratıcı bir rol üstlenerek yaşamını sanata çevirmek isteyenler… Her durumda yanı başımızda durması gereken unsur ise; kendi özgünlüğümüze nezaket göstermek olsa gerek…

0
3482
1
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage