06 OCAK, ÇARŞAMBA, 2016

Kimse Dinlemese de Rap Yapmaya Devam Ederdim

2000’li yılların başından itibaren yaptığı şarkılarla Türkçe rap içinde kendine has bir yer edinen Sansar Salvo ile hem yeni projelerini hem de rap müzikle tanıştığı ilk yılları konuştuk. 

Kimse Dinlemese de Rap Yapmaya Devam Ederdim

Sansar Salvo, özellikle 2010 sonrasında ismini en çok duyduğumuz rap müzisyenlerinden biri. Küçük yaşta başladığı rap müzikte giderek yükselen Sansar’ın repertuarındaki şarkı sayısı epey fazla. Sürekli üretirken yolunun kesiştiği isimlerle düetler de yapan rapper, son olarak Ceza’nın son albümü Suspus’ta Sor Bize adlı şarkıda sanatçıya eşlik etti.

Firuzağa’da hem ev hem de stüdyo olarak kullandığı dairesinde bizi ağırlayan Sansar Salvo ile rap müziğe nasıl başladığını, bolca düet ve single ile geçirdiği 2015’i ve güncel rap müziğin ahvalini konuştuk.

Rap yapmaya ne zaman, nasıl başladın?

Ben sanırım Türkiye’de bu işe en genç yaşta başlayan MC’lerden biriyim. 1989 doğumluyum. Ama 2001 ve 2002 yıllarında ilk sözlerimi yazmış ve kayıtlarımı yapmaya başlamıştım. Önceleri evde boş kasetlere şarkılarımı dolduruyordum. Daha sonra ise harçlığımı biriktirip Kadıköy’de bir saatliğine kayıt stüdyosu kiralayıp oralarda şarkılarımı kaydetmeye başladım. O stüdyolarda ricayla falan insanlara mix yaptırırdım. Yani, kısacası, rap müzik yapmaya yaklaşık 15 yıl önce başladım ve hâlâ da devam ediyorum.

Peki, Sansar Salvo lakabı nereden geliyor? Nasıl ortaya çıktı?

Başlarda çok isim düşündüm. Mesela “Panik” diyordum kendime ilk zamanlarda. Ama arkadaşlarım bu ismi pek beğenmemişti. Ben de iyi dedim ve başka isimler düşünmeye başladım. Sonra bir gün yolda yürürken Sansar geldi aklıma. Bir süre sadece Sansar diye göründü ismim ama bu lakapla takılan başka insanlar da vardı. Daha sonra sözlük okurken Salvo kelimesiyle karşılaştım. Yaylım ateşi anlamına geliyor. İlk albümümü çıkardığımda ikisini birleştirdim ve Sansar Salvo olsun dedim.

Rap müzik yapmaya ilk başladığın zamanlarda sana ilham veren, bir anlamda seni de rap yapmaya yönlendiren isimler kimlerdi?

Yerli isimlerden Hakan MC ve RAK Sabotaj’ı takip ederdim. Ceza ve Fuat da vardı elbette. Zaten eskiden çıkan tüm Türkçe rap kasetlerini alırdım. Öncesinde yabancı rap dinlemişliğim de vardı ama genel olarak hep yerli isimleri dinlerdim. Ben bu işe Cartel dinleyerek başlamadım açıkçası. Kendi çocukluğuma denk gelen isimlerle Türkçe rap dinlemeye başladım. Hip Hop Menü diye bir toplama albüm vardı, 2000’lerin başlarında yayınlanmıştı. Onu çok dinlemiştim mesela.

İlk albümünü yayınladığında henüz 18 yaşındaydın. Aslında hep kendi kitlenle, adım adım büyüdün. Ama şimdi çok daha fazla dinleyicin var. Bu gelişmede özellikle sosyal medyanın ve genel olarak internetin nasıl bir etkisi oldu?

Tabii, ilk başladığım zamanlarla kıyaslandığında şimdi daha fazla insana ulaşabiliyoruz. Ama beni aslında önceden de çok kişi dinliyordu. Konserlerim dolardı. 19 yaşında ikinci albümümü çıkardığımda lansman konserini Kadıköy’de bir barda yapmıştık ve toplamda 1500 kişi gelmişti. O yıllarda öyle bir kalabalığı rap piyasasında sadece Ceza toplayabilirdi. O konser bana çok güç vermişti. O günü hiç unutamayacağım.

İnternet ise aslında tuhaf bir şekilde etki etti benim kariyerime. Underground hazırladığım o amatör kayıtları Kadıköy’de, Rexx sineması önünde satardım arkadaşlarımla. Ama işte tam da o dönem mp3 patladı, korsan CD patladı ve bambaşka bir noktaya geldi müzik piyasası. Ben de tam o dönemde ortaya çıktım ama müzik piyasası bitmiş gibi bir şeydi. Birkaç plak şirketiyle görüşmem de oldu ama bir yere varamadık. En sonunda bir firmayla anlaştık ve ilk albümüm bu kaos ortamında çıktı. Fena da satmadı ama maddi bir getirisi olmadı tabii bahsettiğim sebeplerden dolayı.

Bir önceki soruyla bağlantılı olarak sorayım, sen ilk çıktığın zamanlarında biraz daha öfkeli şarkı sözlerinle tanınıyordun.  Hatta bir şarkın nedeniyle Psikopat Yazar olarak bilindiğin zamanlar da vardı. Şimdi, geçen yıllar içinde, biraz daha sakinleştiğini düşünüyor musun?

İnsanlar bana o şarkı nedeniyle o lakabı taktılar ama rap müzikte sıkça yapılan, storytelling diye bir şey vardır. Bir hikâye anlatırsın. İlla yaşadığın bir şey olması da gerekmez. Ben de onu yapmıştım sadece. Ama bu tamamen benimle özdeşleştirildi. Ben ilk başlarda arabesk müzikten ilhamla da işler yapıyordum, o zaman da kıro diyorlardı. Ben birçok insana ulaşmak istiyordum ve bu yüzden farklı şeyler deniyordum. Müzikal kariyerimde sürekli gelişme kaydederken birçok şey denedim. Kısacası, beni o dönemlerden birinin içine hapsetmeleri anlamsız.

Benim için “geçmişte öfkeliydi, şimdi duruldu” diyenler gerçekten benim şarkılarımı dinliyorlar mı emin değilim. Tavır anlamında biraz daha olgun olabilirim elbette ama yeni sözlerime de bir baksınlar lütfen. Sadece daha kaliteli şeyler yapıyorum. Ama sanırım küfür görmeyince, daha doğrusu eskisi kadar küfür görmeyince hemen böyle yorumlar geliyor. Tavrım değişmedi, olgunlaştı diyebilirim kısacası.

Sen kendini hep MC olarak tanımlıyorsun. Rap yıldızı olmaktansa bir MC olduğunu söylüyorsun. Bu ayrımı neye göre yapıyorsun? 

Aslında, Türkiye standartlarında ben bir rap yıldızıyım. Ceza’nın Med Cezir - Rap Star arasındaki dönemindeyim diyebilirim. Tabii kariyerler farklı, müziğimiz farklı. Ama orada demek istediğim şuydu; rap yıldızından önce ben bir MC’yim diyordum, çünkü bu işi yapmayı seven ve en iyi şekilde yapmaya çalışan bir adamım. Kimse beni dinlemese de ben yine rap yapardım. Bundan eminim. Sadece kimseyle paylaşmazdım. O, Rap Yıldızı – MC ayrımını o yüzden yapmıştım. Ama dediğim gibi, Türkiye standartlarında baktığımızda ben bir rap yıldızıyım. Bunu söylemek de kesinlikle egoistçe bir tavır değil.

Son albümün 24. Şarjör ilk çıktığında, çok fazla bir tanıtım yapılmamasına rağmen epey satmış hatta bir rap albümünden beklenmeyecek bir başarıyla listelerde ilk 10’a girmişti. Artık kimsenin albüm almadığı bir çağda, rap dinleyicilerinin biraz daha sadık bir kitle olduğunu söyleyebilir miyiz? 

24. Şarjör öncesinde ben 2010 öncesi kadar üretken değildim. Çok fazla üretmediğim için de bu albüm epey beklenti yaratmıştı. Daha sonra Dum Taka Dum için çektiğimiz klip de çok ilgi gördü ve satışlara katkı sağladı. Şu anda bile bir sürü tık almaya devam ediyor. Benim çıkardığım birçok single da aslında Youtube’da milyonlarca kez tıklanmıştı ama daha sonra çeşitli yasal zorunluluklar nedeniyle klipler kaldırılıp tekrar yüklendi. Ama Dum Taka Dum özelinde, henüz yazarken bile farkındaydım o şarkının çok sevileceğinin. Albümün o kadar satacağını ise ben de beklemiyordum ama yıllardır oluşmuş kemik bir kitlem vardı. Sağ olsun onlar çok sahiplenip aldılar albümü.

Sansar Salvo ©Korhan Karaoysal

Bugüne kadar hiç bu müziği dinlememiş olan kişilere ulaşma çaban olduğunu söylüyorsun sıkça. Peki, kendinden ödün vermeden daha geniş kitlelere oynamak zor olmuyor mu?

İnsanlar kendimden ödün verdiğimi söylüyorlar aslında. Buna gülüyorum, çünkü ben kendinden hiç ödün vermeyen ender rapçilerden biriyim. Ben, yaşamadığım bir hayatı anlatmıyorum. Ne Kadar Umrumda adlı şarkımı yaptığımda gece dışarı çıkmayı seven biriydim ve onun müziğini yapmıştım. Ya da Sigara Yanınca’yı yaptığımda da sadece öyle hissettiğim için yaptım. Olmayan ya da yaşamadığım bir şeyi sokmadım sözlerime. Uzun zamandır kimseye diss yapmıyorum mesela. Normalde çok iyi olduğum bir daldır ama bunun ne bana ne de rap müziğe bir faydası yok diye düşünüyorum artık. Diss atmak benim usta olduğum bir konu ama bu saatten sonra birine diss atmam için gerçekten zıvanadan çıkmam gerekiyor. Öyle bir şey olacağını sanmıyorum ama olursa da o diss, sahibini ömür boyu bu piyasadan silecektir. Çünkü bu konuda kendime hâlâ çok güveniyorum.

Sen aslında biraz da freestyle şovlarla adını duyurdun. Şu noktada, doğaçlama hâlâ müziğinin bir parçası mı? Mesela sahnedeyken freestyle takıldığın zamanlar oluyor mu?

Çok uzun zamandır freestyle yapmıyorum. Freestyle için öncesinde uzun bir çalışma süreci gerekiyor. Bir sporcu gibi düşün. Gerçekten çalışıyorsun, idman yapıyorsun. Ben eskiden sokaklarda çok yapardım Pit10 ile birlikte. Mesela Bağdat Caddesi’ne gider oradaki tayfayla freestyle yapardık. Ama artık kendi projelerimle uğraştığımdan o seviyede değilim. Yine de, dediğim gibi bu biraz çalışma işi, yeniden birkaç idman yaparsam eski kıvamıma gelebilirim.

Bir röportajında Türkiye’de rap müziğin ilerlemesini istemeyen insanlar olduğunu söylüyorsun. Bu lafı söylerken kimleri kast etmiştin?

Zamanında bir şey yapmayı çok isteyip yapamamış rapçilerden bahsediyordum. Benim mesela her tür müziği dinleyen arkadaşlarım daha ılımlı ve iyimser bakıyorlar rap müziğe. Ama zamanında rap yapmayı deneyip bir yere gelememiş kişiler, biz başarıp bir yere geldiğimiz için hem bizi hem de müziğimizi karalıyorlar.

Onun dışında rant meselesi de var elbette. Türkçe rap televizyonda daha fazla gözükse alıp başını gider. Piyasanın tüm mali yapısı, akışı değişir. E bunun zararının dokunacağı kişiler de var elbette ve onlar bir şekilde önümüze taş koyuyorlar. Ama artık tek bir medya yok. Şu an rap tutulamaz mesela. İnternetten telif de aldığımız için bir şekilde kendimizi idame ettiriyoruz. Artık onlara mahkûm değiliz kısacası. Hala televizyonda çok gözükmüyoruz ama suyun başındakilerin yerini koruma çabası bu çoklu medyada bir anlam ifade etmiyor.

Sen rap müziğe kolektif üretimle başlamıştın. Geçtiğimiz yılı da çıkarttığın single’lar dışında bolca düet yaparak geçirdin. Ortaklaşa üretmekten, söylemekten hâlâ keyif alıyorsun sanırım?

Tabii ki. 24. Şarjör sonrasında çalıştığım tüm insanlarla birlikte bir şey üretmekten büyük mutluluk duydum. Özellikle Ceza ile çalışmak, son albümünde düet yaptığı tek isim olmak benim için onur vericiydi. Mode XL ile aynı parçada yer aldım, bu da benim için çok büyük bir onurdu. Gerçekten çok mutluyum bu isimlerle çalıştığım için. Tabii, daha önceden çalıştığım birçok arkadaşımla da yeni şeyler yaptım ve onlardan da büyük keyif aldım. 

Son yıllarda sokak sanatı özellikle de graffiti epey ilgi görüyor. Sen, sokağı gayet iyi bilen, bir anlamda oradan beslenen bir müzisyen olarak bu ilgiyi neye bağlıyorsun?

Alternatif kültürleri benimseyen, alternatif yaşamları benimseyen insanların sayısı arttıkça sokak sanatına olan ilgi de arttı diye düşünüyorum. Çoğaldık diyebilirim yani. Bir de Gezi’den sonra da büyük bir sempati oluştu bence sokak sanatına. Dünya bambaşka bir yere giderken gösterilen yanlış bir politik tavır vardı. Yani, bir şekilde kendi yaşantısına müdahale edilen insanlar ya da belirli bir yaşam biçiminin dayatıldığı insanlar sokağa çıkıp hem tepki gösterdiler hem de sokakları bir sanat alanına çevirdiler. 

Sansar Salvo ©Korhan Karaoysal

Türkçe rap müziğe getirilen eleştirilerden biri de politik tavrının tam oturmaması. Demek istediğim, muhalif bir tavır var ama bir muhatap tam olarak yok sanki. Genel bir muhaliflik söz konusu ama direk olarak örneğin bir politikacıyı hedef alıp sözlerinizi ona söylemiyorsunuz gibi? Bu bir cesaret eksikliği mi sence?

Bakın, dışarıda bunu yaparsınız. Mesela Eminem, Obama’ya bir şarkısında küfür eder ve davalık olabilir. Ama, Eminem o parayı öder emin ol. Var yani parası. Türkiye’de ise bir rapçi benzer bir davada o parayı veremez ve hapsi boylayabilir. Belki bununla alakalı olabilir. Bu tamamen cesaret eksikliği de değil elbette. Bir tercih de olabilir. Ben mesela bu konuda hiç de ucuz kurtulmadım. Hakkımda dava açıldığı da oldu. Ama atlattık hepsini bir şekilde.

“Rap müziği sadece gençler dinliyor” diye bir önyargı var. Hatta daha da abartıp rap müziğin 20 yaş üstü dinleyicisi yok bile deniyor. Sen katılıyor musun bu tespite?

Genç kitlenin bu müziğe daha sıkı sarıldığı doğru ama bütünüyle “sadece gençler dinliyor” diye bir genelleme yapmak da yanlış bence. Mesela 40 yaşında MC’ler de var bu ülkede. Ve yıllardır bu MC’leri dinleyerek büyüyen dinleyiciler de var. Tabii ki genç dinleyici sayısı daha fazla ama sadece onlar var demek de abes.

“Duygusal Olmaya Gerek Yok” bu hem senin bir şarkının adı hem de motton gibi oldu. Aşk şarkıları yapmaktan uzak durmaya devam edecek misin?

Bu aslında bilerek yaptığım bir şey değil. Sadece biraz daha farklı bir şey yapıyorum ve bunlar genelde aşk şarkıları olmuyor. Yine de zamanında birkaç şarkı yapmıştım bu şekilde ve beğenilmişti. Halil Sezai ile yaptığımız düet de bir aşk şarkısıydı mesela ve o da çok beğenildi. Bundan sonra “asla yapmam” da demiyorum. Kesin çizgilerim yok bu konuda.

Aras Keser ve Sansar Salvo ©Korhan Karaoysal

Peki, bu sıra neler var programında? 2016’da yeni bir albüm bekleyebilir miyiz senden?

En yakın olarak Şanışer ile birlikte yaptığımız Yarın Ölümü Beklemek Yerine single’ı var. 8 Ocak’ta dinleyici karşısına çıkacak. Tekin Emrah ile beraber bir klip çektik. O projeye çok güveniyorum. Birçok insanın emeği var bu projede. Onu sabırsızlıkla bekliyorum. 2016’ya muhtemelen bir albüm olacak ama henüz kesin bir şey yok. Ama 2016 olmazsa da 2017’de mutlaka bir albüm çıkacak.

Bu sıra neler dinliyorsun peki, takip ettiğin isimler var mı?

Birçok şey dinliyorum. İnceliyorum aslında. Yeni nesil rapçileri özellikle. Pusha T, Schoolboy Q, Tyga vs. Nasıl şeyler yapıyorlar, onların kalitelerine nasıl ulaşabiliriz falan hepsini hesap etmeye çalışıyorum dinlerken. O yüzden ayırt etmeden bir sürü şey dinliyorum.  

Sansar Salvo 12 Ocak’ta Jolly Joker sahnesinde olacak.

https://www.youtube.com/watch?v=wfOvifDsbSQ


Bilet Satın Al
0
28030
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage