Uzun zamandır heyecanla beklediğimiz Aramızda adlı albümüyle müzikseverlerle buluşan No Land’ı provasında yakaladık. 17 Kasım’da Salon İKSV’de gerçekleştirecekleri lansman konseri öncesi albüm hazırlık süreçleri, grup olmanın etkileri ve üretim süreçlerini konuştuk. Konserde görüşürüz!
Öncelikle No Land nasıl ortaya çıktı, nasıl bir araya geldiniz?
No Land’in oluşumu Kamil Hajıyev ve Sahand Lesani’nin İngilizce kursunda tanışmasıyla başlamış diyebiliriz. Kamil’in besteleriyle başladı bu süreç, bir ses arayışıydı başta, kadroyu oluştururken değişik denmelerimiz oldu sound’umuzu uzun bir prova döneminden sonra oluşturduk. Halen de arayışımız bitmiş değil. Bir araya gelişimiz tesadüfler ve eski dostların süpriz buluşmalarına bağlı diyebiliriz.
Kaç kişisiniz, grupta kimler yer alıyor?
Kadro zaman içerisinde küçük değişimlere uğradı. Şu an kemanda ve vokalde Kamil Hajıyev, çelloda Hazal Akkerman, elektirik gitarda Sahand Lesani, basta Çağatay Vural, trompette Oğuzcan Bilgin, akustik gitarda Mehmet Akif Ersoy, davulda Can Kalyoncu ve Yağız Nevzat İpek bulunuyor.
Hayranlarınızın uzun süredir beklediği albümünüz Aramızda, geçtiğimiz ay müzikseverlerle buluştu. Uzun bir çalışmanın ardından gelen albüme dinleyiciler ve müzik çevreleri tarafından gelen tepkiler nasıl oldu?
Dinleyicilerimizin ne kadar sabırlı olduğunu gördük öncelikle. Albümü dört gözle bekledik hepimiz. Bazı imkânsızlıklar yüzünden biraz gecikti diye düşünürken gelen tepkiler bütün bu stresimizi aldı. Fikirlerine güvendiğimiz insanların güzel yorumları yeni yeni geliyor kulaklarımıza ve motive oluyoruz.
Albümdeki şarkılar aslında 2013 yılından, yani grubun ilk kuruluş döneminden bugüne oluşan ve evrilen çalışmalarınız. Sizler için ne değişti o dönemden bu güne?
Üzüme Bax’tan bu yana çaldıkça ve çaldıkça gelişen bir süreç. Bütün o ilk dönem besteleriyle attığımız temeller bugün daha farklı bir tınıya evriliyor gibi. Değişimden yanayız, yeni şeyler çıkıyor çaldıkça. İkinci albümün konsepti için de bazı yenilikler olacak. Üç senede çok şey değişti. Kişisel hayatlarımızda yaptığımız müziği yeni yeni anlayabildik.
Şarkı sözlerinizin çoğu Vugar Hasani’ye ait. Grupta bu görevi üstlenen o mudur? Söz yazma süreciniz nasıl gelişiyor, ortak karar verip geliştirdiğiniz oluyor mu?
Şarkı sözlerimiz Kamil ve Vugar tarafından yazılıyor. Bazen Kamil bir şeyler karalıyor, Vugar bir şeyler ekliyor. Bazen tamamını Vugar yazıyor. Bu ikili birbirini çok iyi tamamlayan bir dil oluşturuyor. Ama bu tam bir görev dağılımı olarak algılanmasın, o an nasıl olması gerekiyorsa o şekilde oluyor.
Albümde bir de cover ile karşılaşıyoruz. Bir Azeri parça değil mi?
Albümde bulunan tek yorum parçamız Niye Bele Uzundur Bu Yollar değerli arkadaşımız Azer Cırttan Memmedov’a ait. Büyük ihtimalle arkadaş olmasaydık yine de bu parçayı yorumlamayı tercih ederdik.
No Land ismi gibi kültürleri aşan kimliğiyle karşımıza çıkıyor, peki sizi Türkçe ve Azerice dışında başka dilde bir parçayla dinleyebilecek miyiz?
Bu albüm içerisindeki parçalar dışında 12’ye yakın çalışmamız daha var. Onların içinde Sahand Lesani’nin Fars dilinde seslendirdiği bir çocuk tekerlemesi olan Pervin adlı çalışmamız var onu da ilerde yayımlayacağız.
Türkiye’de çok sevildiğinizi biliyoruz. Azerbeycan’da da hayranlarınız var mı ve orada hiç konser veriyor musunuz?
Azerbaycan’da da çok dinleyicimiz var fakat henüz konser verme imkânımız olmadı ileriki zamanlarda oraya da yolumuzun düşeceğini umuyoruz.
Albüm satın alınabilir bir platformda bulunmuyor. Bunun sebebi nedir?
Günümüzde artık her noktada internete ulaşabilme imkânımız olduğu için istediğimiz müziği, istediğimiz yerde ve zamanda dinleme şansımız var. Bu durumda biz de albümü herhangi bir şirketle anlaşmadan bağımsız çıkarmayı istedik. İlk albümümüzü Youtube ve Soundcloud hesabımızdan yayımladık, dinleyicilerimizin uzun zamandır şarkılarımızın Spotify’a düşmesini talep ettiğini görüyoruz bu sebeple de birkaç haftaya Spotify’a da yerleştireceğiz. Bu platformlardan gelen gelirle de grubun teknik eksikliklerini karşılamayı ve albümün plak versiyonunu basmayı düşünüyoruz.
Genç bir grup olarak Türkiye müzik piyasası ile aranız nasıl? İlk albümünüzü çıkartırken mutlaka bahsedeceğiniz iyi/kötü deneyimleriniz olmuştur.
Müzik piyasası demek biraz abartılı olur bizce. Standartları olmayan bir piyasa. Artık her şey grupların kendi çabalarıyla ve çevreleriyle sağlayabildikleri imkânlar doğrultusunda oluyor. Mesela biz maddi durumlardan ötürü kayıtlarımızı çok zor gerçekleştirdik. Şirketler hazır ve tekrar işlere daha sıcak bakıyorlar. Bir şirket bize klibinizi ve kayıdınızı yapıp gelin demişti. Şarkılarımızı da laptop hoparlöründen dinlediler. Bir plak şirketi sahibinin odasında neden bir müzik sistemi olmaz anlayamadık doğrusu.
Büyük bir kitle size Sofar ile tanıdı, Sofar alışık olmadığımız bir şekilde mekânları evlerden seçiyor ve süpriz müzisyenlerle bizi karşılaştırıyor. Sizin konser vermeyi hayal ettiğiniz sıra dışı bir yer/mekân var mı?
Huzurevi.
Bu kadar kalabalık bir grup olmanın artı ve eksileri neler?
Psikolojik ve maddi anlamda zor olabildiği gibi müzik açısından çok anlamlı olabiliyor. Çok enstürmanlı bir ekibiz ve herkesin yerini iyi bilmesi gerekiyor. Bazen gürültü yapıyoruz bolca, sonra taşlar yerine oturuyor. Bazen de bir araya gelmek zor olabiliyor ama önceliğimiz her zaman No Land.
Peki yakın zamanda konser rotanızda nereleri var?
17 Kasım Salon İKSV, 25 Kasım Eşkişehir Peyote, 2 Aralık Karga var şimdilik.