06 EKİM, SALI, 2015

Moda Çekimleri Ve Bazı Alt Okumalar

Bugün tüm moda dergilerinin sayfalarını karıştırırken karşımıza çıkan, dünyaca ünlü markaların moda çekimleri bize ne vermek istiyor? Neden ve nasıl “styling” yapıyorlar? Bunları Rönesans tablolarıyla karşılaştırmak istesek karşımıza neler çıkar? İşte bu yazı tüm bu sorular ve daha nicesi hakkında...

Moda Çekimleri Ve Bazı Alt Okumalar

Yolanda Dominguez görsel sanatlar alanında toplumsal farkındalık oluşturmak üzere işler üreten İspanyol bir sanatçı ve son çalışması “Kids vs fashion” (Çocuklar ve moda) her gün bilinçli ya da bilinçsiz maruz kaldığımız moda reklamlarına ironi dolu bir bakış açısı sunuyor. Sekiz yaşındaki birkaç çocuğa, seçilen bazı moda reklam görsellerinde ne gördükleri soruluyor ve çocukların Yolanda’nın tabiriyle “tüyler ürperten” cevapları özetle şöyle: kadınlar hasta ve sarhoş, erkekler süper kahraman ve işadamı. 

Aç olabilir.

Video çalışmasının amacı moda görsellerindeki saklı mesajın sorgulanması üzerine. Bu gibi görselleri neden çekicilik ve lüks ile ilişkilendiriyoruz, neden kimse bu görsel yaklaşıma karşı çıkmıyor ve bunu değiştirmek için ne yapabiliriz gibi. Bu sorular Yolanda Dominguez’in toplumsal farkındalık adına oluşturduğu video çalışmasından çıkan sorular; peki biz yetişkinler, moda ve görüntüler hayatımızda büyük bir yer kaplarken bu moda imajlarında ne görüyoruz ya da göremiyoruz, kaçırdığımız alt metinler neler? 

Neden Styling?

Duyuları harekete geçirerek duygular uyandırılmaya çalışılan satış süreçlerinde, ürünlerin alıcılar için en çekici biçimde sunulmak üzere kurgulandığı görülür. Bu kurgulardaki amaç ise hedeflenen kitlelere en doğru biçimde ulaşabilmektir. Çünkü belli maddi ve manevi ihtiyaçları karşılamak üzere üretilen ürünler, alıcılarla buluşturulurken en çekici biçimde gözler önüne serilmelidir. Bu çekicilik oluşturma durumu, ürünün farklı şekillerde sunulmak üzere değerlendirilmesi ve yeni hikayeler ile konumlandırılışını da içerir. Bir ürün farklı birleştirmeler ile yeniden şekillendirilir ve bazen kısa süreliğine algı yanılsamaları sağlanarak bazen de yeniden canlandırmalarla çağrışım yoluyla bilinçaltına dokunularak ilgi çekilir. Bu durum objelerin, yiyeceklerin ve giyim elemanlarının cazip bir kompozisyon bütünlüğü içerinde sunulması yani styling ile gerçekleştirilir.


Bir ihtiyaç doğrultusundan oluşturulan giyim elemanları, bazen insanların ürünleri kolay algılamalarını sağlamak için bazen de ilgilerini çekmek için hikayeler ile görsel kareler içerisinde desteklenmekte, modanın idealleştirme gücünden hareketle de sahip olunabilecek daha iyi bir dünya hayalinin çekiciliğini sunmak üzere hayatlarımıza girmektedir. 

Sanat, Moda İçin Bir Pazar Stratejisi

Örneğin sanatın pazar stretejisi olarak moda çekimlerinde kullanılışına bakarsak, ilk olarak John Berger’in yağlıboya resimlerle ilgili olan tespitlerinden biriyle bir paralellik yakalayabiliriz. Berger, “Yağlıboya resimlerde varlıklı ve soylu kişiler gülerken resmedilmemiştir. Fakat yoksullar her zaman dişleri görünecek şekilde gülümsemektedirler. Bu gülümsemenin sebebi kendini kabul ettirmek olarak yorumlanmıştır” der. Özellikle 21’inci yüzyılın başından itibaren de editoryal moda çekimlerinde ve büyük markaların reklam kampanyalarında modeller dişleri görünecek şekilde gülümsememekte, her zaman diğer insanlarla aralarındaki mesafeyi korudukları donuk bir ifade sergilemektedir. Kendini beğendirme veya kabul ettirmeye çalışma çabasında olmayan nötr ifadeler sayesinde model, giysilerin önüne geçmeden kurguyu desteklemekte ve bundan ötürü de fotoğraf karesinin bütününün başarılı bir çalışma olarak değerlendirilmesine fırsat vermektedir.  Bundan ötürü de nötr ifadelerin moda çekimlerinde olumlu olarak değerlendirilerek artı değer kabul edildiği görülür.


Berger’in yağlıboya resimlere dair alt okumaları paralel olarak moda çekimlerine bakıldığında benzer bir sonuç göze çarpar.

Francisco Goya Lucientes, Countess del Carpio, Marquise of La Solana, Madrid circa 1793 ve Jusepe de Ribera, Boy with Club-Foot, Naples, 1642. (Valerie METTAIS, Louvre-7 Centuries of Painting, 243, 186.)

Goya ve Ribera’ya ait tablolarda donuk bakışlarıyla bir soylu ve çıplak ayaklı bir erkek çocuğun kocaman gülümseyişi görülürken, Balenciaga ve Marks&Spencer markalarına ait reklam görsellerinde de modellerin nötr bakışlarına güvenli ve dik duruşlarının eklenmesi ve arka plandaki mimari strüktür ile birlikte birbirleriyle aralarında oluşturulan açılarla fotoğraf karesinin içerisinde konumlandırılış şekilleriyle, soylu insanların resmedildiği bir tabloyu andırdığı görülmektedir. Marks&Spencer görselinde ise firmaya ait ürünlerin tüm kesimler tarafından yaş ve ırk ayırt edilmeksizin kullanılabilirliğinin ve ulaşılabilirliğinin altının çizildiği alt okumaları yapmak mümkündür.

Edward Hopper’ın 1939 yılında yaptığı  ‘New York Movie’ tablosu (http://www.edwardhopper.net/newyork-movie.jsp)

Alain de Botton’un Görmek ve Fark Etmek kitabında ara mekanların konu edildiği Edward Hopper resimleri için, “Olmak istediğimiz insanın, aslında derinlerde bir yerde olduğumuzu düşündüğümüz insanın duygusal dünyasının somutlaşmış bir biçimde yanı başımızda olmasından hoşlanırız. Resme her gün ondaki özelliklerin bize bulaşmasını ümit ederek bakarız. Resimde hoşumuza giden gördüğümüz yer değil içimize işleyen atmosferdir; resmin bütünü içinde var olan, renkler ve biçimler aracılığıyla bize ulaşan bir duygudan etkileniriz”  şeklindeki görüşleri, adeta öyle ya da böyle beğendiğimiz her bir moda çekiminde hissettiklerimizin harika bir özeti gibidir.


İster reklam kampanyaları için olsun ister editoryal çalışmalar için işte moda çekimlerinin ardında yatan, yaratılmak istenen duyguların temeli böyledir. Bu fotoğraf karelerine eklenen ya da çıkarılan her bir elemanın dahi bütündeki anlamı etkileme gücü ise yadsınamaz. 

Stylist Katie Shillingford’un Kasım 2009’da Dazed&Confused için yaptığı  “Tudor Wench” çalışmasından bir kare. 

Son olarak Dazed&Confused dergisi için yapılan editoryal bir çekime bu doğrultuda örnek olarak bakarsak, “Tudor Wench” temasıyla oluşturulan çalışmada su geçirmez materyalli mor renkli bir mont, tudor döneminde elde edilmesi zor olduğundan az bulunan ve bu yüzden sadece soylu kişilerin kullandığı mor rengi desteklercesine bir dönem kurgusu içerinde kullanılmış, fon renginde de aynı ton kullanılarak desteklenmiş ve kurukafa, zincirler ve yine biraz fonda altın renginin mor rengin komplementer kontrastı olarak kullanılmasıyla güçlendirildiğini görürüz. Modelin hem saç şekli hem başının açısı hem de bakışları döneme ait tablolarda resmedilen kişileri çağrıştırır. Modelin elinde tuttuğu kurukafa yine dönem tablolarında ölümlülüğü sembolize etmek için sıklıkla resmedilmiştir.


İster editoryal çalışmalar ister reklam amaçlı ticari çalışmalar için olsun, fotoğraf karesinin kurgulanışı ile ifadeler, duruşlar, hikayeler anlatıldığı görülür. Saç ve makyajdan beden diline, fon renginden modelin elindeki kurukafaya kadar olan detaylarda değişiklik yapıldığında anlatım ve fotoğrafın ifadesi değişecektir.


Kısacası Yolanda Dominguez’in başta bahsettiğimiz video çalışmasıyla amacına ulaştığı ve doğru noktaları vurguladığı bir gerçek. Diğer yandan her ne kadar modadaki anoreksik vücut tartışmaları zihinlerde belli bir yere sahip olsa da yetişkin kadınlar o görsellerde aciz, hasta ya da yardıma muhtaç kadınlar görmüyor, o kadar zayıf olduğu halde üzerindeki ceketin ya da mavinin tonunun ne kadar güzel durduğunu ya da donuk bakışlarıyla ne kadar sakin ve umursamaz olduğunu düşünüyor. Çok yoğun bir ofis gününün tam ortasında, anahtarınızı unutup kapıda kaldığınızda, eve geldiğinizde kendinizi tuvalete attığınız o anda ya da kendinizi trafikte sıkışmış haldeyken bir hayal edin. Yan otomobilden nasıl görünüyor olmak istersiniz? Bu kareler belli ki bize (masumca olmasa da) o anlarda dahi o giysilerle nasıl çekici görünülebileceğini vaad ediyor. 

Not: Başlık ve ana sayfada yer alan fotoğraflar Valentino reklam kampanyalarına aittir.

0
11920
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage