Şirketiniz ne zaman, kim tarafından, nasıl kuruldu?
A.K. Müzik, Ayşe Nur Küçüköncü ve Kerim Selçuk tarafından Mayıs 2000de kuruldu ve ev-ofiste faaliyetlerine başladı.
Yola çıkış amacınız neydi? Müzik konusuna yapmak istedikleriniz nelerdi?
İlk başta bir müzik dağıtım ve yapım şirketi (plak şirketi) olarak kurulan A.K. Müzikin amacı öncelikle müzikle ilgili birçok konuda düzeyli işler ortaya koymak yoluyla bir ticari işletme olarak yaşamını sürdürmek ve edindiği uluslararası düzeydeki bilgi, birikim ve tecrübeyi ülkemizde müzik sektörüne, sanatçılarına, çalışanlarına ve müzikseverlere aktarabilmektir. Bu anlamda öncelikle Türk besteci ve yorumcularına (olanakları doğrultusunda) kataloğunda yer vermeye çalışmaktadır.
Bugüne kadar yapığınız tüm albümlerin ve müzik etkinliklerinin ayrıntılı dökümünü yapabilir misiniz?
İçlerinde Fazıl Saydan Yahya Dai Quartete, İdil Biretten Aldın Esene, Güher Süher Pekinelden Tekfen Filarmoni Orkestrasına kadar 100e yakın sanatçı ve grubun albümü A.K. Müzik etiketi ile yayınlandı.
Müzik adına neler yapmak istersiniz ve programınızda neler var?
Türk bestecilerinin eserlerinin (hepsi çok ütopik olabilir ama) büyük bir kısmının belli bir program dahilinde kayıt altına alınmasını isterim. Bunun için tabii ki ne kesinleşmiş (ya da kesinleşmemiş) bir program ne de böylesine bir işi destekleyecek sponsor var halihazırda. Örneğin çağdaş Türk bestecilerinden Ertuğrul Oğuz Fıratın eserlerinden oluşan 5 CD yayınladık. 6.sında İdil Biret EOFun iki piyano eserini seslendiriyor. Bunu diğer önemli ve üretken Türk bestecileri için de yapabilmeyi çok isterdik ancak yalnız ve yalnız kendi kaynaklarımızla bunları yapabildiğimiz için çok fazla yol alamıyoruz.
Temsilcisi olduğunuz firmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
ALIA VOX (Jordi Savall, Montserrat Figueras), ARTE VERUM (Barbara Hendricks), ARTHAUS (Dünyadaki en önemli müzik DVD yapımcısı),
BIS (İsveç), BRILLIANT CLASSICS (Özellikle külliyatlar ve kutu setlerle öne çıkan çok geniş repertuarlı klasik müzik firması), CPO (Alman firması. Sıradışı repertuvarıyla öne çıkar. Ör: Saygun senfonileri kaydı), ECM (Manfred Eicher) ENJA (Almanyanın dünya cazına diğer bir armağanı. Rene Garcia Fons, RabihAbou Khahil, Roberto Fonseca vs.), EUROARTS (Diğer çok önemli DVD ve prodüksiyon firması. Ör: Berlin Filarmoni İstanbul- Aya İrini konseri DVDsi, El Sistema vs.), ALPHA ve FUGA LIBERA GRUBU, HARMONIA MUNDI (Alt gruplarıyla birlikte klasik müzik, caz ve dünya müziğinde dünyanın en önemli yapımcı ve dağıtım şirketlerinden birisi), HERMES (İranın ECMi diye benzetme yapılan İranlı plak firması), NAIVE (Fazıl Say, Pink Martini, Anne Sophie von Otter, Hopkinson Smith vs.), NAXOS (Bugün itibarıyla dünyadaki öncü klasik müzik markası. Repertuar olarak karşılaştırılabilecek başka bir firma yok), BBC OPUS
ARTE (DVD), WERGO (Özellikle 20/21. yüzyıl müzikleri barındıran en önemli katalog).
Biraz da konser ve etkinliklerinizle ilgili bilgi alabilir miyiz?
Tord Gustavsen konserleri (Garaj İstanbul), Eleni Karaindrou (Lütfi Kırdar, Akbank Caz Festivali için), Müzik Yeniler (5 günlük mini çağdaş müzik festivali), Nevcivan Özel Project (İKSV Salon), Yahya Dai Quartet (İKSV Salon), Kamil Erdem Kuartet (İKSV Salon).
A.K. Müzik yaklaşık 300 yaşındaki Alman müzik yayımcısı Schottun Türkiye temsilcisidir. Orkestra ve operalara nota kiralar, besteci ve eserlerinin hak takibini yaparız. (Schott çatısı altındaki bestecilerden birkaçı: Hindemith, Orff, Ligeti, Fazıl Say, Stravinsky, Theodorakis
)
Müzik sizce nereye gidiyor ve müziği nasıl bir gelecek bekliyor? Bir de yeniden canlanan plak ile dijital arasında kalan müzik dinleyicisinin durumu hakkında neler söylemek istersiniz?
Müzik hep var ve olmaya da devam edecek. Değişen, müziği kullanma ve müzikten faydalanma şekilleri. Özellikle sanatçılar açısından en önemlisi canlı konserler. Bunda çok fazla değişiklik olacağını sanmıyorum ama konserler dışındaki müzik ulaşımı (tüketimi demek istemiyorum) sürekli değişiklik gösteriyor. Yakın zamana kadar müzik endüstrisi (TRde müzik sektörü) müzik taşıyıcıları üzerine kuruluydu. Bal mumu silindirler, taş plaklar, kasetler, uzunçalarlar, CD, daha yüksek çözünürlüklü SACD ve DVD Audio gibi formatlar vs. Bugün geldiğimiz noktada elbette en geniş ortalama müzik dinleyicisi/kullanıcısından söz ediyorum- artık bu taşıyıcılarının neredeyse hiçbirinin bir önemi kalmamış durumda. Dijital dünyada herkes müziğini akıllı telefonuna, tabletine ya da bilgisayarına indiriyor hatta hiç indirmeden yalnızca olduğu yerde internet üzerinden dinliyor. Ben yakın zamanda ağırlıkla dijital kütüphanelerin olacağına ve insanların belli bir zaman dilimi için belli bir ücret ödeyerek bu kütüphanelerdeki içeriğe istediği zaman ulaşabileceği bir sistemin yaygınlaşacağını düşünüyorum. Bunda temel olarak bir sorun yok ama müzik üretimini destekleyen mekanizmanın tam olarak ne olacağında biraz soru işareti var. Öte yandan plak satışının son yıllarda artığını gözlemleyebiliyoruz. Yıllardır bu formatı terk etmiş firmalar, yeniden albümlerini bu formatta da basmaya başladılar. Her şeyi hızlı algılamak zorunda bırakıldığımız bu çağda bazı dinleyicilerin müziği aceleye getirmeden, keyfini çıkararak dinlemek istemesi ve bunun için çaba göstermesi son derece anlaşılır bir durum. Bu çok uzun bir konu, başka zaman ayrı bir tartışma konusu olabilir.
Caz, klasik ve diğer müziklerin dinleyicileri nasıl bir profil oluşturuyor ve pazar payları nedir?
Bunun için sektörden gelen güvenilir bir veri olmamakla birlikte Türkiyede klasik müzik ve cazın pazar payının binde birin altında olduğunu söylemenin çok yanlış olmadığını söyleyebiliriz. Bu benim kişisel düşüncem.
Bize zaman ayırdığınız ve verdiğiniz değerli bilgiler için teşekkür ederiz.