27 ARALIK, ÇARŞAMBA, 2023

“Müzik, Tamamen ‘Ruh’ ve Umutsuzca İhtiyaç Duyduğumuz ‘Sevgi’ Hakkında”

Polonya’nın caz divası Anna Maria Jopek ile 29 Aralık Cuma akşamı CRR Caz Orkestrası’yla birlikte vereceği yeni yıl konseri öncesinde merak ettiklerimizi konuştuk.

“Müzik, Tamamen ‘Ruh’ ve Umutsuzca İhtiyaç Duyduğumuz ‘Sevgi’ Hakkında”

2023’ü güzelliklerle uğurlayıp 2024’ü iple çektiğimiz romantik bir kış akşamında Anna Maria Jopek yılbaşı heyecanımıza ortak olmak için yeni yıl konseriyle İstanbullularla buluşacak.” 

Bu giriş cümlesi paralel bir evrende geçerli olabilir elbet ama bizim için, -hiç kabahati olmayan bu küçük mavi gezegenimizde maruz kaldıklarımız yüzünden- komik kaçıyor.

2023’ü güzellikle hatırlayacağımızı söyleyemeyeceğimiz gibi, 2024’e dair umutlarından da bahseden çok yok…

İstanbul’da değil kar, “romantizme giriş 101” de öğrendiğimiz üzere, bahane edip birbirimize sokulup, içimizi ısıtacağımız soğuk da yok ortada. Bu kez dışarısı bahar, ama içimiz kış sanki…

Bu düşüncelerle hemhâl iken… Anna Maria Jopek’in şu cümleleriyle ılıdı içim: “Müzik, tamamen “ruh” ve umutsuzca ihtiyaç duyduğumuz “sevgi” hakkında… Bu, bizim için ideal, mükemmel “Tek Dünya” modeli gibi.”

“Sanata sığınmak” ve “müziğin iyileştirici gücü” kelime öbeklerinin bir gerçekliği olmalı. O hâlde “suçsuz küçük mavi gezegenimiz”de maruz kaldıklarımıza inat; içimizdeki müziğin susmaması, sanatı besleyen duygularımızın körelmemesi ve bir de şöyle az da olsa kar yağması dileğiyle sözü Anna Maria Jopek’e bırakıyoruz.

Polonya çağdaş müzik sahnesinin en etkileyici seslerinden Anna Maria Jopek, Nail Yavuzoğlu yönetimindeki CRR Caz Orkestrası’yla 29 Aralık akşamı saat 20.00’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yeni yıl konseri verecek. 1970 Varşova doğumlu şarkıcı, piyanist, söz yazarı, besteci ve yapımcı, sanatla iç içe geçen çocukluğundan bu yana, dünyanın en büyük sahnelerinde büyüleyici performanslar sergileyerek müzik dünyasında kendine sağlam bir yer edindi.

​Jopek'in müzik yolculuğu, 3 yaşında Polonya Radyosu için yaptığı kayıtla başladı ve Manhattan Müzik Okulu'nda caz, ardından Frederic Chopin Müzik Akademisi'nde klasik müzik eğitimiyle devam etti. Eurovision deneyiminin ardından çıkardığı ilk albümüyle Altın Plak ödülünü kazanan sanatçı, Pat Metheny ile birlikte kaydettiği Upojenie albümüyle kariyerindeki dönüm noktasını yaşadı. Bobby McFerrin, Ivan Lins, Nigel Kennedy, Gonzalo Rubalcaba, Youssou N’Dour, Branford Marsalis ve Makoto Ozone gibi caz sahnesinin en önemli isimleriyle çalışmalar yapan Jopek, müziğin ruhunu ve sevgisini her notada hissettiriyor.

Sanatla iç içe bir ailede büyümenin, müziğinizde ve sanatsal ifadenizde nasıl bir etkisi oldu?

Babam benzersiz bir tenor, annem ise bir dansçı. Evimizde Carmen'i operada izlemek, ödev yapmaktan veya akşam yemeği yemekten daha önemliydi. Ayrıca komünizm zamanlarında geçen çocukluğum; karanlık, terör, konuşma özgürlüğünün bulunmaması, iç dünyamda daha fazla yaşama ihtiyacımı kuvvetlendirdi. Müzik gerçekte özlenen her şeyi verdi; özgürlük, güvenlik, güzellik ve hakikat; bu yüzden diğerlerinden ziyade bu ruh alanına yöneldik.

Manhattan Müzik Okulu'nda caz ve Frederic Chopin Müzik Akademisi'nde klasik müzik eğitimi almanızın müziğiniz üzerindeki etkisi nedir? Bu iki farklı disiplin arasında bir denge oluşturmaya çalıştınız mı? Bir röportajınızda klasik müzisyenlerin müzikteki en kapalı gruplardan biri olduğunu fark ettiğinizde onlardan biri olmamaya karar verdiğinizi okumuştum. Gözümün önüne rahip ve rahibelerden oluşan bir orkestra gelmişti. :)

Manhattan School of Music'te bir yaz gibi çok kısa bir süre eğitim gördüm. Ama evet, kesinlikle o kısa zaman, müzikteki aşkımın ne olduğuna ve hangi yöne gitmek istediğime karar verdiğim andı.  Caz, şu anda, gerçek zamanlı olarak yaratılan tek müzik türü. Yaratım eyleminin içinde bu kadar çok olunabilecek başka bir tür bilmiyorum.

Hayatımın 17 yılını klasik müzik eğitiminde geçirdim. 7 yaşında öğrenmeye başladım ve olgun bir insan olarak bitirdim. Bu, hayatımdaki en zorlu eğitim ve yöntemdi ve evet adanmışlığın tam olması gerekiyordu. Ama hayatımızda ciddiye aldığınız diğer tutkularda da durum farklı değil.

​Hâlâ müzik üzerine çalışıyorum ve sürekli onun hakkında düşünüyorum; bu böyle…

Sanatsal yolculuğunuzda hangi dönemler size en çok ilham verdi?

Şimdi en iyisi. Doğaçlamada olan şey budur: Şimdi!

Pat Metheny, Bobby McFerrin’in gerek hayata gerek sanata bakış açınıza katkıları oldu mu?

Pat Metheny ile Upojenie'yi kaydetmek benim için bir onurdu ve onunla stüdyoda geçirdiğimiz zaman sanki iki üniversitenin bitirilmesi gibiydi, inanın bana. O öyle bir üstat ve kişilik ki, sadece duyarak, görerek, etrafta dolaşarak öğreniyorsunuz. Çok minnettarım ve keşke o müziği şu anki farkındalığımla kaydedebilseydim. O zamanlar çok gençtim. Hayatımda birçok muhteşem sanatçıyla tanıştım. Onlarla şarkı söyleme şansımın olması ve onlarla bazı şeyleri deneyimlemek bir tür mucizeydi. Başka bir evren gibi. Daha azı değil. O evrende hayata ve kendinize dair çok daha fazla şey görüyorsunuz. Müzikte yapabildiğim tüm buluşmalar için çok minnettarım.

Yaratıcılığınızı besleyen ilham kaynaklarınız nedir?

Müzik ve ruhla çalışmak. Bir de eski ustaları dinlemek tabii.

Bir eser yazarken nasıl bir süreç izliyorsunuz?

Yazmam gerekenin benim müziğim mi yoksa öğrenmem gereken başka birinin müziği mi olduğuna bağlı. Her ikisi de sessizlik ve adanacak zaman gerektiriyor. Çalışmak için daha uzun zamanım varsa en iyisi çünkü, en iyi şeyler zamanla yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Bu her gün biraz zaman ayrılması gereken bir süreç ve bir gün hazır olduğunu, zamanın geldiğini biliyorsunuz.

Müziğiniz aracılığıyla hayata dair hangi mesajları veya değerleri iletmeyi amaçlıyorsunuz?

Şu anda zor zamanlarda yaşıyoruz. Etrafımızda çok fazla korku, savaş ve hastalık var. Ama müzik, dünyamızdaki daha iyi bir dünya gibi ve sarsıntılara dayanabilmek için ruhunuzu besleyebilir. Müzik, tamamen “ruh” ve umutsuzca ihtiyaç duyduğumuz “sevgi” hakkında. Bu yüzden, müziğin içinde kendimi tamamen unutmayı ve onunla bir olmayı ve içindeki herkesle bütünleşmeyi öğrenmek istiyorum. Bu, bizim için ideal, mükemmel “tek dünya” modeli gibi.

Anna Maria Jopek konserinin biletleri iki ay önce tükendi. Konsere gelemeyenler için ondan üç güzel parçayı not düşmek isteriz.

Dzisiaj z Betleyem”: Bu parça, Jopek'in sesinin güzelliğini ve geleneksel Polonya müziğine olan hakimiyetini gösteriyor. Huzurlu ve ruhani bir atmosfer…
Niebo (Sky)”: Jopek'in caz ve etnik müzik unsurlarını bir araya getirme yeteneğini sergiliyor.
Ale jestem”: (But I Am): En tanınmış parçalarından biri olan bu şarkı, onun müzikal çeşitliliğini ve kendine özgü stilini mükemmel bir şekilde gösteriyor.

0
2114
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage