2007 yılında Manchester’da kurulan ve ilk albümleri Man Alive’dan sonra Rock'n Coke 2013 ve One Love Festival 14’te ülkemizi ziyaret ederek hayranlarını sevindiren Everything Everything, üç yıl aradan sonra 21 Nisan 2018’de ilk kez Salon İKSV sahnesine konuk olarak gönlümüzü şenlendirmeye geliyor.
2010 yılında yayımladıkları ilk albümleri Man Alive’dan bu zamana ilk kez bir EP yayımlayan Everything Everything, 2018 Şubat ayında A Deeper Sea EP’si ile dinleyicilerine müzik zevki yaşatmak üzere geri döndü. Bugüne kadar Man Alive, Arc, Get to Heaven ve A Fever Dream isimli 4 albümü bulunan ve Jonathan Higgs, Jeremy Pritchard, Michael Spearman, Alex Robertshaw grup üyelerinden oluşan Art Rock, Art Pop ve Indie Rock tınılarıyla donatılmış Everything Everything grubu ile son EP’leri A Deeper Sea, ilham kaynakları, müziğe olan yaklaşımları ve gelecek planları üzerine söyleştik.
Son EP’nizle başlamak istiyorum. 2018 Şubat ayında çıkardığınız A Deeper Sea, bizi karşılayarak özlem gidermemizi sağlıyor. Bu EP’nin gelişim sürecinden biraz bahsedebilir misiniz?
Bu EP zamanla bir araya geldi. Breadwinner'ı A Fever Dream albümünün çalışmaları sırasında yazdık ve kaydettik, ancak bu kaydın albüme tam olarak uymadığını hissettik. Daha sonra The Mariana şarkısını yazdık. The Mariana ilk başta Jonathan’ın çok basit bir piyano ve vokal içeren şarkısı olarak başladı ancak, daha sonra biraz değişti. EP’de ayrıca, A Fever Dream’de de yer alan Ivory Tower’ın Tom Vek remix’i de bulunuyor. Ivory Tower, bir sanatçı olarak hayran olduğumuz Tom Vek’in, özellikle de hepimizin üniversitede çok dinlediğini düşündüğüm ilk kaydı. Son olarak bu EP’de Neil Young’tan Don’t Let It Bring You Down cover’ı yer alıyor. Hepimiz Neil Young'ı seviyoruz ve ilk olarak BBC Radio 1 için bu cover’ı yaptık. Bu şarkının hissettirdikleri içinde yaşadığımız zamanla alakalı ve biz bu EP'nin ilgi çekmesinden çok mutluyuz.
Peki A Deeper Sea nasıl tepkiler aldı, beklentilerinizi karşıladı mı?
Daha önce hiçbir EP yayımlamadık ve her zaman habersiz bir EP yayımlama fikrinden hoşlandık. Bunu yapabilmek hoşumuza gitti ve aldığımız tepkilerden gerçekten memnun olduk. EP’yi İngiltere’deki en büyük turumuzdan önce yayımladık ve her gece Breadwinner çaldık, bunu yapmak gerçekten çok eğlenceliydi çünkü insanların bu şarkıyı duyduklarında şaşırdıklarını düşünüyorum.
A Deeper Sea’de yer alan Breadwinner şarkınız için çektiğiniz video klip oldukça dikkat çekici. Bize bu şarkının ve klibin hikâyesinden bahsedebilir misiniz? Son EP’nizden klip çekmek için neden bu şarkıyı seçtiniz?
Aslında The Mariana için de bir video klibi hazırladık. Önce Breadwinner radyo için yayımlandı bu nedenle The Mariana'nın farklı bir şekilde dikkat çekmesini istedik. Sonunda Jonathan’ın Breadwinnder için evde bir video klip üzerinde çalıştığını öğrenince çok şaşırdık. Video klibindeki karakter Jon'a benziyor ve şarkıda sözünü ettiğimiz gibi bir bilgisayar oyunu karakteri olarak gülünç ve imkânsız hareketler yapıyor.
Müziğinizle ilgili yapılan tanımlamaların dışında kaldığımızda siz müziğinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu türden bağımsız olarak yaptığınız bir müzik ile dinleyicinize hissettirmek istediğiniz ne?
Ne hissediyorsan onu hissetmelisin! Bunun herhangi bir kuralı yok. Benzer şekilde, müziğimizin ne çağrıştırdığıyla ilgili de gerçekten bir cevabımız yok. Çok tanımlanmamış olmak hoşumuza gidiyor. Müziğimizin kesinlikle pop müzik elementlerini içerdiğini düşünüyoruz ancak bunun dışındaki kısmı dinleyicilere bırakıyoruz.
Spotify’da en çok dinlenen 10 şarkınıza göz attığımızda dikkat çeken bir albüm var: Get To Heaven (Deluxe). Sizin gözünüzde bu albümün diğer albümlerinizden bir farkı var mı? Diğerlerinden daha fazla sevilmesini nasıl açıklıyorsunuz?
Renkli pop şarkıları içerdiği için farklı olabilir. Bu albümde çok depresif şarkı sözleri olmasına rağmen şarkılar enstrümantal olarak canlı ve akılda kalıcı. Tahmin ediyorum ki bu özellikler popülerliği bir dereceye kadar açıklıyor. Ayrıca bu albümle ilgili bazı tuhaf anılarımız da var. No Reptiles, insanların hayallerini asla tam olarak bekleyemeyeceğimiz bir şekilde yakalayan bir şarkı oldu ve herkes çok sevdi. Yapılması zor bir albümdü ancak bununla gurur duyuyoruz, tüm kayıtlarımızla duyduğumuz gibi. Bu kaydımızda oldukça risk almıştık ancak bu albümle insanlara ulaşabildiğimizi anladığımda rahatladığım anı çok iyi hatırlıyorum.
Türkiye’ye daha önceden de geldiğinizi biliyorum. Buradaki dinleyici kitlenizi nasıl buluyorsunuz? Dünyanın farklı noktalarında konser verdiğinizi düşünerek şunu merak ediyorum: Türk dinleyici kitlenizi nasıl yorumlarsınız?
Çok eğlencelilerdi ve bu da bizim sahnede eğlenmemizi sağladı. Ayrıca büyüleyici bir tarihe ve sıcak insanlara sahip güzel bir ülke.
Peki dinlediğiniz Türk bir müzisyen var mı? Eğer varsa sizin için bu müziği özel kılan nedir?
Doğruyu söylemek gerekirse İngiltere’de çok fazla Türkiye’den müzisyen duymuyoruz. İngiltere radyolarında genellikle kendi müzisyenlerimiz ve Amerika’dan müzikler çalıyor. Bu durum biraz dil engelinden kaynaklanıyor. Türk müziğiyle ilgili daha çok şey bilmekten mutluluk duyarım, eminim ki harika şeyler vardır.
Everything Everything grubunun ilham aldığı şeyler neler? İlham aldığınız müzisyenler veya soruyu daha geniş tutacak olursak sanat dalları var mı?
Her çeşit şey bize farklı bir ilham veriyor diyebiliriz. Şarkı sözlerinde bizi farklı kılan şey sanırım Jonathan’ın bilime olan ilgisi. Evrim, teknoloji, insani gelişme gibi şeyler - değişen ama aynı zamanda değişmeyen şeyler…
Ayrıca Beatles ve Radiohead gibi belirli grupların bakış açılarını da seviyoruz. İnsanları yabancılaştırmadan deneyselliğin özgürlüğünü sunuyorlar. Müzikal ve şarkı sözü açısından alışılmışın dışındakileri keşfetmekten hoşlanıyoruz ancak aynı zamanda insanların benimseyeceği fikirler geliştirmek istiyoruz.
Son olarak gelecek dönemde Everything Everything’i nasıl projelerde göreceğiz? A Deeper Sea EP’si henüz yeni ama uzun bir albüm hazırlığı gelecek planlarınız arasında yer alıyor mu?
Kesinlikle, yakında yeni bir albüm üzerinde çalışmaya başlayacağız. O albümde nelerle karşılaşacağımızı kim bilir… Bizi dinlemeye devam edin!
*Everything Everything, 21 Nisan 2018’de Salon İKSV sahnesinde müzikseverlerle buluşacak.
https://www.youtube.com/watch?v=8BmH0iHmYnw