12 MAYIS, CUMA, 2017

Nejat Dimili: “Sanat İnsana Tanrıdan Gelir, Dünyada Kirlenir”

Nejat Dimili’nin beklenen ilk albümü Ambivalans 26 Mayıs’ta müzikseverlerle buluşuyor. Sanatçının son bir buçuk senedir üzerine titizlikle çalıştığı; söz, müzik ve prodüktörlüğü kendisine ait olan ilk albümü, Alman plak şirketi Timezone Records etiketiyle yayımlanıyor.

Nejat Dimili: “Sanat İnsana Tanrıdan Gelir, Dünyada Kirlenir”

Ambivalans’ı dinlemeyi heyecanla beklerken Nejat Dimili ile buluştuk. Kendisiyle albüm hazırlık sürecini, albümdeki şarkıların karanlık sound’unu ve sözlerindeki ikili anlatımı konuştuk.

Geçmiş bir röportajında "en basit haliyle anlatabilmenin güzelliğini arıyorum" demiştin. Basit anlatımın yolu nedir, sen bunu nasıl başarıyorsun?

Ağır cümleler yazmaktan çok, ağır hissiyatları en uçucu haliyle anlatabilmek, derin ve bir o kadar sarsıcı benim için. Bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Berbat bir an içindeki, sanılanın aksine sarf edilebilen basit küçük bir tebessümden bahsediyorum. Onun içindeki büyük karanlığı yazabilmek, çalabilmek… Benim için en ağırı bu belki. O tebessümü okumak kolay gözükse de yazmak çok zor. Çünkü o kelimenin içi çok zor.

Sözlerinde sık sık ikili anlatımlarla karşılaşıyoruz. Üretim sürecini düşündüğümüzde söz yazma aşamanı nasıl tanımlarsın?

Çok karalayıp az yazan biriyim ben. Ve bu konuda bela bir adam olduğumu söyleyebilirim. Bazen başımı ağrıtıyor tüm kelimeler. Sonra bir cümle çıkıyor karşıma kalemimden, dalıp gidiyorum. Kimseye bir şey anlatmaya halim de, anlaşılmak gibi bir derdim de yok. Sen ne anlıyorsan ben onu anlatıyorum ya da anlatmıyorum. Tek bazım var. Şarkılarımın benden uçup gitmesi. Yaptıktan sonra hâlâ benimleyse şarkı, bir yerlerde bir hata var demektir.

©Nazlı Erdemirel

Bir süredir konser haberlerinle karşılaşmıyoruz. Bunun sebebi nedir? 

Evet. Bir süredir çalmıyoruz. Albüm ağır bastı. Zamanı gelince çekilip bir kenara albüme yoğunlaşmam gerektiğini biliyordum. Zaman geldi ve öyle de oldu. Belki konserlere bu denli bir mola vermeye gerek yoktu ama buna biraz da ihtiyacım vardı galiba. Biraz uzaklaşmak ve sadece albüm odaklı düşünmek, hissetmek istedim. Ki iyi de oldu. Yakında konserler başlıyor. Haberler gelir.

Albümün eli kulağında. Son bir buçuk yıldır yoğun bir hazırlık sürecinde olduğunu biliyoruz. Nasıl bir dönemdi senin için?

Kontrollü bir kafa karışıklığı halinde seyreden, koyu bir dönemdi. Çok kolay olmadı açıkçası. Ama ne istediğimi her zaman bildim. Bu benim en güçlü silahımdı. Aksi halde sonucu iyi ya da kötü olsun hiçbir anlamı olmazdı benim için. Her evresiyle bilim adamı titizliğinde çalışılmış bir iş bu. Muhtemelen bundan sonrakiler de böyle olacak.

Bazım ne sayılarla doğru orantılı başarı anlayışı oldu, ne de salt para. Tek baz vardı o da “ben”dim. Konu hayattaki varoluş nedenimse, tabii ki bu en derinlerimdeki “ben” olmalıydı. Güzel ya da çirkin, iyi ya da kötü. Ki başkalarının da en derinlerinde dolaşabilsin şarkılarım. Eksiksiz ve fazlasız. Bu yüzden kaybedeceklerimi göze almıştım en baştan. Kaybetmek denirse tabii buna.

Buram buram sanat kokan insanları da sevmem işleri de. Ruhuna aitse gerçekten çıkan iş, güzelliği kadar pisliği de bulaşmalı ellerinden, sözlerinden, renklerinden başkalarının ruhuna. Sanat insana tanrıdan gelir, dünyada kirlenir. 

©Nazlı Erdemirel

İlk albümün olan Ambivalans, Alman bağımsız ve güçlü bir plak şirketi olan Timezone Records etiketiyle çıkıyor. Neden Türkiye'den bir müzik şirketi yerine Avrupa’dan bir şirketle çalıştın? 

Yapmış olduğum müziği Türkiye’de dinleyen bir kitle var. Ve şarkılarım Türkçe. Bunun dışında ne ben Türkiye’deki müzik şirketlerinin anlayışına uygun bir müzik yapıyorum, ne de onlar benim anlayışıma uygun şirketler. Müzik tarzım ve hayat anlayışım doğrultusunda Avrupa’dan bir plak şirketiyle çalışmak benim için de daha doğruydu. Ve öyle de oldu. Sadece kendi müziğime yoğunlaşıp çalışmalarımı sürdürmek ve bunu aynı zamanda Avrupa’da duyurabilecek olmak ayrıca heyecan verici. 

Şu anki yerel müzik piyasası hakkında yorumların neler?

Harika(!) deyip kestirip atmak istiyorum. 

©Nazlı Erdemirel

Albüme geri gönecek olursak, şarkıların albümdeki versiyonlarını hiç duymadık. Nasıl bir sound ile karşılaşacağız?

Kalbine hitap eden elektronik bir sound karşılayacak seni. Elinden tutup karanlık bir boşluğun ortasına bırakacak kalbini. Ve sen kendine geldiğinde, albüm bitmiş olacak.

Adıyla da dikkat çeken albüm Ambivalans ismini nereden alıyor?

Albümün isme değil, teşhise ihtiyacı vardı. Gidişatı yakından takip eden psikolog arkadaşım Fatih Ay’a, albümün kendi içinde bulunduğu rahatsızlıktan uzun uzun bahsettim. Çok zaman geçmeden teşhisi koydu. Bu albüm Ambivalans*’tı.

©Nazlı Erdemirel

Albümde kimlerle çalıştın?

Muazzam adamlar ve kadınlarla çalıştım. Hepsinin kendine has, rahatsız kafaları mevcuttu. Zaten pek akıllı işi değil bizimki. Sabahlanan aranjeler, synth’ler ve piyanolar Alpay Vural’ın elinden çıkmadır. Davullar Erdem Göymen imzalı. Bunun dışında Akşamüstü’nün trompetinde Oğuzcan Bilgin, kornosunda Bora Demir yer aldı. Mix, Uğur Yelkenci ve Zeynel Günbek. Mastering, Pieter Snapper. Albüm fotoğrafları Nazlı Erdemirel işi.

Albüm hazır peki şimdi sırada ne var?

Şimdi yavaş yavaş sahneyi “Ambivalans”a bırakıyoruz. Ve bunun için sabırsızlanıyorum. Bu külliyatı, albümden sonra sahnede çalmak çok farklı bir duygu olacak benim için. Bunun dışında bir yandan kafamda beliren yeni şarkılar var. Onlarla ilgileniyorum. Bakalım hep birlikte göreceğiz. :)

Nejat Dimili’yi takip etmek için:
https://www.facebook.com/nejatdimili
https://www.instagram.com/nejatdimili/

*Ambivalans, aynı anda iki zıt düşünceyi veya duyguyu yaşama; karşıt duyguları bir arada taşıma halidir. 

0
8127
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage