Ti West’in korku üçlemesinin parçaları olan, çağın dayattığı tutuculuğa, konforlu yaşam alanlarına sıkışıp kalmak istemeyip yıldız bir oyuncu olmak isteyen Maxine karakterinin yaşadıklarına odaklanan X, Pearl ve MaXXXine filmleri hakkında bir yazı.
Hal Niedzviecki, Ben Özelim! Bireysellik Nasıl Yeni Konformizm Haline Geldi kitabında “Her zaman, cesur yeni dünyadan bir üniforma, hobi ya da daha iyi bir beden için bir karar aşaması uzaklıktayız. Bir taraftan, kişinin hayatını yenileme, kendi hikâyesini belirleme potansiyeli, pozitif, özgürleştirici bir gelişme olmakla birlikte, diğer taraftan devamlı yenilenme ihtiyacı, yeterince iyi olan bir hikâyeye ulaşamamak, sürekli endişe, korku, depresyon ve hatta delilik tohumu saçıyor,” der. Hepimiz kendimizi gerçekleştirmek baskısıyla yeni bir kimlik yaratmak isteriz. Daha iyi bir hayat fikri için, kendimizi tekrar özel hissetmek için her defasında hikâyemizi yeniden yazmamız gerekir. Ve çabaların birçoğu kendi bireyselliğimizi ortaya koymak için olsa bile, herkesin aynı formülü uyguladığı ve bunun dayatıldığı bir yerde konformizmin kucağında kendimizi buluruz. Hal Niedzviecki, aynı kitabında “Eğer herkes bağımsız düşünüp kendini anlamakta gittikçe derinleşen bir asi ise, o zaman ben de herkes gibiyim. Antikonformizmle mutabakat sağlayan bir antikonformistim. İşte size kimlik kaybı!” der. Tam da bu noktada alanımızda yalnız kaldığımızda kendimizi tanımak, tanımlayabilmek ve bunu korumaktan başka çaremiz yok gibi. Ya elimizde olana sahip çıkacağız ya da bir şeyleri tekrar tekrar yaşamaya cüret edeceğiz.
Ti West’in birbirine bağlı olan korku üçlemesinin parçaları olan X, Pearl ve MaXXXine filmleri çağın dayattığı tutuculuğa, konforlu yaşam alanlarına sıkışıp kalmak istemeyip yıldız bir oyuncu olmak isteyen Maxine karakterinin yaşadıklarına ve ona yaşatılanlara sebep olanların hikâyelerine odaklanır. Hollywood sisteminin ve ana akım platformların “Herkes bir yıldızdır”, “Yapabilirsin” gibi formül cümlelerinin peşinden giden insanların, karşılarına çıkabilecek engeller ve sınırlar karşısında vahşileştiği dünyalara odaklanan film serisi, bir insanın serinin filmlerinde sıklıkla duyduğumuz “Hak etmediğim bir hayatı yaşamak istemem.” cümlesi üzerinden ne kadar ileri gidebileceğini korku türünde slasher filmleri tarzında hem gerilimi yüksek hem de kanlı şekilde anlatır. X, Pearl ve MaXXXine filmleri her ne kadar 1918, 1979 ve 1985 yıllarında geçse de günümüzün görünür olma, önemli biri olma ihtirasına dair referanslar verirler.
Herkes İçin Yoldan Çıkmaya Sebep Vardır: X
Serinin ilk filmi X, 1979 yılında Teksas kırsalında bir grup gencin film çekme hikâyesini anlatır. Grup, yaşlı bir çiftin gözlerden uzak çiftlik evinde film çekmeye devam ederken; yaşlı çiftin onların çektikleri erotik filmi fark etmeleri sonrasında işler korkunç bir hâl alır. Grup, ev sahiplerinin yaşlı ve görünüşte zararsız hâllerini düşünerek rahatça çekimlere devam ederken Mia Goth’un filmde genç Maxine dışında canlandırdığı bir başka karakter olan yaşlı Pearl ile kocası Howard’ın gizledikleri karanlık bir yan vardır. Gençlik ve güzellik takıntılı Pearl, karşısında duran genç insanların bedeninde bir zamanlar elinden yitip gitmiş olanların gerçekliğiyle gruba karşı ölümcül bir ilgi besler. Gençlik ve yaşlılık arasındaki tezatlığı vurgulayan film, yaşlı karakterlerin gençlere karşı duyduğu kıskançlık ve öfke ile ilerleyerek Pearl’ün sıklıkla yaptığı onların da bir gün yaşlanacağı ve hayatta istedikleri hiçbir şeyin yolunda gitmeyeceği vurgusuyla nasıl delirdiklerine dair ipuçları verir. Maxine, Pearl’den gelen, kendisinin de aynı yaşlılığa ve bilinmezliğe mahkûm olacağı tehdidine karşı tüm dünyanın adını duymasını istediği bilgisiyle içgüdüsel bir hayatta kalma mücadelesi verir. Artık herkes için yoldan çıkmaya bir sebep vardır. Yine film içerisinde çekilen erotik film ve bunun dışındaki zamanlarda gerçekleştirilen cinsellik sohbetleri toplumun tabularını didikler. 1970’ler yetişkin film endüstrisinin altın çağı olarak kabul edilen, yetişkin filmlerinin daha geniş bir izleyici kitlesine ulaştığı ve sinema salonlarında gösterilmeye başlandığı bir dönemdi. Filmde gerçekleştirilen erotik film yapım süreci, 1970’lerin yetişkin film endüstrisinin yapısına ve kültürel atmosferine dair endüstrinin karanlık yüzü, özgürlük ve ifade arayışı, ün kazanmak için bir yol olarak görülmesi açısından ahlaki ve toplumsal çeşitli bilgiler sunar. Film; atmosferi, kurgusu, Eliot Rockett’ın görüntü yönetimi, müzik kullanımı gibi çeşitli unsurlardan dolayı 1970’lerin ve 1980’lerin slasher filmlerine nostaljik ve türsel olarak referansta ve saygı duruşunda bulunur.
“Dünyanın Geri Kalanında Olan Bir Şey Eksik Bende”: Pearl
X filminin bir prequel[1]’i olan Pearl, X filminde yaşlı bir kadın olarak görülen Mia Goth’un canlandırdığı Pearl’ün gençlik yıllarına odaklanır ve Pearl’ün kökenlerini ve karakterinin nasıl şekillendiğini anlatır. Film, 1918 yılında geçer ve genç Pearl'ün hayallerini ve gizli karanlık içsel yanını ortaya koyar. Pearl, baskıcı annesi Ruth ve hasta babasıyla birlikte izole bir çiftlikte yaşar. Pearl, Hollywood yıldızı olma hayali kurarken, annesinin baskısı altında ezilir. Bu hayallerin ve gerçeklerin çatışması, Pearl'ü karanlık bir yola sürükler. Pearl'ün “dünyanın geri kalanında olan bir şey eksik bende” şeklinde bir repliği vardır. Bu replik Pearl’ün yaşadığı hayatın getirisi sınırlanmışlıktan duyduğu rahatsızlığı, toplum tarafından dışlanmasını, hayallerini gerçekleştirmesi konusunda yaşadığı içsel çatışmayı ve tüm bunların sebep olduğu yoldan çıkma hâlini adeta özetler. Pearl, yaşadığı toplumsal baskı ve kontrolün altında, hırsının peşinde yaşadığı hayal kırıklığıyla psikolojik olarak bir çöküş yaşar. Bulunduğu yerden, yaşadığı baskı dolu hayattan kaçma arayışında olan ve kendini özel kılacak bir fırsat yaratmak isteyen Pearl, istediklerine sahip olamayacağını anladığında şiddet içeren uç eylemlere başvurur. Pearl, X filminin prequel’i olarak, karakterin geçmişine ve motivasyonlarına dair derinlemesine bir bakış sunar. Ti West, Pearl’ün içsel çatışmalarını, hırslarını ve düş kırıklıklarını etkileyici bir şekilde işleyerek izleyicilere karakterin karanlık dönüşümünü anlamaları için zengin bir hikâye sunar. Pastel tonların ve sıcak renklerin kullanımı Amerikan kırsalının nostaljik görüntüsünü yansıtırken Ti West, kamerayı karakterlerin psikolojisini ve duygusal durumlarını yansıtmak için ustalıkla kullanır. Uzun planlar ve yavaş kamera hareketi kullanımı gerilimi ve karakterlerin içsel çatışmalarını vurgulama konusunda etkin rol oynar. Filmde kullanılan çerçeveler Pearl’ün izolasyonunu ve yalnızlığını vurgulamak için dikkatlice tasarlanmıştır. Filmin görsel dili, izleyicinin Pearl’ün dünyasına çekilmesine ve onun karmaşık psikolojisini anlamalarına yardımcı olur. Mia Goth’un Pearl rolünde derinlikli, uçlarda gezinen ve her an başka bir duyguya teşne performansı, korku janrının içinde unutulmazlar arasına şimdiden girdi diye düşünüyorum. Saydığım tüm bu sebeplerden dolayı Pearl, benim için serinin en iyi filmi.
Kaçırılmış Bir Fırsatlar Evreni: MaXXXine
X ve Pearl ile başlayan serinin üçüncü filmi MaXXXine, ilk iki filmin temasını ve hikâyesini 1985 yılına taşıyor. Çiftlik evi katliamından sağ kurtulan Maxine Minx, Hollywood’da porno dünyasında zirveye çıkmıştır. Filmin başrol oyuncusu Mia Goth, “Hayallerinin peşinden gitmeye karar verdi ve hiçbir şey ve hiç kimse onu istediği hayata sahip olmaktan alıkoyamayacak. Onunla 80'lerin ortalarında tanıştığımızda, yetişkin filmlerindeki başarısı nedeniyle yeteneklerine daha da güvenen, aynı derecede hırslı, kendisini yenilemeye girmiş durumda. Los Angeles'ta kendine yeni bir hayat kurmuştur ve birdenbire eline hayatının en büyük fırsatı geçer: bir korku devam filmi.” olarak filmin odağını özetliyor. Ti West ise film hakkında “MaXXXine; X ve Pearl’ün bir evrimi, Mia Goth’un önceki filmlerden farklı yönlerini sergilediği bir vitrin. Maxine hayatında farklı bir noktada, yıldızlığın zirvesinde ve bu da Pearl’ü alışılmadık bir şekilde yansıtıyor. Tıpkı filmlerde olduğu gibi o da evrim geçirdi, Mia’nın kendi yıldız olma yolculuğunda olduğu gibi. Bu üçlemenin amacı her zaman film yapma zanaatını vurgulamak olmuştur - bu zanaatlardan biri de performanstır. Üç film boyunca Mia’yı izlemek, performansında ve yeteneğinde sürekli gelişen bu çeşitliliği ortaya çıkarmak heyecan vericiydi. İkimiz için de önemli olan, her filmde kendimizi asla tekrarlamamaya çalışmaktı.” diyor. Gözünü beyaz perdeye diken Maxine, yaşadığı travmayı geride bırakmaya ve kendine yeni bir hayat kurmaya çalışır. Ancak, geçmişin karanlık gölgeleri ve dehşet verici anılar, Maxine'in peşini bırakmaz. MaXXXine, daha büyük mekânlar, Kevin Bacon ve Giancarlo Esposito’nun da aralarında bulunduğu yıldızlarla dolu bir yardımcı oyuncu kadrosu ve 80’lerin zirvesinde Güney Kaliforniya’yı dehşete düşüren gerçek hayattaki Night Stalker gibi yıldız adaylarını parçalayan karanlık bir kötü adamla öncüllerinin dünyasını genişletiyor ve büyütüyor. Bette Davis’in “Bu meslekte canavar olana kadar yıldız sayılmazsın” sözüyle açılan film, karakterinin yaşadığı travmayla ve tutkusuyla ne kadar ileri gidebileceğinin ve gitmesi gerektiğinin altını çizmeye çalışıyor. Geçmişten gelen bir kurtulamama duygusu, dikizleme hissi, çeşitli film referansları, ilk iki filmin getirdiği gerilim, şiddet dozu ve bedelini ödeme hâlinin MaXXXine filminde hikâyenin vardığı yere bakıldığında ve şiddetin sebebini gösterme konusunda gerekli özeni gösterememiş denebilir. MaXXXine; 80’ler atmosferi, travmatik gerilim, Hollywood stüdyolarının içerisinde barındırdığı hikâyeler ve Mia Goth’un üstün performansına rağmen ilk iki filme göre kaçırılmış bir fırsat hissi veriyor.
Bulunduğumuz Yer ve Zaman Bize Ait
Herkes gibi olmak hissi hüzün verebilir bize. Kurduğumuz cümlelerle olması gerektiğimiz hâle kendimizi ikna etmeye çalışırız. Penceremizden baktığımızda bir hayat tasvirini gözümüzün önüne koymak için ihtiyacımız olan; her zaman bizden olmayan başka şeylerin de bize dâhil olduğunu unutmamak. Buradan bir hikâye yaratmak, kendinden olanı da olmayanı da fark etmemizi sağlar. Yaşam; her an kendimizi yeniden yaratmanın imkânını kovaladığımız zamanların toplamı. Görünür ve önemli biri olmaksa bulunduğumuz yerden yalnızca bizim tayin edebileceğimiz bir şey değil. Bulunduğumuz yer ve zamansa tamamen bize ait…
[1] "Prequel" kelimesi, bir hikâyenin veya serinin öncesinde geçen olayları anlatan bir eseri ifade eder. Genellikle bir roman, film, dizi veya video oyununun önceki hikâyesine dair ayrıntıları sunar. Bir prequel, orijinal eserin karakterlerinin, olaylarının veya dünyasının kökenini, arka planını ve başlangıcını keşfeder.