14 EKİM, ÇARŞAMBA, 2015

Onlar Dünyanın En Gezgin Çalışanları

Dünyanın dört bir yanından bir araya gelip dünyayı geziyorlar. Bu seyahat sırasında çalışıyor, yeni iş ilişkileri kuruyor ve gittikleri yerlerin şehir kültürleriyle tanışıyorlar. Bu rüya takımın adı Remote Year. 75 kişilik ekibin tek Türkiyeli üyesi Sıla Işık ile bu oluşumun detaylarını konuştuk.

Onlar Dünyanın En Gezgin Çalışanları

Sabancı Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nü bitirdikten sonra 2007’de London College of Communication’da grafik tasarım yüksek lisansı yapmak için Londra’ya taşınan Sıla Işık, tıpkı diğer Remote Year üyeleri gibi işlerini uzaktan yönetebildiği bir iş modeline sahip. Londra’da Wallpaper dergisi ve Lowe Reklam Ajansı dijital ekiplerinde çalıştıktan sonra 2011’de bir ortağıyla birlikte Londra ve İstanbul’da ofisleri olmak üzere Mind The Ad adlı kreatif dijital ajansını kurmuş.

Remote Year projesini bir de sizden dinleyebilir miyiz? Nedir ne değildir? 

Remote Year projesi, Amerikalı Greg Caplan ve Sam Pessin tarafından organize ediliyor. Amacı seyahat etmeyi seven insanları bir araya getirip hem birlikte gezerek farklı kültürleri ve yaşam biçimlerini tecrübe edindirmek hem de uzaktan çalışmaya tam zamanlı olarak devam edebilecekleri ortamı sağlamak. Bunun için 75 kişilik bir grup katılımcı olarak seçildik ve bir yıl boyunca her ay farklı bir şehirde yaşamak üzere haziran ayında projeye Prag’da başladık. 

Remote Year oluşumuyla ne zaman ve nasıl tanıştınız? Dahil olmaya nasıl karar verdiniz? 

Geçtiğimiz ocak ayında Londra’dayken Remote Year ile ilgili internette bir haber gördüm. Haberde o ana kadar 25 bin adet başvuru alındığından ve başvuruların bitmek üzere olduğundan bahsediliyordu. Önceki kasım ayında ise Dublin’de katıldığım Web Summit etkinliğinde tanıştığım uluslararası girişimler, bana artık bu hızlı gelişen dijital çağda yeni üretilen projelerin, uluslararası çapta yarışabilecek yetide olabilmeleri için dünya görüşüne sahip olmaları gerektiğini göstermişti. Ben de bu gelişmelere ayak uydurabilmek ve bir an önce bir dünya vatandaşı olabilmek için gerekli donanıma ihtiyaç duyduğumun farkına varmıştım. Remote Year projesini gördüğümde ise birlikte iş geliştirme sürecinde bulunduğum iki girişimle birlikte bu projenin güzel bir fırsat olduğunu düşündüm. Başvuru yapıp şansımı denemeye karar verdim. Başvuru sürecimde üç farklı aşamadan geçerek nisan ayı sonunda projeye kabul edildim. Çok kısa bir süre sonra, 1 Haziran 2015’te Prag’da projeye başlamıştım bile.

Şu an ekipte hangi iş kollarından ve uyruklardan katılımcılar var? Ekibin sinerjisi nasıl?

Ekibin çoğunluğu Amerikalılardan oluşsa da toplamda 15 farklı ülkeden 75 katılımcı var. Katılımcılar genellikle dijital mecralarda çalışıyorlar. Aralarında tasarımcılar, yazılımcılar, gazeteci/bloggerlar ve markaların satış temsilcileri var. Hepimiz kendi işlerimizi devam ettirsek de bir yandan bu kadar farklı yetenek ve deneyimlerin bir araya gelmesiyle, şu sıralar kendi aramızda da farklı projeler yaratmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz.

Oluşumda yer aldığınız süre boyunca edindiğiniz seyahat ve etkinlik gözlemlerinizden bahseder misiniz?

İlk dört ayda projenin Avrupa ayağını tamamladık. Çek Cumhuriyeti ile başladığımız programa sırasıyla Slovenya, Hırvatistan ve Türkiye’yi ziyaret ettik. Şu anda ise projenin Asya ayağına geçtik ve Malezya, Tayland, Vietnam ve Japonya’ya gideceğiz. Sonrasında Güney Amerika ile programı bitireceğiz. Her ay farklı bir şehirde kalıyoruz ve yaptığımız işlerle paralel olarak buralarda yer alan meetup ve networking etkinliklerine katılıyoruz. Bunun dışında elimizden geldiğince yerel sosyal yardım projelerine de katılım gösteriyoruz. Kaldığımız yerlerden dışarıya da çıkarak kendi küçük gruplarımızla etraftaki şehirler ya da ülkelere geziler düzenliyoruz. Örnek olarak Slovenya’dayken İtalya’daki Expo fuarını ziyaret etme imkanımız oldu. Asya’da da kalacağımız yerler dışında benim seyahat planlarım arasında iş dünyasını yakından gözlemlemek istediğim Kuala Lumpur, Singapur, Şangay ve Hong Kong var.

Günlük programınız genel olarak nasıl işliyor? Sanatsal faaliyetler de var mı programınızda?

Tüm katılımcılar her gün kendi çalışma saatlerinde, projenin bize sağladığı ofislerde ya da kendi buldukları kafelerde çalışıyorlar. Ben yerel firmalarla toplantılar düzenleyip yerel etkinliklere katıldığım için gittiğimiz ülkenin mesai saatlerine göre çalışıyorum. Kimileri ise Amerika’daki şirketleri için çalıştıklarından, mesailerini farklı saatlerde yapabiliyorlar. Çalışma saatlerimiz dışında ise fırsatımız oldukça yerel etkinlik ve sanatsal faaliyetlere de katılıyoruz. Örneğin İstanbul’da eylül ayında bienale denk gelmemiz bizim için büyük bir şans oldu, farklı bienal mekanlarını gezdik. Buradan aldığımız ilhamla 19 Eylül 2015’te Kolektif House’da Art Up adıyla bir sanat etkinliği düzenledik. Gideceğimiz diğer ülkelerde de bunu devam ettirmeyi düşünüyoruz.

Türkiye’den tek katılımcı sizsiniz. İstanbul gezisinde ekibe rehberlik ettiniz mi, nasıl yorumlar aldınız? 

Evet, Türkiye’den yalnızca ben vardım. Dolayısıyla İstanbul için çok heyecanlıydım. Gelmeden önce de ekibi Türkiye hakkında bilgilendirdim ve İstanbul’da yapabilecekleri farklı aktiviteleri ve gezilecek yerleri anlattım. Çeşitli semtleri, Türk konukseverliğini, farklı kültür ve sanat anlayışlarını keşfettiler. İstanbul gibi bir metropolde birçok insanla tanışıp, birçok etkinliğe katılma fırsatları olduğundan hepsi burayı çok beğendi. Hatta şu ana kadar gittiğimiz yerler arasında en beğendikleri yer olduğunu dile getirdiler. Bu sebeple önümüzdeki yılın programında da İstanbul olacak. 

Remote Year kapsamında kendi ülkenizle yurt dışı tecrübesi arasında ne gibi farklar sayarsınız?

Son sekiz yıldır Londra’da yaşıyordum. Ben orayı artık evim olarak kabul ediyordum, oradan da çeşitli ülkelere seyahat etme fırsatım olmuştu. Fakat Remote Year ile yurt dışı tecrübesi çok farklı. Gittiğimiz yerlerde bir ay kalıyoruz, oralara alışmak da zaman alıyor. Dolayısıyla kendimizi sürekli yeni bir adaptasyon sürecinde buluyoruz. Kendimize ait bir ev ortamımızın olmaması da durumu pek kolaylaştırmıyor. Ancak bunun yanında biz 75 kişilik bir aileyiz, hep birlikte seyahat ediyor olmamız da bu süreci keyifli hale getiriyor.

İstanbul’da gezi, etkinlik, çalışma alanları rotanız nasıldı? Oluşum içinde rotayı kim ya da kimler belirliyor? Hep birlikte mi hareket etmek zorundasınız mesela?

Gittiğimiz şehirlerde farklı farklı yerlerde kalıyoruz. Şu ana kadar otel, ev ve yurt yaşamlarını denedik. İstanbul’da Ortaköy’deki özel bir öğrenci yurdunda kaldık ve oranın çalışma alanlarından faydalandık. Şehir içerisindeki etkinlikleri Remote Year’daki Community Manager’ımız her ay belirliyor ve bizlere sunuyor. Bunun dışında herkes kendi keşfettiği çalışma alanları ve etkinlikleri grupla paylaşıyor. Bu doğrultuda bir araya gelip günlük rotamıza birlikte karar verebiliyoruz. 

Bir sonraki yıl katılmayı düşünenlere neler önerirsiniz? Remote Year onlara ne vadediyor? 

Önümüzdeki yılın Remote Year başvuruları şu anda devam ediyor ve Şubat 2016’da Güney Amerika’da başlayacak. Katılmayı düşünenlerin göz önünde bulundurması gereken şey 12 ayın aslında çok uzun bir süre olduğu. Bu süre boyunca işinizi verimli bir şekilde devam ettirmek, gelir giderinizi kontrol altına almak, gidilen yerlerdeki adaptasyon problemlerini aşmak ve gruba uyum sağlayarak kültürel farklılıklara tolerans göstermeyi öğrenmek durumundasınız. Ancak bütün bunlarla birlikte Remote Year katılımcıları kesinlikle kişisel ve profesyonel anlamda çok geliştiren bir proje. İlgi ve becerileri geliştirmek için gerekli ortamı sağlarken, bir yandan da kariyeriniz için faydalı olacak global bir network oluşturmaya yardımcı oluyor. Ben geçtiğimiz dört ayda projeden çok büyük keyif aldım. Hem grup içerisinde hem de gittiğimiz yerlerde çok değerli insanlarla tanışma ve fikir alışverişi yapma fırsatı buldum. Önümüzdeki Asya ve Güney Amerika ayakları için de yeni insanlarla tanışma, yeni yerler keşfetme ve kendimi geliştirme heyecanım ilk günkü gibi devam ediyor. Siz de benim bu deneyimimi remoteyear.mindthead.com adresinden takip edebilirsiniz.

Remote Year’a Katılım Koşulları

Her şeyden önce halihazırda uzaktan çalışmaya olanak veren bir iş modeline sahip olmak gerekli. Programa katılmak için ise 3000 dolar peşinat ve program süresince her ay 2000 dolar ücret ödeniyor. Peki bu ücrete neler dahil?


* Program boyunca gidilecek yerler arasındaki tüm ulaşım

* Tüm yıl boyunca konaklama

* Her şehirde 24 saat interneti bulunan ve merkezi konumdaki ortak çalışma alanları

* Ana rota dışındaki geziler, seminerler, turlar gibi çeşitlik etkinlikler

0
5174
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage