Türkiye’nin dört bir yanındaki özel tiyatroların haklarının temsili, üretim ve uygulama süreçlerinin profesyonelleşmesi amacıyla kurulan Tiyatro Kooperatifi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Iraz Yöntem ile salgın sürecinde özel tiyatroların durumunu, yapılan çalışmaları ve salgın sonrasına ilişkin öngörülerini konuştuk.
Tiyatro Kooperatifi, geçtiğimiz yılın haziran ayında özel tiyatroların yaşadığı sorunlara çözüm üretmek, ekonomik yarar sağlayacak projeler geliştirmek, tiyatro sektöründeki tüm üretim ve uygulama süreçlerinin iyileştirilmesine katkı sağlamak amacıyla kuruldu. Kooperatifin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Iraz Yöntem ve Başkan Yardımcılığı’nı Yeşim Özsoy üstlenirken; Yönetim Kurulu’nda Ersin Umut Güler, Mert Fırat ve Muharrem; Fisun Eşki ise Genel Koordinatör olarak yer alıyor.
Koronavirüs salgını tüm sektörlerde olduğu gibi özel tiyatrolarda da büyük tahribata yol açtı. Salgının ülkemize geldiği mart ayının başlarından itibaren sanat faaliyetleri tamamen durduruldu. Bu süreç, zaten ekonomik olarak büyük yükler taşıyan özel tiyatroların giderleri sabitken gelirlerinin tamamen kesilmesine sebep oldu. Tiyatro Kooperatifi de salgın sürecinde özel tiyatroların hayatta kalabilmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Iraz Yöntem’e salgında özel tiyatroların durumuna, alınan önlemlere, görüşmelerden çıkan sonuçlara, başlattıkları destek programı #BizdeYerinAyrı'ya ve Kooperatifin faaliyetlerine dair merak ettiklerimizi sorduk.
Koronavirüs salgını tüm sektörleri olduğu gibi özel tiyatroları da ekonomik olarak zor duruma soktu. Bu belirsiz süreçte özel tiyatroların durumunu sizden dinleyebilir miyiz? Bugün neler yaşanıyor ve sürecin devam etmesiyle neler yaşanacak?
Bir doğal afette ya da toplumsal olaylarda, son derece kırılgan ve hassas yapılar olduğumuz için ilk etkilenen ne yazık ki biz oluyoruz. Pandemi süreci ülkemizde henüz başladığında da birçok tiyatro zaten kendi inisiyatifleriyle sahnelerini kapatmaya başlamıştı. Sahnesi olan tiyatrolar için süreç çok daha ağır koşullarda devam ediyor ne yazık ki çünkü onlar hâlâ kiralarını, elektrik vb. faturalarını ödemek zorundalar. Çalışanların durumu ise, sahneli ya da sahnesiz tüm tiyatrolarda aynı durumda; herkesin hayatı durmak zorunda kaldı. Mesleğimizin ve alanımızın mevcut mevzuat gereği “ticari” statüsü nedeniyle zaten üzerimizde korkunç bir vergi yükü var. Birçok tiyatro öncesinde bu konuda yapılandırmalara gitmişti. Şimdi vergi ve prim ödemeleri ertelendi, evet; ama yarın o ödemelerin yapılacağı gün geldiğinde hangi parayla ödeme yapılacağı belirsizliğini koruyor… Bu süreç uzadıkça ve gerekli destekler gerçekleşmedikçe yarınlarda bu sanat kurumlarının ayakta kalması bir mucizeye dönüşecek ne yazık ki...
Normalleşme sürecinde kültür sanat etkinlikleri için takvim henüz belli değil. Ancak oyunlarını oynayamadığı için geliri kesilen tiyatrolarla dayanışma oluşturmak için #BizdeYerinAyrı başlığıyla ileriye yönelik bilet destek programı başlattınız. Bunun tiyatrolara katkısı ne ölçüde olacak? Bu konuda nasıl dönüşler alıyorsunuz? Uzun vadede bu desteğin özel tiyatroları nasıl etkilemesi planlanıyor?
#BizdeYerinAyrı başlıklı seyirci destek programını hayata geçirerekbu zor dönemde tiyatro sektörüne destek olmayı amaçlıyoruz. Farklı ücretlerde birçok paket sunarak herkesin tiyatroya destek olabilmesine imkân sağlayan #BizdeYerinAyrı programına ait paketler, hem bireyler hem de kurumlar tarafından satın alınabiliyor. Paketleri satın alanlar, 30 Haziran 2021 tarihine kadar, programa dahil olan tiyatroların sahnelediği oyunlara bugünden rezervasyon yaptırabiliyor.
Henüz kampanyamız çok yeni olmasına rağmen ilgi her geçen gün büyüyor. Mesela ilk kurumsal destek Anadolu Efes’ten geldi; ilerleyen günlerde yenileri de eklenecektir. Seyircilerimizin de bu destek programımıza yoğun ilgisi var. Bu destek bir dayanışma kültürünün var olduğunun göstergesi aslına bakarsanız. Uzun vadede tiyatrolarımızı ayakta tutabilmek için tüm sektörlerin; kamu ve özel dâhil, seyircilerimizin de desteğine ihtiyacımız var.
Geçtiğimiz ay Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile bir toplantıya katıldınız. Orada özel tiyatroların bu süreci daha az yarayla atlatabilmesi için belli taleplerde bulundunuz. Bu taleplerinizin sadece pandemi sürecini atlatmaya yönelik olmadığını, kapsamlı sorunlara yönelik olduğunu da biliyoruz. Genel hatlarıyla taleplerinizden bahseder misiniz?
Toplantıda tarafımızca sunulan öneriler arasında; KDV, muhtasar, vergi ve SGK ödemelerinin Aralık 2020 sonuna kadar ertelenmesi ve ertelenen ödemelerin makul taksitlerle ödenmesi; özel tiyatro biletleri üzerindeki KDV oranının %1 olarak belirlenmesi; ödenekli tiyatrolar için ayrılan, mevcut durum sebebiyle Mart-Ekim 2020 arası kullanılmayan ve hazineden gelmeyip Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait bütçenin özel tiyatrolara aktarılması; 2020 yılında belirlenen dönemlerde stopaj vergisinin alınmaması; sabit giderlerin karşılanması ve özel tiyatroların yaşayabilmesi için Devlet Destekli Kredi (KGF) desteği verilmesi; 2019-2020 sezonunda özel tiyatrolara dağıtılan destek için, belli sayıda temsil koşulunun kaldırılması; 2020-2021 sezonu için dağıtılacak Kültür Bakanlığı Destek Fonu’nun arttırılması ve başvuru sürecinde kolaylık tanınması; Devlet Tiyatroları’nın sahnelerinin kullanılmadığı günlerin tüm özel tiyatrolara ücretsiz tahsis edilmesi ve yine aynı sahnelerin yaz aylarındaki boş günlerinin ücretsiz tahsisinin sağlanması; uygun koşulların sağlanabilmesi hâlinde özel tiyatroların haziran, temmuz ve ağustos aylarında açık hava sahnelerini kullanmasına yönelik çalışmalar yapılması gibi maddeler vardı.
Bakanlık’tan birtakım dönüşler alındı, bunlar taleplerinizi karşıladı mı? Tiyatroların en çok ihtiyaç duyduğu, onları rahatlatacak olan destek konusu neydi ve bu konuda bir gelişme oldu mu?
Taleplerimizden gerçekleşenler şunlar: Yönetmelikle bu yıl özel tiyatrolara yapılacak yardımların bütçesi arttı. Bakanlığın, proje bazlı destek fonları bulunuyor ve bu fonlar proje maliyetinin yüzde 50’sini karşılıyordu. Biz bunun yüzde 80-90 bandına çıkarılmasını talep ettik. Bakanlık yüzde 70’e yükseltti ve bu önemli bir gelişme. Covid-19 salgını nedeniyle 2019 – 2020 sezonunda, bu destekten yararlanan tiyatroların mücbir sebep sayılarak oyun sayısının tamamlanma şartının kaldırılmasını talep ettik. Bu da kabul edildi ve yönetmelikte ek bir madde olarak yayımlandı. Ama çok daha fazla talebimiz var. Atılan her adımı tabii ki olumlu karşılıyoruz ancak şu anda atılmış olan adımlar ne yazık ki yeterli değil. Özellikle bu kriz döneminde acil nakit ihtiyacının giderilmesi gerekiyor ki bir tane bile özel tiyatro yitirilmesin. Özellikle mevzuat konusundaki önerilerimizin tamamının karşılık bulmasını istiyoruz; üzerimizdeki vergi yükünün kaldırılması çok önemli. Ayrıca esnek bir kredi paketi önerisinde de bulunduk. Bu talebimizi de tekrar ediyoruz.
Bakanlığın yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile de görüşmeleriniz oldu. Yerel yönetimlerin pandemi sürecinde ve sonrasında özel tiyatrolara destekleri neler olabilir?
Müzik, yayıncılık gibi sektörlerden de birçok temsilciler, sıkıntılarını dile getirdi ve bilgilendirme yapıldı. Biz de bu doğrultuda yerel yönetimlere önerilerimizi sunduk. Ancak orada da yine mevzuat ve kaynak sıkıntısına takılıyoruz. Niyetler çok iyi ve olumlu, ancak süreç mevzuatlardan kaynaklı uzuyor. Bizim ivedilikle bu desteklere ihtiyacımız var. 2 ay oldu ve insanlar çok zor durumdalar. Açık hava sahneleri konusunda belediyeler ile koordineli çalışmak gerekiyor. Tiyatro her yerde yapılır ve en az bir seyirci olması bile yeterlidir. Parkları, bahçeleri belediyelerin teknik desteğiyle tiyatro sahnesine dönüştürebiliriz ve bu da özel tiyatroları ekonomik olarak rahatlatan bir gelişme olur. Toplantıda yaptığımız öneriler arasında şunlar vardı: Belediyeler önden özel tiyatroları satın alabilir, açık havalar asgari düzeyde sembolik kiralar karşılığında özel tiyatrolara verilebilir. Bu süreçte şenlikler festivaller olabilir. Süreç içinde şehir tiyatrolarının ve belediye tiyatrolarının teknik eleman ve ekipmanlarının yönlendirilmesi gibi önerilerimiz de oldu.
Tiyatro yapısı gereği evden çalışarak sürdürülebilen bir sanat değil. Ancak sürecin devam etmesi durumunda “hayatta kalmaya” yönelik başka çalışmalar söz konusu olur mu? Her şeyin önünde sonunda dijitale dönüştüğü çağımızda tiyatroda da bu tür bir dönüşüm mümkün mü sizce?
Evet, tiyatro sadece icra eden tarafta değil, karşılık bulacağı tarafta da “insan” ihtiyacı duyar; eş zamanlı ve canlı olarak. Bu süreç uzun olacağa benziyor ama şimdiden bir çıkarımda bulunmak bence mümkün değil. Tabii ki gelişmekte ve değişmekte olan dünyada her şey dönüşebilir ama bu tiyatronun topyekun dijitalleşmesi anlamına gelmiyor bence. Sonuçta elbet bir gün bu süreç dünyada son bulacak; o zamana kadar bu dönüşümü tartışabilmek için öncelikle hayatta kalabilmemiz gerekiyor. Belki sonra benzer başka krizler de yaşayacağız, bilemiyoruz; ama bunun şimdiden adını koymayı doğru bulmuyorum çünkü ben de bu sürecin bir parçasıyım ve önce hepimizin ne yaşadığımızı idrak etmesi gerekiyor diye düşünüyorum.
Sadece bu salgın sürecinde değil özel tiyatrolar ve çalışanları normal zamanda da ekonomik açıdan tabiri caizse kendi başlarının çaresine bakmak durumundalar. Bu konuda kooperatif olarak çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Kooperatif, tiyatromuzda hangi konulardaki eksikleri giderdi?
Başta ortağımız olan tiyatrolar olmak üzere, sektörün tüm bileşenleri için ortak çatı, bilgi ve danışma merkezi olmak amacıyla yeni bir seminer dizisi başlatmıştık. İlk seminerin konusunu ise “Tiyatrolarda SGK ve Vergi Teşvikleri, Güncel Mevzuat Değişiklikleri” idi. Gelecek seminerlerin ise; bütçe yönetimi, sanatsal üretim süreci yönetiminin sürdürülebilirliğe etkileri, yerel/ulusal/uluslararası kurumlarla iletişim ve iş birliği kurma yöntemleri gibi özel tiyatrolar için kapasite geliştirmeyi amaçlayan farklı konulara odaklanmasını planlanıyorduk. Henüz Tiyatro Kooperatifi 1. yılını bile doldurmadı ve biz bu pandemi sürecini yaşamaya başladık. Dolayısıyla çalışmalarımız yeni başlamıştı ama yönümüzü değiştirmek zorunda kaldık. Bu süreci olumlu ve yapıcı bir hâle getirmeye çalışıyoruz ve uzun vadedeki yasala mevzuat çalışmalarımıza hız verdik. Alanımızdaki eksikliklerin giderilmesi için yoğun bir temponun içindeyiz ve profesyonellerle çalışıyoruz. Avukatlarımız ve gönüllü olarak bizlere destek veren birçok hukukçu bizimle çalışıyor; akademisyenler, fon uzmanları, uluslararası alanda da çalışmalarda bulunmuş sanat yöneticileri ve üreticileri… Dünyanın birçok ülkesinden farklı kurum ve kişilerle de diyaloğumuz devam ediyor. Tıpkı Çehov’un dediği gibi; “Bizi çalışmak kurtarır”…
Tiyatro Kooperatifi 42 özel tiyatroyu temsil ediyor ve birinci senesini doldurmak üzere. Bu süreçte neler deneyimlediniz?
Birlikte olmanın, omuz omuza dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu bire bir yaşamamıza vesile oldu bu süreç. Bu kadar yeni bir kurumun ilgili makamlar tarafından bir muhatap kabul edilmesi bu birlikteliğin verdiği gücün ispatıdır. Ayrıca bu zor zamanlarda umudumuzu bir parça da olsa diri tutabiliyorsak, yine hepimiz yan yana olduğumuz için... Galiba esas deneyimleyeceklerimiz şimdi başlıyor :)
Başlıktaki görsel IO oyunundan alınmıştır. Kapak'taki görsel Sebastian Hannak'a aittir.