Müzik dinleyen herkesin, O’nu tanısın tanımasın, müziğini bilsin bilmesin, kitaplarını okusun okumasın, ismini duyunca ‘Ah, evet!’ diye ani bir refleks verdiği isim, Patti Smith…
70’lerde Amerika’yı düşünün... 1960’larda İngiltere’den gelmiş bir pop akımı kol geziyor. Endüstrileşmenin, sanayinin, tüketimin daha da iştah kabartması üzerine kurulu bir reklam yönetim sistemi sanatın varlığını sorguluyor. Özellikle de sanatın bu kadar unique bir varlık gösterip gösteremeyeceği sorgulanıyor. Roy Lichtenstein sanatı İngiltere’de karikatürize ederken, Andy Warhol Amerika’da sanatın aynı malzeme ve koşullar altında fiziki olarak seri üretime ne kadar geçebileceğini sorgulayan eserler yaratıyor(?). Toplumsal uyuşturucunun en ağırı medya ve büyük aracı televizyon görevini en iyi şekilde sisteme hizmet ederek yerine getiriyor.
Peki günümüze kadar var olmuş underground kavramının, alt kültürün kollarında olan, sistem karşıtı punk nerede?
Aslında yine 1960’larda tam olarak İngiltere’de. Sex Pistols gerçek bir yıkım olarak doğuyor. Tabii dolayısıyla müzik sayfasında bambaşka bi sütun açılıyor: Punk Rock.
Amerikan edebiyatı bu sıkışmışlık içerisinde kendi içinde kaynamaya başladığının sinyallerini ise 1950’lerde vermeye başlıyor. Jack Kerouac ’50 öncesi Allen Ginsberg ile uzun uzun mektuplaşıyor. Çünkü Jack’in Yolda’yı çıkartması, Allen’ın ise şiirlerini belirli bir düzene oturtması gerek. Müzikte olduğu gibi edebiyat sayfasında bambaşka bir sütun açmak kolay değil. Üstelik o sütunun ismi Beat Generation ise.
Şimdi bu doneleri bir kenarda tutun ve tekrar 1970’lerdeki Amerika’yı düşünün. 1960’lardan gelen sanatta ve müzikteki sıkışma büyük bir patlama yapıyor. Bu patlamanın yaşandığı yer ise CBGB*. Kimler bu patlamanın odak noktası derseniz: Punk rock’ın efsanelerinden; Ramones, Television, Patti Smith, Talking Heads sayılabilecek isimden birkaçı.
‘Ben punk rock kraliçesi olmayı tercih etmedim. Ben sadece işimi çok severek ve çok çalışarak yaptım’ diyebilecek bir açıklıkta karşılıyor bizi Patti Smith. CBGB’deki dönemleri için ‘hep beraber toplanıp birbirimize Rumi** de okurduk’ diye ekliyor.
20 yaşındayken New York’tan ayrılmasıyla başlayan hikayesi ile Patti Smith (Patricia Lee Smith), 1946 Philadelphia, Amerika doğumlu. Müzik tarihinde çoğu otorite tarafından ilk art-punk albümü olarak geçen Horses albümünü Velvet Underground’un eski üyelerinden John Cale prödüktörlüğünde 1975 yılında çıkartıyor. Şarkılarının içindeki şiirselliği ile grubun bir araya gelmesinin her zaman özel bir bağı olduğunu belirten Smith sırasıyla, Radio Ethiopia (1976), Easter (1978), Wave (1979), Dream of Life (1988), Gone Again (1996), Peace and Noise (1997), Gung Ho (2000), Trampin’ (2004), Twelve (2007), Banga (2012) albümlerini çıkarttı.
İlk şiir performansını gitarist Lenny Kaye ve piyanist Richard Sohl ile 1971 yılında yapmasının hemen ardından 1974 yılında ilk single’ı Hey Joe’yu çıkartmasıyla hayatımıza girmesini çok yakınmış gibi hissediyor olabiliriz belki. Belki bu yazıyı okuyanların bir kısmı henüz o yıllarda doğmuştu, belki bir kısmı Patti Smith ile çok yeni tanıştı. Onun herhangi bir biyografisini okuduğumuzda onun ne kadar doğal ve içten olduğunu düşünmemiz çok olası.
Bu olasılığın sebebi de şarkılarının temelini oluşturan şiirleri, Patti Smith’in ozanlığı. Smith’in Bob Dylan’a ve Jim Morrison’a olan çılgın tutkusu, vizyonunu William Blake ve Charles Baudelaire’den etkilenerek yaratması… Tam olarak hangisi olduğunu kesin bir şekilde belirtmek yerine çok fazla insana ilham verebilecek bir noktada olduğunu bilmemiz onu anlatmaktan çok dinleyip, yazdığı kitaplara bir göz atmamız O’nu daha anlaşılabilir kılacaktır. Belki de ona yaklaşmamız… Biletlerinin tükenmesine şaşırmadığımız Patti Smith konseri bu akşam 21.00’de Zorlu PSM’de. Biletleri zaten aldıysanız, tebrikler! Unutamayacağınız bir performans ile Patti Smith sadece birkaç metre uzağınızdan sizleri büyülemeyi başaracak, şüphesiz.
Müzik değil, insanlar dünyayı değiştirebilir. Müzik sadece insanlara dünyayı değiştirmek için ilham veren bir aracı olabilir.
- Patti Smith
*CBGB (Country,BlueGrass,Blues): Hilly Kristal tarafından Manhattan, New York’ta 1973 yılında açılan müzik klubü.
**Rumi: Mevlana Muhammed Celaleddin-i Rumi. Tasavvuf düşüncesinin öğreticilerinden, sufi.