20 yıl Pina Bausch Dans Tiyatrosu'nda dansçı, prova yönetmeni olan ve Yunanistan Ulusal Dans Okulu Direktörü Daphnis Kokkinos, 24-26 Ekim tarihlerinde Akbank Sanat’a konuk olacak. Daphnis Kokkinos, önümüzdeki günlerde İstanbul’da izleyici karşısına çıkacak Bausch’un başyapıtı Café Müller’i anlattı.
Bu yıl 27. kez tiyatroseverlerle buluşacak İstanbul Tiyatro Festivali, açılışını 25 Ekim akşamı Pina Bausch’un başyapıtı Café Müller ile yapacak. Sanatçının topluluğu Tanztheater Wuppertal’ın güncel kadrosunun yer alacağı yapım 26 Ekim akşamı da yine Zorlu PSM’de sahnelenecek. Pina Bausch’u yakından tanıyan ve 20 yıl Pina Bausch Dans Tiyatrosu’nda dansçı, prova yönetmeni olarak görev alan Daphnis Kokkinos da 24-26 Ekim tarihlerinde Akbank Sanat’ta bir söyleşiye ve bir atölyeye konuk olacak.
II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa’nın en etkili koreografı olarak görülen Pina Bausch, 20. yüzyılda devrimci bir yaklaşımla dansı yeniden tanımladı ve dans tiyatrosunun yeni bir tür olarak kabul görmesini sağladı. Daphnis Kokkinos ise hem 20 yıl boyunca Pina Bausch Dans Tiyatrosu'nda dansçı, prova yönetmenliği yaptı hem de Bausch ile çalışan ve onu yakından tanıyan bir isim.
Daphnis Kokkinos, 24-26 Ekim tarihlerinde, Almanya Federal Cumhuriyeti Başkonsolosluğu İstanbul, Türk Alman Kültür İşleri Kurulu Derneği, İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü ve Akbank Sanat ev sahipliğinde hem bir söyleşiye hem de ileri seviye bir dans tiyatrosu atölye çalışmasına konuk olacak.
İlk buluşma 24 Ekim saat 19.00’da “Daphnis Kokkinos’la Söyleşi: ‘Pina Bausch'un Dans Tiyatrosu’” başlıklı söyleşi olacak. Burada Kokkinos, Bedirhan Dehmen, Hasibe Kalkan, Beril Şenöz’ün sorularını yanıtlayacak. Söyleşide Bausch’un dans tiyatrosu estetiğinin yapı taşları ve dönüşüm noktaları, Kokkinos’un deneyimleri eşliğinde ele alınacak. 25-26 Ekim tarihlerinde ise “Dans Tiyatrosu Atölyesi” düzenlenecek. Modern dans dersi ile başlayacak; Pina Bausch’un meşhur repertuvarından hareket serileri sunulacak ve katılımcılar, kelimelerin harekete ve hareketin kelimelere dönüşmesini araştıracak. Bu atölye ileri seviye olacağı için profesyonel dansçılara ve beden-odaklı çalışan profesyonel oyunculara açık olacak.
Daphnis Kokkinos ve Pina Bausch
Daphnis Kokkinos’un Pina Bausch ile ilk karşılaşması Devlet Dans Okulu ikinci sınıf öğrencisiyken Bausch’un koreografisiyle ilk kez izlediği Café Müller ve Stravinsky’nin The Rite of Spring ile oluyor. Kokkinos okulu bitirdikten sonra Atina – Wuppertal trenine biniyor ve Bausch’un sanat yönetmeni olarak görev yaptığı Almanya Essen’e okumaya gidiyor. Kokkinos, 1993 yılında Wuppertal Dans Tiyatrosu’nda Pina Bausch’un Tanztheater Wuppertal adlı eserinde dans etmeye başlıyor. 2002 yılından 2009 yılında Bausch’un ölümüne kadar efsanevi koreografın asistanı oluyor. İlk koreografik çalışması “Addio Addio Amore - Pina için bir parça”yı Pina Bausch'a adadı. Temmuz 2020’den beri Yunanistan’daki Ulusal Dans Okulu’nun direktörlüğünü üstlenen Kokkinos bugün hâlâ farklı projeler ve farklı ekiplerle çalışmalarına devam ediyor. Ve genç kuşak dansçılarla deneyimlerini paylaşmaya devam eden usta dansçı “Bir şeyi paylaşmazsanız o şey yoktur” diyor.
Daphnis Kokkinos, Pina Bausch’un Başyapıtı Café Müller’i Anlatıyor
“Pina'nın Café Müller adlı eseri son derece dokunaklı bir eser. Dans ortamı loş ışıklı, sandalye ve masalarla dolu bir kafedir. Eser ilerledikçe dansçılar bu kaosun içinde uyurgezer gibi hareket eder, mobilyaları yeniden düzenler ve birbirleriyle ilişkilerini yönlendirirler.
Dans, insan ilişkilerinin karmaşıklığını araştırır. Dansçılar aşktan umutsuzluğa, özlemden yalnızlığa kadar çeşitli duyguları dışavurur. Etkileşimleri şefkatli kucaklaşmalardan yoğun çatışma ve ayrılık anlarına kadar uzanır. Saf tutku, sözler olmaksızın…
Dansçıların çevreyle olan etkileşimleri, insanların ilişkilerinde ve yaşamlarında karşılaştıkları zorlukları ve engelleri temsil eder. Café Müller, bu tematik unsurları barındırırken Pina’nın eserlerinin çoğu zaman tek bir yoruma direndiğini anlamak önemlidir. Koreografisinin etkileyici doğası, izleyicileri performanstan kendi anlamlarını ve duygularını çıkarmaya teşvik eder.
Café Müller, Pina'nın çocukluğuna dair anılarının ve gözlemlerinin bir yansıması olarak görülebilir. Pina'nın anne ve babasının bir kafesi vardı ve çocukluğunda sık sık bir köşeden veya masanın altından müşterileri izlerdi. Anılar yeniden canlanır...
Pina tüm eseri, gözkapakları yere yönelmiş şekilde, gözleri kapalı dans etti. Pina bu eseriyle beni kelimelere gerek kalmayan, tek bir hareketinin bile nefesimi kesmeye yettiği kendi dünyasına götürdü. Şair Maya Angelou'nun dediği gibi: “Hayat, aldığımız nefes sayısıyla değil, nefesimizi kesen anlarla ölçülür.” Bahar Ayini ile birlikte aynı akşamda sahnelenen bu Café Müller gösterileri ne kadar keyifliydi, dünya ne kadar güzeldi ve onu ne kadar özlüyorum…”
Daphnis Kokkinos’un 24-26 Ekim tarihlerinde Akbank Sanat’ta gerçekleşecek etkinliklerine dair ayrıntılara buradan ulaşabilirsiniz.
*Kullanılan fotoğraflar https://www.pinabausch.org/ adresinden alınmıştır.