MARINA ABRAMOVIÇ’İN YAŞAMI VE ÖLÜMÜ
BOB WILSON’S LIFE AND DEATH OF MARINA ABRAMOVIC
Giada Colangrande’nin yönetmenliğini yaptığı filmde yönetmen Robert Wilson, Abramoviç’in biyografisini yeniden kurgulayarak deneysel bir opera yaratıyor. Yönetmen Colagrande; Antony and the Johnshons’ın Antony Hegarty’sinin müziklerini bestelediği, Willem Dafoe’nin muhteşem bir performans sergilediği bu operayı ve kamera arkasını belgeliyor. Colagrande şöyle diyor “Marina manzara, Bob akıl, Antony kalp, Willem ise vücut”
BİR DENEYSEL SİNEMA TARİHİ
FREE RADICALS: A HISTORY OF EXPERIMENTAL FILM
Jonas Mekas, Peter Kubelka, Stan Brakhage ve Hans Richter gibi, sanat dünyası ve film endüstrisi normlarına uymadıkları için dışarıda bırakılan, kültüre damgasını vurmuş sanatçıları konu alıyor. Avangart sinema ve sanatın özgür radikalleri, Bir Deneysel Sinema Tarihi’nde buluşuyor.
İP
THE TIGHTROPE
Peter Brook ‘’Gerçeklik, birçok anlamı olan bir kelimedir.’’ der. Tiyatro yaşamının son kırk yılında sahneye çıkmamış olan Brook, bu filmde sahnede. Brook’un sahne arkasını filme almasına ve kendi felsefesini, yaşam biçiminin temelini oluşturan “ip üstünde” egzersizini ifşa etmesine izin veriyor. Beş gizli kamerayla çekilen film, yönetmenin deyimiyle “performansın bütünlüğünden ödün vermeden sonuca değil sürece odaklanıyor. Durağan ve sıkıcı ‘filme alınan tiyatro’ alışkanlığının ötesine geçiyor.”
13. İstanbul Bienali Film Programı
‘’Ben Kentli Vatandaş Değil miyim?’’ Barbarlık, Sivil Uyanış ve Şehir
13. İstanbul Bienali’nin “Ben Kentli-Vatandaş Değil miyim? Barbarlık, sivil uyanış ve şehir” başlıklı film programı vatandaşlık/kentlilik, kamusal alan, demokrasi ve sanat gibi temalara odaklanan belgeseller, filmler ve video yapıtlarından oluşuyor. Programda Yokedici Melek (Luis Buñuel) ve Beyaz Kadına Dokunma (Marco Ferreri) gibi klasiklerin yanı sıra Yarın (Andrey Gryazev) ve Kaliforniya Rüyası (Bregtje van der Haak) gibi son dönemde çekilmiş çarpıcı belgeseller ve siyasetin şiirine odaklanan Kule (Chto Delat) ve Bana Renk Ver (Anri Sala) gibi video yapıtları yer alıyor. Bienal sergisine bir giriş niteliği taşıyan ve bienalin kapsayıcı teması olan siyasi kamusal bir forum olarak kamusal alan fikrini kışkırtmayı hedefleyen program, 32. İstanbul Film Festivali dahilinde gösterime girecek.
Daha fazla bilgi için http://www.iksv.org