Yurt içi ve yurt dışında yaptığı çalışmalarla birçoğumuzun iç dünyasını etkileyen Ah! Kosmos ile müziği ve son albümü Beautiful Swamp üzerine konuştuk.
Bastards albümünden Beautiful Swamp'a gelene kadar olan süreç senin için nasıl geçti, neler yaptın?
İki albüm arasındaki dönemde bol bol müzik üretmeye devam ettim. Bir EP, bir single yayımladım. Görsel sanatçılarla ve tiyatro, dans alanından sanatçılarla ortak işler ürettim. Çok yoğun bir süreç geçti. Albüm çalışmasına başlamak tahminimden daha uzun bir vakit aldı. Albüm sürecindeyse kimi zaman yorulduğumu, tıkandığımı hissettiğim anlar oldu. Bu dönemi tamamladığımdan beri kendimle ve sesle olan ilişkimin başka bir yöne evrildiğini hissediyorum.
Beautiful Swamp’i “hassasiyet, yumuşaklık, esneklik ve güç” barındıran bataklık imgesinden esinlenerek tasarladın. Bu başlıklar senin iç dünyanı nasıl etkiledi?
Albümün başlangıcı içsel olarak zor anlardan geçtiğim bir dönemime denk geliyor. Bu süreç içerisinde bataklık kelimesinin olumlu taraflarıyla yaşadığım karşılaşma, şarkılarla birlikte kalbimin de nefes almasını sağladı diyebilirim.
İki yıllık süreçte en çok hangi şarkı üzerinde durdun ya da zorlandın?
En çok zorlandığım It Rains Without You şarkısı oldu. İlk başladığımda hissi bambaşkaydı. Fakat şarkıya her geri dönüşümde o ilk anda yakaladığım hisle bir daha aynı frekansta hissedemedim. Bu da şarkının sürekli değişmesine sebep oldu. 10 tane ve belki daha fazla versiyonu var. Tamamlandığını hissetmemi sağlayan ise intro’suna karar verdiğim an oldu.
Albümde daha önce çalıştığın isimler de var, ilk defa çalıştığın isimler de. Albümün oluşum sürecinde yeni isimlerle bir araya gelirken nelere dikkat ediyor, nasıl karar veriyorsun?
Bu albümde yer alan müzisyenler öncelikle işlerine hayran olduğum isimler. Bu albümdeki parçalarda çalınan enstrümanlara şarkılar katmanlaştıkça, ürettikçe ve prodüksiyon ilerledikçe karar verdim. Albümde yer alan sanatçılarla da şarkılar olgunlaştıkça iletişime geçip bir araya geldik.
Üretim aşamasında bir his, bir ses ya da bir film... En çok hangisi ya da hangileri harekete geçiriyor seni? Üretkenliğini beslemek adına müzik dışında nelerle ilgileniyorsun?
Edebiyat, çağdaş dans ve görsel sanat alanlarından çok güzel hisler yakalıyorum. Ayrıca bu anlardayken daha az stresli ve daha az odaklı olup bilinçaltına dalabildiğimi fark etmeye başladım. Üretim sürecinde akışı devam ettirebilmek adına yürümek, yemek yapmak ve gökyüzü bana iyi gelen şeyler oluyor.
Temayı/albüm adını bu harekete geçiren unsurlarla beraber mi belirliyorsun yoksa çalışmalar şekillendikçe mi karar aşamasına geçiyorsun?
Benim üretimimde albümlerin isimleri çoğu şarkıdan daha önce ortaya çıkıyor ve bu ismin yarattığı his altında şarkıları biriktirmeyi tercih ediyorum. Albüme başlama süreci albümün ismini bulduğum anda başlıyor diyebilirim. İsmin bende bıraktığı his bu anlamda çok önemli. İsimle birlikte daha açık hissediyorum ve daha iyi yoğunlaşabiliyorum.
Müziğini dinlerken bir şiirin içindeymiş gibi hissediyorum doğrusu. "Didem Madak anısına..." yayımladığın bir çalışman da varken sorayım, senin şiirle aran nasıl?
Çok teşekkürler bu güzel cümle için. :) Şiirle aram çok iyi. Son birkaç senedir de yeni şairlere ağırlık vererek okumaya devam ediyorum. Ocean Vuong’u özellikle tavsiye ederim.
Yurt içinde ve yurt dışında birçok şehirde sahne aldın. Bunların arasında "hiç unutmam" diyeceğin konserin hangisiydi?
Barbican Theater’da Jonny Greenwood öncesinde çaldığım konserin yeri benim için ayrı. Hem mekânın hem de o gecenin büyüleyici bir enerjisi vardı. Bunun yanı sıra 2000 kişilik sold-out bir konser olması, çoğu performansımın tersine oturmalı bir düzen olması vs. hepsi heyecana heyecan kattı.
Albüm dışında üzerinde durduğun başka çalışmalar/projeler var mı?
Son dönemde iki tane tiyatro oyununun müzikleri üzerinde çalıştım. Biri Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yönettiği Kadercan, diğeriyse Sami Berat Marcalı’nın yönettiği Benimle Gelir Misin. Bir yandan da yeni şarkılara devam ediyorum.
Karmaşanın ve hissizliğin içerisinde insanlar bir nevi savrularak yaşıyor. Bu zamanlarda bazen bir kitap, bazen bir albüm bazen de bir film kurtarıcı rolü oynuyor. Senin kurtarıcın neler şu zamanlarda?
Şu aralar kurtarıcı olan tıkanıkların doğru anlarda çözüleceğine inanmak. Bir de arkadaşlarıma yemek yapmak.