Gürültülere, yeni seslere, alışıldık konser biçimlerini terk etmeye niyetliyseniz, yolunuzu 17-22 Mart’ta İstanbul’un herhangi bir köşesinde 100’den fazla sanatçının katıldığı MultiRAID’le kesiştirmelisiniz.
Sanatta yeniliklere açık mısınızdır? Hayır, doğru soru bu değil. Asıl soru yeniliklere ne kadar, hangi yoğunlukta ve ne kadar süre açık olduğunuz. Altı gün sürecek, Türkiye ve yurt dışından 100 civarında sanatçının 50’den fazla etkinliğine sahne olacak MultiRAID’de bunu test edebilirsiniz.
İstanbullu sanat (ve kendi ifadeleriyle “na-sanat”) kolektifi Art is Dead, Berlin ve Oslo çıkışlı ses ve görüntü topluluğu Multiversal ve Fransız R.P.T.‘nin (Reaction Power Trio) ortak projesi olan MultiRAID beş günlük bir müzik (ve yine kendi ifadeleriyle “na-müzik”) festivali. İstanbul’un iki yakasında birbirinden farklı mekanlarda, çeşitli disiplinlerden gelen pek çok sanatçının performanslarının yanında sergi, atölye ve söyleşilerini de içeren bir etkinlikler dizisi.
Performans verecek isimler arasında kendi projelerini sunacak olanlar da var, hiç tanımadıkları insanlarla doğaçlama set çalacak olanlar da. Yazılı eser icra edecek çağdaş müzik topluluğu da var, fiziksel sınırları zorlayan maskeli harsh noise ekipleri de.
MultiRAID’in “Altı günlük ağır dinleme” (Six days of hard listening) alt başlığıyla çıkması boşuna değil. Eldeki kadro dinleyiciyi ya ters köşeye yatıran ya da diken üstünde bırakan, deneysel, tedirgin edici isimlerle dolu. Art is Dead (A.I.D.) ekibinden A.I.D ekibine göre hard listening ‘ironik bir ifade’. Olgun, hard listening’i şöyle açıklıyor: “Na-müzik gibi biraz. Zor dedikleri için zor. Yoksa aslında zor falan değil. Hard listening’in bir kuralı ya da gerçekliği mevcut değil”
Peki ‘na-müzik’ de ne oluyor bu durumda?
A.I.D ekibi, bu ‘na- müzik’ kavramını çok güzel açıklıyor: “Noise (gürültü) aslında yaklaşımımızı tanımlamak için doğru olabilir. Na-müzik dediğimizde ister istemez kendini bir karşıtlık üzerinden tanımlıyor bu kavram. Hep öfkeli, ürkütücü, yorucu olmaya eğilimli olması, çatışmacı kimyasından olsa da, kavgayı sesler değil insan başlattı. Na-müzik kavramı, anti-müzikten farklı olarak, karşılıklı bir anlaşmaya dayanıyor. “Bu müzik değil” diyen birine bunun gerçekten de müzik olmadığını söylediğinizde, bu rahatlatıcı bir şey haline geliyor. Ya da çocuk yaştaki bir öğrenciye sazını çalmasını söylediğinizde ortaya çıkan yaratıcı coşku inanılmaz olabiliyor. Buna bir tür arınma hali desek yanlış olmaz sanırım. Bilgi sorunsalı. Bilgi akışının hızlanmasının, bilginin değersizleşmesi gibi bir sonucu olduğu kadar, oluşan bu bilgi çöplüğünün, bilindik olanın sıkıcılaşmasını ve akabinde başka bilgilere duyulan heyecanın artmasını sağlamak gibi bir işlevi de var. Gürültünün karşıt enerjisi de buradan kaynaklanıyor. Gürültü insanın kendi metafizik dünyasını yaratmasını sağlayan bir şey, dolayısıyla bu kadar sansüre uğraması hiç de şaşırtıcı değil.”
A.I.D. etkinlikleri bugüne kadar o “gürültüyü” kimseden esirgemedi. Sadece alışıldık konser mekanlarında değil, Tophane’deki Otopark A.I.D. Room konserleri gibi. Ya da konser yerine A.I.D’in fanzininde yer alan şu ifadelerine başvurabiliriz: “A.I.D Room herhangi bir tesiste (Örn. okul, spor salonu, tamir atölyesi veya işgal evi) oluşturulabilen ve sanat gazileri veya müzikal hastalara, bir sonraki A.I.D Fest’e kadar gerekli olan acil müdahalenin uygulanacağı bir tür ilk yardım odasıdır.”
17 Mart Perşembe günü Peyote’de saat 20’de başlayıp ertesi gün sabaha karşı bitecek bir müzik maratonuyla başlıyor MultiRAID. Açılışta, Gevende’den Serkan Emre Çiftçi ve Tunç Çakır ile prodüktör Emre Nişancı sahnede olacak ve synth’lerle trompeti birleştirerek çok katmanlı bir elektronik tını yakalayacak. Ardından gelen Avusturyalı ikili Morgenstuhl ise kendi yaptıkları synth’lerle elektronik müzikteki DIY (do-it-yourself) geleneğinden besleniyor. Fransa’dan Tatie Petanol’ün davullar ve sentetik beat’leri harmanladığı dans müziği, Bilge Yurt’un tedirgin edici noise performansının hemen arkasından gelecek. Gecenin finalini ise G6PD, Erdem Tunalı ve Kevin Angboly yapacak: Almanya, Türkiye ve Fransa’dan çıkan üç müzisyen, yeni ses ve üsluplar arayacak, tam da MultiRAID konseptine uygun şekilde. Gece boyunca çıkacak olan 15 ismi tek tek saymak zor, o sebeple sadece farklılıkları, neyle karşı karşıya olduğumuzun ufak bir fragmanı olarak düşünün bu kısmı.
Peyote dışında Arka Oda, COOP, Pixie ve yine Tophane Otopark’taki dinletiler dışında Kadıköy Çadır Stüdyo’daki atölyeler de dikkat çekici. Ancak etkinlikler arasında Özgür Kazova’da gerçekleştirilecek performansı özel bir yere koyduklarını da A.I.D. ekibinden öğreniyoruz.A.I.D ekibi, Kazova ile ilgili sabırsızlıklarını şöyle belirtiyor: “Gerçekten çok heyecanlıyız. Kazova’daki insanlar, işçiler, yıllardır enstrümanlarını en iyi şekilde çalışmış, emek vermiş ve mücadele etmiş ve yaratıcı enerjilerini patronların hegemonyasından olduğu kadar, sıkıcı sloganların umutsuzluğu ve dahi zımni teslimiyetinden kurtarmayı başarmış insanlar. Üretmeyi, başarmayı esas almış, bunu seven insanlar. Dolayısıyla bu karşılaşma çok değerli. Patronsuz kazak, patronsuz müzik; içten gelen, açık gönüllülük, ne dersen de. Birbirimizi desteklemekten çok, beraber üretmek, ses çıkarmak çok değerli”
Gördüğünüz gibi mesele ‘kuru gürültü’den ibaret değil. İzleyenlerin de sahnedekilerle birlikte gürültüye katıldığı, çokça sürpriz, keşif ve yüksek desibel vadeden bir tecrübe MultiRAID. Üstelik bir ucundan katılmak için fazlasıyla fırsatınız var.
Detaylı bilgi ve program için: https://www.facebook.com/aid.artisdead