2019 yılında yayımlandıkları “Boşluğun İçinde” isimli şarkılarıyla müzikseverlere buluşan ve iki yıllık süreçte geniş bir dinleyici kitlesi oluşturmayı başaran Ankaralı synthpop grubu Soft Analog ile grubun kurulma süreci, müzikal yolculukları ve gelecek planları üzerine konuştuk.
İki yıl önce Ömer Çelik’in İdil Tavşanlı’ya “Beraber bir şeyler yapalım mı?” diye sormasıyla yola çıkan Soft Analog bugün müzikal yolculuğuna tam gaz devam ediyor. Sözleriyle soru sordurmaya yönelik eleştirel bir yaklaşımda bulunan Soft Analog’un şarkılarının verdiği his ise daha keyifli ve dinleyicilerde dans etme isteği uyandırıyor. Onlar bu zıtlıktan yola çıkarak şarkılarını oluşturuyorlar. Grup üyeleri Ömer Çelik ve İdil Tavşanlı şarkılarının oluşum sürecini, pandeminin etkilerini, “Arasında Dünyanın” isimli yeni çıkacak EP’lerini anlattı.
Sizi tanımayanlar için hikâyenin en başından başlayalım. Grubunuzun kuruluş hikâyesinden bahseder misiniz? Bir araya gelme süreciniz nasıl gerçekleşti?
Soft Analog’un macerası iki yıl önce Ömer’in İdil’e “Beraber bir şeyler yapalım mı?” diye sormasıyla başladı. İlk başta “The Morning Tape” ismi ile daha çok İngilizce ağırlıklı şarkılar yapıyorduk. Zaman içerisinde yeni üyelerle beraber “Soft Analog” ismi oluştu. Kendimizin, çevremizin farkında olmadan yaşadığımız ve sadece üniversitelerimize giderek neyi, neden yaptığımızı sorgulamadığımız bir dönemde bizim için bir silkelenme ve başlangıç oldu diyebiliriz.
Sizi daha önce dinlememiş birine müziğinizi nasıl anlatırsınız? Müziğinizle insanlarda ne tarz hisler uyandırmayı amaçlıyorsunuz?
Genel olarak dinleyici için vokalin konumu çok önemli oluyor ancak biz vokali müziğin bir elementi olarak kullanmaya çalışıyoruz. Yarattığımız dünyanın seslendirmeni bazen bir vokal bazen bir enstrüman olabiliyor. Sözlerimizde soru sordurmaya yönelik ve eleştirel bir yaklaşımda bulunuyoruz ama müzikal olarak verdiğimiz his daha keyifli ve insanlarda dans etme isteği uyandırıyor. Bu zıtlığı seviyoruz ve sahne almaya başladığımızda dinleyicimizle daha güçlü bir bağ kuracağımıza inanıyoruz.
Şarkılarınızın ortaya çıkış sürecinden bahsedebilir misiniz? Neler etkiliyor müziğinizi, neler ilham veriyor size?
Aslında üretmek için tüketmek gerektiğine inanıyoruz. Fakat tüketim konusunda seçici davranmaya çalışıyoruz. Sevdiğimiz sanatçıların albümlerini, filmlerini ve kitaplarını farklı bir gözle deneyimliyoruz. Farkında olduğumuz ya da olamadığımız birçok şeyden etkilenebiliyoruz. Ama süreç ilk başta bir dünya tasarlamak ile başlıyor. Şarkıların içindeki detaylar o şarkıyı daha anlamlı kılıyor. Önce müziği yapıyoruz sonrasında yarattığımız dünyayı sözlerle süslüyor ve betimliyoruz. Bir şarkının en önemli noktası bizim için aranje. Bu yüzden her şey bittikten sonra tekrar tekrar aranjenin üstünden geçiyoruz.
2019’da yayımlanan ilk şarkınız “Boşluğun İçinde”den bu yana sık sık tekli yayımlayarak kısa zamanda geniş bir kitleye ulaştınız. Peki dinleyicilerden aldığınız tepkiler nasıldı, şarkıları oluştururken hayal ettiğiniz yönde gelişti mi?
Genel olarak küçük planlamalar yapmayı seven bir grubuz. Önümüzdeki süreci öngörerek hareket ediyoruz. Örneğin ilk üç şarkımız (Boşluğun İçinde, Biz Gibiler, Adımlar (feat. Vaa)) birbirinden farklı değerlendirilebilir ama hepsi Soft Analog’un içinde bulunan sound’ların yansıması. Dinleyicilerimizin tepkileri genel olarak bizi mutlu eden bir çizgide oldu ve her şarkı kendi dinleyicisine ulaştı. İlerleyen süreçte Soft Analog’un genel sound’unu daha anlaşılabilir bir noktada dinleyicimiz ile paylaşmak istiyoruz.
Grubunuzun ismi sanki müziğinizin yansıması gibi. Soft Analog ismini seçmenizin özel bir nedeni var mı?
Aslında “soft” kelimesi yaptığımız müziği nitelendiren bir kelime, seçerken buna dikkat etmiştik. “Analog” kelimesi ise kullandığımız seslere ve cihazlara küçük bir gönderme diyebiliriz. İşin aslı dinleyicilerimizin müziğimiz ve ismimizi bu kadar bütünlüklü kabul edeceğini biz de tahmin etmemiştik.
Yakın zamanda Instagram hesabınızdan 5 parçalık bir EP çıkaracağınızı duyurdunuz. Peki bu EP’den dinleyiciler ne beklemeli?
Bir süredir üzerinde çalıştığımız Arasında Dünyanın isimli EP’miz bizi çok heyecanlandıran bir proje oldu. Bu süreçte asıl amaçladığımız şey yaşama karşı bakış açımızı, müziğimiz ve sunduğumuz görsel dünyamız ile dinleyicimizle paylaşmaktı. EP’ye bir konsept göz önünde bulundurarak yaklaştık. Klipleri, şarkıların dizilimi ve birbirleri arasındaki geçişleriyle belli bir hikâye üzerinde çalıştık. Dinleyicimiz bu süreçte Soft Analog’dan bütünlüklü ve harekete geçirici bir EP bekleyebilir.
2019 yılında kurulmuş bir grup olarak tam olarak pandeminin ortasına düştünüz. Bu süreç sizi ve müziğinizi nasıl etkiledi?
İlk başlarda bizim için durgun bir zaman dilimiydi. Daha sonra yavaş yavaş pandemi sürecinde nasıl yaşamamız gerektiğini kavradık. Dört tane konserimiz iptal oldu ve lansmanlarımızı yapamadık ama üretimlerimize daha çok odaklandık. Pandeminin bitmesi ve konserlerin başlamasıyla beraber daha kendinden emin bir Soft Analog sahnede olacak.
Son olarak gelecek planlarınızdan bahsedebilir misiniz? Üzerinde çalıştığınız yeni projeler var mı?
EP’den sonraki süreçte de konsept projelerimiz olacak. Çünkü sanata bu şekilde yaklaşmak daha çok içimize siniyor ve bizi mutlu ediyor. Şimdilerde büyük bir heyecanla EP’nin çıkışını bekliyoruz ve aynı zamanda sahne provaları yapıyoruz. Ekstra olarak şarkılarımızı paylaşmak dışında, performans videoları gibi başka projeler de aklımızda var.