Altıdan Sonra Tiyatro yapımı Yalınayak Müzikhol, doksanlı yılların içinden fırlamış, iki binli yılların görüntüsünü tatmış bir grup insanın sahne hayatını gözler önüne getirirken, içinde barındırdığı öykülerle Türkiye toplumuna ayna tutmayı başarıyor.
XVI. Direklerarası Seyirci Ödülleri 2016’ da ‘Müzikli Oyun Ödülü’ alan; 20. Afife Tiyatro Ödülleri 2016’da ‘Yrd. Kadın Oyuncu – Gülhan Kadim’ ve ‘Genç Yetenek – Murat Kapu’ adaylıkları kapan Yalınayak Müzikhol, Kumbaracı 50’de sahne yolculuğuna devam ediyor. Üç saat kadar süren gösterinin online yapısı sayesinde oturduğunuz koltukta müzikli maceraya adım atıyorsunuz.
Oyunun yazarı ve yönetmeni Yiğit Sertdemir, grotesk ögelerle süslü bir çalışma ortaya çıkarırken, bir grup sanatçının kapitalizm karşısında uğradığı yenilgiyi kendisine çıkış yapmış. Çıkacak sahne bulamayan bu sanatçı topluluğu bir araya geldiği müzikholde kendi hayatlarından parçalar ortaya koyarak geçmişin bizde bıraktığı ize farklı anlamlar katmış. Herkesin kendine özel şarkısı var. Herkesin kendine özel hikayesi sahnenin tamamını kaplıyor. Tabi içine girdiğiniz müzikholde eğlenmekte cabası!
10 kişilik ekibin isimlerine bakarsak bu çalgılı oyunların sergilendiği müzikholün ruhunu anlarız. Kıvanç Duyar, Bakiye Yetersiz, Keyfe Keder, Sevgi Seli, Hasbel Kader, Yeter Artık, Tutku Su Sır, Can Hıraş, Hakkı Yendi, Hilkat Garibi isimleri absürt karakterler olarak gözükse de, dertleri var tam olarak gerçekçi biçimde. İnançlarımızı ve değerlerimizi sorgulayanlar, bizleri tek tip insan olarak görmek isteyenler, dilimizi pespaye hale getirenler, popüler kültür içinde yok edilen umutlar, insanları güldürmek için sahnelerde maymunlaşanlar oyunda anlatıldıkça, size düşen bu anlatıdaki yerinizi keşfetmeniz.
Sonuçta birileri sahneye çıkmadan önce bu macera sona ermeli, herkes kendi köşesinde yaşanmışlığıyla kalmalı.
Sezon içinde 100’ün üzerinde tiyatro oyununu görme fırsatı yakaladım. Uzun yıllardır ‘müzikli oyun’ kavramına epeyce yabancılaşmıştık. Yalınayak Müzikhol bize uzaklaşan kavramları sahneye taşıyıp, izleyenlerin yüzüne yüzüne Türkiye’nin gerçek tokadını indiriyor. Candan Seda Balaban’ın yine harikulade makyajının altında, neden sanatçıların ‘yalınayak’ orada olduklarını sorgulayan seyirci, sadece paraya tapan insanların sanatı nasıl dar bir odaya sıkıştırdığını acı bir şekilde anlıyor. Yiğit Sertdemir’in bize aktarmak istediği önemli düşünceleri var. Müziğin, enteresan karakterlerin sözcüklerine, bedenine, ardına sıkışan kelimeleri duyanlar içten içe rahatsız oluyor. Sertdemir, gündemin ince nüanslarını oyununa eklemiş ki, espriyi de anlayacak olan gülsün diyebilmiş.
Aslı Can Kortan, Çiğdem Aygün, Candan Seda Balaban, Sinem Öcalır, Murat Kapu, Gülhan Kadim, Onur Sarıgül, Seda Yürük, Selen Şeşen, Ömer Erzurumlu oyundaki karakterlere hayat verirken içlerinde sivrilen isimler seyircide şok etkisi yaratıyor. Gülhan Kadim’in oynadığı roldeki ince esprileri özellikle sevdiğimi belirtmeliyim. Teknik ekibin hummalı çalışmasını her karede hissedip, müziklerin farlı öyküleri içinde bir Broadway Müzikali izlemeyeceksiniz belki, ama siz sevgiyi keşfetmekten yoksun kalmışsanız eğer, içinizde sizden olmayana bile gülümseyerek bakmayı öğreneceksiniz oyunun sonunda.
Hani şu Yalınayak Müzikhol’de yaşadığınız dünyayla yüzleşip belki bir efkar dağıtmak istersiniz, kim bilir!