Şubat ayının son günlerine yaklaşırken uzun zamandır yeni eserlerini heyecanla beklediğimiz sanatçıların sergi açılışlarıyla karşılaşıyoruz. Bu hafta kaçırmamanız gereken pek çok sergi var. Açılışlarda görüşürüz!
Çekicin Rüzgarındaki Ezoterik İllüzyonlar
Anna Laudel Contemporary, usta heykeltıraş Mehmet Aksoy’un ışık ve renklerle dolu sihirli dünyasına yer vereceği yeni yılın ilk sergisinde sanatseverleri eşsiz bir zaman yolculuğuna davet ediyor.
Sanatçının, beş sene aradan sonra yeniden benzersiz yapıtlarını sunacağı kişisel sergisi "Çekicin Rüzgarındaki Ezoterik İllüzyonlar", ilk defa bu sergide sunulacak olan yeni çalışmalarının yanı sıra, son dönem işlerini kapsayan değerli bir seçki sunuyor.
23 Şubat Perşembe akşamı açılışı gerçekleşecek "Çekicin Rüzgarındaki Ezoterik İllüzyonlar" sergisi, 20 Nisan tarihine kadar Anna Laudel Contemporary’de ziyaret edilebilir.
Düş Görenler
Shirin Neshat "Düş Görenler" adlı sergisiyle Dirimart'a konuk oluyor. Sergi, Roja (2016) ve Sarah (2016) adlı iki video yerleştirmesi ile Düş Görenler başlıklı yeni bir fotoğraf serisinden oluşuyor. Her video, kendi içsel kaygılarıyla yüzleşen, duygusal ve psikolojik anlatıları düş ile gerçekliğin, delilik ile akıl sağlığının, bilinç ile bilinçaltının sınırında kalan kadın kahramanlar etrafında dönüyor.
Siyah beyaz filmler eşsiz çekimleriyle, birbirine benzeyen gerçeküstü ve düşsel görsel efektleri paylaşıyorlar. Sanatçının yinelenen düşlerini, anılarını ve özlemlerini ele alan bu videolarda Neshat, dolaylı ama kolay anlaşılabilen bir üslupla, ustaca kullandığı kamera teknikleri ile akılda kalıcı bir niteliğe ulaşmayı başarıyor. 24 Şubat'ta açılacak "Düş Görenler", 26 Mart tarihine dek ziyaret edilebilecek.
Sanal Gerçeklikte Kamera Obscura
Mixer ve Apollo iş birliğinde, 25 Şubat Cumartesi günü 12:00 - 18:00 saatleri arasında Mixer'de gerçekleşecek olan "Sanal Gerçeklikte Kamera Obscura" etkinliği güncel teknoloji araçları ile sanatçıları buluşturuyor. Bu etkinlikte sanatçılar onlara sunulan sanal ortamda, üretimlerini üç boyutuyla ortaya koyma şansı elde edecekler. Sanatçılar; Cins, Erdal İnci, Hilal Özçelik, Meltem Şahin, Ozan Türkkan, Htc Vive sanal gerçeklik gözlüğü ile bulundukları sanal ortamda hayallerindeki imgeyi ortaya koyarken bir yandan da güncel teknoloji araçlarının onlara sunduğu bu "yok yerde" zaman ve mekan kavramlarını bir kere daha sorgulayacaklar.
Atölye, 19. yüzyılın başlarında otoritesini yitiren ve o döneme kadar birçok sanatçı için bir araç olan Camera Obscura’yı sanal gerçeklik ortamında yeniden ortaya atarak farklı bir gerçeklik algısallığı ile mekan zaman kavramlarını tekrar sorgulatacak bir deneyime dönüştürme eğiliminde olacak.
Ölüm Dansı Söylencesi Soruları Işıklandırır
Sevinç Çalhanoğlu "Ölüm Dansı Söylencesi Soruları Işıklandırır" adlı çalışmasında Nilgün Marmara'nın Daktiloya Çekilmiş Şiirler'ini şairin intiharı bağlamında konu ediniyor. Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi adlı tezinde Marmara’nın izlemiş olduğu yöntemi kullanarak onun şiirlerinde intiharı çağrıştıran cümleleri yeniden daktilodan geçirerek ölümün izleğini sürüyor. İpucu olarak gördüğü sözcükleri metinden kopararak farklı kurgularla şaire ve yapıtına yaklaşmaya çalışıyor. Bu “ayıklama” çabası, gerilimi tetiklerken beraberinde yeni yorumlamalar da getiriyor.
Serginin merkezinde yer alan defterdeki poşetlere kaldırılan sözcükler ve direnç çubukları “akışı” keserek durmanın/dâhil olmanın imkânlarını araştırıyor. 25 Şubat günü açılışı gerçekleşecek olan sergi, 22 Nisan tarihine dek Zilberman Gallery’nin proje alanı Zilberman Projects–Istanbul’da ziyaret edilebilir.
Mitos ve Ütopya
Burçak Bingöl’ün "Mitos ve Ütopya" isimli yeni sergisi Zilberman Gallery–Istanbul'da sanatseverlerle buluşacak. 25 Şubat günü açılışı gerçekleşecek olan sergi, 22 Nisan'a dek ziyaret edilebilecek.
İsmini Ekrem Işın’ın İstanbul’da Gündelik Hayat adlı kitabındaki İstanbul tanımından alan sergi, sanatçının galeriyle yaptığı 2011’deki "Nadireler Kabinesi", 2014’deki "Araba Sevdası" sergilerinin devamı ve son bölümü niteliğinde. Sanatçı, bu sergisinde içinde bulunduğu zamandan yaşadığı kentin ve kullandığı malzemenin geçmişine bakıyor; bugüne dair yeni bir manzara kurguluyor. Ankara’dan sonra New York ve nihayetinde yerleştiği İstanbul’a, “Doğu’nun mitosu ve Batı’nın ütopyası” arasındaki bu kentte yaşanmış çağların mirasından kalan parçaları yan yana getiriyor.
Hey Jüpiter
Sadi Güran’ın ikinci solo sergisi "Hey Jüpiter", 25 Şubat Cumartesi günü 18:00’de Bant Mag. Havuz’da açılıyor.
Güran'ın atölye olarak da kullandığı evinde, kendine yarattığı dünyanın yörüngesine takılan arkadaşlarını fotoğrafladığı karelerden ilham alarak ürettiği çalışmaları, "Hey Jüpiter" sergisinde bir araya geliyor. Sergi 25 Mart’a dek ziyaret edilebilecek.