2017 sanat piyasası, çok fazla değişken ile ele alınması en zor konulardan biri. Uluslararası sanat fuarları ve müze açılışları ertelenirken, sanat şirketleri yazılım yatırımları yaptı. Türkiye; yoğun gündemi, yaşanan üzücü olaylar, dolar ve euro’nun hızlı yükselişi ile öngörülmesi zor bir döneme girdi.
Amerika’dan Arap Yarım Adası’na kadar hararetli bir gündem hakimdi, arkada bıraktığımız yıl içinde birçok politik değişiklik oldu. Avrupa Birliği’nden İngiltere’nin ayrılması ve Amerika’da Donald Trump’ın başkanlığı ile gelecek iyice belirsizleşti. Bütün bu parametreler sanat piyasasını nasıl etkileyecek?
Türkiye’deki Mevcut Durum
Bu yazının yazıldığı anlarda, Dolar/TL çıkış trendi devam ediyor. USDTRY paritesi 3.81 seviyesinden işlem görüyor. Uzmanlar, ilerleyen zamanlarda paritede volatilite ihtimalinin değerlendirilmesi ve 3.8395 ve 3.8879 direnç seviyeleri konusunda uyarıyor. Doların hızla yükselmesi, ülkenin sürekli değişen gündemi ile Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Ülkemizdeki sanat piyasası bütün bu iniş çıkışları atlatabilecek mi?
Bundan yaklaşık iki ay önce, Contemporary İstanbul sırasında geniş bir piyasa analizi paylaşmıştık. Fuardan bu yana öngörüldüğü üzere galeri ve müzayedelerde hareketlenme mevcut. Satışlar olağan seyrinde devam ediyor, olası kur farkları ve ekonominin gidişatı sanat piyasasını etkileyebilir ama kısa vadede bir düşüş yaşanmadı. Aksine, yerel müzayedelerde birçok yerli sanatçının fiyatlarının yükseldiğini gözlemliyoruz. Bu yükseliş, yine Türkiye’den koleksiyonerler ile desteklendi. Ocak müzayedelerinde Türkiye’den alıcıların eserlerin tahmini üst limitlerini pekçok kez aştığını gözlemledik.
Türkiye özelinde değerlendirilmesi gereken bir nokta da, eser sergilenene kadar geçen süreçteki sergi yapım maliyetleri. Müzeler de dahil olmak üzere, sergi ekipmanlarının çoğu yurt dışından temin ediliyor. Sergi yapım maliyetleri kur farkı arttıkça yükseliyor, bu da kaçınılmaz olarak eser fiyatlarına yansıyor. Bu noktada yerel alıcının fiyatlar konusundaki anlayışı ve sektöre olan desteği çok önemli.
ArtInternational İstanbul ve Diğer Uluslararası Fuarlar
İstanbul’da gerçekleşecek olan ArtInternational’ın ertelenmesi yerel pazarla ilgili birçok tereddüte yol açmıştı. Her ne kadar ertelenmenin terör sebebiyle olduğu söylense de, birçok profesyonel durumu ekonomik olarak değerlendirmişti. Dünya çapında sanat fuarlarının gidişatını incelersek; Art 17, Art Cologne, Frieze New York gibi fuarlardaki gelişmeler piyasanın daraldığına işaret ediyordu. Bu fuarların katılımcı ve alıcı kitlesi düşünüldüğünde, orta ve küçük ölçekli galeriler fuar katılımını sınırlayarak önlem alıyor. Ülkemizde de bu durum mevcut, Contemporary İstanbul’a buna paralel bir strateji ile katılmamayı tercih eden yerel galeriler oldu.
Trump’ın Seçilmesi ve Türkiye Sanat Piyasası
Kısa vade analizi olarak önümüzdeki seneyi düşündüğümüzde, Trump’ın söz verdiği vergi indirimleri gerçekleşirse, ABD’de bütçe açıkları artıp, faizler ve dolar yükselebilir. Türkiye’deki özel sektörün borçluluk oranı da bu gelişmelerle birlikte şirket bilançolarını zorlayabilir. Orta ve uzun vadede değerlendirecek olursak, Trump’ın Amerikalı şirketleri güçlendirme odaklı politikaları Türkiye’nin de dış ticaretini ve Gümrük Birliği’ni etkileyebilir. Türkiye’deki kâr amacı güden sanat kurumları da bu kısa ve uzun vadeli olası gelişmelerden olumsuz etkilenebilir.
Sanat Sektöründe Tüm Dünyayı İlgilendirecek İnovasyon - Big Data
Geçtiğimiz 12 ay içerisinde bazı sanat kurumları teknolojik atılımlarıyla sektöre inovasyon getirdi. “Big Data” ile yenilik yapan iki şirket Sotheby’s ve Artnet’in satın aldığı indexler sırasıyla Mei Moses ve Tutela Capital olarak duyuruldu. Sotheby’s, müzayede satış veritabanı satın alırken, Artnet ise daha geniş müzayede sonuçları içeren endeksi tercih etti. Sotheby’s’in proaktif satışında etkili olacak bu girişim, satış stratejilerinde yeni bir çağ başlattı. Sanat eserlerine değer biçerken algoritma tabanlı çalışma imkânı yakalayan Artnet ise analiz odaklı çalışmalarını daha da genişletecek. Bu noktada objektif değerleme yapılabilen sanat eserleri, yatırımcılar için motivasyon kaynağı olabilir. Bu girişimler, sanata yatırım yapmanın önünü açmak için çok önemli. Sanat eserinin değerlemesi, müzayede alım-satımlarındaki risk analizleri saptaması artarsa, özel bankacılığın hâlihazırda ilgi alanına giren sanat yatırım fonları daha da çeşitlenebilir. Piyasayı daha şeffaf hale getirecek bu girişimlerin kısıtlandığı nokta, endekslerin müzayede verilerine dayanması. Oysaki sanat piyasası sadece müzayede satışlarından ibaret değil. Galericiler ve tacirlerin satışları düşünüldüğünde, eğer onların da satış rakamları tümden veritabanılarında toplanabilirse sanat yatırımcılığında çığır açan değişiklikler yaşanabilir. Piyasadaki mevcut iş modelleri düşünüldüğünde, galericiler ve tacirleri buna ikna edebilmenin bir yolu henüz yok gibi gözüküyor.
Batı Odaklı Analizler
Amerika
2016’nın son çeyreğinde dünya çapında menkul kıymetler borsası yükselişteydi, buna paralel olarak petrol fiyatlarında da muhtemel artış beklentisi vardı. Sanat piyasasının son çeyreğinde de kasım mezatları umut vericiydi. 2014-2015 Kasım mezatları ve oranlar değerlendirildiğinde, 2016 Kasım’ı son iki seneden öndeydi. Bütün bu gelişmelere rağmen, seçimler ve Trump’ın başkanlığı büyük tartışmalara yol açtı. Trump’ın ekonomi politikaları uluslararası sanat piyasasını nasıl etkileyecek?
Amerika’daki seçim öncesi belirsizliği ve İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması süreci gibi makro faktörler, koleksiyonerlerin alım-satımları için endişelere sebep olmuştu. Trump seçildikten sonra ise yine ekonomi politikalarının sanat alım-satımına nasıl etki edeceği üzerine farklı görüşler mevcuttu. Trump’ın seçimiyle birlikte, Türk lirası ve Asya piyasaları ABD doları karşısında değer kaybetti. Trump’ın ekonomi üzerine vaatleri sanat piyasası için olumlu gözükse de, bu vaatlerin ne kadarını gerçekleştirebileceği bir soru işareti. Ayrıca ABD’nin 473 milyar dolar cari işlem açığı düşünüldüğünde, ekonomik durumun bugünden yarına değişmesi biraz zor, bu nedenle henüz herhangi bir sektör açısından uzun vadeli tahminler yapmak için erken diye düşünüyorum.
Yine de eklemek isterim ki, sanat koleksiyonerleri için vergi indirimi gerçekleşirse, bu eser alımları için ciddi bir motivasyon olabilir. Yalnız bu eser alımlarındaki vergi indirimi eserin müzeye bağış şartıyla gerçekleşecekse mevcut alıcıda beklenen motivasyonu sağlamayabilir, alımlar normal seyrinde devam eder. Yeni alıcılar içinse ekonomi söylemleri içinde sanatın da bulunması, sanatın popülerlik kazanmasını ve yeni koleksiyonerleri beraberinde getirmesini sağlayabilir.
Uluslararası Sanat Fuarlarının Durumu, Yerel Fuarlar ve Trump
Fuarların mevcut durumunu detaylandırırsak, ArtInternational’ın ertelenmesinin haricinde Art Cologne katılımcı sayısını azaltmış, Frieze New York ise süresini kısaltmıştı.
Art Basel’ın da aralarında bulunduğu İsviçreli fuar şirketler grubu MCH grup, Mart 2016’da yerel fuarlara odaklandığını duyurmuştu. MCH’in açıklamasına göre ya yerel fuarlara ortak olunacak ya da yenileri başlatılacaktı. Hindistan Sanat Fuarı’nda hisse alan grup, fuarın yüzde 60.3’üne sahipti. Diğer yerel fuarların arasında kapsamı azalma ihtimali olanlar bulunuyor. Yeni yerel fuarların başlatılması Trump’ın ekonomi politikaları ve Amerika dışındaki diğer ülkelerin ekonomilerinin nasıl etkileneceği ile doğru orantılı.
Bir diğer fuar Art Stage Singapore, ticari iş modeli olarak fuarların sorgulanmasını da beraberinde getirdi. Güneydoğu Asya’daki en büyük fuarlardan biri olarak, geçen sene 170 katılımcıya ev sahipliği yaparken bu sene 131 katılımcı ile gerçekleşti. Bazı galeriler geçen fuarlara göre daha az miktarda ve düşük fiyatlarda satış gerçekleştiğini belirtti. Ayrıca, yerel alıcılardan çok uluslararası koleksiyonerlerden talep gelmiş.
Rusya’da da satışlarda benzer bir durum hakim. Rusya’nın tek uluslararası sanat fuarı Cosmoscow 2016 satışları konusunda, fuar sonunda katılım gösteren 35 galeriden en az 10’u (yaklaşık 1/3) yerel ve yabancı koleksiyonerlere satış yaptıklarını raporladı ve 2015’e göre 8 galeri daha katılım gösterdi. Ekonomik ve politik koşullar göz önünde bulundurulduğunda, bu rakamlar Rus sanat piyasası açısından umut verici. Cosmoscow, ayrıca soğuk savaşın bitişinden beri Londra ve New Yok müzayedelerinde aktif katılım gösteren Rus koleksiyonerlerinin sanat alımlarına dair bir işaret niteliğinde.
Uluslararası fuarlarla ilgili son olarak WME-IMG’nin Frieze sanat fuarına yatırım yapmasının fuarın kapsamında değişiklik yapıp yapmayacağını ilerleyen zamanlarda hep birlikte göreceğiz. Frieze’in Londra’da iki, New York’ta bir fuarı gerçekleşiyor. Bu üç fuara ek olarak dördüncü fuarın planlanma ihtimali sorulduğunda, Frieze’in iki kurucusundan biri olan Amanda Sharp, Financial Times’a verdiği 14 Nisan 2016 tarihli röportajında “Never say never. (Asla asla deme.)”* diye yanıt vermişti. Bu yanıt, yapılan yatırımların ardından fuarların sayısında bir artış gözlemleme ihtimali olduğuna işaret ediyor.
Avrupa
Bütün dünyanın dikkatini üzerinde toplayan İngiltere’nin Brexit seçimleri ve Avrupa Birliği’nden ayrılması Avrupa’da değerlendirilmesi gereken ilk konu. Pound’un azalan gücü kısa vadede sanat alımını kolaylaştıran bir faktör olmuştu fakat uzun vadede seçimlerin ekonomiye olan etkisi piyasa koşullarını zorlaştırabilir.
Fransa’da düşük ihtimalli bir durumu da değerlendirmek gerekiyor: Cumhurbaşkanı adayı Marine Le Pen seçilirse sanat piyasası bundan olumsuz etkilenebilir. Almanya’ya baktığımızda sıkı ihraç kanunlarının sanat alım-satımını olumsuz etkilediği mevcut durum, daha da sıkılaşan kanunlarla kötüye gidebilir.
Arap Yarım Adası ve Sanat Piyasası
Guggenheim Abu Dhabi projesi ilk duyulduğunda ne kadar heyecan verici olsa da, proje şimdilik durgun. Louvre Abu Dhabi açılışı tekrar ertelendi ama alımlar devam ediyor. Ekonomik faktörler sanat piyasasına ayrılan bütçeyi de etkilemiş durumda.
2017 sanat piyasası, ekonomik ve politik faktörlerle zorlu bir sürece girdi. Farklı ülke bazında yapılan analizler değişiklik gösterse de, gelecek dönemde sektör bazında yapılacak girişimlerin piyasaya yeni soluk getirip getirmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.