Yazar ve sanatçı Merve Ünsal’ın 8 Temmuz’a dek Galerist’te görülebilecek olan son sergisi “Şimdi Uzaklardasın”; asıl gerçeklik ile onun görsel temsiliyeti arasındaki ilişkiyi kurcalıyor. Sergi, sanatçının New York Times Fotoğrafları serisi ile Pencereden adlı işi ve Şimdi Uzaklardasın performansını bir arada sunuyor.
İsmini Zeki Müren’in Şimdi Uzaklardasın şarkısından alan bir sergi ilk duyulduğunda ister istemez romantik bir etki uyandırıyor. Daha naif bir seçki beklerken aslında çok daha düşündürücü, derin ve belki de uzun vakit geçirince sarsıcı olduğunu farkettiğimiz bir sunum bizi karşılıyor.
Serginin merkezinde Ünsal’ın 2008-2016 yılları arasında çektiği New York Times Fotoğrafları serisi yer alıyor. New York Times’taki slideshowlar ve hikâyelerden oluşan fotoğraf serisi dünyanın farklı yerlerini ve farklı felaket biçimlerini gösterecek bir seçkiyi kapsıyor. Bu felaketlerin içerisinde doğal afet de var, açlık sorunu da, ekonomik kriz de... Ancak bu görsellerin en önemli farkı ilk bakışta kendilerini göstermemeleri.
Ünsal bu seride fotoğrafın tezi-antitezi fikri üzerine yoğunlaşıp bunun kullanım biçimleri üzerine denemeler yapıyor. Tekniğini sorduğumuzda: “Başlığın altındaki bütün fotoğrafları alıp, opasite’nin yüzde yüzünü 10’a bölüp, yüzde 10 yapıp, onların verdiği sıralamaya göre sıraladım. Yöntemi belirledikten sonra onların verdiği sıralamaya uyup bir araştırmacı gibi yapmaya çalıştım. Aynı fotoğrafların farklı versiyonlarını görünce farkediliyor ki aslında hepsi aynı şeyi anlatıyor” diyor. Renge göre sıraladığı diziliminin “Acıyı estetize etmenin bir adım ötesine geçip sorunlu bir pozisyon teşkil etme” derdi taşıdığını söylüyor. İlk bakışta soyut birer objeye benzeyen fotoğraflara dikkatli bakıldığında katmanları seçilebiliyor. Çalışmasını “genç bir iş” olarak nitelendiren Ünsal: “Günün sonunda çalışmanın foto muhabirlikle olan ilişkisi gözükmüyor. Bunlar sadece çok güzel objeler aslında. Anlatınca ve bir şeyler söylemeye başlayınca anlaşılıyor. İlk bakışta sadece soyut ve güzel şeyler” diyor.
Coğrafi sınırlar değişse de acının her yerde acı olduğuna vurgu yapan Ünsal, fotoğraflardaki benzer figürlerin vurgulanışına odaklanıyor. Benzer 10 fotoğrafın birbiri arasında bir farkı olmaması sanatçının katmanlı kurgusunda soyutlaşıyor. Sosyal belge olarak fotoğrafçılığa ilginin azaldığı, özellikle son 5-6 yıldır Instagram ve Facebook gibi mecralarda, insanların estetik algısını değiştiren malzemelerin görsel olarak kullanılmaya başlandığı günlerde böyle bir sergi oldukça manidar aslında.
Sergiye ismini veren Şimdi Uzaklardasın performansı ise boğazdaki evlilik tekliflerinden ilhamla yola çıkıyor. Ama serginin adı gibi romantiklikten bir o kadar uzak. Performans kamusal alana yansıtma ve “söylenemez, ağza alınamaz” fikri üzerine 35 dakikalık, teknede gerçekleşen bir etkinlikten oluşuyor.
Sanatçıya performansa kimlerin katıldığını, kişilerin kimler olduğunu sorduğumuzda: “Hepsi yakın çevremden insanlar. Bunun bir parçası olmak isteyecek insanlar” diyor ve devam ediyor: “2 tane paralel olay oluyor: Bir tanesi kamusal alanda olan yansıtma bir tanesi de teknedeki ‘söylenemez, ağza alınamaz’ fikri üzerine 35 dakikalık bir etkinlik. O yüzden böyle bir şeye katılmak isteyecek ve sizi zor durumda bırakmayacak insanlar olması gerekiyor. Çünkü garip bir şey teknede “bana ağıza alınmayacak şeylerden bahset” diyoruz... Ama bir yandan herkesin birbirini tanıdığı yakın insanlar da olmamalıydı”.
Teknede gerçekleşen konuşmaların yer aldığı 35 dakikalık ses kaydı da sunuma eşlik ediyor. Spontane bir şekilde herkesin ailesiyle ilgili bir şey getirdiği etkinlikte “Türkiye’deki aile yapısıyla ilgili söylenemeyenler” teması ortaya çıkıyor. Katılımcılar tarafından serginin bir parçası olacağı bilinen etkinlik bir evlilik teknesinde gerçekleşiyor. Kalp ve balonlar eşliğinde kiralayanların bir performansa dahil olduklarından habersiz olduğu yolculuk etkinlik sahiplerinin dökümantasyonu, yani onların bakış açısı üzerinden sunuluyor.
Etkinlikten önceki ip uçları hakkında da şöyle diyor Ünsal: “Kamusal alanda böyle bir performans olduğunu birileri bilsin diye önceden haber verdim. Koordinantları verince terör şifresi diye gazeteler kabul etmedi. Hürriyet ve Sabah kabul etmedi. Bir tek Star Gazetesi’nde yayımlandı. Bu önemliydi çünkü ‘kamusal alanda nasıl belgelendi, nasıl görünmezken görünür oldu’yu yansıttı. Yani insanların saat 9’da bir şey olacak diye haberleri oldu”.
Sergiye bir de fotoğraflar ve metinler eşlik ediyor. “Pencereden her gün fotoğraf çekmeye başladım. Her gün gördüğüm şeylerdi. Pervaza oturtularak çekilmiş fotoğraflar ve sıkıcı fotoğraflardı. Sonra oturup her birine kısa kısa metinler yazdım” diyerek anlatıyor Ünsal Pencereden adlı çalışmasını. Soyut ve insan ilişkileriyle alakalı diyaloglar sanatçının iç dünyasından izler taşıyor.
Sergi sırasında Zürich’te, “alternatif hikâye anlatımları” konulu bir workshop’a katılan Ünsal, çeşitli sanatçı programlarına dahil olmaya devam ediyor. Gelecek sene katılacağı, 17 kişinin yer aldığı ve senede 3 kez buluşarak birlikte 10 gün geçirecekleri program Atina, Güney Fransa ve İspanya’da gerçekleşecek. “Şimdi Uzaklardasın”ı gezmek için son gün ise: 8 Temmuz.