06 AĞUSTOS, PAZARTESİ, 2018

Afrika’nın Asi Yüzü: Kudzanai Chiurai

Aktivist yanı da sanatçı kimliği kadar öne çıkmış bir isim Kudzanai Chiurai. Kariyerinin başlangıcında çiçekleri resmeden sanatçı, doğaya ve duygulara dönük bir anlayış içinde olsa da büyüdüğü ülkenin koşulları, yaşanan baskı ve zorlamalar onu bir aktiviste ve sesini ürettikleriyle duyuran cesaretli bir sanatçıya dönüştürmüş.

Afrika’nın Asi Yüzü: Kudzanai Chiurai

“Üniversitedeyken diğer öğrencilere, 40’lı yaşlarıma geldiğimde Louvre Müzesi’nde bir eserim olsun istiyorum, derdim. MoMA ve Victoria & Albert Museum’da sergilenen işlerim oldu bile, henüz Louvre’da değilim, ama bunun üzerinde çalışıyorum!”

Zimbabwe’de doğan ve büyüyen, son yılların dünyaca bilinen sanatçılarından Kudzanai Chiurai, bu sözleri 2011 yılında, Guardian’a verdiği bir röportajda söylemişti ve sadece 30 yaşındaydı. University of Pretoria’nın Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun ilk siyahi öğrenci olan Chiurai, aradan geçen 7 yılda henüz Louvre’da kalıcı bir işi olmasını sağlayamadıysa bile, son sergisi bunun üzerinde ciddi bir çalışma yürüttüğü hissini veriyor. Cape Town’daki Zeitz Museum of Contemporary Art Africa (Zeitz MOCAA)’da sergilenen “Now and Then” sergisinde 2013 yılında ürettiği tek kanallı filmi Moyo ve videodaki görülen kanlı elbise, Guercino’nun 1629 yılında resmettiği Madonna con Bambino benedicente ile birlikte sergileniyor. David LaChapelle tarzının üzerindeki etkisini sıklıkla dile getiren Chiurai, LaChapelle’nin esprili dilinin aksine daha ruhani ve eleştirel işlere imza atıyor.

​​Aktivist yanı da sanatçı kimliği kadar öne çıkmış bir isim Kudzanai Chiurai. Öyle ki Zimbabwe’nin 2017’de devrilerek istifaya zorlanan 37 yıllık diktatörü Robert Mugabe’ye karşı yaptığı posterler ve hükümet eleştirileri nedeniyle ölüm tehditleri almış ve ülkeden ayrılmaya zorlanmıştı. Ülkesine dönemediği yılları Cape Town’daki bir çatı katı atölyesinde geçiren sanatçı, aslına bakılırsa başlangıçta politik bir sanatçı olma iddiasıyla yola çıkmamış. Kariyerinin başlangıcında çiçekleri resmeden sanatçı, doğaya ve duygulara dönük bir anlayış içinde olsa da büyüdüğü ülkenin koşulları, yaşanan baskı ve zorlamalar onu bir aktiviste ve sesini ürettikleriyle duyuran cesaretli bir sanatçıya dönüştürmüş.

Minister of Finance 2009

Her ne kadar MoMA, V&A gibi kült öneme sahip müzelerde yer alsa ve Louvre’da devlerin arasına girmeye çalışsa da ona hayran olan ve işlerini müzelerden çok daha popüler yapan isimler var. Bu isimlerden ikisi Sir Elton John ve Virgin Grubu’nun kurucusu Sir Richard Branson. Elton John, Chiurai’nin 2009 yılında ürettiği, Minister serisi olarak da bilinen Dying to be Men serisinin tüm fotoğraflarını satın almıştı. Hâliyle bu durum önce İngiliz basınının ardından da dünyanın geri kalanının ilgisini çekti ve onu çok daha ünlü bir sanatçı hâline getirdi. Tablo ve eskizlerinde cinselliği, politikayı ve şiddeti iç içe geçiren Chiurai’nin poster çalışmaları ise onu ülkesi Zimbabwe’de çok tanınan; muhaliflerin sesi, hükümetin ise baş belası hâline getiren işlerinden oldu.

​Heykellerinde de politik çıkmazları ve olası sonuçları simgelemeyi tercih etti. Nitekim 2010 yılında ürettiği The President's Office’deki bir suikast sonrasını gösteren kanlı masa ve sandalye, dönemin başkanı Mugabe’yi çok sinirlendirmiş olmalı. Sonraları Minister Serisi’nin de yakaladığı popülarite, daha kavramsal bir yolda ilerlemesine neden oldu ve onu, LaChapelle etkisini alıp eleştirel bir ton içinde etnik ve sosyolojik meseleleri yorumladığı fotoğraflara ve tek kanallı videolara yöneltti. 

Look Mom No Hands 2011

2016 yılında ürettiği Genesis serisinde Hristiyan misyonerlerin Afrika’ya gelişini ve etkilerini konu edinen sanatçı, yerli halk için adı Mosi-oa-Tunya olan Victoria Şelaleleri’ni bulmakla ünlenen misyoner David Livingstone’u ve Zimbabwe halkını merkeze aldığı bir fotoğraf serisi yarattı. Fotoğraflar, misyonerlerin gelişini, karşılanmalarını ve yavaş yavaş değişen giysiler, ifadeler ve bakışlarıyla halkın ve yöneticilerin nasıl dramatik bir dönüşüm yaşadığını; zamanla asker, maden işçisi ve inançlı Hristiyanlara dönüştürüldüğünü gözler önüne seriyor.

​Afrika’nın tarihini anlattığı serilerde kadınları tüm rol ve biçimlerde gösteren sanatçı, özellikle We Live in Silence serisinde, arka fonda başları görünmeyen, ancak oturuşları, aksesuarları ve güçlü bedenleriyle Afrika kabile kadınlarının  göründüğü; önlerindeyse elinde silahıyla ve kararlı bakışlarıyla dikilen arkadaşı yazar Kiri Rupiah’ı “Kara Panter” olarak fotoğrafladığı çalışmasında Afrika’nın geçmişteki kadın direniş gücüyle modern yüzyıldaki kadın direnişini bağlayan bir yapıt ortaya koydu. Sessiz bir bekleyişi resmeden bu seri, Mugabe’nin son demlerini yaşadığı döneme denk geliyor. Zimbabwe’nin karışmasıyla kısa süre sonra yerinden olan devrik başkandan sonrası için bir atıf niteliğinde bir başka seri geldi. We Need New Names adı altında kadınların yine merkezde olduğu, Afrika’nın geleneksel kökleri ile modern dünyanın kodlarını bir arada veren, ülkenin ve belki kıtanın geleceğine dair yeni bir umut ve yeni isimlere duyulan ihtiyacı ifade eden bir seriydi. 

Abuse of Power 2010

Bahsi geçen tüm fotoğraf serileri aslında tek kanallı kısa filmler olarak üretiliyor ve çok sayıda festivalde gösteriliyor. Chiurai’nin tarihten, politikadan, Hristiyanlıktan referanslar alarak ürettiği bu çalışmaların unutulmadan belirtilmesi gereken önemli bir özelliği de arka fonu oluşturan müzik seçimleri. Giriş paragrafında söz ettiğim, 24 Eylül’e dek Zeitz MOCAA’da, Guercino tablosuyla yan yana sergilenecek olan Moyo her ne kadar Meryem ve İsa’dan referans alsa da 2012 yılında Güney Afrika’daki Marikana Madeni’nde hakları için direnişe geçen madencilerin polislerce katledilmesine bir atıf. Filmin fonunda duyulan Afrika ilâhisi, belki de beyaz adamla varoluş biçimi değişen ve kırıma uğrayan yerli halkın ağıtı olarak düşünülmeli. Zira Guercino tablosunda annesinin dizlerinde yatan yeni doğmuş “Hristiyanlık” yine Hristiyan misyonerler eliyle bir kadının -ana vatanın- dizlerinde can veren bir başka halkın kaybettiklerini hatırlatıyor, ilâhinin hüzünlü yankısında duyulan “warazulwa ngenxa yami” cümlesi ise “Benim hatırım için paramparça edildin” anlamına geliyor.

​Zimbabwe, Robert Mugabe’nin ardından rakibi “Crocodile (Timsah)” lakaplı Emmerson Mnangagwa’nın yönetimine geçeli bir yıl oldu. Kudzanai Chiurai ise Güney Afrika’da üretmeye ve Afrika’nın dünyaya bakan asi yüzü olmaya devam ediyor. 

0
6606
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage