Alternatif Bir Galeride, Alternatif Bir Sergi

Sergide yer alan sanatçılar; Burçak Konukman, Çınar Eslek, Erdal İnci, Gülşah Bayraktar, Kerem Ağralı, Ozan Türkkan, Saniye Dönmez ve Tuba Yalçınkaya Dilemma’ya karşı olan merakımızı arttıran başlıca unsurlar arasında. Nedir bu serginin başlangıç hikayesi derseniz; Mehmet Kahraman sergiye karar verme sürecinde Gregg Araki’nin ‘’The Doom Generation’’(1995) adlı filmin etkisi olduğunu söylüyor. Filmde cinsel tercihleri konusunda mekânlara ve ilişkilere göre farklı tanımlanan karakterlerin yer alması, bir şekilde Kahraman'ın sergi için düşündüğü tema ile kesişiyor. Kahraman’ın sonrasındaki araştırma dönemi ile kavramsal çerçevesini oluşturduğu projenin çıkış noktasının ‘The Doom Genaration’ olduğu söylenebilir.

Küratör ve sanat eleştirmeni olan Mehmet Kahraman’ı daha önce Mixer’de düzenlenen ‘Aradaki Boşluk’ isimli serginin küratörlüğünden tanıyoruz. Gelelim sergide yer alan sanatçılara. Kahraman'ın çalışmalarını görüp takip ettiği ve sergisinde yer verdiği sanatçılara şöyle bir baktığımızda serginin farklı disiplinlerden sanatçıları bir araya getirdiğini görüyoruz. Video yerleştirme ve canlı performanslarıyla tanıdığımız Burçak Konukman sergide ‘Dikkat! Kaygan Zemin’ isimli enstalasyonuyla yer alıyor. Sanatçı ayrıca 18 Ocak’ta sergi programı dahilinde bir performans sergiledi. Sergide yer alan bir diğer sanatçı Çınar Selek’in işleri zaman ve mekân kavramlarının çevresinde geziniyor. Serginin afişindeki fotoğrafıyla hatırlayacağımız sanatçı, çalışmalarında akışkan bir malzeme olan sütten yola çıkıyor. Daha önce birçok yerde rastlamış olabileceğiniz video çalışması ‘Komondo Stairs’ ile Erdal İnci de bu sergide yer alıyor. Sanatçıya bu günlerde kendini tekrar eden video çalışmalarıyla sık sık rastlıyoruz. Eski fotoğraflar üzerine çalışan Gülşah Bayraktar, Dilemma’da farklı hayatları ortak paydalarda birleştirdiği resim çalışmalarıyla karşımıza çıkıyor. Figüratif ve soyut çalışmalarıyla tanıdığımız Kerem Ağralı da bu sergideki süpriz isimlerden biri. Sanatçı insan ve varoluş konularını işleyen resimleriyle sergiye dahil oluyor.

Sergiye video çalışmasıyla katılan bir diğer sanatçı daha Ozan Türkan. İnteraktif enstalasyonlar üreten Türkkan, sergide ‘Micro Flow Cube’ isimli videosuyla yer alıyor. Kolaj çalışmalarıyla sergiye renk katan Saniye Dönmez üretimlerinde; insanın sürekli değişen, dönüşen, gelişen ihtiyaçlarını ele alıyor. Tuğba Yalçınkaya ise Dilemma'da desen çalışmalarıyla bizi karşılıyor. Bu çalışmaların temelinde de bireyin değişen ruhsal ve duygusal dinamiğini gözlemliyoruz.

Küratör, sergiden bahsederken Derrida’dan yaptığı alıntıyla ‘’Yeni olabilecek hiçbir düzen yoktur’’ diyor. Kahraman, serginin çıkış noktalarından biri olan bu düşünceyi şu sözlerle açıklıyor. ‘’Öncelikle Derrida’dan yaptığım alıntı zaman (yaşadığımız çağ) ve birey üzerinden ele alındığında kendi içinde bir tutarlılık kazanıyor. Birey artık kendini eski ya da yeni gibi sunulan eski sistemlere ait hissetmiyor. Zeminlerin kaygan dili süreç içerisinde yeni bir zemin ve düzlem yaratacaktır. Bu ortaya çıkacak olan düzlem kendi eleştirisini de beraberinde getirecektir.

Bireyin varoluşu ve kendi iç çelişkilerinin kararlara dönüşmesi mivalinde ele aldım. Bir de durumu politize etmekten çok bireysel durumu kritize etmeyi eleştiriye açmaktı niyetim. Dilemmalarımız ile yüzleştikçe anlarız ki verdiğimiz kararların yaşadığımız düzlemlerde nasıl doğru ve yanlış algılar oluşturduğunu…’’

Hepimizin süregelen telaş ve yorgunluk serüvenimizde sık sık düştüğümüz ‘ikilem’ problematiğini konu alan sergi, 9 Şubat’a kadar devam edecek. ‘Karar vermek, hissetmek ve duyumsamak’ kelimeleriyle kendisini tanımlayan serginin teması size de çok yakın gelmiyor mu?