Fransız sokak sanatçısı JR, TIME dergisi ile multimedya projesi Guns in America için iş birliği yaptığında, halkın dikkatini çekmeyi ve silah şiddeti ile ilgili verimli bir diyalog başlatmak için Amerikalılara ilham olmayı umuyordu. İlk tepkilere bakılırsa, sanatçı şimdiden bu hedeflerinden en az birini gerçekleştirmiş görünüyor.
Sanatçı geçtiğimiz haftalarda silah tartışması ve hayli ayrıştırıcı bu konuda ortak bir payda arayışı ile ilgili konuşmak için TIME dergisi temsilcileri ve projenin 245 katılımcısı ile birlikte Chelsea’deki Pace Galeri buluştu. JR’ın silah kontrolünün güçlü taraftarlarını ve coşkulu silah fanatiklerini ön plana çıkaran büyük video duvar resmi, zaten 3 Kasım’dan beri FuturePace sayesinde 24. Street’te görülebiliyor.
JR, proje için şehirde tasdiklenmiş sokak sanatının en bilinen noktalarından biri olan Bowery Duvarı’na, büyük resmin hareketsiz bir versiyonu olan ve derginin 5 Kasım sayısının kapağını da süsleyen, kendine has duvar yapıştırmalarından birini de yerleştirdi. (Kendisi duvarı ikinci kez kullanan tek sanatçı.) Kıyafetlerinin yapıştırıcıdan mahvolmasını önlemek için tulumlarını giyen JR ve sekiz kişilik ekibi Cuma sabahı saat 9 civarında duvara geldi. Her zamanki gibi şapka ve güneş gözlüğü ile yüzünü örten sanatçıya rahatsızlık veren kalabalığın sebep olduğu gecikmelere rağmen iki saat sonunda neredeyse işlerini tamamlamışlardı.
TIME’dan biri dergileri uzatırken, JR da özellikle geçen sene Faces Places filmiyle aldığı Oscar adaylığından sonra, sanat dünyasının rock starı olarak yerini sağlamlaştırırcasına imzasını dağıtıyordu. “Bu, köşedeki kafedeki kız için” diyerek elindeki iki dergiyi gösteren bir adam, “Seni çok sevdiğini söyledi ve ben de geri gelip ona da bir tane getireceğimi söyledim” dedi.
Diğerleri özellikle sanatçıyı çalışırken görmek için gelmişti. Helene Landau ve kızı Dana Landau bir arkadaşı görmek için New York’taydı ancak daha çok JR’ın son çalışmasını görmeye heveslilerdi. İsrail’de yaşayan anne ve kız, sanatçının daha önce Kibbutz’da yaptığı yapıştırmayı sökülmeden önce görebilmişlerdi.
Halka açılışta, eserde yer alan kişilerden biri de bulunuyordu: Tulsalı eski bir polis ve yarışma şampiyonu nişancı Dianna Muller. artnet News’e projeye katılmakla ilgili “kesinlikle çok şüphem vardı” diyerek itirafta bulunan Dianna: “Ama başka biriyle konuşmalarını da istemedim. Ortalama bir silah sahibi olarak bizim tarafımızdaki seslerin duyulduğundan da emin olmak istedim.”
Sıralanan turist ve hayranların büyük ilgisine karşı, JR kararlı bir iyimserlikle çalışmanın şimdiden etkili olmaya başladığını düşünerek istifini bozmadı. Projenin taban tabana zıt fikirlere sahip olan ancak birbirlerinden çok şey öğrenebileceklerinin farkına varan katılımcılarından aldığı geri bildirimlere atıfta bulunarak “Bu insanlar buradan geçiyor ve konuşma burada başlıyor aslında. O zaman insanlar herkesi dinlemeye başlıyor” diyor artnet News’e. “Saatlerce konuşuyorlardı ve sonunda düşündüklerinden çok daha fazla ortak noktaya sahip olduklarını fark ettiler.”
Ne yazık ki, sadece bir gün sonra Pittsburgh’da bir sinagoğa ateş açan bir adam duvar resminin tartışılmaz zamansızlığını tekrar vurgulamış oldu. Bowery Boogie, ülkedeki son toplu silah saldırısında hayatını kaybeden kişilerin sayısını temsil etmesi için, resmin üzerine parlak kırmızı renkte 11 sayısının eklendiğini bildirdi.
Resmin yerleştirilmesi sırasında artnet News, JR ile meydan okuyan projesi, içerdikleri ve sonuçlarına dair umutları ile ilgili bir röportaj yaptı.
Eserini oluştururken bütün insanlarla görüşmeler yaparak ne öğrendin?
Bu gerçekten hakkında hiçbir şey bilmediğim bir projeydi. Sekiz yıldır Amerika’da yaşıyorum ancak New York’ta yaşamanın ülkede dönen tartışmalarla ilgili çok fazla fikir verdiğini düşünmüyorum. Spektrumun her tarafından insanlarla buluşup onların görüşlerini, hikâyelerini, korkularını -korku her iki taraftan da en sık duyduğum şeydi- dinlemek için St. Louis, Dallas ve yasaların yapıldığı Washington gibi şehirlere giderek çok fazla şey öğrendim.
Bu konuda gerçek bir diyaloğa girmenin vaktinin geldiğini fark ettim. Her iki tarafın da birbirini dinleme fırsatı bulamadığını hissettim. Genellikle aynı zeminde farklı bir bakış açısından bakarak aynı şeyi söylerlerdi. Bu yüzden herkese kendi sesini duyurma şansı vermek istedim, böylelikle siz de her hikâyeyi tek tek duyabilirdiniz. Hiçbir kısmı kesilmedi, eğer uygulama ya da web sitesinden incelerseniz bütün hikâyelerin tamamını duyabilirsiniz. Projenin bir taraf seçmesini istemiyorum.
Bu projede neden medya ile iş birliği yapmayı tercih ettin?
Projenin dengeli olması için. TIME normal şartlarda erişemeyeceğim insanlara ulaşmamı sağladı. Gerçek bir konuşma yaratabilmemiz için yapmamız gereken çok şey var. Bütün o yalan haberler ve diğerleri sebebiyle gerçek bir diyaloğa girebilmek çok daha büyük bir zorluk.
Bu eserin yapımında karşılaştığın teknik zorluklar nelerdi?
Fotoğraf duvar resminde olduğu gibi video versiyonunda da bir insanı nereye yerleştireceğimi bilmeliyim. İnsanlar hareket hâlinde ve bu uzun bir döngü. Herhangi birinin kolu diğerinin yüzünü kapatmamalı. Bütün uzun döngü boyunca her şeyin yolunda olduğundan emin olmak zorundasınız. Bütün çalışma boyunca çok titiz ve net olmamız gerekti. İnsanlar kendi ateşli silahları ile gelip nasıl temsil edilmek istedikleri ilgili fikirlerini belirtiyorlardı ve bütün bunları göz önüne alıp uyumlu bir hâle getirmem gerekiyordu.
Şimdiye dek projeye yönelik ne gibi tepkiler aldın?
Twitter’a bakarsanız projede yer alan herkesin projeyi paylaşarak teşekkür edip, temsil edilmenin onlar için ne ifade ettiğini açıkladıklarını görebilirsiniz. National Riffle Association’ndaki (Ulusal Tüfek Birliği) herkes temsil edildiklerini hissettikleri için projeyi çok sevdi ve paylaştı.
Yıllar içinde yaptığım işler insanları temsil eden resimler, basit ve dolaysız.
TIME’da projenin katılımcıları ile yapılan röportajları okurken gözyaşlarımı tutamadım. Sen böylesine duygusal bir konu ile ilgilenirken neler hissettin?
Women Are Heroes adlı projem için 10 yıl önce Sudan, Liberya ve Sierra Leone’deydim. Gerçekten çok ağır hikâyelerle karşılaştım. Burada Amerika’da öylesine ağır hikâyeler duyacağımı hiç düşünmezdim, o yüzden gerçekten şaşırdım. Bazen bir iki saatlik uçak yolculuğu ile gittiğim yerler olurdu ve hiç bilmediğim bir ülkeye gelmiş gibi hissederdim. Neler oluyor? Fark ediyorum ki bu gerçekten oluyor.
Bence bir sanatçı olarak benim görevim sorular sormak, cevaplar vermek değil. Bu duvar resmi sayesinde konuşmalarına ve seslerini duyurmalarına fırsat tanımak. Tabii ki bu hikâyelerin bazıları beni çok etkiledi ve duygulandırdı. Etkilenmemenizin imkânı yok, çok çarpıcı hikâyeler.
Sarah Cascone’nin artnet’te yayımlanmış yazısından çevrilmiştir.
Çeviri: Beyzanur Cebeci
https://www.youtube.com/watch?v=BuMVZOYCdKk