Art Basel Miami Beach’ten Eğlenceli Notlar

Art Basel Miami Beach, Türk Hava Yolları’nın kasım ayında İstanbul’dan Miami’ye direkt uçuş başlatmasıyla birlikte geçen yıllara oranla daha çok sayıda Türk sanatsever tarafından ziyaret edildi. Fuarla eşzamanlı olarak, Miami’nin ünlü koleksiyonlarının sergi mekânlarında da her yıl olduğu gibi yenilenmiş sergiler vardı. Rubell, Margulies ve De La Cruz koleksiyonları, fuar haftası dışında da ziyarete açık. Miami’ye yolunuz düşerse mutlaka ziyaret etmenizi öneririm. Ayrıca koleksiyonlara ek olarak, iki yıl önce açılmış olan Perez Art Museum of Miami (PAMM) de hem mimarisi hem de içerisindeki zengin sanat seçkisi bakımından kesinlikle görülmeli.  Ünlü mimari grup Herzog & de Meuron, müzenin yapımında Mies Van Der Rohe’un Berlin’deki şaheseri Neue Müzesi’nin modern sadeliğinden esinlenmiş, bu mimariyi en yeni inşaat teknikleri ve tavandan sarkan bahçeler ile modernize etmiş.

Miami’de görülecek ve anlatılacak o kadar çok farklı güzellik var ki hepsi bir başka yazının konusu olabilir. Biz iyisi mi ana fuar olan Art Basel Miami Beach’e geri dönelim. Fuardaki birçok etkileyici galeri standı ve yapıtın arasından en çok konuşulan birkaç yapıtı sizler için derledim. 

Alman sanatçı George Baselitz’in iki resim ve bir bronz heykeli, Fransız Galerie Thaddaeus Ropac’ın standında müzelik değerde bir kompozisyon meydana getiriyor. Resimler Baselitz’in klasiklerinden sayılan ters-yüz edilmiş beden figürlerinden olup, 2015 Venedik Bienali’ndeki Bazelitz odasında sergilenmiş olma önemine sahip. Bunun yanında, yakından bakıldığında dokusu nedeniyle ahşap sanılan Bündel (Bunch) isimli bronz heykelin ise altı edisyonlu olduğunu ve fuarda satılan edisyonunun 700.000 euro’ya alıcı bulduğunu belirtelim. 

Galeriler arasından yürüyüp de Jimmy Durham’ın 2007’de yaptığı Still Life with Xitle and Spirit adlı yapıtının önünde duraksamamak imkansız. Arabanın üzerine düşmüş (düşürülmüş) meteor görüntülü taşın ne olduğu hayranlık ve merak uyandırıyor. 2003 yılından itibaren, düşen objeler ve parçalanma konularını irdeleyen Durham, bu yapıtını 2007 yılında Meksikalı bir koleksiyoner için özel olarak yapmış. Bugüne dek koleksiyonerin bahçesinde duran yapıt, bu fuarda bir müzeye satılmış. 2004’te Whitney Bienali’nde ve müzenin son sergisinde yer alarak iyice ünlenen 75 yaşındaki sanatçının, yakın zamanda Los Angeles’taki Hammer Müzesi’nde de bir retrospektifi olacak.   

Amerikalı sanatçı David Smith 1965’te aramızdan ayrılmasına karşın,  Hauser & Wirth Galerisi’nin, sanatçıyı temsil etmek amacıyla vakfıyla anlaşmasının sonrasında, sanat piyasasına hızlı bir geri dönüş yaptı. Yukarıda gördüğünüz resim ve heykel ayrı satılmalarına karşın yapılış itibariyle birbirleriyle ilişkili çalışmalar... Kumaşa yaydığı heykel parçalarının üzerine spray boya püskürtme tekniğini kullanan sanatçı, bu şekilde heykellerini oluştururken aslında kumaşta bıraktığı izlerle de ayrı bir yapıt gerçekleştiriyor. Fuarda satılan bu iki yapıttan heykel olanın fiyatı 7.5 milyon dolar, resim ise onun yanında 425.000 dolar ile cüzi bir miktar olarak kalıyor.

Perez Art Müzesi’nde solo sergisi olan Jamaikalı sanatçı Nari Ward için fuarın solo sergilerden oluşan Kabinett bölümünde yer veren Lehman Maupin Galeri, oldukça övgü topladı. Son zamanlarda ünlenen sanatçının ayakkabı bağcıklarından oluşturduğu We Shall Overcome yazılı yapıtı, müzedeki We The People yazılı çalışmayla bir bütünlük içindeydi. Sanatçı burada, ayakkabı bağacığı gibi basit ve her kesimden insanda bulunan bir materyali bizi adeta birbirimize bağlayan bir nesne olarak ele alıp, bütünlük içeren mesajlarını bu yolla sanatseverlere iletiyor. Yapıtın yakınında durduğunuzda yalnızca bağcıklar görülürken, mesajın ancak uzaklaşınca algılanması ise insanların algı mekanizmaları üzerinde oynanan bir oyun.  Yeni tanıştığım bu Jamaikalı sanatçının müzedeki kapsamlı sergisini görünce hayran kaldım. 

Fuarlar bazen fazla yoğun ve yorucu olsalar da, yeni sanatçılar ve galerilerle tanışmak, başlamış olan ilişkileri ilerletmek için ideal mekânlar. Kaldı ki Miami’de fuar dışında da görülecek ve gezilecek birçok farklı sanatsal mekân var. Sanat dışında mı? Yeni yapılan Design District, Hermes’ten Louis Vuitton’a ünlü markaların usta mimarlara yaptırdığı özel binalarla Miami’deki en yeni ve en havalı alışveriş bölgesi… Sanat ve alışverişten arta kalan zamanda da Miami’nin plajlarında güneşlenmek çok keyifli.  Anlayacağınız Miami’deki Art Basel’in en eğlenceli fuar olarak bilinmesi boşuna değil!