Fuarlar, sanat dünyasının nabız noktaları olarak görülür. Sanatçı, galeri, küratör, sanat eleştirmeni ve sanatseverlerin hepsinin bir çatı altında buluştuğu bu fuarların olmazsa olmazı Art Basel’in Miami ayağı üzerine bir yazı hazırladık.
Art Basel, dünya fuarlarının en önemlileri arasında gösterilen 1970 yılında Basel şehrinde üç galericinin gayretiyle başladı. Etkinlik günümüzde Avrupa, Amerika, Asya olmak üzere üç kıtaya yayılmış durumda. Dünyada adını duyurmuş modern – çağdaş sanat sergilerinin arasında önde geliyor.
İlki 2002 yılında gerçekleşen Art Basel Miami bu sene, 7 – 10 Aralık tarihleri arasında gerçekleşti. Geniş bir sanatçı yelpazesi, Miami Beach Convention Center’da bir araya geldi.The Bass’ın yeniden açılması ve Institute of Contemporary Art Miami’nin Miami Tasarım Bölgesi’ndeki yeni binasının açılışıyla birlikte Florida şehri kreatif bir dönem yaşamış oldu. Tom Postma Design’ın imzasını taşıyan yeni fuar mimarisi daha geniş koridorlarla yetinmeyip katılımcı 268 uluslararası galeriye de daha büyük pavyon alanı sağladı.
Farklı noktalardan bir çok galeriyi buluşturan fuarda, bu yıl Los Angeles’tan Anar Ebgi, Buenos Aires’ten Isla Flotante, Londra’dan Richard Saltoun Gallery ve Tokyo’dan Taro Nasu da aralarında olmak üzere 20 yeni galeri bir araya geldi. Fuarın ana merkezi ise Galleries bölümüydü. 198 galeri gerek tarihi gerek çağdaş işlerini birbiriyle harmanlayarak dinamik işlerini sergilediler. Çok fazla dikkat çeken Peres Projects’ten Dorothy Iannone’nin heykel işleri ve Gió Marconi’den İskandinav ikili Nathalie Djuberg ve Hand Berg’in kurulumu bunlardan yalnızca ikisi.
14 Galerinin her birinin sadece tek bir sanatçının işlerini sunduğu Positions bölümündeyse Antenna Space’ten Xu Qu’nun seramik heykel serisi Çin toplumunun dinî ritüellerden nasıl etkilendiğini ele alıyor. Aynı zamanda Positions bölümünün en genç sanatçısı Christian Andersen Gallery’nin çalışmalarına ev sahipliği yaptığı Carl Mannov oldu.
Nova bölümünde ise 29 sergi bir araya geldi ve üç sanatçı yeni işlerini sergileme imkanı buldu. Art Basel Fuarı’nın önem verdiği noktalardan biri olan yeni eserleri sergileme prensibi bu sene de devam etti. Santiago Sierra’nın hiyerarşik güç yapısını ele alan kışkırtıcı eseri ve David Castille Gallery pavyonunda yer alan Kalup Linzy’nin ırk ve cinsiyet konularının günümüz toplumundaki temsiliyetine odaklanan performansı siyasi ve sosyal meselelere yoğunlaştı.
Kayıp Miami kimliklerinin izinin sürüldüğü Rodrigo Bueno’nun özel olarak derlenmiş pavyonu ve Jibade-Khalil Huffman’ın çok kanallı videosu sanat tarihindeki siyahi erkek figürüne odaklanarak, dünya üzerinde popülerliğini kaybetmeyen kimlik ve ırkçılık temalarını farklılıklarıyla ele aldı..
Fuarın bağımsız bölümü olan Public ise küratör ve eleştirmen Philipp Kaiser tarafından ilk kez gerçekleştirildi. Collins parkın dört bir yanında bulunan The Bass’le iş birliğiyle hazırlanan iddialı performanslar, kurulumlar ve alan odaklı heykeller göz doldurdu.
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Survey bölümü ise 2000’li yıllar öncesine ait olan sanat tarihi projelerini konu edindi. Sosyal temaların incelendiği bu bölümde Robilant + Voena pavyonunda yer alan Şilili sanatçı Roberto Matta’nın hem ilk sürreal işleri Inscapes’i hem de dünya politikası hakkındaki güncel görüşleri öne çıktı.
Fuarın bu sene adından sıklıkça söz edilen bir başka unsuru ise açık havada bulunan Film bölümü oldu. David Gryn’in küratörlüğünü üstlendiği filmler ve videolar, Frank Gehry’nin imzasını taşıyan New World Center’ın 650 bin metrekarelik projeksiyon duvarına yansıtılarak odak noktası haline geldi.
Art Basel Miami bu senede dünyanın dört bir yanından ziyaretçilerin uğrak noktası oldu. Sanat piyasasının nabzının tutulduğu Art Basel 16’ıncı kez böylece gerçekleşmiş oldu..