04 EYLÜL, CUMA, 2015

Bazı Yaralar İz Bırakmadan İyileşir

Üç yıldır ARTINTERNATIONAL videolar bölümünün küratörlüğünü üstlenen Başak Şenova ile küratör, yazar ve tasarımcı yönü üzerine konuştuk. Sohbetimizin ana konularından birkaçı, Başak Şenova'nın yazar ve editör olarak içerisinde yer aldığı projeler, küratörlüğünü üstlendiği fuar ve bienaller ve de ARTINTERNATIONAL videolar bölümünün bu yılki temasıydı.

Bazı Yaralar İz Bırakmadan İyileşir

Üç yıldır ARTINTERNATIONAL’da videolar bölümünün küratörlüğünü üstleniyorsunuz. ARTINTERNATIONAL deneyiminiz nasıl başladı?

ARTINTERNATIONAL’daki deneyimim daha önce de birlikte çeşitli projelerde çalıştığım ARTINTERNATIONAL’ın sanat yönetmeni Stephane Ackermann’ın davetiyle başladı. Fuar kapsamında her yıl "Sahnedeki Videolar" seçkisini fuara katılan galerilerin sanatçılarından oluşturmam gerekiyor. İlk günden bu yana kavramsal çerçevenin ana hatlarından sanatçı seçimine, yayının içeriğinden kurgu sıralamasına kadar epey özgür bir çalışma alanım oldu. Yaptığım işe fuar tarafından saygı ve ilgi duyuluyor.Bu fuara katılan galerilerin sanatçıları zaten çalıştığım ya da çalışmak istediğim sanatçılar; bir defuarın yönetmeni Dyala Nusseibeh ve Stephane ile birlikte iyi çalıştığımızı düşünüyorum. Bu nedenle bu bölümün küratörlüğünü sürekli olarak devam ettirmekten zevk alıyorum.

Bu üç yıl içinde ARTINTERNATIONAL’ın video bölümünde ne gibi değişimler yaşandı?

İlk kez 2012 yılında uygulanan formatı ve çizgiyi devam ettiriyorum, yani gözle görünür bir değişiklik yok. Tek değişiklik kendim için ön çalışma aşamasında videoları izleyip, daha sonraki kurgu aşamasının işleyişini de takip etmem için geliştirdiğim sistemler oldu. 

Başak Şenova

Fuarda sergilenecek videolar nasıl belirleniyor?

Genel olarak tüm galerilerden kavramsal çerçeve doğrultusunda video önerileri istiyorum ve bunlar arasından bir seçim yapıyorum. Arada da benim mutlaka seçkide yer almasını istediğim sanatçı, iş ve galerilere de ben yaklaşıyorum.  

Yurt dışındaki fuarları ziyaret ettiğinizde, özellikle video bölümünde Türkiye’dekilerle aralarında nasıl farklar ya da benzerlikler görüyorsunuz?

Çok farklı bağlamlarda video programları kurgulanıyor. Aralarında bir karşılaştırma yapmak için hepsini biliyor olmak gerek ve ben açıkçası sadece ilgimi çekenleri takip ediyorum. ARTINTERNATIONAL'da benim dikkat ettiğim konulardan biri, bu seçkinin bölümler halinde tekrarlıyor olması. Dolayısıyla, izleyici videoları izlemek için fuar boyunca kendi programını oluşturabiliyor.

Sizi küratörlüğünün yanı sıra tasarımcı ve yazar olarak da tanıyoruz. Bize şu anki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?

Çok yakın bir zaman önce Mongolya 360° Land Art Bienali’nin küratörü olarak seçildim. 2016’da gerçekleşecek olan bu bienal için ön araştırma aşamasındayım. Aynı zamanda Branco Franceschi ile birlikte aralık ayında Hırvatistan’da bulunan Split Güzel  Sanatlar Müzesi gerçekleşecek olan Jesper Nordhal’ın sergisi üzerine çalışıyorum.​ibraaz.org’asürekli katkıda bulunan editörlerden biriyim ve genelde söyleşiler üzerine çalışıyorum, şu anda Gülsün Karamustafa ve Almagul Menlibayeva ile yapmakta olduğum söyleşiler var. FlashArt International dergisinin de Türkiye’den sorumlu editörüyüm, genelde sergi değerlendirmeleri yazıyorum.

The Visible and the Invisible (2014), Oliver Ressler, GALERIE RAUM MIT LICHT

Helsinki Fotoğraf Biennial 2014'de küratör olarak yer almak sizin için nasıl bir deneyimdi?

Helsinki Fotoğraf Bienali 2014’ün konusunu "Ecological Fallacies" (EkolojikYanılgılar) olarakbelirlemiştim. Bienal bir yandan ekolojik bilgilerdeki yanılgılara dikkat çekerken, diğer bir yandan da ekolojik veri ile fotoğraf tabanlı arşivler arasında bağlantıları araştıran sanatçı projelerine Helsinki’de beş ayrı mekânda yer veriyordu. Aynı zamanda bu bienal kanıtlara dayalı eleştirel, sosyal ve kültürel söylemleri üretip, işleyen sanatsal yaklaşımların ve bakış açılarının izleğinde, ekolojik bilgilerin yanılgılarını araştırmayı hedeflemişti. Bienalde ayrıca Mustarinda Derneğine ait "Petrol Üzerine Objeler" başlıklı bir bölüm ile Hippolyte Fotoğraf Galerisi’nde Branko Franceschi’nin eşküratörlüğünde kültürel ve ideolojik eleştirinin işlendiği özel bir bölüm bulunuyordu. Finlandiya Fotoğraf Müzesi, Hippolyte Fotoğraf Galerisi, Jatkasaari’deki Antrepo L3, Macar Kültür Merkezi Balassi Enstitüsü, Galleria U ve Helsinki Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nde (Kaisa House) yer alan bienal bir taraftan da Barbaros Kayan’nın projesinin, Helsinki Tren Gar’ı, Finlandiya Fotoğraf Müzesi Binası’nın cephesi gibi Helsinki’deki birçok kamusal alanda göstermişti.Mustarinda Dergisi’nin özel sayısı olarak tasarlanan bienal yayınında destekleyici metinler ve sanatçı projeleri yer aldı. Tüm gün süren bir seminer de etkinliğin bir parçasıydı. Her projeye kapsamlı bir şekilde kendi mekânını tanımlayan bir bienaldi. Üzerine yazılan metinler ve izleyici sayısındaki rekor düzeyindeki artış sebebiyle dikkat çekti. 

Küratör olarak yer aldığınız Uluslararası Qalandiya Bienali çerçevesinde Kudüs Sergisi VII (Jerusalem Show VII)'dan bahsedebilir misiniz?

"Kudüs Sergisi VII: Kırılmalar (Jerusalem Show VII: Fractures)" kullandığı mekânlar ve zamanlaması açısından çok daha kapsamlı ve zor bir süreçti. Projeye başladıktan yaklaşık bir sene sonra Gaza’da 50 gün süren savaşın hemen arkasından açıldı. Tüm yaz boyunca sanatçılar ve düzenleyen kurum olan Al Ma’mal ile durum değerlendirildi ve tartışıldı, sonuçta istisnasız katılımda bulunan herkes devam etme kararı aldı ve böyle bir serginin başka bir direnç şekli olduğuna inanıldığı için çalışmaya devam edildi. "Kudüs Sergisi VII: Kırılmalar", Eski Kudüs'teki 12 mekânda eş zamanlı olarak yer alan yedi bölümden oluştu. "Yoğunluklar", "Ayrıntılar", "Aralıklar", "Ölçüler", "Çizgiler", "Yazılar" ve "Doku" başlıklı bölümler kapsamında sergilemeler, mekâna özgü sanat projeleri, performanslar, sanatçı kitapları, kitap tanıtımları, sanatçı yürüyüşleri, konuşmalar ve gösterimler yapıldı. Şu anda bile projenin medya partneri Ibraaz.org sitesinden bu bölüm ve programlara ilişkin kapsamlı bilgilerin yanı sıra, indirilebilir sergi rehberi ile çocuklara yönelik aktivite kitapçığına erişilebilir.17-18 Şubat 2015’te ise SALT'ın ev sahipliğinde düzenlenen "The Jerusalem Show VII" [Kudüs Sergisi VII]forumunda, politik, kültürel, sosyal ve ekonomik koşulların sanat üretimi ile farklı coğrafyalardaki büyük ölçekli uluslararası etkinliklerin söylemlerini nasıl şekillendirdiği bu kez İstanbul’da incelendi.

Başak Şenova

En son Venedik’te Makedonya Pavyonu'nun küratörlüğünü yaptınız. Bu süreçten ve deneyimlerinizden de bahseder misiniz?

Projeye bir de kitap eşlik ediyor. Kitap üretim sürecinin en önemli parçalarından biriydi. Kitap tüm bu süreci hem inceliyor, hem okuyor, hem de kaydını tutuyor. Makedonya Ulusal Galerisi Müzesi Direktörü Maja Nedelkoska Brzanova’nın giriş yazısından hemen sonra benim, Ivanoska ve Calovski ile çalışan Alman küratör Elke Krasny ve Sebastian Cichocki’nin makaleleri yer alıyor. Bu makaleleri benim sanatçılarla yaptığım uzun bir söyleşi takip ediyor. Kitabın en renkli bölümü ise çeşitli felsefeci, yazar, ve küratörden “inanç” üzerine bir araya getirilen kısa yazıların olduğu bölüm. Bu kısa yazıların her biri için sanatçılar yeni birer çizim/iş ürettiler. Böylelikle Anne Barlow, Ksenija Cockova, Slavcho Dimitrov, Branko Franceschi, Omar Kholeif, Anders Kreuger, November Paynter, Anna-Kaisa Rastenberger, Dirk Teuber, Jalal Toufic ve Eyal Wiezman’ın metinleri projenin birer parçası haline gelmiş oldu. Kitap, proje görselleri dışında, projeyi etkileyen referansların görsellerine de yer veriyor. Kitap, mekansal tasarıma ayrılan bölümden sonra projeye katkıda bulunanların biografileri ile son buluyor. Bu kitabın tüm finansal ve lojistik desteğini Girne’de bulunan Art Rooms’dan aldık. Mas Matbaası ve Ufuk Şahin titizlikle ve çok uzun mesailer harcayarak bizimle çalıştı. Kendisi de sanatçı olan Art Rooms’un direktörü Oya Silbery tüm süreç boyunca gizli bir güç olarak arka planda çalıştı. Proje Kasım ayında Kuzey Kıbrıs’ta da sergilenecek.

Son olarak, bu yıl ARTINTERNATIONAL’ın video bölümünde bizleri neler bekliyor olacak?


Bu yılın teması “Harabeler ve Yaralar”. Seçki harabeler ve yaralar üzerine kişisel hikayelerin, anıların ve hayallerin saklı yol haritalarının izini sürüyor. Bazı yaralar iz bırakmakdan iyileşir. Bazıları ise acılarıyla birlikte sabitlenir. Sonuçta bu seçkiyi harabelerle sabitlenen yaralar arasındaki bağlantılar şekillendiriyor. Bu söyleşiyi yaptığımız şu sırada ben hâlâ seçki üzerine çalışımaktayım. Şimdiye kadar çalıştığım ve seçkiye dahil ettiğim isimler arasında Oliver Ressler, Javier Pérez, Hacer Kıroğlu, Claudia Larcher, Payam Mofidi, AmparoSard, Karen Mirza ve Brad Butler yer alıyor.

0
8533
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage