25 OCAK, ÇARŞAMBA, 2023

Beton Ayna

Zafer Akşit’in yalnızlık ve tek başınalık arasındaki anlam farklılığı üzerine kurguladığı yerleştirme ve video eserleriyle izleyicinin interaktif biçimde deneyimleyebileceği ironik bir oyun alanı yarattığı sergisi “Quell is other people” üzerine bir yazı.

Beton Ayna

O aynada sadece bir anlık kendimizi görebiliyoruz. Büyük bir muhtaciyet içinde yanımızdakinin kendi anını sonlandırmasını bekliyoruz. Sonra bir an daha ve tekrar beklemeye başlıyoruz… Zafer Akşit’in “Quell is other people” isimli sergisi bu muhtaciyetin farkında olarak izleyiciyi oldukça cazip bir oyunun içine çekiyor. Bu oyun izleyicinin yalnız oynayamayacağı ancak tek başına deneyimleyebileceği bir şekilde tasarlanmış.

“Quell is other people” sergisi Collect Gallery’nin Tophane ve Juma Binası’ndaki mekânlarında 9 Aralık 2022 – 29 Ocak 2023 tarihleri arasında izleyiciyle buluşuyor. Serginin Tophane’de yer alan bölümünde Seesaw of the Self işi izleyiciyi karşılıyor. Mekânın içinde, yapısı bozularak iki kişinin yan yana binebildiği bir tahterevalli olan bu iş izleyici için bir çağrı niteliğinde. İki kişinin yan yana binmesi hâlinde üste çıkan kişi otururken erişemediği bir aynayla karşılaşıyor. İlk çarpışma burada yaşanıyor. Normalde erişilmez olmayan bu ayna, oyunu kurallarına göre oynamaya başlayınca önce çok yüksekte kalıyor, sonra da ulaşılabilir kılınıyor. Aynayla bir anlık bile olsa temas edebilmek, kendini görebilmek bu tahterevallide oturan kişi için eşsiz bir deneyime dönüşüyor. Etkileşime geçilebilen ya da bir aynaya sahip her sanat eserinde olduğu gibi Seesaw of the Self de çok sayıda fotoğrafa ev sahipliği yapıyor. Telefonların hafızasında tekrar dönülüp bakılmayacak fotoğraflar en iyi ihtimalle 24 saat sonra unutulmaya mahkûm hikâyelere dönüşüyor.

​Aynı katta yer alan Even Perfect-er Lovers, Felix Gonzalez-Torres referansı ile tanıdık bir yüz olarak oldukça iç rahatlatıcı görünüyor. Ancak bu eserde tanıdık olan tek şey Gozalez Torres’in Untitled (Perfect Lovers) eseri değil. Bir an önce mekânın girişinde karşılaşılan tahterevallide aynada kendi fotoğrafını çeken izleyicinin kendisiyle tekrar karşılaşması bu hissi tetikliyor. Duvardaki saatin asla senkronu bozulmayacak şekilde ekrana yansıması Seesaw of Self eserinde deneyimlenen an ile birebir örtüşüyor. Zira 24 saate hapsedilen “o” anlar kişinin yaşantısıyla senkronu bozulmadan ilerliyor. Yaşandıkça sosyal medyada paylaşılan her şey akrep ve yelkovanı bir adım ileriye taşıyor. Kaçınılmaz bir şekilde saatin duracağı güne kadar yapılan her paylaşım sadece saatin varlığının bir beyanı olma özelliğini de taşıyor. Saatin varlığını belgelerken aynı zamanda onu mekândan da koparıyor. Artık bir duvar ya da onu aydınlatan bir spot yok. Sadece ekrandaki görüntü var.

Fiziksel olandan kopuş serginin, galerinin ikinci katındaki One or the Other eseriyle devam ediyor. Hem kat değiştirmenin yarattığı değişim hem de eserin Akşit’in izleyiciyle oynadığı oyuna sunduğu katkı oldukça önemli. Zira bu katta karşılaşılan tek şey bir açma kapama düğmesi. İzleyici bu düğmeye basmaya teşvik ediliyor. Ancak bu aksiyon karşılığında düğmeye basan kişiye bir şey sunulmuyor. Seesaw of the Self’in aksine One or the Other oyunu oynamayı ödüllendirmek yerine izleyiciyi oyundan çıkartıyor. Bu noktada düğmeye basmanın anlamsızlığı aynaya ulaşma çabası ve aynada çekilen fotoğrafı paylaşmakla birleşiyor. Kocaman bir “Neden?” sorusuyla baş başa kalınan bu eser için galerinin üst katı harika bir alan. Kocaman bir anlamsızlıkla karşı karşıya kaldıktan sonra bu durumdan çıkış ise yine sergide saklı. One or the Other sadece bir düğmeden ibaret değil. Düğmeye bağlı, galerinin alt katındaki vitrinde duran neon da eserin bir parçası. Neon düğmenin konumuna bağlı olarak yanıyor ya da sönüyor. Anlamsızlığa işaret eden düğmeyi açıp kapama hareketinin somut bir farklılık yaratması -neonu yakması- oldukça vurucu bir tezat barındırıyor. Even Perfect-er Lovers ile işaret edilen mekândan kopma durumu neon ve düğme ile bu defa fiziksel bir ayrılık olarak hayat buluyor. Tophane binasındaki üç eserde de bulunan eş zamanlılık temasının ise dikkat çekici olduğunu belirtmekte fayda var. Tahterevallinin aynı anda zıt yöne giden oturakları, saatin aynı anda hareket eden kolları ve düğmeyle aynı anda ışık saçmaya başlayan neon bu sergide iyi bir bütünlük sağlıyor.

​Galerinin Juma Binası’nda yer alan mekânında ise Slab of Damocles eseri devasa bir beton blok altında can havliyle onu üfleyen bir videodan oluşuyor. Bu çaba ilk bakışta oldukça yararsız görünüyor. Ekranın üzerinde duran devasa beton ne kadar üflenirse üflensin yerinden asla oynatılamayacak. Ancak betonu üflemek bu yararsızlıkla açıklanabilecek bir hareket değil. Üzerinde duran betonun ağırlığı ve eziciliği karşısında kişi başka ne yapabilirdi ki zaten? Kaçmak imkânsız, betonu taşımak da öyle. Betona kafasını çevirip onu inkâr edebilir ya da başaramayacağını bile bile onu üfleyerek elinden geleni yapabilir. Video, çabalamayı seçiyor ve eylemi betonu havada tutup tutamayacağından kopararak hayata geçiriyor. Ancak neredeyse kesin olan başaramama ihtimalini kabul ederek başlayan bu eylem kısa süre sonra bir yanılsamaya dönüşüyor. Beton altındaki ekranı ve dolayısıyla ekranın içindekileri parçalamıyor oluşunu ekranda sürekli üfleyen kişilerin çabasına bağlıyoruz. Bu noktada betonu ekranın üzerinde tutan krikoları görmezden geliyoruz. Krikolarla betonun düşmemesini sağlayan kişiyle betonun tehditkâr şekilde ekranın üzerinde durmasını sağlayan kişinin aynı olduğunu da bu şekilde göz ardı ediyoruz.

Slap of Damocles beyhude görünen bir çabayı yansıtması ile Tophane’de bulunan üç eser ile kesişim noktaları yaratıyor. Özellikle Even Perfect-er Lovers eseri Felix Gonzalez-Torres’e yaptığı atıf ile serginin Juma Binası’ndaki parçasıyla temas ediyor. Untitled (Perfect Lovers) bozulmaya mahkûm senkronun ve biri diğerinden önce durmaktan kaçamayan iki saati gösterirken bir kaçınılmazlığın altını çiziyor. Birçok açıdan kaderci ve karamsar görünebilecek bu yaklaşım Zafer Akşit tarafından Even Perfect-er Lovers ile karşılık buluyor. Sanatçının betonu üfleyerek havada tutma ve iki saati birbiriyle ayrılmaz iki eş hâline getirme çabası benzer tavırlar taşıyor. Ortaya çıkan yanılsamaları, eylemi anlamsızlaştıran bazı noktaları görmezden gelme zorunluluğu, iki eserin kesişim noktası olarak görülebilir. Ne betonu havada tutan kriko ne de ikinci saatin kamera ve ekrana bağımlılığı gerçekleştirilen eyleme temas ediyor.

Akşit’in yarattığı yanılsamalar, başarılarımızın hep kahramanca mağlubiyetlerimizin ise dış etmenlere bağlı olduğu düşlerden uyanmaya işaret ediyor. En anlamsız gelen hareketin bir yerlerde bazı ışıkları yakabildiği, en iddialı eylemin ise yardımlar olmaksızın betona hükmedemediğini gösteriyor.

​Zafer Akşit’in “Quell is other people” sergisi Collect Gallery’nin Tophane ve Juma Binası’ndaki mekânlarında 9 Aralık 2022 – 29 Ocak 2023 tarihleri arasında görülebilir.

0
5569
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage