12 ARALIK, CUMA, 2014

Bilinmeyenin Serüveni: Joana Kohen ile Un-Known İnisiyatifi Üzerine

Joana Kohen ile Un-Known atölyesinin kurulma, fon arama ve tanıtım süreçlerinden bahsettik. İkinci yılını dolduran bu inisiyatifin geçtiği yollardan ve geleceğinden konuştuk.

Bilinmeyenin Serüveni: Joana Kohen ile Un-Known İnisiyatifi Üzerine

2012 yılında bir sanatçı inisiyatifi olarak kurulan Un-Known atölyesi bir çalışma, araştırma, üretme ve sergileme yeri olarak hayata geçirildi. Joana Kohen’in kuruculuğunu üstlendiği bu inisiyatif periyodik olarak değişen sanatçı ekibinin ortaklaşa ürettiği çalışmalara da yer vererek sanatçıların hem üretirken, hem de sergileme sırasında özgür olabileceği alternatif bir mekân olarak faaliyet gösteriyor. 

© Korhan Karaoysal

Un-Known’un fikir olarak gelişmesi ve hayata geçirilme sürecini anlatabilir misin? İsim olarak Un-Known kelimesini seçmenin sebebi nedir? 

Un-Known üniversite yıllarımda gelişen bir fikirdi ama hayatımın daha oturmuş bir döneminde hayata geçirmeyi planlıyordum. Neyse ki 2012 yılında bunu yapmak için içimde bir sinyal gördüm ve işe giriştim. Yapım aşaması kolay bir süreç değildi, bilmediğim birçok şeyi çok hızlı öğrenmek durumunda kaldım. Dönüp baktığımda çok öğretici zamanlar olduğunu fark ediyorum.

İsimdeki “Un” ekinin karşıt (anti) bir tavrı var. “Known” ise bilinen anlamında. Ancak “Un-Known” olunca hem senin bilmediğin ama bizim içimizde bildiğimiz, hem de bilinmeyeni bilinene götüren bir duruş sergiliyor.

Mekânın adresini yazmıyoruz, fuarlarda nereden ulaşabileceklerini sordukları zaman adres vermiyoruz. Bilinmeyeni çok bilinen yerlerde sunmaktan da hoşlanıyoruz, yazılı medya ve sosyal medya olsun. Aslında varız ama yokuz gibi.

© Korhan Karaoysal

Seni Un-Known’u kurmaya yönelten neydi?

Benim hissettiklerimi hisseden kişilerle bağlantıya geçmek, bir fikir alışverişi platformu oluşturmak, yeni şeyler öğrenmek. Birin biz olmasını hasret eden kişilerin toplanacağı bir alan yaratmak ve egemen sanat piyasası ile gelişmekte olan, yeni sanatçılar (non-established, emerging) arasındaki köprüye yumuşak bir geçiş sağlamaktı diyebilirim.

© Korhan Karaoysal

Un-Known’un finansmanını nasıl yapıyorsunuz? Fon ararken sponsorları nasıl ikna ediyorsunuz? 

Aslında fon aranabilecek pek fazla yer yok.  Beni destekleyen koleksiyonerlerim yardım ediyor, ama genel şartlarda ben kendi sanatımdan ne kazanıyorsam onu mekâna yatırıyorum. Maalesef yeni başlayan (emerging) inisiyatiflere ne dernekler ne de fon veren kişiler yardım etmek istiyor. O yüzden işler biraz zor.

Yaşanmış bir örnek olarak anlatmak gerekirse, bir dernek inisiyatiflere fon verecekti.  Aylarca çalıştık, sunum dosyaları hazırladık, “sunumunuz çok güzel olmuş” dediler. Biz kazanacak üç kişiden biri olacağımıza kesin eminken kazanamadığımızı belirten bir email geldi. Kazananlar paraya ihtiyaç duymayan, yıllardan beri var olan inisiyatiflerdi; parçası olan, her bir sanatçısı önemli galeriler tarafında temsil edilen inisiyatifler. Hatta kazananlardan bir tanesi olan bir arkadaşım “acaba şimdi bu parayla ne yapsak?” diye çeşitli prodüksiyon etütleri yapıyordu. Fakat bizim o esnada ödememiz gereken bir kiramız vardı.

Sponsorlara giderken bir dosya hazırlıyoruz, ama bunu bir kez yaptım. Genelde ilgilendiğim isimler zaten sanatıma destek olmaya çalışıyorlar, o yüzden daha fazlasını zorlamıyorum.

Biz çok kolay algılanır ve okunabilir bir inisiyatif değiliz, mecramız ve yapısal anlayışımız diğerlerinden daha farklı. Geleneksel Türk sanat ortamına pek hitap etmiyoruz. Bence buna bir alışma ve algılama süreci gerekiyor. Yani yeni bir harç olduğumuzu anlatmak zamanımızı alacaktır.

© Korhan Karaoysal

Un-Known gibi bir sanatçı inisiyatifinin, içinde bulunduğumuz sanat dünyasında ve piyasasında sanatçı için sağladığı avantajlar neler?

Birçok avantajı var. İnsanlar bir şeyler yapmaya çabaladığın, tek başına bir sanatçı olarak ayakta kalıp sesini duyurmaya çalıştığın zaman seni manevi olarak destekliyorlar. Projelere ve fuarlara davet ediliyorsun. Tabii ki en önemlisi sana kendinden başka kimse karışmıyor, sanatını icra ederken tüm inisiyatifini senin için doğru olan neyse ona kullanıyorsun. Kitap basmak istiyorsan basıyorsun, ya da ben bunun altına kurşun kalemle böyle yazacağım diyorsun. Karışan olmadığı için  hemen uygulamaya geçebiliyorsun. Ve harika insanlarla çalışma fırsatı yakalayabiliyorsun - hem Un-Known’un kendi içindeki, hem de Un-Known’a dışarıdan bağlanan insanlarla. Galiba beni de en çok heyecanlandıran kısmı yeni şeyler öğrenip, yeni kimliklerle çalışabiliyor olmak.

© Korhan Karaoysal

Peki, konvansiyonel galerilerle çalışmaktansa bir inisiyatifin parçası olmanın zorlukları neler?

Bir inisiyatifin parçası olduğun için galerilerle çalışmamak gibi bir durum düşünülemez. Bu genelde yanlış anlaşılıyor. Ben galerilerle çalışıyorum, çok da seviyorum. Ancak inisiyatifi galeri olarak görünce sorun ortaya çıkıyor. Gruptaki tüm sanatçılar bir galeri ile çalışabilir. Nihayetinde günün sonunda Un-Known bir atölyedir ve burada amaç sanat üretimidir. Dolayısıyla biz bir galeri değiliz ve sanatçılar kendilerini buna uygun gördüğünde kesinlikle bir galeri ile çalışmalıdır. 

© Korhan Karaoysal

Un-Known’u kurmadan önce veya sonrasında bir galeri tarafından temsil edilmek istedin mi, başvurdun mu? 

İnisiyatiften önce başvurmadım ancak temsil etmek isteyen iki galeri oldu. Sadece, sanatçı listeleri ve mekânları bakımından bana uygun değillerdi, ve bunu farketmek gerçekten çok önemliydi. Ancak inisiyatiften sonra beni temsil etmelerini istediğim iki galeri oldu. Onlar ile bir anlaşma olamadı. Bunun nedenini bir çok şeye yorumluyorum. Sanırım öncelikle beni okuyamamalarına ve piyasa araştırmasını çok iyi yapmamalarına.

Biz bilinene yatırım yapan bir ülkeyiz maalesef. Bir parça farklıysan seni okuyabilmek bir kitap istiyor. Tercihen ne o kitabı gidip satın almak, ne üstüne para yatırmak, ne de okumak için zaman ayırmak isteniyor. Maalesef henüz bir galeri ile sürekli olarak çalışmadım. Genelde bir sergilik veya projelik süreçler sonrasında kendi kabuğuma geri çekildim. Ama gerçekten beraber doğru ve huzurlu bir ilişki yürütebileceğim bir galeri arıyorum.

© Korhan Karaoysal

Un-Known’un aktif olduğu dönemde sergiler yaptınız. Bu sergilerin tanıtım, pr çalışmalarını nasıl gerçekleştirdiniz? İnsanlara ulaşma konusunda zorluklar çektiniz mi? 

İki sene de, iki sergi ve bir performans gerçekleştirdik. Ama bu süreçte izleyici olmadan belki çok daha fazla içsel sergi ve performans gerçekleşti diyebiliriz. Ayrıca dört fuara katıldık, iki kitap ve üç dergi çıkarttık.

Pr ve organizasyon yapmaktan yorulmuyorum. Sosyal medyayı iyi kullandığımızı düşünüyorum. Aynı zamanda sosyal ilişkilerim kuvvetli. Kendimizi iyi anlattığımız ve piyasanın açıklığında parladığımız sürece yaptığımız işler sayesinde basında yer bulmak o kadar zor olmuyor. Sergi veya projelerden önce harika yayınlar çıkarıyoruz ve emailler atıyoruz. İnsanları o şekilde çekebildiğimizi düşünüyorum.

İlk Un-Known sergisinden bu yana bizi takip eden kitle tabii ki arttı. Ama ilk açılış zamanında çok iyi çalıştık. Açılışta bulunmasını istediğimiz kişilere kitap yolladık, davetiye bastırdık, emailler attık. O günden beri de aynı şeyi yapmaya devam ediyoruz. Her bir basımdan önce fanzin için olsun, kitap için olsun, ben öncelikli olarak, inisiyatifteki herkes aylar öncesinden para biriktiriyor. Doğal olarak, her yapmak istediğimiz şey için bütçemiz olmuyor ve zaman zaman bazı şeyleri rafa kaldırmak durumunda kalıyoruz. Fakat önemli değil, elimizden geldiğince en iyisini yapmaya çalışıyoruz.

© Korhan Karaoysal

Un-known şu an hayalini kurduğun halinden ne kadar uzakta?


Aslında baya uzakta ve bir çok alanda da çok yakında...

Uzakta olan kısmı, sanıyordum ki kuruculuğunu üstlendiğim bu yapı çılgın bir üretim platformuna dönüşecek ve burada sanat tarihinde okuduğum diğer akımlar gibi eseceğiz.

Fakat fark ettim ki inisiyatifte hep bu hayalin peşinden koşan ben oluyorum ve diğer kişiler çoğu zaman üşeniyor ve hızlı vazgeçiyorlar. O yüzden 2015’te Un-Known’un yeni sanatçı seçimi ve kurgulaması biraz farklılaşacak.

Un-known Contemporary Istanbul 2014

Un-Known yoluna nasıl devam edecek? Yurt dışından sanatçılarla iş birliği yapmayı düşünüyor musun?

Evet yurt dışından sanatçıları düşünüyorum ancak ilk olarak bu ülkenin sanatçılarıyla olmalı. Ancak kolaboratif projeler için yurt dışından sanatçıları düşünüyorum. Onun dışında burayı temsil etmek önemli, yoksa çoktan Antwerp’teki sınıf arkadaşlarımı çağırmıştım.


Joana Kohen (d. 1988, İstanbul) Antwerp Kraliyet Sanat Akademi’sinde güncel sanat eğitimi aldı. İstanbul’a dönüşünün ardından 2012’de bir sanatçı inisiyatifi olan Un-Known atölyeyi kurdu. İki kişisel sergisinin yanı sıra, bir çok karma sergi ve fuara katılan Kohen, Un-Known atölyesinin küratörlüğünü yapmaya devam ediyor. 

Un-known ilk sergi (Begüm Yetiş 2013)

0
10609
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage