17 MART, PERŞEMBE, 2016

Bizi Hayatta Tutan Bir Atış

Kerem Ağralı’nın Daire Galeri’de açılan yeni kişisel sergisi “Nabız”, sanatçının son iki yılda farklı materyallerle ilişkisini güçlendirdiği yeni bir süreci izleyiciyle buluşturuyor. Kerem Ağralı, çok katmanlı, adeta birer rölyef etkisindeki işlerini hikayeci bir anlatım kurgulamak ve izleyiciyi düşünmeye, keşfetmeye zorlamak için kullanıyor. 

Bizi Hayatta Tutan Bir Atış

Mixer’de gerçekleşen bir önceki kişisel sergisi “Homo Evolution”da, insanın çağlar içerisindeki dönüşümüne, kendi sanatsal dönüşümü üzerinden tanıklık eden Kerem Ağralı, son kişisel sergisi “Nabız”la evrildiği yeni haliyle karşımıza çıkıyor. Teknik bakımından bir önceki sergisinden ayrışsa da, Kerem Ağralı “Homo Evolution”da barındırdığı dünyayı yine bir evrim süzgecinden geçirerek, üzerine yeni kurgular katarak ilerletiyor. Heykeltıraş kimliğinin kendisine kattığı farklı malzemeleri deneyimleyerek bir şeyler yaratma dürtüsünü “Heykel çıkışlı olmam, beni geçtiğimiz iki sene içerisinde eserlerimde malzemeyle başka bir ilişki kurmaya itti. Ahşap ve alüminyum malzeme dolaplardan çıkıp, çalışmalarımdaki yerini aldı. Şuan ki eserlerimde, desen ve tuval işler dışında rölyefik bir tat aradım denilebilir. Bu iki malzemeyi üst üste, beraber kullanarak aradaki çarpışmadan/gerginlikten neler çıkabilir görmek istedim” diye tarif ediyor.

©Nazlı Erdemirel

Benim izleyici olarak Kerem Ağralı’nın eserleriyle ilk tanışmam Mixer’de gerçekleşen “Homo Evolution” sergisinde kağıt pürüzsüzlüğündeki tuvallerine aktardığı amorf figür ve desenlerinin, akrilik kalemle güçlendirilmiş detayları ve renk seçimlerinin çarpıcı etkisiyle gerçekleşmişti. Doğu felsefesi, kuantum fiziği, bilim kurgu gibi geniş bir ilgi alanına sahip sanatçının, hayal gücü ve yaratımları da bu ölçüde özgür ve özgün ilerlemeye devam ettiğini, yeni sergisi “Nabız”da da evren, varoluş ve yaşamla olan ilişkisini çok daha hikayeci bir anlatımla, düşünmeye ve keşfetmeye yönlendirerek gerçekleştirdiğini görmek mümkün.

Serginin ismi de aslında hikayeleştirdiği kavramların evren ve hayatla olan ilişiğinden geliyor. Ağralı: “Sergi isminin “Nabız” olması, varoluştan besleniyor olmamızla alakalı. Yaşamın doğuşundan, ölüme kadar olan süreçte bizi hayatta tutan ve dünyaya bağlayan nabız atışı. Ama aynı zaman da ben sadece insan için değil, evrenin doğuşunu da nabız ile bir düşünüyorum. Yaşam, evren, madde... Her şey o ilk tohumdan, tek bir atomdan fışkırdı... Yayılmaya ve evrilmeye devam ediyor. Sergi de ağırlıklı olarak kullandığım rengin kırmızı olması, aslında bu saydığım olgulara bir atıf aslında. Kırmızı bana göre yaşamın rengi; sıcak, akışkan yaşamı sağlayan yegane renk.”

The Rise ( Yükseliş )100 x 70 - Ahşap ve alimünyum üzerine karışık teknik - 2016

Gerçekte var olmayan mekânları, rölyef etkisindeki farklı malzemeleri birlikte kullanarak oluşturduğu katmanlar ve işlediği desenlerle detaylandıran sanatçı, koltuk gibi insanın güç sarhoşluğuna atıfta bulunan göndermeler yapsa da aslında hikayeleştirme kısmını izleyici için açık bırakmayı tercih ediyor. 

©Nazlı Erdemirel

Sergide yer alan yumurta formundaki tek heykel çalışması, yaşam ve doğuma ilişkin göndermeyi, üzerindeki parmak iziyle insanın rolünü de buna dahil ederek gerçekleştiriyor. Formun üzerinde durduğu kaidedeki toprak, ateş, hava ve suyu anlatan ve hatta kayıp kıta Mu’ya ait bilgiler, geçmiş zamanların bilgisini sergiye dahil ediyor.

Tüm anlatıyı bir kenara bırakıp, Kerem Ağralı’nın “Nabız “ isimli son kişisel sergisini deneyimlemek ve hikayesini kurgulamak için 2 Nisan’a kadar vaktiniz var.

0
4553
0
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage